Kürtlerin sorunu, ulus olarak Kürt olabilmektir

0
237

 KEMAL SÖBE


Kürtlerin ulus olarak yüz yıldır inkar edilmeleri, Türkiye toplumunda, gerek bilinçsizlikten gereksede miliyetçilik dalgasının derin etkisinden dolayı olsun Kürt sorununun yanlış anlaşılmasına yada böyle bir sorununun olmamasına yol açmaktadır. İşte bu durum, kardeşliğin hukuken ve doğru gelişimini zorlaştırıyor, engelliyor. Otuz yıl öncesine kadar, bu ülkede Kürt yoktur deniyordu ve Türkiye toplumu da bu yalana doğruymuş gibi inanıyordu. Kürt halkının ulusal varlığının inkarının yol açtığı mücadeleyi ve isyanları  ” şakilik-eşkiyalık ve terör ” olarak gösteren inkar rejimi, günümüze kadar, kendi eliyle bir canavar yaratmış oldu. Kürt sorununun var olduğuna ve çözülmesi gerektiğine inanmayan, güvenlik sorunu ve terör olduğuna inanan ve bundan dolayı, kirli savaşa destek veren ve bunun acısını da ekonominin kötüye gitmesiyle ödeyen bir toplumsal gerçeklik var. işte canavarlaşan toplumsal gerçeklik, Kürt sorununun ne olduğunu anlayamıyor-anlamıyor. Türkiye toplumunun, neredeyse tamamına yakını, Kürt sorununun olmadığı konusunda, devletle hemfikirdir. Çünkü yıllarca devletin özel savaş medyasının borazanlığının etkisini derinliğine yaşıyorlar. 

Onlara göre, Kürtler her hakka sahipler ama Kürtlerin Kürt olabilme yani ulus olabilme hakları yoktur. Yani ulus olarak kabul edilme, anadilde eğitim yapma, kendi kendini ulus olarak yönetme, kültürünü yaşama ve yaşatma hakkı yoktur. Çünkü bu haklar ancak ulusların hakları olabilir. Kürtler ulus olarak görülmedikleri için, bu haklardan faydalanamazlar, deniliyor. Çünkü Türkiye halkının ulus devleti, Kürtleri ulus olarak kabul etmiyor ve dolayısı ile, devletin vatan millet sakarya edebiyatını derince yaşayanlardan Kürt halkını ulus olarak kabul etmeleri beklenemez. İşte Türkiye halkının en büyük çıkmazı buradadır. Bu çıkmaz sokak, Türkiye halkını, boğacak bir atmosfere soktu, nefessiz bıraktı. Türkiye’de ekonominin neden bu denli kötü olduğunu doğru bir şekilde çözümleyen kimse pek yok. Sadece ezbere bir şekilde kötü yönetilmekten kaynaklı diyorlar. Tabi ki kötü yönetilmekten kaynaklıdır. Ama neden kötü yönetilmekten kaynaklıdır? Çünkü demokrasinin olmadığı bir sistemde iyilik aranır mı, sorunlara çözüm gerçekleşir mi? Farklılıklara düşman bir rejim halkın sorunlarına çözüm gücü olabilir mi? 

Kürtlere düşman olan bir rejim, her şeye düşman olur. Nitekim düşman dırda. Anadolu gibi  verimli ve dört mevsimin yaşanıldığı bir coğrafyada, insanlar sefil bir hayata mahküm edilmiş durumdalar. Kürtlere düşmanlık yapmak, Kürtlerin üstüne her gün bombalar yağdırmak devlet bütçesinin önemli bir bölümünün kirli bir savaşa akmasına yol açıyor ve bu da ekonomiyi felç ediyor. Bu gerçekliği anlayamayan Türkiye halkı, ekonominin bundan dolayı kötüye gittiğini anlayamıyor ve bazende bu durumu kader olarak yorumluyor. Türkiye halkı, Kürt sorununun, Kürtlerin Kürt olabilmeyi başarabilmeleri ve Kürt olarak yaşamaya başlamaları olduğunu anlarlarsa ve bunun pratik gereklerini yerine getirmeye başlarlarsa, demokrasiyi inşa etme konusunda bir adım atmış olacaklar. Türkiye’de demokrasi inşa olmadığı ve Kürt sorunu çözülmediği sürece kardeşlik kurulamaz. Kimliği ve ulusal varlığı kabul edilmeyen bir halkın, başka bir halkla hangi temeller üzerinde kardeşliği olabilir? Eşit halklara sahip olanların ve kendi kimlikleriyle var olanların hukuken kardeşliği olabilir. Kürtlerle Türkler arasındaki kardeşlik, hukuki temelde olması gereken bir kardeşliktir, eşit ulusal halklara sahip sahip olma temelinde gerçekleşmesi gereken bir kardeşliktir.

