Kemal SÖBE
Kızıldere direnişi, Türkiye devrimci direnişinin başladığı bir zamandır. Bu direniş hiçbir teslimiyete, hiçbir yılgınlığa, hiçbir iş birlikçiliğe ve tutarsızlığa yaşam hakkı tanımıyor. Bu direnişte zafere odaklanma, mücadeleyi zirveye taşımaya kilitlenme var, fedakarlığın, özverinin en derini var. Kendini devrime tam olarak feda etme var. Kızırdere demek zalime, zulme meydan okumak demektir, ideolojiye ölümüne bağlılık demektir, devrim yolunda bir milim bile sapmama demektir, devrime inanç demektir. Kızıldere’de devrimciler hayatlarını ortaya koydular, devrim için bir kıvılcım oldular. Kızıldere’nin devrimci ruhuna şimdilerde daha çok ihtiyaç duyuluyor. Kızıldere, bir askeri çatışma değildi, zaten teknik olarak askeri bir çatışmaya yol açacak bir imkan yoktu. İnsanlar hayatlarını korkusuzca, yiğitçe ortaya koyabiliyorlarsa, orada büyük idealler, yüce amaçlar var demektir.
İnsanlar amaçsızca bir damla kanlarını bile dökmezler. Mahir Çayan, Türkiye devriminin tahlilini en iyi yapmiş devrimcilerden biridir. Türkiye’nin, mevcut durumda ancak büyük bir devrimci savaşımla dönüşebileceği tezine ulaşmıştı. Kuşkusuz 1968 devrimci gençliği, farklı taktik ayrılıklara sahip oldularsa da, amaç üzerinde yoğunlaşmada bir bütünen aynı çizgide yürüyorlardı. Yani devrimci duruşta bir taviz verme durumu olmadı. 1968 devrimci gençliğinin yarattığı siyasal ortamda Özgürlük Hareketi ideolojik ve grupsal olarak şekillendi. Gün gelecekti, Özgürlük Hareketi bir Ortadoğu devrimci hareketine dönüşecek, dünyayı etkileyecek, Türkiye’nin kaderini çizecek bir direniş geliştirecekti. Türkiye solu içerisinde, PKK’ye olumsuz yaklaşanlar olsa da, Türkiye devrimci hareketinin en büyük devrim gücü aslında PKK’dir. Yıllar önce, Önder Öcalan, ” PKK Türkiye partisidir ” demişti.
Türkiye solu içince, PKK’ye olumsuz yaklaşanları, PKK’nin gelmiş olduğu düzeyi, çekememe hazmedememe olarak değerlendiriyoruz. Gerçekten devrimi hedefleyenler, toplumsal kurtuluşu amaç edinenler için en büyük devrimci değer PKK’dir. Türkiye, bir değişime acilen ihitiyaç duyuyorken, halkların bu zülüm cenderesinden kurtulmaları bir aciliyet haline gelmişken, PKK’ye ve Kürtlerin devrimci direnişine olumsuz yaklaşmak, karşı devrime hizmet etmek demektir. Amacı devrim olanlar, grupçuluk, hizipçilik yapmazlar, şu parti, bu örgüt demezler, basit ve bireysel şeylerle uğraşmazlar, bireysel kaygılar taşımazlar. Amacı devrim olanlar, Kızırdere devrim şehitleri gibi direnişi seçerler, canlarını feda ederler. 1968 devrimci gençliği büyük bir devrim ateşi yaktılar. Ancak bu devrim ateşini büyük bir devrim alevine-yangınına dönüştüren PKK’dir. Türkiye’de ve Kürdistan’da bazı çevrelar, bu gerçekliği kabul etmeseler de, bu bir gerçek olarak yaşamsallaşıyor.
Türkiye solu içinde, hali hazırda, 1968 devrimci ruhunu, istenilen düzeyde temsil edebilen bir siyasi yapılanma varmı? Keşke olsaydı diyorum ama maalesef yok. Türkiye’de legal ve illegal olmak üzere, çok sayıda parti ve örgüt var ama hepsini, kitlesiyle bile toplasan, PKK’nin çeyreği bile etmez. Ama amacı devrim olanlar için, PKK bütün devrim ruhunun birleştiği bir yerdir-güçtür. Türkiye’de devrimin olmasını isteyenlerin, PKK’yle dayanışmaları gerekmektedir, güç vermeleri gerekmektedir. En azından köstek olmamaları gerekiyor. Türkiye’nin en kritik koşulları şimdiki koşullardır. Türkiye, tarihte bu denli bir ekonomik ve siyasi krize sürüklenmemişti. Şimdiki koşullar hata ve yılgınlık kabul etmez. Ya devrimci saflarda yerinizi alırsınız ya da karşı devrimin yanında olursunuz. Yani ne yaptığınız ve kimlerin yanına yer aldığınız net olacak. Devrim, muğlaklığı kabul etmez. Devrimde net olmak belirleyicidir. Kızıldere, netleşmiş devrimcilerin topluluğudur.
Türkiye’de, PKK’nin Türkiye devrimci örgütü olduğunu bir türlü kabul etmek istemeyenler var. Buna benzer durumlar Kürdistan’da da, yaşanılıyor. Yani PKK, sadece Kürtlerle ilgilensin, Türkiye’nin demokrasi sorunu bizi ilgilendirmez diyenler var. Halbuki Kürt sorunu demokrasi sorunudur. Türkiye’de öteden beri, demokrasi olsaydı Kürt sorunu olmazdı, Kürtlerin ulus olmaktan kaynaklı hakları kabul edilirdi. Demekki Türkiye’nin demokrasi sorunu Kürtlerin de sorunudur ve Kürtlerin devrimci mücadelesi Türkiye’nin de, devrimci mücadelesidir. PKK, Türkiye ve Kürdistan’da Kızıldere direniş çizgisiyle halkların devrimci hareketi olmayı başarmıştır. Bazı çevrelerin bunu kabul etmemesi bu gerçeği değiştirmez. Başta Kürdistan ve Türkiye devrim şehitleri olmak üzere, dünyanın bütün devrim şehitleri önünde saygıyla eğiliyoruz, amaçlarının mutlaka gerçekleşeceği sözünü veriyoruz…