KDP’nin kirli yüzü ve Şengal antlaşması

0
896

Sema ÇELİKBİLEK-

KDP ‘nin Ankara’ya yaptığı ziyaretlerin amacı hep Kürt Özgürlük Hareketinin tasfiyesi üzerinde olmuştur. Bu hiç değişmeyen bir gerçekliktir. KDP tarihin her döneminde ihanetçi çizgisini sürdürerek, Kürtlerin en barbar düşmanı olan Türk devletiyle sürekli ittifaklar kurmuştur. Bu ittifaklar doğrultusunda faşist Türk devleti ve soykırımcı AKP-MHP iktidarı Rojava ve Başur’a işgal operasyonları başlatmıştır. Bu gerçeklik doğrultusunda bakıldığında KDP kendi ailesel ve aşiretsel çıkarları için Kürtleri kendi çıkarları için yok etmeye çalıştığı görülecektir. Kendi çıkarlarını halkının çıkarlarından üstün gören ve ihanetçi çizgisini sürdüren KDP, bu seferde Irak Hükümetiyle Şengal üzerinde bir antlaşmaya imza attı.

9 Ekim’de Irak Hükümeti ve Güney Kürdistan hükümeti arasında sözde Şengal’in geleceği konusunda bir antlaşma imzalandı. Ancak bu antlaşma Türk devletinde bağımsız yapılan bir antlaşma değildir. Bu antlaşmayla PKK’nin ve iradesine sahip çıkan Kürtlerin tasfiyesi üzerinde kurulan bir antlaşmadır.

Çünkü Şengal Demokratik Özerk Meclisi’nin yaptığı açıklamada yapılan bu anlaşmadan bilgi sahibi olmadıkları, iradeleri dışında kararlar alındığı, kendilerine bu görüşme ve anlaşmalarda yer verilmediği ifade etmişlerdir. Şengal Özerk yönetimi ve halkının içinde olmadığı ve görüşünün alınmadığı herhangi bir kararı kabul etmeyecekleri konusunda irade beyan etmişlerdir. Şengal özerk iradesinin bu açıklamasına Êzidî halkı, Êzidî Partileri, onlarca Irak Parlemeteri ve aşiretler de destek açıklamaları yapmıştır. Bu anlamda Şengal’in esas sahiplerinden oluşan ve halk iradesini ve Özerk yönetimin açıklamalarına bakıldığında Şengal halkının iradesi dışında imzalanan bir antlaşma olduğu açıktır.

Bu antlaşmayla hedeflenen ise Şengal halkının denetimini Irak hükümetine teslim ederek Şengal halkını iradesiz ve işlevsiz bırakmaktır. Çünkü KDP Şengal halkını soykırım kıskacında bırakıp kaçtığı o anlar hala hafızalarda o günkü tazeliğini koruyor.

3 Ağustos 2014 tarihinde DAİŞ saldırdığında, Êzidî halkını katliam ve ferman ile karşı karşıya bırakıp kaçan KDP’nin Şengal halkını geleceğine dair bir antlaşma yapması akıl dışıdır. Çünkü Ezidi halkını soykırım ve katliamlar geçirmesine ön ayak olan KDP’nin, ta kendisidir. Êzidî kadınlarının köle pazarlarında satılmasına neden olanların, Êzidî halkı ve Şengal hakkında karar alması Şengal halkının ileriki dönemde yeni soykırım ve fermanlarla karşı karşıya kalacağını gösteriyor.  

9 Ekim’de KDP ve Irak hükümeti arasında imzalanan Şengal antlaşması, aslında 1 Haziran 2014 tarihinde Ürdün’ün Başkenti Amman’da Türklerin, Barzani’nin de dâhil olduğu toplantının devamıdır. Bu toplantı Ortadoğu ve Kürdistan’a müdahale toplantısıydı. Bu toplantının ardından DAİŞ çeteleri Musul’a saldırdı. Musul ardından DAİŞ çete örgütü, 3 Ağustos 2014 tarihinde Şengal’e saldırdı. Onun ardından KDP, Ezidi halkını bırakıp kaçtı. Ardından Ezidi halkı bir daha katliamların yaşanmaması için öz örgütlenmesini gerçekleştirerek kendi savunmasını, kendi kendini yönetmek için öz yönetim meclislerini oluşturdu.

Böylesi olumlu gelişmeler Şengal’de yaşanırken KDP, bu durumdan rahatsız olduğunu defalarca dile getirtmişti. Bazen Ezidi halkının kazanımlarına saldırdı. Ancak her saldırı başta Ezidi halkı tarafından, Güney Kürdistan halkı ve tüm Kürt halkının tepkileri ile karşılaştı. KDP 3 Ağustos 2014 katliamının öz eleştirisini vermeden Ezidi halkına yeni bir savaş konsepti ile birlikte bir katliam saldırısı da gerçekleştirdi. Ancak KDP’nin iyi hesaplamadığı Ezidi halkının eski Ezidi halkı olmadığı ve her yönden öz örgütlülüklerini geliştirdiklerini iyi hesaplamadı. KDP’nin ihanet saldırısı geliştiği zaman ilk tepkileri Şengalli Ezidi kadınları silahlarını alarak saldırının geliştiği yere gitmeleri gösterdi ki, Ezidi halkı eskisi gibi örgütsüz değil. Ezidi halkının silahlı askeri bir gücü var. YBŞ ve YJŞ güçleri Ezidi halkının öz savunma güçleridir. Êzidî halkını ferman ve soykırımdan kurtaran HPG gerillaları, görevini tamamladıktan sonra, Şengal’in savunmasını Êzidî yerli halkından oluşan YBŞ-YJŞ güçlerine devretmiş ve çekilmişlerdi zaten. Ancak KDP Tarafından sürekli dile getirilen ise HPG gerillaların Şengal’den çıkma açıklamalarıdır. KDP nasıl ki Türk devletiyle ittifak kurarak Güney Kürdistan’ın topraklarının işgal edilmesinde ön ayak oluyorsa, Şengal’de PKK’yi gerekçe göstererek Ezidi halkını tasfiye etmeye çalışmaktadır.  HPG gerillalarının çekildiği bütün dünya kamuoyu tarafından bilinmektedir. Ama KDP yine PKK’yi gerekçe yaparak yeni soykırım ve katliamların önünü açmaya çalışmaktadır. Bunun en somut örneği ise 9 Ekim’de imzalanan Şengal antlaşmasıdır. 

Yapılan bu antlaşma en çok ta Türk devletini memnun etmiştir ki; hiç zaman kaybetmeden yapılan antlaşmadan dolayı memnuniyetini dile getirdi. Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada “Anlaşmanın, zulüm ve baskılarına maruz kalan Ezidiler ile diğer bölge halkının güven içinde yurtlarına dönmelerini sağlayacak şekilde hayata geçirilmesini temenni ediyoruz” denildi.  Bu açıklamayla birlikte KDP’nin basını hemen harekete geçerek, adeta özel savaş merkezi gibi propaganda yapmaya başladı. KDP basının ilk aktardığı haber; PKK güçleri çıkarılacak demesi oldu. Bu da yapılan gizli, Şengal halkının içinde olmadığı anlaşmalarının amacını net bir şekilde ortaya koymaktadır.

İşte Şengal Anlaşması’nın maddeleri

1 Ekim tarihli anlaşma, Federe Kürdistan Hükümeti adına İçişleri Bakanı Rebar Ahmed Halid ile Irak Mili Güvenlik Dairesi Başkan Yardımcısı Hamed Rased Faleh imzasını taşıyor. Anlaşma, Birleşmiş Milletler (BM) Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis-Plasschaert’ın da gözetiminde imzalandı.

KirkukNow’un yayınladığı anlaşma belgelerine göre Federal Hükümet ve Federe Kürdistan Hükümeti, Birleşmiş Milletler İstikrar ve Yeniden Yapılanma Misyonu ile koordineli olarak aşağıdaki konularda mutabık kalındı:

1- İdari Boyut:

A) Anayasal ve yargı mekanizmaları içinde bağımsızlık, profesyonellik, bütünlük ve kabul edilebilirliğe sahip, ilçeye yeni kaymakamın seçilmesi.

B) Diğer idari pozisyonlar, ilçenin profesyonellik, bütünlük ve sosyal yapı esasları dikkate alınmak kaydıyla kaymakamın atanmasından sonra iki tarafın oluşturacağı ortak komite tarafından değerlendirilecektir.

2- Güvenlik Unsuru:

A) Bölge içinde güvenlikten Federal Polis, Ulusal Güvenlik ve İstihbarat teşkilatları dışında başka hiçbir kuruluş sorumlu olmayacaktır. Diğer tüm silahlı varlıklar Şengal bölgesinin dışına taşınacak.

B) İç Güvenlik Güçleri’nde 2 bin 500 kişinin istihdam edilerek ilçede güvenliğin güçlendirilmesi. Bu güç içerisindeki görev dağılımı adil bir şekilde ve kamplarda yaşayan göçmenlerin katılımı kayda alınacak.

C) Şengal ilçesi ve çevresinde Kürdistan İşçi Partisi (PKK) örgütünün, varlığını sona erdirmek, örgütün ve şubelerinin bölgede herhangi bir rol oynamasını engellemek.

3- Yeniden Yapılandırma Unsuru:

Ninova Vilayet İdaresi ile koordineli olarak, ilçede yeniden yapılanma amacıyla Federal Hükümet ile Kürdistan Bölgesel Yönetimi arasında ortak bir komite oluşturulması. Yetki kapsamı ve görevlerinin ayrıntıları, Federal Hükümet Başbakanı ve Kürdistan Bölgesel Hükümeti Başbakanı tarafından belirlenecek.

4-Yukarıdaki idari ve güvenlik yönü bölümlerinde bahsedilenleri denetlemek amacıyla anlaşmanın içeriğinin uygulanmasını gözlemlemek için her iki taraftan ilgili kuruluşlar arasında ortak bir komite oluşturulacaktır.

Yapılan antlaşmanın maddelerine bakıldığında bu antlaşmanın bir soykırım ve katliam antlaşması olduğu görülecektir. Çünkü Ezidi halkının iradesi yok sayılmıştır. Kendi Öz Savunmalarını gerçekleştiren Şengal halkının savunması ise Irak hükümetine verilerek pasifize edilmeye çalışılmaktadır. Bu antlaşma KDP’nin kirli ve ihanetçi yüzünü bir daha gün yüzüne çıkartmıştır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz