”Amerika’nın en büyük bankası olan JPMorgan Chase’den oldukça ilginç bir itiraf niteliğinde bir not vardı; kendi söylemlerine göre, eğer bankanın kendisi tarafından fonlanan fosil yakıt endüstrilerinin de içinde olduğu mevcut gidişatımıza devam edersek “insanlığın bekası”nın risk altında olduğuna dair bir uyarıda bulunup, insanlığın bekasını tehlikeye atıyoruz dedi”
Dünyayı etkisi altına alan koronovirüs salgınında Amerika, tüm dünyanın merkez üssü haline gelmiş durumda.
Ünlü düşünür Noam Chomsky, Amerika’da durumun vahim bir hal aldığına dikkat çekti.
Democracy Now’dan Amy Goodman’a konuşan Noam Chomsky, Kasım 2020’de yapılacak seçimlerde Trump’ın yeniden seçilmesinin felaket olacağını ifade etti.
Chomsky, ”Amerikan halkı ve dünya için ziyadesiyle yıkıcı olmuş son dört yılın politikalarının devam ettirileceği ve belki de bu politikalara ivme kazandırılacağı anlamına gelir. Sağlık açısından taşıdığı anlam ise yeterince kötü. Lancet‘in yer verdiği rakamlardan söz etmiştim. Durum daha da vahim bir hal alacak. Kimsenin hakkında konuşmadığı fakat son derece ciddi olan bu durumun çevre ya da nükleer savaş tehdidi açısından ne anlama geldiği ise sözcüklerle ifade edilemeyecek türden” diye konuştu.
Chomsky, koronavirüs salgınının merkez üssü olan Amerika’da yönetimin pandemiyle mücadelesinin içinden çıkılmaz bir hal aldığını ifade etti.
İLAÇ ŞİRKETLERİ AŞIYLA İLGİLENMEDİLER
- Amerika Birleşik Devletleri, Dünya Sağlık Örgütüne veri bile sağlayamayan tek büyük ülke, çünkü çok işlevsiz.
Bunun bir arka planı var. Bu arka planın bir kısmı, olağan dışı herhangi bir durum için adeta hazır olmayan kepaze bir sağlık hizmeti sisteminden ibaret. Tek kelimeyle işlemeyen bir sistem. Durum, neredeyse gidişatı mümkün olduğu kadar kötüleştirecek her olası adımı sistematik olarak atan Washington’daki bir yığın yabancı gangsterin eliyle daha da içinden çıkılmaz bir hal alıyor.
- Trump, yönetimde olduğu son dört yıldır, hükümetin sağlıkla ilgili el attığı her alanda sistematik kesintiler yapıyor. Pentagon yükseliyor. Etrafına çektiği duvarlar yükseliyor. Ancak halka fayda sağlayabilecek her şey, ama her şey özellikle de sağlık dibe çöküyor.
- Pandemiler yıllardır bilim insanları tarafından öngörülüyor. SARS salgını oldukça ciddiydi. Kontrol altına alındı ama aşılar — aşıların gelişimi ile ilgili bir ilk adım vardı. Hiçbir zaman test aşamasından ileri gidemediler. Daha o zaman bile daha büyük bir durumun ortaya çıkacağı aşikardı ve öyle de oldu, birkaç salgın daha oldu.
- Ancak bu, olacakları bilmek için yeterli değil. Birilerinin mevcut fikri veya planı alıp değiştirmesi gerek. Bunu kim yapabilir? Tamam, en açık adres ilaç şirketleri ama onlar bununla ilgilenmiyorlar. Onlar makul kapitalist aklın peşinden gidiyorlar: Piyasanın verdiği sinyallere bakın, öngörülen ve beklenilen bir facia için yapılan hazırlığın kimseye bir faydası yok. Dolayısıyla bununla ilgilenmediler.
