Kürdistan toplumu için her Newroz yeniden bir doğuş anlamına gelmektedir. O gün meydanlarda bir araya gelerek geride bırakılan yıl içerisinde yaşadıklarını değerlendirmekte ve doğrudan demokrasi kurallarını işleterek geleceğe dair kararlar almaktadır. İçerisine girilecek yeni bir Newroz yılını da bu geleneği yaşatarak karşılayacaktır.
Sömürgeci faşist TC devleti; Bakur, Rojava ve Başûr Kürdistanları başta olmak üzere gerçekleştirdiği kültürel, fiziki, siyasal vb. soykırım saldırılarında, hedefine ulaşamamıştır. İmralı’da Önder Apo, dört parça Kürdistan başta olmak üzere yaşadıkları her yerde Kürtler, dağda gerilla büyük bir direniş içerisinde olmuştur. Leyla Güven’in öncülüğünde gerçekleşen Süresiz Açlık Grevi Direnişi ve etrafından örülen demokratik halk hareketleri Erdoğan-Bahçeli faşist özel savaş kliğini geriletmiş ve İmralı duvarlarında çatlaklar yaratmıştır. Bunun bir sonucu olarak geçici de olsa İmralı kapıları avukatlara ve ailelere açılmak zorunda kalmıştır. Kürdistan parçalarında Türkiye ve Avrupa kentlerinde ulusal birlik çalışmaları hızlanmıştır. Yapılan toplantılar da halkta var olan duyarlılık ciddi düzeyde açığa çıkmıştır.
Gerçekleştirdiği katliam ve işlediği savaş suçlarıyla kirli olan tarihinin kara sayfalarına yenilerini ekleyen soykırımcı TC devleti, attığı bu adımlarla kaçınılmaz sonuca daha hızlı yaklaşmaktadır. AKP-MHP-Ergenekon faşist ittifakı çökme noktasına gelmiştir. Özel savaş rejimi tarafından birer yedek lastik olarak kullanılan CHP, İP vb. gibi partiler, Kürtler ve savaş karşısında izledikleri politikalarla gerçek yüzlerini göstermiş ve her yönüyle teşhir olmuştur. Yargının, yasamanın, yürütmenin tekel altına alındığı koşullarda faşist diktatörlük, her yönüyle egemen kılınmıştır. “Yeni Osmanlıcılık” hayaliyle inşası tamamlanmak istenilen “ikinci cumhuriyet” projesi tutmadığı gibi, iskeleti bozulan devlet çöküş trendi içerisine girmiştir.
Halka ait olan; ormanlara, akarsulara, dağlara, yaylalara vb. el konularak, Erdoğan-Bahçeli etrafında çöreklenmiş olan bir avuç yalakaya peşkeş çekilmektedir. TC vatandaşlığı ve ülke toprakları yabancılara para karşılığı satılmaktadır. Uluslararası alanda ve politika da şamar oğlanına dönülmüştür. Uluslararası güçler arasındaki çelişkileri, dengeleri kullanarak siyaset yapma politikası iflas etmiştir. Bugüne kadar yürütülen “kullanma- kullanılma” üzerine ABD ve Rusya ile kurulan ilişkilerin hiçbir hükmü kalmamıştır. Suriye ve Libya savaşlarında yaşanılan hezimet “güvenlik sınırların ötesinde başlar” siyasetini yerle bir ettiği gibi, TC’nin varlık sorununu tartışmalı hale getirmiştir. Böylece Erdoğan ve Bahçeli, ağızlarından düşürmedikleri “beka” sorununu, kendileri yaratmıştır.
Gelinen aşamada soykırımcı TC devleti Bakur ve Başûr Kürdistanlarında Özgürlük Gerillası karşısında savaşamaz bir hale gelmiştir. Teknik kullanım dışında bir savaş gücü kalmamıştır. Her gün vermiş olduğu büyük kayıpları halktan gizlemektedir. Rojava’da yenilmiştir. Çeteleri ile birlikte yaptığı katliamlarla, halkın canına, malına, namusuna saldırarak varlık göstermeye çalışmaktadır.
Soykırımcı TC devleti, Kürdistan halkına karşı yürüttüğü bu topyekün imha savaşıyla, Bakur, Başûr, Rojava Kürdistanlarını fiilen birleştirmiş ve kaderini ortaklaştırmıştır. Kürdistan toplumu tüm bu gerçekleri görmekte ve sömürgeci, faşist diktatörlüğü karşı her koşul altında mücadele edilebileceğini ve kazanılabileceğini pratiği ve direnişi ile kanıtlamıştır. Bunun bilinciyle de 2020 yılının Newroz’unu karşılayacak, yaptıklarını ve yapamadıklarını değerlendirecektir. Çok açık bir şekilde belirtmek gerekir ki, Kürdistan toplumu, özgürlük gerillası her şeyiyle büyük darbeler vurarak sömürgeci soykırımcı saldırılarını püskürtmüş, varlığını koruma ve özgürlük direnişinde büyük kazanımlar elde etmiştir.
Kürdistan toplumu tüm bu başarılarını Önder Apo çizgisinde yürüme, örgütlenme ve direnme kararlılığı ile elde etmiştir. Bu aynı zamanda içerisine girilmeye hazırlanılan yeni bir Newroz yılının hangi temeller üzerinde yükseleceğinin de bir göstergesidir. Kürdistan toplumu Önder Apo’nun sağlığı, güvenliği, özgürlüğü sorununun çözümü ile kendi kurtuluşunu her şeyin başında görmektedir. Ulusal Kongrenin toplanarak, Ulusal Birliğin yaratılmasını tarihsel ertelenemez bir görev olarak kabul etmektedir. Her alan da demokratik ulus bilinciyle yeniden toplumsal örgütlenme ile inşa çalışmalarına hız verilmesini beklemektedir. Başta İran, Irak, Suriye ve Türkiye olmak üzere tüm Ortadoğu toplumları ve uluslararası alanda dünya halklarının, devrimci, demokratik, sosyalist güçlerinin birliği, mücadelesi ve dayanışmasından yanadır. 2020 yılının Newroz’unu da bu bilinç, özlem, beklenti ve kararlılıkla karşılamaktadır.
Kürdistan özgürlük ve demokrasi güçleri, devrimciler, sosyalistler ve duyarlı çevreler, Kürdistan halkının dostları ve Newroz’u “bizimde günümüz” diye karşılayanlar bu bilinçle, heyecanla, görevle, tarihin yüklediği sorumlulukla 2020 yılının Newroz’una hazırlanmalı ve katılımını bunu göre yapmalıdır. 2020 yılının Newroz’unu öncekilerinin en güçlü temsilinin gerçekleştiği ve geleceğe taşıyan tarihsel bir kararlaşmanın yaşandığı; Demirci Kawa ile yakılan, Çağdaş Kawa Mazlum Doğan’la gürleşen, Zekiye Alkanlarla, Rewşen Demirellerle, Ronahilerle, Beritanlarla sürekli elden ele geçen bir meşale olarak geleceğe taşırıldığı, çağdaş Dehaklardan hesap sorulan bir gün haline getirmelidir.
Yaşasın Newroz!