KJK, İran cezaevlerinde açlık grevindeki Zeynep Celaliyan ve Suheyla Hicab ile 10 yıl hapse mahkum edilen Kürtçe dil öğretmeni Zara Mihemed’in durumuna dikkat çekerek, tutuklu tüm kadınların bırakılması için daha aktif ve planlı eyleme çağırdı.
KJK Koordinasyonu yaptığı yazılı açıklamada, Kürt kadın aktivist Zeynep Celaliyan’ın özgürleştirilmesi için yürütülen kampanyaya katılan herkesi selamladı. Kampanyanın daha fazla aktifleştirilmesini isterken, “İran’da tutuklu bulunan tüm halklardan kadınların serbest bırakılması için başta Kürt halkı olmak üzere İran’da yaşayan tüm halkların daha aktif ve planlı bir çalışma içinde eylemlerini Zeynep Celaliyan, Süheyla, Zara Mihemed ve İranlı tüm kadınlar için geliştirmelidirler” dedi.
OMUZ OMUZA MÜCADELE
KJK’nin açıklaması şöyle: “Ortadoğu’da Kürt kadınlarının özgürlük mücadelesi Başkan APO felsefesi temelinde gelişip, büyümekte ve etkili olmaktadır. Tüm dünya Kürt kadınlarının mücadelesini, direnişini ve cesaretini hayranlıkla izlemekte ve destek sunmaktadır. Rojava devriminde yeni bir kadın doğuyor. Bu kadın kendi yaşamına kendisi karar veren, hiçbir erkek gölgesi olmadan yaşamını düzenleyen özgür, bağımsız kadındır. Bu temel de dünyanın her tarafında Kürt kadınları Sakine Cansız’la başlayan kadın devrimini mutlak bir biçimde hissetmekte ve yaşamaktadır. Yine Ortadoğu’da özgürlük isteyen tüm kadınlar Kürt kadınlarıyla birlikte bu devrim sürecini yaşamakta ve birlikte mücadele etmekteyiz. Şimdiden Türk, Arap, Fars, Ermeni, Süryani, Afgan birçok kadın yoldaşımızla birlikte omuz omuza mücadele etmekteyiz.
İran’da, Rojhilat Kürdistanı’nda kadınlar tarihsel olarak her zaman toplumsal özgürlük hareketlerinin içinde yer almışlardır. Sürekli olarak toplumsal özgürlüklerin gelişiminde öncülük rolünü oynamışlardır.
1979 yılından bu yana kurulmuş olan İran İslam rejimi kuruluşundan itibaren kadınların özgürlüğüne ve haklarına karşı büyük bir savaş açarak onları ikinci cins konumuna düşürerek kendi sistemini kurmuştur. Egemenlikçi erkek ve sistem kadına karşı her türlü hakkı kendinde bulan son derece adaletsiz bir rejim kurmuştur. Kadın fiziği ve ruhu ile kapatılmış, bastırılmıştır. Kadınların özgür, bağımsız, kendi kendine karar veren bir statüye kavuşmaması için baskıcı, yasakçı, zorba bir zihniyet ile kadınlara yaklaşmıştır. Yine faşist Türk rejiminin Kürtlere, kadınlara yaptıklarını taklit etme temelinde politikalar izlemektedir. Oysa Aryen halklarının tarihinde kadınlara büyük bir saygı vardır. Ancak İran rejiminde uygulamalar tam tersidir. Kadını insan olarak görmeyen, ikinci cins olarak ele alıp ötekileştiren bir yaklaşım söz konusudur.
Elbette İran tarihi içinde de kadınların köleleştirilmesine karşı her zaman direnişler geliştirildi. Bu direnişler halen devam etmektedir.
AÇLIK GREVİNDEKİ CELALİYAN VE HİCAB
Zeynep Celaliyan 2007 yılından beri İran’da tutukludur. İran Rejimi Zeynep Celaliyan’ı teslim almak için fiziki ve psikolojik işkenceler uygulamıştır. Heval Zeynep bu işkencelere karşı her zaman büyük bir direniş içinde olmuştur. Son yıllarda gözlerinden, böbreklerinden ciddi rahatsızlıkları olmasına karşı direnişini devam ettirmiştir.
En son Xoy cezaevinden çıkarılmış, İran’ın bir çok yerinde dolaştırılarak sonuçta Kırman cezaevine götürülmüştür. Cezaevlerindeki uygulamalara karşı açlık grevine başlamış ve 20 Haziran gününden beri devam ettirmektedir.
Yine Ocak 2018’den beri tutuklu olan kadın aktivist Süheyla Hicab da 16 Haziran tarihinde açlık grevi eylemine başlamıştır.
Yine 29 yaşındaki Zara Mihemed Kürtçe dil öğretmeni olarak 23 Mayıs 2019’da tutuklanmış ve 10 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.
TUTUKLU KADINLARIN SERBEST BIRAKILMASI İÇİN DAHA AKTİF VE PLANLI BİR ÇALIŞMA
Kürt kadınları hem kadın oldukları hem de Kürt oldukları için iki kat daha fazla işkence görmektedirler. İran İslam cumhuriyeti kadınları bir insan olarak görmemekte, Zindanlarda ki kadın tutuklulara siyasi kimlikleri ile yaklaşım göstermemektedir. Kadınları sadece evde anne olarak çocuk doğuran, erkeğe hizmet eden bir pozisyon içinde olmalarını istemekte ve bu temelde yaklaşım göstermektedir. Tutuklanan tüm bu kadınlar ise bu sistemi reddetmiş yeniyi ve özgürlüğü arayan kadınlardır. O yüzden siyasi kimliği olan kadınlara karşı rejim büyük bir kin ve nefretle yaklaşarak kadın düşmanı politikalarını sınırsızca hayata geçirebilmektedir. İnsani, ahlaki ve vicdani değerlerle toplumsal mücadelelerde yer alan her kadın İran rejiminin potansiyel düşmanı olarak görülmekte buna göre kadınlar cezalandırılmakta ve baskılara maruz bırakılmaktadır.
KJK olarak Zeynep Celaliyan’ın özgürleştirilmesi kampanyasına katılan herkesi selamlıyoruz. Bununla birlikte bu kampanyanın daha fazla aktifleştirilmesi ve sonuç alıcı kılınması için tüm kadın hak savunucuları, örgütleri ve demokratik kamuoyuna seslerini daha fazla yükseltme çağrısı yapıyoruz.
İran’da tutuklu bulunan tüm halklardan kadınların serbest bırakılması için başta Kürt halkı olmak üzere İran’da yaşayan tüm halkların daha aktif ve planlı bir çalışma içinde eylemlerini Zeynep Celaliyan, Süheyla, Zara Mihemed ve İranlı tüm kadınlar için geliştirmelidirler.
İran’da mücadele yürüten Fars, Acem, Azeri, Kürt, Beluci, Ermeni, Şii, Sünni, Yarsan tüm kadınları farklı inanç, kültür ve kimlikten olmayı bir zenginlik kaynağı olarak görmeye, birlikte özgür ve demokratik yaşamı inşa etmeye çağırıyoruz. Ortak mücadele içinde özgürlük arayışını geliştirme ve güçlendirmenin imkan ve olanakları her zamankinden daha fazladır. Bu temelde kadınların mücadelelerini daha güçlü, kararlı ve inatla yürüteceklerine inanıyor, büyük başarı dileklerimizi gönderiyoruz.”