Kürtler inkar sistemini yıktılar – Kemal SOBE

0
838

Kürtler aslında yüz yıldır ulusal kurtuluş mücadelesi vermekteler. Ancak önceki mücadeleler güçlü, kapsayıcı ulusal bir önderlik tarafından yürütülmediği, daha çok aşiret tarzı ve tek tek isyanlar şeklinde  gerçekleştiği  için başarılı olamayıp bugün hala varlığını AKP eliyle yürüten tek tek betonlaşmış inkarcı zihniyetin oluşmasına yol açmıştı.

İnkarcı zihniyet 1980’e kadar Kürt halkını istediği şekle, renge ve tona koyduğunu yani asimile
ettiğini sanıp kendisini de buna inandırmıştı. En son isyan Dersim isyanı da diğer isyanlar gibi  kanla bastırılıp Kürtler katliama uğratılıp ve sürgün edildikten sonra ”bu iş” bitti diye düşündü. Ancak ne kadar  çok büyük yanıldığını yıllar sonra anlayacaktı.

Kürt halkı kırk yıldır büyük bir devrimci, demokratik önderlikle büyük bir ulusal mücadele yürütüyor. Bu mücadele artık kendi kalıbına sığmayıp Ortadoğu sınırlarını bile zorlayıp çevresine devrimin ve demokrasinin rüzgarını estirmeyi başarmıştır.

Başta Türkiye’de kurulan anti Kürtçü, inkarcı ve faşizan sistem aslında Ortadoğu’nun diğer ülkelerinde de kendisine benzer ikiz sistemlerin kurulmasına yol açtı. Aslında bu ülkelerin hepside Avrupa’da  emperyalizmin laboratuvarların da önceden oluşturulup sonrada kurulan kukla ülkelerdi. Bunların hepside Kürt inkarı üzerine inşa  edilmiş, içeride despot, faşizan yönetimler dışarıda da kendi efendilerine bağımlı bir politika izleyeceklerdi.

Kimi ülkelerin ABD ve AB ile savaşa girmeleri ve bölgeden ”gidin” demeleri bu ülkelerin anti emperyalist ve batı karşıtı  olduklarını  göstermez. Yani görünüşte Saddam dönemi Irak günümüzün İran’ı Suriye ABD, AB ve batı karşıtı gibi  görünseler de  aslında bu, efendisine biat etmeyip kendi başına hareket etmek istedikleridir. Yani gerçekten de ne Irak, ne  İran,  nede  Suriye ABD ve AB [batı] karşıtıdır. Çünkü başta Türkiye olmak üzere bu ülkelerin hepsi batı tarafından uzaktan kumandalı makineler gibi yönetilmiştir, yönetilmektedir. Çünkü gerçekten de anti emperyalist olan bir zihniyet hiç bir zaman kendi  halkı  üzerinde devlet terörü estirmez, zulüm uygulamaz, faşizan bir diktatörlük kurmaz. Yani Irak, İran ve Suriye siyasi olarak batı karşıtılarmış  gibi görünebilirler ama emperyalizm karşıtı değiller. Gerçek anlamda emperyalizm karşıtı olanlar kendi halklarıyla çelikten kopmaz bağlar kurar, kendi demokrasilerini, özgürlüklerini inşa ederlerdi.


Adı geçen bu ülkelerin ne kadar kof ve sahte oldukları, yıllarca Kürt inkarcılığına dayalı bir şekilde  kendi varlıklarını sürdürdükleri ve Kürt ulusal mücadelesi güçlü bir şekilde  gelişince de kurdukları düzenlerin  kendilerine bile fayda getirmedikleri hatta kendilerini dünya aleme rezil ettikleri bir bir ortaya çıktı. Yani bu sistemler  bugüne kadar zor ve devlet şiddetine dayalı olarak varlıklarını sürdürdüler. Ortadoğu toplumları yeterli bir demokratik kültüre sahip olamadıkları
ve örgütsüz olduklarında dolayı günümüze kadar mevcut kukla düzenler tarafında rahat ve sorunsuz bir şekilde yönetilip adeta tanınmaz hale getirildiler.


Bu halklar içinde Kürtler güçlü bir ulusal ve devrimci önderliğe sahip olduğu için gerçek anlamda bir demokrasi ve özgürlük mücadelesi verme imkanına sahip olmuştur. Kürtler sadece kendileri için değil, diğer Ortadoğu halkları içinde mücadele edip demokrasiyi geliştirmeyi hedefliyorlar. Çünkü Ortadoğu’nun kaderinin bir arada demokratik bir ortamda yaşayarak şekilleneceğini çok iyi biliyorlar. Bugün Kürdistan ayağa kalkmış durumdadır. Artık hiç bir güç Kürt halkının serhildan ve direnişinin önüne geçemez. Kürt halkı kazandı, inkarcılık ve zulüm kaybetti. Yarın  barajlar yıkılacak inkarcı rejim ve onun son temsilcisi AKP suların altında kalacak…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz