KJK: Her alan gerillanın yenilmez mücadelesi ile dayanışan, onu tamamlayan, nefesine nefes katan mücadele alanı haline getirilmelidir

0
140

Yazılı bir açıklama yapan KJK Koordinasyonu, 44 gerillanın kimyasal silahlardan dolayı şehit düştüğünü belirterek, Türk devletinin “bu acımasız savaşta gerillayı yenemedikçe kimyasal silahlarla saldırdığını” ifade etti. KJK, “bu kirli ve özel savaşa karşı onurlu öz savunma savaşını büyütmeye, her yeri bir mücadele alanı haline getirmeye” çağırdı.

44 ARKADAŞIMIZ KİMYASAL SİLAHLARIN ETKİSİYLE ŞEHİT DÜŞTÜ

KJK’nin açıklaması şöyle:

“18 Ekim tarihli Halk Savunma Merkez Komutanlığı’nın açıklamasında son iki aylık savaş sürecinde, faşist AKP-MHP ordusunun kullandığı kimyasal silahlarla 17 gerillamızın şehit düştüğü belirtilmiştir. 14 Nisan’dan beri amansız bir biçimde yürüyen bu savaş sürecinde daha önce açıklanmış olan arkadaşlarımızla birlikte toplam 44 arkadaşımız kimyasal silahların etkisiyle şehit düşmüştür.

21. yüzyılın acımasız ve tamamen tekniğe ve ahlaksızlığa dayalı bu savaş tarzı karşısında direniş mevzilerinde profesyonel ve kahramanca savaşan, düşmana meydan okuyan bu şehitlerimizin anısı önünde saygı ve minnetle eğiliyoruz. Anılarına sadece ve sadece özgür Kürdistan’ı inşa etme ve zaferi kazanma kararlılığı ile cevap verme temelinde söz veriyoruz.

YENEMEDİKLERİ İÇİN KİMYASAL SİLAHLARLA SALDIRIYORLAR

Düşman bu acımasız savaşta tüm savaş tecrübesine ve en ileri savaş tekniğine rağmen gerillamızı yenemedikçe, kimyasal silahlarla saldırmaktadır. Bu, düşmanın gücünü değil güçsüzlüğünü ve gerilla karşısındaki çaresizliğini göstermektedir. Gece gündüz demeden gelişen, neredeyse yılların tüm yoğunluğunu içinde taşıyan bu altı aylık savaş sürecinde, arazide ve savaş tünellerinde en küçük bir adım bile geri adım atmayıp düşmanın üzerine üzerine yürüyen gerilla karşısında AKP-MHP savaş hükümeti çaresizdir. Kimyasal silah kullanması, “benim tekniğimin, askerimin savaş gücü yok, artık savaşamıyorum, bu nedenle kimyasal silah kullanarak gerillayı etkisizleştirerek savaşı yürütüyorum” biçimindeki çaresizliğinin itirafıdır. Ki biz gerilla görüntülerinden, yoldaşlarımızın bu kimyasal silaha karşı bile ne büyük bir irade ile direndiğini, nefesi ile bile nasıl savaştığını çok iyi biliyoruz. APOCU irade, özgürlük aşkı ve profesyonel tarzın bütünleştiği gerilla, yenilmezliğini ve zafer ruhunu tarih yazarak ortaya koymaktadır.

GERİLLA KAYBETMEDİĞİ SÜRECE KAZANIR, DEVLET KAZANMADIĞI SÜRECE KAYBEDER

Vietnam savaşında ABD’li Dış İşleri Bakanı Henry Kissinger “Gerilla kaybetmediği sürece kazanır, geleneksel güç ise kazanmadığı sürece kaybeder” der. Bir dünya emperyal gücü olarak yıllarca Vietnam’da gerilla karşısında yaşadıkları tecrübeyi böyle ifade eder ki doğru bir ifadedir. Kürdistan’da da gerillamız Vietnam’ı kat be kat aşan saldırılar karşısında her anında yenilmezliğini ortaya koymaktadır. Devletin bu kadar çaresizleştiği, taktiksizleştiği, yalan ve özel savaşa, ahlaksızlığa tutunarak kendini yaşatmaktan başka bir çaresinin kalmadığı bir dönemde, herkesin bulunduğu yerde mücadeleyi yükseltmesi, bu faşist güce öldürücü darbeyi vuracaktır. Artık gerillanın yenilmez mücadelesi ile halkın ve kadınların yenilmez mücadelesinin buluşması zamanı gelmiştir. Asıl öldürücü darbe, gerillanın ve halkın yenilmez mücadelesi buluştuğunda vurulacaktır.

ZAMAN GELDİ

Zaman gelip çatmıştır. Zaman başta Kürdistan olmak üzere her yerde özgürlük ve demokrasi zamanıdır, halkların ve kadınların zafer zamanıdır. Bugün Rojhilat’ta her şeyi göze alarak, idamı, bir mermi ile öldürülmeyi, yaralanmayı, işkenceyi, her şeyi göze alarak serhildanlara kalkan kadınlar ve halklar herkes için güç ve ilham kaynağıdır. Kürdistan’da ve dünyada gelişen mücadele ve serhildanlar tarihi, güç ve ilham kaynağıdır.

