Arjîn PÊŞENG
Toplumun muhattabını aradığı kapital rejime karşı, ülkeler arasında pazar savaşı bir anlık zaman boşluğu bırakmadan devam etmekte, topraklar pazarlanmakta, halk da bu pazarlığın sonucu olarak kendisine kabul görülen kaderine mahkum edilmektedir. Kaderine boyun eğmeyen halk, işkence politikaları ile terbiye edilmek, sindirilmektedir. Kapital rejimde hiçbir koşulda demokrasiye, konfederal bir yaşama yer yoktur ve dünyanın her hangi bir toprak parçasında böyle bir arayış gelişirse, kendisinden sınırlar boyu uzakta olan devletlerin askeri ve siyasi gücü ile yok edilmekte, kırıntıları dahi kalmasın diye de üzeri toprakla örtülmekte, bir daha yeşermesin filizlenmesin diye de metrelerce beton dökülmektedir. Bu durum son süreçte Türkiye rejiminde de kendini gösterdi. Devletler arasındaki çatışmalarda kendine rant sağlayan, Natoya bağlı olup Rusya ile anlaşan, Türkiye’nin jeopolitik konumunu bireysel çıkarlarının pazarı haline getiren faşist Erdoğan hükümetine karşı hiçbir kapital devlet olumsuz bir tutum sergilemedi, hatta gitmesin diye kendi ibadet mekanlarında dua okuturcasına bir yaklaşım sergilediler. Sırf Kürtler siyasi boyutta hak, hukuk elde etmesinler, sisteme zarar gelmesin diye hegoman devletler hizbullaha evet dediler, daişe evet dediler, sorunlarımızı kendi aramızda çözeriz mantığı ile Erdoğan’ın uluslararası ittifaklarını görmezden geldiler.
Hükümette olduğu süre boyunca vatanım vatanım diye methiyeler döken, vatanı üç kuruşa sermaye yapan, Türkiye toplumunu aç bırakan, işsizlik ile insanlığı işlevsizleştiren Türküm diye uluyan Erdoğan’ı, halkın yeniden seçmesine ne demeli. Seçmenler bu yaklaşımları ile mafyaya evet dediler, tarikata evet dediler, kızların altı yaşında evlendirilmesine, tecavüze evet dediler, açlığa, yokluğa hatta milletini hiçleştiren vatanına sevdalı kurdun çakal olduğu rejime evet dediler.
Mevcut hükümet faşizan, ırkçı, bölücü yaklaşımları Türkiye toplumunda daha çok derinleştirecek, kendisinden olmayanları tıpkı seçim gününde katlettiği insanlar gibi zaferinin, cihadının kurbanı sayacak ve özelde Kürt halkının inkarı için değil açıktan imhası doğrultusunda politika yürütecek.
Köpek ölünce kuduzluk bitmez, Kürt halkı da Erdoğan’ın gitmesi ile faşizmin yok olmayacağının bilincindeler. Kürtlerin mücadelesi de seçim sonuçlarına göre değişmez. Kürt halkı her koşulda Önder Apo’nun ortaya koyduğu demokratik konfederal sistem için mücadele ediyordu ve bu mücadele seçimlerden sonra da soluksuz bir şekilde devam edecektir.