NEOLİBERAL SALGIN HASTALIK
- Bu noktada, başka bir olasılık da hükümetin devreye girmesi olabilir. Nihayet ücretsiz olan ve fikri mülkiyet hakkı talep etmeyen Çocuk Felci aşısının ortaya çıkmasını sağlayan hükümet destekli ve fonlu bir proje ile sonuçlandırılan çocuk felci felaketini hatırlamak için yeterince yaşlıyım. Jonas Salk bunun; parasız olması gerektiğini söylemişti, tıpkı güneş gibi. Evet, bu çocuk felci felaketine, kızamık felaketine ve diğerlerine bir son verdi. Ama hükümet devreye girmeyi beceremedi çünkü modern çağın kendine has başka bir yönü daha var: Neoliberal salgın hastalık. Ronald Reagan’ın neşeli tebessümünü ve hükümetin bir çözüm olmaktan çok nasıl bir sorun haline geldiği ile ilgili küçük şiarını artık hatırlıyorsunuzdur. Bu nedenle hükümet herhangi bir şeye girişemez.
- Yine de bununla ilgili hazırlık yapma girişimine yönelik bazı çabalar vardı. Şu anda New York’da ve diğer yerlerde doktorlar ve hemşireler, ellerinde teçhizat olmadığı için kimin öleceği ile ilgili acı verici kararlar almaya zorlanıyorlar ki böyle bir karar vermek hiç uygun değil. Üstelik asıl yetersizlik yaşadıkları konu vantilatörler, muazzam bir vantilatör sıkıntısı var. Tamam, Obama yönetimi bu hazırlığı yapmak için çok büyük çaba gösterdi. Ve eksikliğin bu kadar önemli ölçüde olması da şu an faciaya sebep olan etkenleri gün yüzüne çıkarmakta. Yüksek kaliteli ve düşük maliyetli vantilatörler üreten küçük bir şirketle bir sözleşme imzaladılar. Şirket daha lüks ve pahalı vantilatörler üreten Covidien adında daha büyük bir şirkete satıldı. Ve tabi ki projeyi rafa kaldırdılar. Muhtemelen, kendi maliyetli vantilatörleriyle bir rekabet içinde olmak istemediler. Bundan kısa bir süre sonra hükümete dönüp sözleşmeyi sonlandırmak istediklerini söylediler. Sebep olarak projenin yeterince karlı olmadığını öne sürdüler dolayısıyla artık vantilatörler satın alınamayacaktı.
KAR AMAÇLI SAĞLIK HİZMETİ
- Aynı durumu hastanelerde yaşıyoruz. Neoliberal programların idaresindeki hastanelerin yeterli olması beklenir, bununla fazla kapasiteyi kastetmiyorum, kendi kendilerine yetecek durumda olmaları kafi. Aslında ben de dahil olmak üzere pek çok insan, bu salgın patlak vermeden önce bile kar amaçlı sağlık hizmeti sistemi için özelleştirilmiş hastanelerimizi yöneten tam zamanında etkililik anlayışından dolayı, en iyi hastanelerin bile hastalara eziyet ettiği ve sıkıntı yaşattığı yönünde beyanatta bulunabilir. Her şey olağandışı bir şekilde patlak verdiğinde, bu sadece bir tür talihsizlik gibi görünür. Ve bu, sistemin tam da kendisine denk gelir.
- Bu yüzden artık kontrol edilebilir olduğu kadar aynı zamanda öldürücü de olan bir kapitalist mantık kombinasyonumuz var fakat bu, aynı zamanda hükümete planı değiştirmek için devreye giremezsin diyen neoliberal programların idaresi altında kontrol edilemez, hem de özel sektör bu planı değiştirmek için hiçbir şey yapmazken.
- Trump yönetimi sırasında, hatta ondan bile önce bir pandeminin patlak vereceği öngörülmüştü. Kendisinin duruma verdiği karşılık, bunun için yapılan hazırlıkları azaltmak oldu. Hayret verici olan şu ki bu, pandemi patlak verdikten sonra da devam etti. Bu sebeple Trump 10 Şubatta, yani durum zaten çok ciddi bir hal aldığında gelecek yıl için tasarladığı bütçeyi açıkladı. Bütçeye şöyle bir göz atalım.
- Bütçe, Hastalık Kontrol Merkezi ve sağlıktan sorumlu diğer devlet kurumlarını mali yönden desteklememeyi sürdürüyor, onlara kaynak sağlamamaya devam ediyor. Bütçe, fosil yakıt üretimi gibi bazı şeyler için fonlamayı arttırıp fosil yakıt sanayisine yeni ödenekler veriyor. Söylemek istediğim şu ki, ülke sanki adeta — belki de “sanki” değil — ülke adeta sosyopatlar tarafından idare ediliyor.
KORONAVİRÜSTEN DAHA CİDDİ BİR TEHDİT
- Böylelikle ve sonuç olarak, esas şeklini almaya başlayan pandeminin üstesinden gelmek için yapılan girişimlerden kesinti yapıyoruz ve Trump’ın idaresindeki Birleşik Devletler’de, hızla uçurumun kenarına sürüklenmemize sebep olan girişimleri, çevreye zarar vermek için yapılan girişimleri arttırıyoruz.
- Şimdi, unutmamak gerekir ki, aslında bunu söylememe bile gerek yok; bu, koronavirüsten çok daha ciddi bir tehdit. Şu anda bu, çok vahim ve ciddi bir durum, özellikle de Amerika Birleşik Devletleri’nde, ama ciddi bir bedel ödeyerek de olsa bir şekilde iyileşeceğiz. Eridikçe ardında daha az yanıstıcı yüzey bırakan, karanlık denizlerdeki emilimi daha çok arttırmasıyla bilinen bir geri bildirim etkisine sebep olan kutuplardaki buz tabakasının erimesini ise atlatamayacağız. Buzları eriten küresel ısınma artıyor. Bu, küresel ısınma ile ilgili bir eylemde bulunmadığımız sürece felakete yol açacak etkenlerden sadece biri.
- Ve bu, bir sır da değil. Mesela daha geçenlerde, birkaç hafta önce; Amerika’nın en büyük bankası olan JPMorgan Chase’den oldukça ilginç bir itiraf niteliğinde bir not vardı; kendi söylemlerine göre, eğer bankanın kendisi tarafından fonlanan fosil yakıt endüstrilerinin de içinde olduğu mevcut gidişatımıza devam edersek “insanlığın bekası”nın risk altında olduğuna dair bir uyarıda bulunup, insanlığın bekasını tehlikeye atıyoruz dedi. Trump yönetimi sırasında gözleri açılan herkes bunun gayet farkında. Bunun için gerekli olan sözcükleri bulmak zor.
- Trump umutsuzca, kendi akıllara zarar başarısızlıkları ve beceriksizlikleri için suçlayacağı bazı günah keçileri arıyor. Bundan en son payına düşeni alanlar ise Dünya Sağlık örgütü ve düşmanlaştırılan Çin oldu. Sorumlusu ise başkaları. Fakat oldukça basit — gerçekler gayet açık. Çin, geçen Aralık ayında nedeni bilinmeyen zatürre benzeri belirtiler taşıyan hastaları olduğu bilgisini Dünya Sağlık Örgütüne hemen bildirmişti. Ne olduğuna dair bir bilgileri yoktu. Yaklaşık bir hafta sonra, 7 Ocakta, Çinli bilim insanlarının kaynağını SARS virüsü benzeri bir koronavirüs olarak buldukları olguyu dünyanın genel bilim topluluğu olan Dünya Sağlık Örgütüne açıkladılar. Genomu ve dizilişini tanımlamışlardı. Elde ettikleri bilgiyi dünyayla paylaşıyorlardı.
- Birleşik Devletler istihbaratı da bunu gayet iyi biliyordu. Ocak ve Şubat aylarını, Beyaz Saray’a bunun büyük bir pandemi olduğu gerçeğini dikkate alacak birini getirme çabasıyla geçirdiler. Ancak kimsenin buna kulak asacak hali yoktu. Trump golf oynamak ya da TV reytinglerini dinlemek — kontrol etmek için devre dışıydı.
BAŞKA BİR KAÇIK İSE BOLSONARO
- Yine Trump ile yarışan Jair Bolsonaro adında başka bir kaçık var mesela. Brezilyalılara şunu söylüyor, “Bu önemsiz bir şey. Sadece bir soğuk algınlığı. Brezilyalılar virüs kapmaz. Virüslere karşı bağışıklık kazanacağız.” Kendi sağlık bakanı ve diğer resmi yetkililer araya girip, “Bakın, bu gerçekten ciddi” demeye çalışıyorlar. Neyse ki idarecilerin çoğu onun söylediklerine kulak asmıyor. Ancak Brezilya, korkunç bir krizle karşı karşıya.
- Yerli halk, Bolsonaro’yu hiç de rahatsız etmeyecek gerçek bir katliamla yüz yüze. Onların durum ne olursa olsun orada olmaları gerektiğini düşünmüyor. Bu arada, tüm bunlar olup biterken, bilimsel makaleler Amazonun 15 yıl içerisinde bir karbon yutağı ağı olmaktan çıkıp CO2 yayıcısı ağı olacağı yönünde uyarılarda bulunuyor. Bu, Brezilya için — aslında bütün dünya için yıkıcı etkisi olan bir durum.
İLERİCİ ENTERNASYONEL’İ YARATAN HAREKETLER
- Neyin bana umut verdiğine gelince, popüler grupların çoğunun dünyanın her tarafında hayata geçirdikleri eylemler. Bunların bazıları gerçekleşirken, gerçekten ilham veren şeylere dönüşüyor. Aşırı derecede tehlikeli şartlar altında fazla mesai yapan, özellikle de Amerika Birleşik Devletlerinde en ufak bir destekten yoksun olan, yarın kimin öleceği ile ilgili acı veren kararlar almaya zorlanan doktorları ve hemşireleri ele alalım mesela. Ama yine de bunu yapıyorlar. Bu; insan ruhunun beslendiği yerlere, yapılabileceklerle ilgili örneklere ilham verem veren bir övgü; tüm bu popüler eylemlerin yanı sıra İlerici Enternasyonel’i yaratan hareketler de buna dahil. Bunların hepsi, oldukça olumlu işaretler.
- Ne var ki yakın tarihe baktığımızda, gidişatın gerçekten umutsuz ve vahim göründüğü dönemler olduğunu tanıklık ederiz. 1930ların sonu ve 1940ların başına denk gelen erken çocukluğuma gidebiliriz, örneğin. Nazi istilasının yükselişi, art arda gelen zaferlerle birlikte hiç değişmeyecek gibi görünüyordu. Onu asla durduramayacağınız izlenimine kapılıyordunuz. İnsanlık tarihinin en korkunç oluşumuydu. Evet, o zamanlar bunu bilmiyordum ama bu; Birleşik Devletler planlayıcılarının, savaş sonrası dünyanın korkunç bir fikirden ibaret olan Avrasya’yı da kapsayan Birleşik Devletler güdümlü bir dünya ve Alman güdümlü bir dünya arasında bölüştürüleceğini ummalarıyla sonuçlandı. Neyse, bunun üstesinden gelindi.
- Öldürülme, kendilerinin öldürülmesi gibi tehditlere, ciddi tehditlere rağmen siyahi çiftçilere oy vermeleri konusunda destek olmak için Alabama’ya giden Genç Özgürlük Sürücüleri gibi başka ciddi sivil hak hareketleri oldu. Bunlar sadece bazılarıydı. Bunlar, insanların neler başarabildiklerinin ve neler başarmış olduklarının örneklerinden. Ayrıca bugün bunun birçok işaretini de görüyoruz ve umut için gerekçe oluşturan şey tam olarak bu.