KJK olarak tüm kadınları ve halkımızı, bu soykırımcı rejime, AKP-MHP hükümetine karşı öldürücü darbeyi vuracak mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz. Kürtlerin ve Kürt kadınlarının “inkar ve imha” soykırım zincirinden başka kaybedecek bir şeyi yoktur.

AYAĞA KALKMALI VE DÜŞMANI HER YERDEN KUŞATMALI

Bu temelde ayağa kalkıp düşmanı her yerden kuşatacak ve onu tecrit edip tarihten silecek mücadeleyi yükseltmeliyiz. 21. yüzyılda da Kürtlerin boynuna asılmış olan soykırım idam ipini parçalayıp atmalı, özgür ve demokratik Kürdistan’ı, kadın devrimini Bölge ve dünya halklarına armağan etmeliyiz.

Kürtler ve kadınlar için özgür yaşam seçeneğinden başka bir yaşam seçeneği yoktur. Her türlü özel savaşla, her türlü savaş tekniğiyle, kimyasal ve taktik nükleer silahlarla gerillanın ve Kürt halkının, kadınların hedeflenmesi, Kürtleri ve kadınları hep köle olarak yaşatmak içindir. Düşman bunu dayatmaktadır.

Buna karşı özgürlüğümüzü savunma, değerlerimizi yaşatma, hem ulusal bir görevdir ve hem de bir insanlık görevidir. Başta gençler ve kadınlar olmak üzere herkes özgürlük temelinde savunmasını yapmalıdır. Her alan gerillanın yenilmez mücadelesi ile dayanışan, onu tamamlayan, nefesine nefes katan mücadele alanı haline getirilmelidir.

ONURLU VE ÖZGÜR YAŞAMA ZAMANI

Zaman onurlu ve özgür yaşama zamanıdır, mekan onurlu ve özgürce yaşama mekanıdır. Unutmayalım ki düşman dağda gerillaya karşı kimyasal silah kullanıp nefessiz bırakmayı esas alırken, şehirlerde, köylerde de doğayı, toplumu ve kadınları nefessiz bırakmakta katletmektedir. Özel savaş zehiri ile fiziki ve manevi olarak zehirlemekte, öldürmekte, maddi ve manevi olarak görünmeyen köleleşmeyi dayatarak Kürt kimliğini, özgür kadınlığı yok etmeye çalışmaktadır.

HER YER MÜCADELE ALANI HALİNE GETİRİLMELİ

Kürtler ve kadınlar, bu kirli ve özel savaşa karşı onurlu öz savunma savaşını büyütmeli, her yeri bir mücadele alanı haline getirmelidir.

Kürtler ve kadınlar, bu kirli savaşta düşmana nefes olan, bayrağını araya koyarak düşmana kalkan olup ona yol açan KDP ihanetine karşı kitlesel tavrını koymalıdır. Gücünü düşmana değil gerillaya gidecek gaz maskelerine gösterecek kadar küçülmüş, onursuzlaşmış bu ihanet kabul edilemez. Kimyasal ile şehit düşen her arkadaşımızın şehadetinde, gaz maskelerine el koyan, düşman askerlerine özgür dağlarımızda yol olan KDP’nin payı vardır. Halkımız ve kadınlar bu ihanete de gereken cevabı vermelidir.

Özellikle de Halepçe gibi kimyasal silah soykırımını yaşamış Güney halkımız, hem faşist sömürgeci TC işgaline, kimyasal silah kullanımına ve hem de buna ortak olan KDP ihanetine karşı tavrını en güçlü bir biçimde ortaya koymalı, kabul etmemelidir. Bu savaşa en yakından tanık olan Güney halkımız hesap sormalı, sessiz kalmamalıdır.   

Bu özel savaş konsepti bir 21. yüzyıl konseptidir. Kürdistan’dan başlayarak Bölgeye ve dünya insanlığına dayatılmak istenen uluslararası bir konsepttir. Bu nedenle AKP-MHP savaş hükümetinin saldırıları, aynı zamanda evrensel bir saldırıdır, buna karşı gerillamızın mücadelesi de evrensel bir mücadele ve direniştir. Bu direnişin zaferi aynı zamanda Türkiyeli halkların, Ortadoğulu halkların ve dünya halklarının zaferidir.

MÜCADELEYİ BÜYÜTME VE ORTAK ZAFER ÇAĞRISI

Bu temelde tüm devrimci ve demokratik mücadele veren, özgür kadın mücadelesi veren kesimleri, mücadeleyi büyütmeye ve ortak zafere çağırıyoruz. Bu mücadele insanlık mücadelesidir, bu mücadele insanlığın geleceğini kazanma mücadelesidir. Feministler, sosyalistler, ekolojistler, anarşistler, demokrasiden yana tüm kesimler bu insanlık mücadelesini her yerde büyütmeli, yaygınlaştırmalıdır. Geleceğimizi ortak kazanmalı, ortak inşa etmeli, 21. yüzyılı boydan boya bir halklar ve kadınlar yüzyılı haline getirmeliyiz.

Bu temelde herkesi mücadeleyi daha fazla büyütmeye, yapabileceklerinden daha fazlasını yapmaya, her anı ve her mekanı düşmanı tecrit edecek ve zorlayacak ana ve mekana dönüştürmeye çağırıyoruz. Özgürlük ve demokrasi güçleri olarak birleşmeye, düşmanı kuşatarak öldürücü darbeyi vuracak yumruk olmaya çağırıyoruz.”

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here