Ulus olarak yaşamayan bir halkın başka halklarla ne kardeşliği olabilir? Türkiye halkının, Kürt sorununun ne olduğunu bilmesi için, bu devletin yüz yıllık geçmişine ve Kürtlere ne yaptığına bakması gerekiyor. Ve ulus olmanın ne anlama geldiğini, ulusal sorunun ne olduğunu bilmeleri gerekiyor. Kürt halkını Türk olarak gören bir zihniyet Kürt sorununu anlayamaz. Türkiye toplumunda demokratik bilinç yok, gelişmiş bir kültür yok, sosyaliste yok. Tümüyle devletin verdiği ırkçı zehiri ve Kürt karşıtlığını yaşayan ve devletin şekillendirdiği çarpıklıkla-yozlaşmışlıkla yaşayan toplumsal bir gerçeklik var. Halkın davranışlarına, hareketlerine, uslubuna, diline, Kürtlere yaklaşımına bak devleti gör. Devlet, Türkiye halkının yaşam biçimine ve davranışlarına sızmış vaziyettedir. Dünyada, ulus devlet zihniyetini en derinden yaşayanlar Türklerdir. Türk-islam sentezi, Türkiye halkını felç etti, demokratik olmasını engelledi. Ve kendi kendine düşman olan bir toplum gerçekliği yarattı. Kütlere düşmanlık yapmak aslında kendine düşmanlık yapmaktır. Madem Kürtler bizim kardeşlerimizdir diyorsunuz, neden Kürtlere saldırıyor sunuz? Bir insan, kardeşi olarak gördüğü birine saldırır mı? Kürtlerin sorunu, Türkiye’de bireysel olarak bazı haklardan yararlanma sorunu değildir. 

Yani bir iş adamı olmak, bir vali olmak, bir kaymakam olmak, bir hakim, savcı, avukat olmak, bir memur olmak değildir. Kürtlerin sorunu Kürt olabilmektir. Kürtler, Kürt olarak resmiyette kabul edilirlerse ve Türklerle eşit ulusal haklara sahip olurlarsa, işte o zaman Kürt sorunu çözülür. Türkler, Kürtlerin bir ulus olduğunu bilmek ve kabullenmek ve siyasi gereklerini yerine getirmek zorundalar. Bazı akılsızlar, ” siz ne istiyorsunuz, siz istediğiniz işi yapmıyor musunuz, istediğiniz gibi yaşamıyor musunuz, istediğiniz okulda okuyamıyor musunuz, istediğiniz memuriyete gelmiyor musunuz, istediğiniz şehirde yaşamıyor musunuz gibi saçma şeyler söylüyorlar. Sanki Kürtlerin sorunu, normal bir  vatandaşın faydalanması gereken şeylermiş gibi konuşuyorlar. İşte bu yaklaşım, devletin Kürtleri inkar etmesinin etkisini yaşamadır ve Kürtleri bir ulus olarak görmemedir. Böyle söyleyenler, devletin inkar rejimini derinden yaşayan ve bunu bilinçlice söyleyenlerdir yada bunu, kara cahillikten kaynaklı söylüyorlar. Çünkü hala, Kürtler daha ne istiyorlar, Kürt sorunu nedir, diyenler var hemde sürüsüyle. İnsan biraz, Kuzey Kıbrıs’a, Çin’in Uygur bölgesinde yaşayan Türklere bakar. Yani dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan Türklerin ulusal sorunlarıyla ilgilenenler ve bu sorunların ulusal sorun olduğunu söyleyenler, Kürt sorununun ne olduğunu bilemeyecek kadar kara cahiller ve aslında ırkçılar. Filistin’in bile ayrı devlet olmasını savunanan zavallı Türk-İslam sentezli kara cahiller, Kürtleri neden ulus olarak kabul etmiyorlar???

Kürtleri, bir ulus olarak kabul etseler, Kürt sorununun ne olduğunu işte o zaman idrak edebilirler. Ancak gel görki, Kürtleri hala Türk olarak gören bir kara cahil faşizan zihniyet var. İnsan biraz düşünür yani. Kürtler kimlerdir, neden bir dilleri var, neden bu topluma Kürt deniyor, neden Türkiye’nin doğusu Kürtlerden oluşuyor, daha Türkiye diye bir devlet ve ülke yokken Kürtler bu coğrafyada yaşıyorlardı diye, insan kendisine bazı sorular sorar ve düşünür. Ama düşünemeyen bir toplum yarattılar. Türkiye toplum gerçekliği, düşünemeyen ve olup bitenleri anlayamayan bir toplum gerçekliğidir. Bundan dolayı, PKK, Türkiye’yi Türk devletini ve Türk toplumunu demokratikleştirmekten söz ediyor ve bunun mücadelesini yürütüyor. Bu hayli zorlu olacak ama gerçekleşecek. Türkiye halkı, demokratik olsaydı, Kürt sorununun ne olduğunu bilirdi ve çözümünün gerçekleşmesi için, çaba gösterirdi. Irkçı zehirle zehirlenenler, dünyayı sadece kendi ırkından-milletinden ibaret görürler. Halbuki ırkçılık-milliyetçilik, en başta kendi kendisine zarar verir. Irkçılık-milleyetçilik, keskin sirkeye benzer ve kendi küpüne zarar verir. Doğal ve gerçek olmayan herşey hakikatin sert duvarına çarpar toz olur…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz