Kürtler PKK’yle ideolojikleştiler-politikleştiler

0
324

Kemal SÖBE

Osmanlı’nın bitmesi ve Türk ulus devleti’nin, tekçi ve inkarcı bir zihniyetle kurulması, Kürtleri isyan etmek zorunda bıraktı. Kürtler yüz yıl önce, inkarcı ve tekçi zihniyete karşı direniş başlatmışlardı. Çünkü Türk ulus devleti demokratik ve çoğulcu olmaktan uzaktı. Bundan dolayı Kürtler var olmak için direnmek zorunda kaldılar. Ancak isyanlar parçalı, aşiretsel ve ulusal çizgiden uzak, aşiretsel önderlikli olduğu için yenilgiyle sonuçlandı. Tabi yenilgilerde ihanetlerinde rolünü unutmamak gerekir. Kürt isyanlarında yenilgilerin olmasında kısmen de olsa, ihanetlerin etkisi olmuştur. İhanetler Kürtlerin tarihine kara bir leke olarak geçecek. Dünyada hiçbir ulusun tarihi, bu denli ihanetlerle dolu değildir. Kürt bireyinde ulusal bilincin yok denecek kadar çok az olması ve maddiyata, mevkiye, makama sevdalılık, ihanete kolayca gitmenin nedenleri olarak sıralanabilinir. Devlet ortamında bir makam ve biraz maddi imkana sahip olma, bazıları için, ulusal ve toplumsal değerlerden daha önemli görülüyor.

Ulusal ve toplumsal değerlere bağlılığı az olanlar ya da hiç olmayanlar, ihanete çok kolayca yelken açabiliyorlar. Savaşın en etkilisi esasen ulusal ve toplumsal değerlerde bağlılık savaşıdır. Yani bir insanda vatan ve halk sevgisi varsa, o insana dünyayı da versen, elinin tersiyle iter ve bazı  maddi imkanlara, makama tenezzül etmez. İnsanda toplumsallaşma ve devrimcileşme ne ölçüde gelişirse, rejime karşı direnişi de aynı ölçüde güçlü, etkili ve sonuç alıcı olur. Kararlı ve iddialı olma, mücadelede başarının olacağına inanma kişiyi ideolijik olarak donanımlı yapar. İdeoloji, düşmanın siyasal anlamda topluma yaptığı saldırılara karşı, toplumu koruyan bir fikirsel zırh demektir. PKK, Kürt halkında ve bireyinde yenilmez bir ideolojik birikim ve gelişim yarattı. Hala yetersizlikler var ama Apocu ruh, bir kere Kürtlerin yaşamına girdi, Kürdistan’a serpildi ve düşmanın Kürtlerde yarattığı yozlaşmayı ve düşmanın yarattığı etkileri yok etti, ediyor. 

Yani düşman, Kürdistan’da siyaseten yenildi. Kürdistan’ı bir savaş alanı haline getirmesi bu nedenledir. Ancak buna rağmen başaramıyor. Devrimci Halk Savaşı her alanda rejime darbe vuruyor. Rejimin sahteligi, PKK hakikati karşısında eriyor. Özel savaş rejimi bunca teknik ve imkana rağmen bir iflasa sürükleniyor. PKK, Kürtlerde yenilmez bir güç ve sarsılmaz bir irade yarattı. PKK, her şeyden önce, ideolojik bir güçtür. Siyasi ideolojik güç, silahtan daha etkilidir ve ideolik güç toplumu ve insanı geliştirir, silah ise savunma aracıdır ve silah, ideolojinin kontrolünde olursa amaca hizmet eder. Hem ulusal kimlik savaşı, hem kadın devrimi, hem de yeni bir yaşam ve enternasyonal bir çizgi devrimciliği Kürdistan’da gelişiyor. PKK ve önderlik, özelde Kürtler için, genelde de, Ortadoğu için, bir devrimci ışık olarak doğdu ve Ortadoğu’ya, Kürdistan’da  başlayarak yeni bir tarz ve format kazandırıyor. İdeolojiyi içselleştirmek, hedef üzerinde yoğunlaşmak pratik direnişte başarıya doğru koşmak demektir.

PKK, ideolojiyi içselleştirenlerin ve söz ile özü birleştirenlerin hareketidir. PKK’de hizipçiliğe-grupçuluğa yer olmadığı gibi, mücadele halk için, hak ve adalet için yürütülür ve tarih ve dünya insanlığı, PKK’nin hakkını fazlasıyla verecektir. Kürtler, PKK’yi kavrayarak, eskinin tortularından kurtularak, inkarcı rejimin etkisinden çıkarak, PKK’nin hakkını vermede kısmende olsa belli bir başarı kazandılar. Kürt devrimi yavaş yavaş oluyor ama sindire sindire oluyor, çevresini etkileyerek oluyor. Asırların birikmiş kiri, pası, alışkanlıkları, sistemin yarattığı tahribatlar kısa sürede kolayca ortadan kalkmıyor. Kürtlerin, içine bırakıldıkları geriliklere bakıldığında, Kürtlerin değişebileceğine kimse inanmazdı. PKK ve Önderlik, ne yaptı, nasıl hareket etti de Kürtleri değişimin zirvesine taşıyabildi ve umudun ışığı yaptı? Eski olanı ret etme, yeninin siyasetini, tarzını, savaşımını yaratma ve yeniye doğru sağlamca yürümeyle ve Kürtleri yeni ideolojiyle eğitmeyle bu gelişim başarıldı. Düşmanı silah ile darbeleme, Kürtleride ideoloji ile yenileme, devrimci bir halk yaratmanın temelini hazırladı.

Önderlik, ” biz gücümüzün yüzde seksenini Kürtleri eğitmeye, sadece yüzde yirmisini düşmana karşı veriyoruz ” diyor. Demekki savaşın en etkilisi ideolojik olarak halkın içinde veriliyor, Yani halkı yeni ideolojiyle eğitmek en büyük savaştır. Halk, ideolojiyi kavramada başarılı olursa, düşman kolayca yenilir. Düşmanı teknik ve askeri olarak yenmek belki biraz zaman alır ama ideolojik olarak yenilen bir düşmanın her bakımdan daha fazla ayakta kalma şansı yoktur ve eninde sonunda yıkılması kaçınılmazdır. Dünyanın bütün ülkelerinde, halkla sorunlu olan bütün faşizan rejimler yıkılmışlardır. Tabi burada, en önemliside, düşmanın asırlardır halkın yaşamında açtığı siyasi ve kültürel yozlaşmışlığı ve gerilikleri ortadan kaldırmaktır. Yani düşman, ideolojik olarak yenilmişse, halk devrimcileşmede başarı sağlamış demektir. Bir partinin başarısı daha çok ta ideolojikleştirdiği halk ile ölçülür. Silahlı mücadele, düşmanı askeri olarak yıpratmak içindir ama burada esas olan, halkın politikleşmesidir. 

Halk ne kadar politikleşirse, düşmanın siyasi etkisi o derece halk üzerinde kırılır. İdeolojik etkisi kırılan bir devletin toplum üzerinde otorite kurması oldukça zayıflar. İnkarcı rejim, Kürt halkı üzerindeki etkisini kaybettiği için, bu denli vahşileşiyor, her tarafa saldırıyor. Bir sistem, biteceğini anladığında daha çok faşizanlaşır. İnkarcı rejimin şimdi, içine düştüğü durum budur. Kürt halkı, PKK’yle devrimcileşmede başarılı oldukça, inkar rejimi bitme noktasına geldi. Devrimci mücadelelerde en önemlisi de, içimizdeki düşmanı öldürmektir. İçimizdeki düşman, bencilliktir, kötülüktür, nankörlüktür, eğitimsizliktir, sevgisiz ve duygusuz olmaktır, toplumsal değerlerden kopmaktır, başına buyruk olmaktır, kollektif yaşamdan ve üretimden kopmaktır. Özcesi, komünalist yaşamdan kopmak en büyük düşmandır. Toplumsallığın dağıtıldığı bir yerde, düşmanlar mantar gibi çoğalır. Çünkü bütün kötülükler, toplumsallığın bittiği yerde üredi. Demekki toplumsal değerleri yeniden inşa edeceğiz ve yaşayacağız.

Önderliğin ” biz kendi gücümüzün yüzde sekseni kendi içimizdeki geriliklere karşı harcıyoruz ” demesi, en büyük düşmanın, içimizde binlerce yıldır biriken devletli-sınıflı sistem alışkanlıklarıdır. PKK ve Önderlik, binlerce yıılık devletli-sınıflı sistemin yarattığı kirliliği yaşayan Kürtlerde büyük bir değişimin ateşini yaktı. Bu devrimci ateş büyüyecek, dünyayı etkileyecek. Düşmanı öldürmek, yeni insan olmakla mümkündür. 1917 Ekim Devrimi sonrası, devrimin yöneticileri, burjuvazi öldü diye seviniyorlar. Ama Lenin, ” burjuvazi ölmedi, sadece yenildi ve siz devrime doğru yaklaşmaz, kendinizi iyi eğitmez, devrimi geliştirip kalıcı hale getiremezseniz, siz bile birer burjuvazi olursunuz”diyor. Lenin, burada, devrimin sadece iktidarı ele geçirmek ve bir iktidar değişimi olmadığını, toplumsal gelişimle ve değişimle ilgili olduğunu söylüyor. Yani yeni insan olmakla, toplumsal değerler içinde eriyerek, devrimi içselleştirerek ancak devrim kalıcı bir sisteme-yaşama dönüşür. PKK ve önderlik, Kürt halkını politikleştirmek-devrimcileştirmek için çok büyük emek ve çaba harcıyor.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here