Kemal SÖBE
Türkiye’de bütün sorunların çözümsüz kalmasına, Kürt sorununun çözümsüz kalması yol açıyor. Bunca sol kitleye, sol-sosyalist partiye ve aydın-entellektüel grup ve çevrelere rağmen, sol gelişim gösteremiyor, iktidar olmanın yanından bile geçemiyor. Hemen belirtelim. Cumhuriyet kurulduğunda, Kürt sorunu eşit ulusal haklar temelinde çözülseydi, sol gelişim gösterir, günümüze kadar da, devleti yönetir ve Anadolu-Mezoptamya halkları bolluk, refah ve barış-demokrasi denizinde yaşıyor olacaktı. Tekçi kimlikte ısrarcı olma, farklı kimlik ve halklara düşmanlık yapma, saldırı ve katliamlar yapma, devlet ortamında ortaya çıkan sol kesimleri ulusal bir zihniyetin etkisi altında bıraktı ve bu zihniyet, 1980’e kadar biraz kamucu hareket ettisede, ekonomide karma bir çizgi izlediysede, günümüze kadar bütün sol kitleyi kendi denetiminde tutmuş, Kürtlere hep düşmanlık yapmış, 1980 sonrası gelişen faşizan sistemlede, devletin bekası adı altında kol kola takılmıştır. Türkiye’de, küçük bir kesim dışında, sol çevrelerin çoğunluğu hala CHP tarzında bir milli sol çizgisini aşabilmiş değil.
Kürtler söz konusu olduğunda, Türkiye’nin solu ve sağı aynı stadyumda top koşturuyorlar. Türkiye’de siyasal arenada herşey kendine özgü gelişim gösteriyor. Dünyada sol, gelişim gösterirken ve bütün sorunlara çözüm üretebilmişken, Türkiye’de büyük bir sol kitleye rağmen, gelişim gösteremedi ve sürekli bir kenarda bekledi, çoğu kezde devlet solu tarafından bile dışlandı, gelişimi engellendi. Radikal sol, devlet solu (CHP) tarafından hep tehlikeli bulunmuş, gelişimi engellenmiştir. CHP, Kürtleri kabul etseydi, sol çizgisi bir işe yarayabilir, devleti sağa teslim etmezdi. Kürtlere düşmanlık, CHP’yi beş para etmez bir duruma düşürdü ve sol damarını zehirledi, işe yaramaz hale getirdi. Devletin sözde bekası söz konusu olsun, CHP, bütün toplumsal değerleri bir tarafa itiyor, önemsemiyor ama diğer taraftanda iktidarı sözde eleştirip, ben muhalefetim diyor hatta Kürt sorunun en iyi ben çözerim demişti. Görüldüğü gibi, Türkiye’nin bütün sorunlarının çözülememesi, gelip Kürt sorununun çözümsüz kalmasına dayanıyor. Devlet solu-CHP, Kürtlerin inkar ve asimile edilmesi için, karşı olduğu İslamcı-dinci siyasetle bile el ele verdi ve Türkiye’nin başına bela etti. Solun gelişememesi ve iktidar olamaması, Türkiye’yi çok ağır hastalıklı bir duruma düşürdü. Sağ zihniyet, CHP’nin eliyle ve yardımıyla devletin her köşesini ele geçirdiler, zam, zulüm, yoksulluk, işsizlik, yolsuzluk, devletin arpalığından beslenme bir kültür ve rejim haline geldi. Türkiye, tarihinin en kötü dönemini yaşıyor. Kürt kimliğinin inkarı ve Kürtleri asimile etme siyaseti, Türkiye’yi uçurumun kenarına getirdi, sol kesimleride çürümenin eşiğine getirdi. Türkiye’de her tarafta mantar gibi çeteler ve mafya türedi. Kürtleri asimile etmek ve Kürt Siyasal Hareketini bitirmek için, dünyaya pazarlamadığı maddi bir değer bırakmadılar, hepsini pazarladılar. Bazı sol kesimlerde, kendilerine saldırı yapılmasın diye, Kürtlerle siyasal ittifak yapmaktan çekiniyorlar, kimileride milli bir çizgide duruyor, CHP’ye daha çok yanaşıyorlar.
Millet İttifakıyla bile, beraber hareket edebileceğini söyleyen sol kesimler var. Millet İtifakı ki, Kürt düşmanı elmanın bir diğer yarısıdır. Türkiye’nin normal ekonomik sorunları, işçilerin-emekçilerin sorunları, köylünün ve çiftçinin durumu söz konusu olsun, bütün düzen partileri birbirlerini şiddetlice eleştiriyorlar, birbirlerine söylemedikleri söz bile bırakmıyorlar ama Kürtler ve Kürt sorunu söz konusu olsun, adı geçen ve birbirlerine ağza bile alınmayacak sözler söyleyen bu Millet İttifakı-Cumhur İttifakı ve bunların yanına sokulan diğer partilerin hepsi, el ele veriyorlar, Kürtlere sivri dişlerini gösteriyorlar. Buda gösteriyorki, Kürt sorunu çözülmeden, Türkiye’de ne ekonomi düzelir, ne siyasal istikrar sağlanır ne de sol kesimler gelişim gösterebilir. Kürt sorunu çözülürse, işte o zaman kim ne yaptığını ve nerede olduğunu ve hangi siyasete hizmet ettiğini bilir ve Türkiye’de taşlar o zaman yerli yerine oturur. Yani Kürt sorununun çözümü demek, ciddi ve tutarlı bir demokratileşme demektir.
Demokratikleşme, solun güç olmasını ve toplumsal yaşama hakim olmasını sağlar. Demokratikleşme olursa, işsizlik biter, yoksulluk ortadan kalkar, yolsuzluğun önüne geçilir, sınıflar arasındaki uçurumlar kapatılır, her renk ve her ton kendisini var etme imkanı bulur. Yani demokratikleşme, devleti adam eder, zenginleştirir, demokratik bir güç yapar. Ancak bu durumda, sol ideoloji bir devlet gücü haline gelir, devleti kontrol eder. Türkiye’de Kürt sorununun çözümünün ne gibi harikalara yol açabileceği ortadadır. Kürt sorunu çözülsün, sağ-muhafazakar hükümetler dönemi kapanır, sol-demokratik hükümetler dönemi başlar ve bambaşka bir Türkiye ortaya çıkar. Bundan dolayı, solun gelişimi Kürt sorununun çözümüyle gerçekleşir. Yani sol ideoloji gelişsin güç olsun, ikitdar olsun sonrada Kürt sorunu çözülsün zihniyeti doğu değildir ve günümüze kadarda gerçekleşmedi. Sol kesimler zaten devlet içinde bir güçtüler ama Kürtleri inkar etmeleri, düşmanlık yapmaları, asimile etmeleri bu sol kesimleri kirletti ve dışarıda da güçlü radikal bir sol gücün ortaya çıkmasını engelledi. Biz, bundan dolayı diyoruzki Kürt sorunu çözülsünde sol gelişebilsin.
Yani cumhuriyet kurulduğunda zaten sol kesimler iktidardaydı ama milliyetçi bir zihniyetle cumhutiyeti kurdular, Türkçülüğü esas aldılar ve diğer kimliklere saldırılar yaptılar ve böylece sol olan damar zehirlendi, işe yaramaz hale geldi. Kürt sorunu yüz yıl önce çözülseydi, CHP, her zaman iktidarda olurdu ve sağcılar devletin yanından bile geçemezlerdi. İşte Kürtlerin inkarı, CHP’yi sola değil, sağa hizmet eden bir konumda bıraktı ve Türkiye tanınmaz hale geldi. Kürt Halk Önderi Öcalan, ” cumhuriyeti beraber kurduk, beraberde demokratikleştireceğiz” diyor. Şimdi bile, CHP, çok geçte olsa, Küt sorununu masaya yatırsın, çözümünü dayatsın ve sorun çözülse, sağcılar devlet ortamından zamanla temizlenir ve devlet sol hükümetlerle yönetilir hale gelir. Sağcılar, Kürtleri inkar etmenin iktidarda kalmanın yolu olduğunu biliyorlar. Yani kim Kürtlerin üstüne bomba yağdırırsa iktidarda kalmanın yolunu, devleti soymanın imkanını elde eder. Yani Kürt inkarı, kapitalist siyasete iktidarın nimetlerini sunuyor, solu ise çürümeye bırakıyor. Bundan dolayı, Kürt sorunu çözülürse, sağcılar kan siyaset yapamazlar, devletin arpalığından beslenemezler ve bir tükeniş yaşarlar. Kürt sorununun çözümü, Türkiye’yi demokratikleştirir ve solu iktidara taşır. Kürtlerin çoğunluğu zaten sol bir duruşa sahipler. Türkiye’de sol-demokratik hükümetler kurulursa, radikal sol o zaman gelişim gösterir ve iktidara yürür, toplumsal yaşama yön verebilir….