Kürdistan’dan Defol

0
1996

Amed PİRAN

AKP-MHP özel savaş rejimi 15 Haziran’da Şengal, Mahmur ve Medya Savunma alanlarına eş zamanlı olarak 30’den fazla uçakla yeni bir katliam ve işgal saldırısı düzenledi. Saldırı bir çok biçimde değerlendirildi. Faşist rejimin bu katliam saldırısını içerde kaybetmenin bir sonucu olarak, psikolojik üstünlük sağlama amacıyla gerçekleştirildi yönünde değerlendirmeler de oldu. Elbette gerçekleştirilen saldırıların böyle bir yönü var. Ancak saldırı esas olarak bütün bir Kürtlüğe yönelik olurken, esasta daha fazla Güney Kürdistan’ı işgal etmeye, Kürtlerin kazanımlarına ve direniş merkezlerini imha etmeye yöneliktir. O nedenledir ki, saldırılar karşısında ilk saatlerden itibaren bütün bir Kürt halkı ayağa kalkmıştır, Alanlara dökülmüştür.

Dört parça Kürdistan’da sayısı yüzleri aşan siyasi partilerden önce yaşanan saldırının bir soykırım saldırısı olduğunu, varlığına dönük olduğunu kavrayan, Kürt halkının kendisi olmuştur. Dolayısıyla saldırının ilk saatlerinden bu yana halkın protestoları dinmemiştir. Maxmur halkı bombaların altında yürüyüşe geçmiştir. Avrupa saldırının olduğu andan itibaren gece yarısı sokaklara dökülmüştür. Şengal’de halk saldırılar karşısında direniş iradesini haykırmıştır.

İkinci gün, Süleymaniye’de halk polis barikatlarını yıkarak protestosunu yapmıştır. Hewler’de gözaltılara rağmen halk alandan çekilmemiştir. Behdinan’da Şeladize’de halk ayağa kalkmıştır. Rojava’da halk bütün şehirlerde yürüyüşe geçmiştir. Bakur’da halk HDP öncülüğünde başlatılan Demokrasi özgürlük yürüyüşüne en güçlü biçimde katılarak cevap vermiştir. Rusya’da, Amerika’da ve Kürtlerin bulunduğu her alanda işgale ve soykırıma karşı seslerini yükseltmişler, yükseltiyorlar.

Halkın bu protestoları karşısında siyasi partilerden de cılız da olsa kimi sesler yükselse de halen istenilen düzeyde güçlü bir mesajın açığa çıkmadığını belirtmek gerekiyor. Bu açıklamalarda manidar olan ve belki de yapılan saldırıda ortaklıklarını gizlemeye çalışan KDP’nin açıklaması olmuştur. “Buradan Türkiye Cumhuriyeti’ne topraklarımıza ve ülkemize saygı göstermesini talep ediyoruz. PKK’nin de söz konusu bölgeleri boşaltarak daha fazla kargaşaya  neden olmaması gerekiyor. Kürdistan Hükümeti komşu ülkelerle dostane ilişkileri içerisinde olmayı arzuluyor” gibi utanç verici bir açıklama içinde olmuştur.

Irak, Suudi Arabistan, Mısır ve Arap Birliği bile çok daha güçlü, faşist hükümetin amaçlarını deşifre eden, kınayan ve bütünlüklü olarak Güney Kürdistan’ı terk etmesini isteyen açıklamalar gelmiştir. Ancak Güney Kürdistan hükümetinden yapılan açıklama işgal ve soykırım güçlerini daha da cesaretlendirmiştir. Güney Kürdistan’ın her yerinde Kürtler bombalanmış, katledilmiş ancak, “Kürdistan Hükümeti komşu ülkelerle dostane ilişkileri içerisinde olmayı arzuluyor” denmiştir. Üs kurma adı altında her yer işgal edilmiş, “egemenliği saygı gösterme” denmiştir. Böyle bir açıklama kabul edilemez.

Zaten sömürgecilikte bu açıklamayı dikkate almamıştır. Saldırısına devam etmiştir. Çünkü üs kurma adı altında daha fazla Güney Kürdistan’ı ve özellikle de direnişin merkezlerine yerleşmeyi hedefleyen stratejik bir saldırı yürütmekteler. Bunu açıktan dilendirmekten de çekinmemektedirler. “Daha fazla üs kurmak istiyoruz” adı altında işgali derinleştirmek istediklerini alenen söylüyorlar.

Şu bir gerçek ki, direniş merkezleri susturulduğunda Faşist hükümetin ortağı Devlet Bahçeli’nin “aşiret reisi” diyerek küçümsediği Mesut Barzani ve iktidarını hedef alacağını, bu toprakları misakı milliye katacaklarını bilmeyen yoktur sanırım. Kerkük ve Musul petrollerine göz diktiklerini anlamayan kalmamıştır. Güney Kürdistanı ekonomik olarak şimdiden kendilerine bağladıklarını bilmek için müneccim olmaya gerek yoktur. MİT Ankara’dan sonra ikinci büyük merkezini Güney Kürdistan’da inşa etmektedir.  İşbirlikçilik ve ihaneti bir salgın gibi yurtsever Başur halkına dayatılmaktadır. Bu tablo işgalin derinliğini göstermektedir. Yarın geç olduğunda sömürgeci soykırımcılar ne KDP’ye hayat hakkı tanıyacaktır ve ne de Başur’un diğer siyasi partilerine.

O nedenle Başur halkı gibi bütün Kürtler yaşanan bu işgal saldırısında birlik istemektedir. Siyasi partilerden işgal karşısında sadece tutumlarını değil, aynı zamanda birlik ve mücadele stratejilerini ortaya koymalarını beklemektedir. Kandil Rusipilerinden Abdullah  Hessen, Tüm siyasi partilerinden zafer ve başarı için birlik olmalarını istiyoruz. İşgale karşı birlik olmadan başka yollarının olmadığını söylüyoruz” diyor. Bütün Kürtlerin hissiyat ve beklentisini dile getiren bu sözlerin altında yatan gerçeğe baktığımızda işgal karşısında halkın net tutum ve duruşunun yansımasıdır. Halklı olarak siyasi partilerden de net bir tutum ve duruş beklemekteler. Çünkü halk ve partileri birlik olduğunda Kürtleri kimsenin yenemeyeceğini çok iyi biliyorlar. Birlik hayat bulduğunda bu işgal ve soykırıma sessiz kalan ve hatta teşvik eden başta ABD ve Avrupa Birliği olmak üzere bütün dünya  bu sessizliğini bozmak zorunda kalacaktır.

Kürt halkı direniş merkezlerinin susması durumunda varlığının tehlikeye gireceği kaygısını derinden hissetmiştir. O nedenle sokaklara dökülmüştür. Alanları doldurmuştur. Tek güvencesinin direniş merkezlerinin olduğunun bilincindedir. Sömürgecilikte Kürt halkının bu uyanışını gördüğünden direkt olarak halka saldırmıştır. Maxmur’da, Şengal’de sivil halka saldırmıştır. Bu saldırılar karşısında halk geri adım atmayınca Şeladize’ye bağlı Sida köyünde direkt halk hedeflenerek 5 Kürt yurttaşı katletmiştir. Böylece bir yanıyla yurtsever Şeladize halkından Şeladize serhildanının intikamını almak, diğer yanıyla da Şeladize halkına gözdağı vermek istemiştir. Ancak Şeladize halk geri çekilmemiştir. Tekrar işgalci TC’nin üslerine doğru yürüyüşe geçmiştir. İşgalcileri buradan kovması gereken KDP, halkın önünde barikat kurarak işgalcileri korumaya almış, üssün üzerine yürüyen kahraman Şeladize halkına saldırmıştır. KDP için bir başka utançta bu olmaktadır.

Halkın güçlü öfkesine ve intikam hırsına arkasına alan HPG gerillaları ise 17 Haziran’da Haftanin alanına havadan ve karadan girmeye çalışan sömürgeci soykırımcı güçleri önemli oranda darbelediği şimdiden basına yansımaktadır. Gerilla ve halk duyguda, ruhta ve düşüncede birleşmiştir. Güney Kürdistan halkının tüm kazanımlarını gerilla canı pahasına büyük mücadele vererek korumaya almıştır. Şimdi olması gereken serhildanları her parçada, yurt dışında büyütmektir. Herkes bulunduğu alanda sömürgeciliğe karşı harekete geçmesidir. Kim elinden ne geliyorsa bu sömürgeci soykırımcılara karşı harekete geçmelidir.

Elbette en önemlisi gençlerin ve kadınların bu süreçteki öncülükleridir. En önemlisi de gerilla saflarına katılmalarıdır. Özellikle Güney Kürdistan halkı gerilla saflarına en güçlü bir biçimde katılmalıdır. Bulunduğu her alanda serhildanları yükseltmelidir. İhanete ve işbirlikçiliğe karşı mücadele başlatmalıdır. Sömürgeci, soykırımcı TC’nin bu ülkede istenmediğini herkes haykırmalıdır. Gençler ve kadınlar sömürgeciliğe her yerde haykırarak “Kürdistan’dan defol” demelidir.

Varlığımıza dönük olan bu işgalci, soykırımcı saldırılara karşı bütün Kürtler ayağa kalkarak bu gidişata dur demelidir. Gerilla her yönüyle görevini yerine getirirken, halk olarak bizlerde serhildanlarımızla, eylemlerimizle, maddi ve manevi katkılarımızla devrimci halk savaşını her yerde ve her alanda yükseltmeliyiz.

Unutulmamalı ki, AKP-MHP faşizminin gerçekleştirdiği bu işgal ve soykırım saldırılarının kiri, pası ve maliyeti Türkiye halklarına mal edilmektedir. Bu yönüyle AKP-MHP faşizminin gerçekleştirdiği saldırı aynı zamanda sömürü ve baskısı altında inim inim inletilen işçi, emekçi, kadın, genç ve bütün ezilen kesimlere, tüm Türkiye halklarına yapılmaktadır. Bir arada baskısız, sömürüsüz, eşit ve adil ortak geleceğimize saldırmaktadır. Eşit haklar temelinde nasırlı ellerimizle inşa etmeye çalıştığımız, büyük bir umutla yeşertmeye yöneldiğimiz “ortak  evimiz” cehenneme çevrilmek istenmektedir. Dolayısıyla AKP-MHP faşizminin her türden işgal ve sömürüsüne karşı bütün halklar olarak ayağa kalmanın, AKP-MHP faşizmini alaşağı   etmenin zamanı gelmiştir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz