Meslektaşlarının tutuklanmasına karşı bir araya gelen özgür basın emekçileri olarak susmayacak ve baskılara boyun eğmeyeceklerini bir kez daha yineledi.
Aralarında Mezopotamya Ajansı, JİNNEWS ve Yeni Yaşam gazetesi çalışanlarının olduğu Özgür basın çalışanları, dün Etkin Haber Ajansı (ETHA) muhabirlerine yönelik gözaltılara dikkat çekmek amacıyla İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi.
“Özgür basın susturulamaz, buradayız işimizin başındayız” yazılı pankartın açıldığı toplantıya Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul milletvekilleri Züleyha Gülüm ve Hüda Kaya ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da dayanışma amacıyla katılım sağladı.
Çok sayıda basın emekçisinin katıldığı toplantıda Emre Orman meslektaşları adına açıklamayı okudu.
“Gazetecilere yönelik gözaltı ve tutuklama saldırılarına, baskıya, sansüre son. Buradayız, işimizin başındayız” denilen açıklamada, ETHA çalışanı İsminaz Temel hakkında da gözaltı kararı verildiği belirtilerek, bürosu basılan ETHA’nın hard disklerine, kameralarına ve çok sayıda materyale el konulduğu, ETHA’ya ait 6 bin 600 lira paranın da polisler tarafından alındığı ifade edildi.
‘SALDIRILAR NE İLK NE DE SON OLACAK ‘
Açıklamada, “Yaşanan bu son operasyon bize gerçeğin sesini korkusuzca haykırmanın bu ülkede hangi bedellere sebebiyet verdiğini bir kez daha göstermiş oluyor. Biz gazeteciler olarak bu saldırıların ne ilk ne de son olmadığının farkındayız. Ülkede daha önce birçok kez yaşanan ve sümen altı edilmeye çalışılan olayları tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermeye çalışan bizler, iktidar ve onun güdümündeki yandaş basına karşı halkın doğru haber alma hakkını savunuyoruz. Ve bunu savunduğumuz ölçüde siyasi iktidarın saldırılarına ve hedef göstermelerine maruz kalıyoruz” denildi.
Açıklamada son olarak, “Bizler onurlu bir tarihe sahip gazetecileriz. Baş eğmeyenlerin sesiyiz ve baş eğmeye de niyetimiz yok” denilerek gözaltındaki ve tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması istendi.
Ardından ETHA editörlerinden Nadiye Gürbüz söz alarak polisin bir hırsız gibi bürolarına girdiğini söyleyerek, birçok materyallerine el konulduğunu kaydetti.
Gürbüz, “Biz sosyalist basın emekçileri olarak bugüne kadar çok kez gözaltına alındık, tutuklandık ve hemen hemen bütün tutuklanma gerekçeleri ise diğer basın emekçilerinde olduğu gibi yaptığımız haberler ve bunlardan duyulan rahatsızlıktır” diye konuştu.
Daha sonra da Mezopotamya Ajansı adına Naci Kaya konuştu. Ev baskınlarında polislerin gazetecilerin notlarına ve kitaplarının delil sayılmasının ifade özgürlüğüne bir tutuklama niteliğinde olduğunu belirten Kaya, “Örgüt üyeliğine delil’ olarak belirttikleri şeyi aslında ilk gözaltı sırasında çürütüyorlar. Yaptığımız haberler sürekli olarak gerekçe gösterilmiş durumda. Birçok gazeteci arkadaşımız tutuklu. Onların baskı ve tutuklamalarına karşı Musa Anter’in köksaldığı çınarın altında hakikatin sesini her koşulda halka ulaştırmaya devam edeceğiz” dedi.
HDP’li Züleyha Gülüm de yandaş medyanın iktidar için problem oluşturmadığını çünkü iktidarın söylemleri ile aynı söylemlerde bulunduğunu ve gerçekleri çarpıttıklarını kaydetti.
Gülüm, “Bunun karşısında hakikatin, demokrasinin, adaletin sesini duyurmaya çalışan özgür basın var. Bin bir zorlukla devletin baskılarına rağmen ısrarla özgür basın geleneğini sürdüren arkadaşlarımız var. İktidarın tam olarak yöneldiği baskılamaya çalıştığı kesim burası çünkü hakikatin açığa çıkması iktidarı sallıyor. Gerçeklerin halka ulaştırılması, bunların tartışılma olanaklarının yaratılması iktidar açısından ilk önce basını hedef haline getiriyor” şeklinde konuştu.