KEMAL SÖBE
Kürt halkının inkâr siyasetine, Rojava devrimiyle bir darbe vurulmuş oldu. Başur Kürdistan bölgesel yönetimi biraz yurtsever olsaydı, TC’ye karşı en azından siyasi olarak tavır alsaydı ve Kürt sorununun çözümü konusunda direnseydi inkâr rejimi bütün Kürdistan parçalarında yok edilmişti. İhanet, KDP/Barzanilerin eliyle, bir zehirli iğne gibi Kürtlerin üstünde dönüp dolaşıyor. Kürt halkının ulusal kimliğinin en büyük düşmanı olan TC’yle, her konuda kol kola takılmak emperyalist bir plandan ve Kürt halkının özgürlüğü ne karşı olmaktan başka ne olabilir?
Kürt halkının özgürlük kuvveti olan gerilla güçlerine karşı, düşmanla hareket etmeyi, yardım etmeyi nasıl değerlendirmek gerekiyor? Düşmanla aynı cephede durmanın Kürt olmakla ne ilgisi olabilir? Kürt halkının içine, Kürtlük maskesiyle sızmış düşman tanımı, KDP/Barzaniler için en uygun tanım olur. Rojava devrimi konusunda da TC’yle her türlü işbirliğine giriyor. Kürt halkı, Barzaniler gibi hainlerin yüzünden günümüze kadar düşman saldırısı altında oldular.
Rojava devrimi, yılların bir mücadelesi ve emeği sonucu gelişim gösteriyor. Rojava devrimi ulusal birlikte de önemli bir dönemeç oldu. PKK öncülüğünde yürütülen devrimci demokratik mücadele, Rojava devrimiyle zirveye çıktı. Rojava devrimi, ulusal demokratik olduğu kadar, enternasyonal kimliği de olan ve kadın özgürlüğünü de ön plana çıkıran bir devrim niteliğindedir. Kürdistan ve Ortadoğu’nun geçmiş geleneksel geri kalmışlığı dikkate alındığında, Rojava devriminin büyüklüğü ve niteliği, önemi daha iyi anlaşılır.
Bu niteliği ile, bölgede bir ilk olma özelliğini taşıyor. Dünyanın farklı yerlerinde enternasyonal devrimci insanların bölgeye akması, insanlık için bir umut ve ışık olduğu içindir. İnsanlığın yaşayan damarı Rojava’da canlanıyor. TC’nin, Rojava’ya saldırması, Suriye’den sonra sıranın kendisine geldiğini bilmesindendir. Irak ve Suriye’de inkâr rejimi kırıldı ve şimdi sıra Türkiye’de. Kürt halkına yaptığı saldırı ve katliamlardan dolayı, TC’nin sanık sandalyesine oturmasına az bir zaman kaldı.
Rojava devriminin ve Kürt halkının resmi olarak uluslararası camiada ulusal statüsü kazanmaması için, AKP/MHP faşist soykırımcı rejimi, dünya güçleri arasında her gün mekik dokuyor ve yalvarmadığı güç kalmadı. Büyük güçler arasında yaptığı gel gitlerle adeta laçkalaşmış ve pazarlamadığı birşeyi kalmadı. Enflasyon, zamlar, hayat pahalılığı, yoksulluk en yüksek seviyeye çıktı. Kürtleri inkâr etmekten kaynaklı kirli savaş rejimi, Türkiye’yi bitirme noktasına getirdi. Rojava’ya saldırması, Kürt soykırımcı zihniyette ısrar etmesinden kaynaklanıyor.
Çünkü Rojava devriminin ve Rojava’ya Kürtlerin statü kazanmaları, Türkiye’de inkâr rejimini gayri meşru hale getirip, Kürtlere karşı suç işleyen bir devlet olmasına yol açar ve yargılanacak duruma gelir. Çünkü bir halka soykırım yapmak suçtur. Emperyalist güçlerin TC’ye bu konuda hala destek vermeleri, ekonomik ve siyasi çıkarlara dayanıyor. Birde TC, Irak ve Suriye ulus devletleri Avrupa emperyalizminin mimarlığıyla kuruldular ve Kürt halkının soykırıma uğratılmasının arkasındaki güçler İngiltere ve Fransa’dir ve sonradan da bütün Batı emperyalist devletleri, bu inkara katıldılar.
Sovyet Rusya bile, Kürtler konusunda hep stratejik ve çıkarcı yaklaştı. Yüz yıldır Kürt sorunu, emperyalist güçlerin elinde bir kart olarak, TC’ye karşı kullanıldı. TC’den her türlü tavizi koparmak ve TC’yi bütün emperyalist savaşlarda kullanmak için, Kürt sorununu bir koz olarak kullanma ahlaksızlığı hala devam ediyor. Kürt halkı, dünyanın gözleri önünde soykırıma ve saldırıya uğruyor ama sözüm onlara, kendilerini demokrasinin ve özgürlüğün merkezi olarak gören sömürgeci Avrupa da buna destek veriyor, bundan maddi ve siyasi çıkarlar elde ediyor.
Rojava devrimi aynı zamanda, emperyalist ve kapitalist dünya sistemine vurulmuş bir darbedir. Çünkü Kürt halkının soykırıma uğratılmasının arkasındaki güçler İngiltere ve Fransa gibi emperyalist güçlerdir. Bu açıdan, Kürtler hem ulusal kurtuluşlarını başarıya götürecekler hemde emperyalizm bölgedeki varlığını yok edecekler. Kürtler ulusal birliği güçlendirdikçe, TC’nin inkâr rejimi ve emperyalizmin yüz yıllık inkâr rejimine verdiği destekte bir çözülme olacaktır. Çünkü emperyalist güçler ve TC, Kürtlerin ulusal olarak önderliksiz ve dağınık olmalarını fırsat bilerek, Kürdistan’ı dört parçaya böldüler ve inkâr rejimini geliştirdiler.
PKK’nin doğuşu ve gelişimi, Kürt halkının yeniden doğuşu oldu. Yeniden doğuş, yeni bir yaşamı ve yeni bir toplumu, bireyi yani özgür Kürt halkını ve bireyini doğurdu. Rojava devrimi, işte yeni yaşamın yeni insanla yeşerdiği bir alandır ve hem bölge için ve hemde insanlık için değerlidir. İnsanlığın bitmemiş umutları Rojava’ya canlılık kazanıyor. Bütün bu değerler, Kürt halkının değerli ve fedakâr genç evlatlarının büyük ve fedakâr direnişiyle gerçekleşiyor…