Kurdistan’da PKK’yle özgür insan-doğa-yaşam gelişiyor

0
155
KEMAL SÖBE
Kurdistan’daki ulusal direniş bütün yaşamsal değerleri kendi bağrında taşıyarak gelişim gösteriyor. Bu yönüyle, bütün klasik ulusal mücadelelerden farklıdır. Bütün kötülüklere
meydan okuyan, iyi olan her şeye ulaşmayı hedefleyen bir çizgide ilerliyor. Her şeyiyle insan odaklı hareket ediyor. Kadını yaşam içinde hak ettiği yere getiriyor. Erkeğin iktidar özelliklerini ve böylece kadın üzerindeki egemenliğini ortadan kaldırıyor. Kimlikler, kültürler, diller yani uluslar arasındaki bütün engelleri işlevsiz hale getiriyor. İnsanın beynini
ideolojik ve bilimsel olarak yeniden gözden geçirip bütün engellerden arındırıyor. Yaşamda aşılmazmış gibi görünen bütün engeller, devletli ve sınıflı sistemlerde, insanın
beyninde oluşan devletli ve sınıflı özelliklerdir. İşte bencillik, milliyetçilik, yerellik, aşırı bireysellik, kendini beğenmişlik, kaba maddiyata odaklanma, sadece ekonomik faaliyetleri
hayatın merkezine koyma ve ondan başka bir şey görmeme, mevki ve makam sevdalısı olma, güç ile övünme, kendini herkesten üstün görme, sürekli en önde olmak isteme
gibii özellikler insanda oluşan devletli-sınıflı sistem özellikleridir ve biz, bunlara özgürlük ve eşitlik önündeki engeller diyoruz. Devleti yani iktidarı aşmak bu engelleri aşmakla
mümkün olabilir. Devlet varlığını egemenlikten ve güç olma zihniyetinden alır.
Bu egemenlikçi zihniyet insanı kendi karşıtı haline getirip tanınmaz hale getirir. Birlerce yıllık hanedanlık sistemlerinin, krallıkların, Firavunların, Nemrutların, Muaviyelerin
hakim olduğu köleci ve feodal sistem koşullarında taht kavgalarıyla kardeş kavgalarının olduğu ve nasılda birbirlerinin kanını akıttıklarını biliniyor. Kapitalizmde ise bu, serbest
rekabet ve pastadan pay kapma savaşı olarak kendisini gösteriyor ki, egemenliğin en korkuncu para çağında yaşanılıyor. İnsan toplumu, büyük bir kokuşmuşluğun pençesinde
yaşıyor. İşte Kurdistan mücadele gerçekliğinde, bu saydıklarımız tek tek direniş masasına yatırılıyor, ideolojik süzgeçten geçiriliyor ve insanlığın zihniyetinin yeniden şekillenmesi
gerektiği ortaya çıkıyor. Biz, buna zihniyet devrimi, yeni insanın doğuşu, yeni yaşamın şekillenişi diyoruz. Görüldüğü gibi, PKK’yle Kurdistan’da harikalar yaratılıyor. Bazı dar
kafalııçevreler, dar ulusal devletçi zihniyetten kurtulamadıkları için PKK’yi anlamaktan uzaklar. Devlet ve güç olmakla yaşamın olabileceğini düşünmek en büyük yanılgıdır.
Ulusal özgürlük devletle değil, öz yönetimle olur. Devlete sahibi olmak özgür olmak demek değildir. Bu açıdan yeni bir zihniyet şekillenmesi olmazsa olmazdır. Ulusal değerler
devletle var olmaz, özgür bir halk olmakla, öz yönetime sahip olmakla olur. Devletin olduğu her yerde emek gaspı olur, hırsızlık olur, avantacılık olur, toplum köle olur. Pekala
köleliğin olduğu bir yerde hangi ulusal ve toplumsal değerlerden söz edebiliriz?
Bundan dolayı devletin, iktidarın, egemenliğin , güç olmanın, birileri üzerinde otorite kurmanın ne olduğunu bilince çıkarırsak özgürlüğün ne olduğunu daha iyi idrak
edebiliriz. devlet ve güç sevdalısı olmayacağız, iyi bir yaşam, iyi insan olma sevdalısı olacağız. İnsan, doğa ve özgür yaşam sevdalısı olacağız. Kendimizi yeni bir zihniyet ışığında
yeniden yaratacağız. Değer vermekle değerli olabileceğimiz bilincine ulaşacağız. İnsan sevgisinin en büyük değer olduğunu bileceğiz ve sevmede başarılı olacağız ve doğru
sevmeyi öğreneceğiz. PKK’de gelişen doğru bir sevgi denizine ulaşabilmektir. Sevgiyi kazananlar herşeyi kazanırlar. Sevginin olduğu yerde özgür olunabileceğini unutmamalıyız.
Bu açıdan sevgi devrimcisi olmak PKK’nin en büyük hedefidir. Yüreği nasırlaşmış olanların bunu anlamalarına imkân yoktur. PKK Kürtlere sevginin en doğrusunu öğretme ve
yaşatma mücadelesini yürütüyor. Bundan dolayı Kürt kadınını eğitiyor, örgütlüyor, bilinçlendiriyor, kendi ayakları üzerinde durmasını öğretiyor. Yani PKK insanlara nasıl
yaşanılması gerektiğini öğretiyor. İnsan, yaşam ve doğa sevgisiyle dolup taşanların toplandığı yer PKK’dir. Tabi ki bu sevgi seline bütün insanların kapılması gerekmektedir.
Bu boyutlu olarak PKK dar bir örgütlülüğü değil geniş bir toplumsallığı ve evrenselliği ifade ediyor.
PKK’yi sadece Kurdistanla, Kürt ulusallığyla sınırlarsak PKK anlaşılmaz. PKK her türlü klasikliğin, engelin, darlığın dışına çıkmışlığı ifade eder. PKK ne dar ulusallık
ne de ulusallıktan kopmuş enternasyonallıktır. PKK’de ulusallık ve enternasyonallık bir arada yaşanılır. Yani kendini sevdiğin kadar başkasını da seveceksin. Çünkü insan
çevresini sevdiği kadar kendisini, kendisini sevdiği kadarda çevresini sever. Sevgi toplumsallığın en gelişmiş halidir. Toplumsallığın en gelişmiş olanını da PKK’yle birlikte
Kurdistan’da görmekteyiz. Toplumsallık sadece fiziki olarak bir arada olmak değildir. İnsan sosyal varlık olma gereği doğal olarak zaten toplu olarak yaşıyor ama devletli-sınıflı sistemler içi boşaltılmış bir toplum yarattı. Bencilliğin bir yaşam tarzı olduğu koşullarda toplum ölü bireylerden oluşur. Sevgiden kopmuş insan kendi gerçekliğini
kaybetmiş ve ölmüş insandır. İşte dirilmiş insan PKK’de şekilleniyor. Yani özgür toplum ve özgür insan dirilen ve özgür yaşama merhaba diyen insandır. Bütün bu değerler PKK’de şekilleniyor yaşamsallık kazanıyor. İnsan aşkı, doğa aşkı ve yaşam aşkı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz