Özsavunmanın 21’inci yüzyıl hali: Rojava

0
758

Kadınların ördüğü yaşam ve verdiği mücadele ile tüm dünyaya örnek olan Rojava Devrimi özsavunmanın 21’inci yüzyıl hali oldu. 

Rojava’da açığa çıkan kadın mücadelesi, tarihi yeniden yazıyor. Özsavunma yöntemini fiziksel, zihinsel ve kurumsal olarak da geliştiren Kuzey ve Doğu Suriyeli kadınlar, 21’inci yüzyılın kadın direnişinin öncülüğünü üstleniyor. “Özsavunma Haktır” dosyamızın üçüncü bölümünde, tüm kadınlara moral, umut ve cesaret veren devrimin mimarları Rojavalı kadınların kurduğu yaşamı yansıtmaya çalışacağız. Kurulan Jineoloji Akademileri ile kadının tarihine ışık tutarken, yarattığı zihinsel gelişim ile bugünü aydınlatıyor kadınlar. Kurulan kooperatiflerle kadınlara yeni istihdam alanları oluşturulurken, eşbaşkanlık ve kurumlarda uygulanan kota uygulamasıyla kadının kamusal hayata dahiliyeti artırıldı. Toplumsal Sözleşme ile kadın hakları hukuki güvenceye alındı. Askeri alanda kurulan kadın ordusu Yekîneyên Parastina Jin (YPJ) ve yerel kadın asayişini oluşturularak, fiziksel olarak da özsavunma geliştirildi. Dünyada bir ilk olan Jinwar kadın köyü, kadınların birlikte kurduğu yaşam örneği olarak görülüyor. Dosyamız kapsamında, Rojava’da hayat bulan kadın devrimini ve özsavunma temelinde örülen yaşamı Kongreya Star önceki dönem sözcüsü Evîn Siwêd ile konuştuk.  

* Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınların mücadelesi tüm dünya kadınlarına güç ve cesaret verdi. Kadın eksenli bir yaşam Rojava’da nasıl hayat buldu?   

Bilindiği gibi Kürt kadınlar, Rojava Devrimi öncesinde kendini örgütlemişti. 2005 yılında kadınlar Yekîtiya Star’ı kurarak örgütlenme alanını oluşturdu. Yine kadınlar hak arayışlarını gerilla saflarına katılarak sürdürdü. Bu da kadınlara cesaret verdi ve olumlu yönde etkiledi. Rojava Devrimi ise kadınların öncülük ettiği özgür ve demokratik bir Suriye için mücadele verdiği bir fırsat oldu. 2005 yılında başlayan kadın örgütlenmesi şekil alarak devrimle beraber çok sayıda komite ve kadın akademilerinin inşasına dönüştü. Aynı zamanda kadınlar Özerk Yönetim’in kuruluşuna öncülük ederek, Süryani, Arap ve Kürt kadınları arasında diyalog sağladı. Sadece Rojava ile sınırlı kalmadı, tüm Kuzey ve Doğu Suriye’de öncülük etti kadınlar. Arap halkının yoğunluklu yaşadığı Tepqa, Dêra Zor, Reqa ve Minbic’in özgürleştirilmesinde en ön cephedeydiler. Bununla kendini yönetebilen, savunabilen yeni bir Ortadoğu ve Suriye yaratabilecek bir toplum yapısı amaçlandı. Daha önce kadına sadece evin içini reva gören sistem tamamıyla değiştirildi. Kadınlar askeri alanda yerini alarak, çetelere karşı başlatılan özgürleştirme hamlelerinde komutanlık yaptı.  Öncelikle savunma alanında Yekineyên Parastina Jin (YPJ) kuruldu. Toplumsal alanda kadınlar sokaklara çıkarak, ekonomi alanında da kooperatifleri kurarak topluma ve sisteme öncülük etti. Yine demokratik özerklik modelinin hayata geçirilmesinde Özerk Yönetim’de yüzde 40 kadın kotası ile yönetimlerde yerlerini aldılar. Bununla kadınlar toplumda ve yaşamda güçlü değişim ve dönüşümü sağlayacaklarını kanıtladı.  

* Kongreya Star komiteler üzerinden örgütleniyor. Kaç komiteniz var ve nasıl çalışmalar yürütüyorsunuz? 

Kadınlar ne kadar örgütlü olursa o kadar yaşama etki ediyor.  Yaşamı ne kadar değiştirirsek Kongreya Star’ın örgütlenmesine o kadar etki eder. Aralarında böyle bir etkileşim var. Kongreya Star’ın 10 komitesi var. Bu komiteler köy, belde ve şehirler de örgütlenme yapıyor.  Bu örgütlemeler toplumu etkiledi. Yaşamın her alanına etki ederek, zihniyetin değişimine yardımcı oldu. Bir sorun olduğunda o sorunları çözmek için ısrarcı olunuyor. Kurumlarımız en çok gelenek görenek adı altında yapılan uygulamalara ve aşiretler üzerinde etki etti.  2012’den bugüne gelinene kadar kadınların örgütlenmelerine ve topluma etkisine baktığımızda bu değişimi görebiliyoruz. Tabi kadınlar örgütlendikçe ve güçlendikçe de saldırıların da hedefi oldu. Çünkü bu halka düşman olan güçler, toplumun bugünkü aşamaya gelmesinde kadınların öncülük ettiğini biliyordu ve bu yüzden de ilk hedef aldıkları kişiler kadınlar oldu.  

*Devrim sonrası kadınların yaşamı nasıl değişti? 

Devrimle birlikte toplum içinde her renkten çalışma kadınlarla birlikte yürütüldü. Ama özelde bazı çalışmalarımız daha büyük başarılar elde etmemizi sağladı. Örneğin devrimle birlikte bölgede yaptığımız ilklerden biri daha önce rejim döneminde kadınlara memurluğu bile yaptırmayan zihniyete karşı Rojava Kürdistanı’ndaki kadınlar ilk defa diplomasi çalışmalarındaki yerini aldı. Yine kadının ekonomide yer alıp kendi kazancını sağlama ilk defa devrimle birlikte oldu. Daha önce siyasi alanda kadınlar az sayıda yer alıyordu, kadınlar siyasi partilerde yer alsa da yöneticilik düzeyinde değildi. Devrimden önce çalışmalar yapılsa da bu düzeyde değildi. Devrimden hemen sonra da yapılan çalışmalarda rejimden sonra boşalan alanları doldurma üzerineydi. Ama şu an o çalışmalar çok büyütülüp geliştirildi. Örnek verecek olursak belediyelerde kadınlar boş alanlarda yerlerini alıyordu. Ama şu anda Kuzey ve Doğu Suriye’nin bütün alanlarındaki belediyelerde kadınlar eşbaşkanlık düzeyinde belediye yönetimlerinde yer alıyor. Aynı zamanda belediyelerde kadın büroları var. O bürolar belediyenin içindeki kadın örgütlenmesinden sorumludur. Yine kadınlar için belediyelerin hayata geçireceği projelerle de bu bürolar ilgileniyor. Zaten 1’inci Belediyeler Konferansı’nda kadınlar için yüzde 10 bütçe ayrılması kararı alındı. Bu da kadınların verdiği büyük bir mücadele sonucu elde edilmiş kazanımdır.  Yani şunu demek istiyorum: Bugüne gelinene kadar zorluklara karşı büyük mücadeleler verildi amaca ulaşana kadar. Günbegün bu kazanımlar daha da arttı. Her çalışmada ve komitelerimizde kadınlar yerlerini aldı. Kadınlar sadece sayısal olarak değil, kendini eğiten, çevresini örgütleyen öncü kişiler olarak nitelik açısından da çalışmalardaki yerini aldı.  Bu yüzden de Rojava’da yapılan çalışmalar her geçen gün daha da büyüdü. Mesleki açıdan eğitimler yapıldı. Sadece çalışmalarda Kürt kadınlar tek değil Süryan ve Arap kadınlar da çalışmalarda aktif olarak yer alıyor. 2005 yılından bu yana Rojava’da örgütlenen Kürt kadınlar, diğer halklar üzerinde de olumlu etkiler bıraktı. Sadece siyasi çalışmalar açısından tek değil devrim içinde bugüne kadar yapılmış bütün çalışmalar az sayı ile başlanmış olsa da büyük fikir ve amaçlar taşıdı. Ve bu çalışmalar bizleri bugüne getirdi.  Önceden kadının görevi sadece evi ve çocuklarıydı. Bu görüş en başta değiştirildi. Bu görüşü değiştiren de devrimle beraber YPJ’nin kurulmasıydı. YPJ kadınlara güç ve inanç aşılayarak, her alanda çalışabileceğini gösterdi. YPJ dünyanın başına bela olan DAİŞ çetelerine karşı amansız bir mücadele vererek savaştı. YPJ tüm Kuzey ve Doğu Suriye’ye pozitif bir etki yarattı diyebiliriz. DAİŞ’in başkenti olan Reqa’nın özgürleşmesine YPJ öncülük etti. Bölgede de eğer DAİŞ’in başkenti olan bir kentin özgürleştirilmesi hamlesine bir kadın öncülük edebiliyorsa her şeyi yapabilir görüşü hakim. YPJ ile topluma inanç aşılandı.  Bizler şu an toplumun içerisinde olduğumuz için var olan değişimi fazlasıyla hissedemiyoruzdur ama yaşanan kimi gelişmeler bu toplumun zihniyet olarak ne kadar değiştiğini gözler önüne seriyor. Örnek verecek olursak bundan 3 yıl önce bir kadın tecavüze karşı kendini savundu fakat kadın katledildi. Ama bunu duyan halk katliamı protesto etmek için alanlara çıktı. Bu eylemde en fazla da erkekler yerini aldı. Kadının katledilmesi yaşamın katledilmesi olarak tanımlandı. Daha önce bu olay yaşanmış olsaydı büyük ihtimalle üzeri kapatılacaktı ve doğru bir tahlil de yapılamayacaktı. Fakat Rojava Kürdistan’ında halk kadını artık gerçekten bir yaşam olarak görüyor.  Bizler de Kongreya Star olarak bu konuda üstümüze düşeni yapıyoruz. Erkekler için eğitim devreleri açtık örneğin. İlk başta Efrîn ve Kobanê’de Kongreya Star akademilerinde eğitim gördü. Bu eğitimlerin komisyonu kadınlardan ve Kongreya Star üyelerinden oluşuyordu. Yaklaşık bir buçuk aylık bir eğitim süreci oldu. Bu eğitimler de nasıl bir değişim yaşandığını aslında gösteriyor. Tabi bunu söylerken bütün bir halkın kadını artık böyle kabul ettiğini söyleyemeyiz. Tabi böylesi bir devrimde bütün toplumda ve ailelerde değişim yaratmak istiyorsunuz. Ama ciddi bir aşamanın kat edildiğini söyleyebiliriz. Sadece Kürt kadınların örgütlenmesi ile başlayan mücadele şu an binlere ulaştı ve Arap, Süryani, Çerkez, Ermeni kadınları da içine aldı.    

*Kadınların değişim ve dönüşümü için ne tür çalışmalar yapıldı? 

Kadın zihniyetinden söz ettiğimizde erkek zihniyetini de konuşmak lazım. Kongreya Star’ın örgütlenmesi bir tecrübeden geçiyor. Eğitimlerimiz ve tartışmalarımız sadece kadınların dönüşümü içindi. Daha sonra baktık ki bir tarafa hitap ederken, yaşamın diğer bir parçası olan erkekleri es geçiyoruz ve ona hitap etmiyoruz. E halilen toplumda da istediğimiz değişim ve dönüşümü sağlayamadığımızı gördük. Bu yüzden de geniş tartışmalar yürütüldü ve ortak eğitim çalışmalarının yapılmasında karar kılındı. Özelde de Rojava Kürdistanı’nda yönetim kademelerinde yer alanları ilk etapta eğitimlere aldık. Çünkü bunlar öncü olan kişiler. Eğitimlerimizin çerçevesi, tarih, siyaset, toplumun değişim ve dönüşümü odaklı oluyor. Yürütülen çalışmalar ve içinden geçtiğimiz süreç zaten bir eğitim niteliğinde. 2012 yılındaki şartlar ile bugünkü şartlar tabi ki de bir değil. Yaşamda birçok değişim yaşandı.  Yoğun saldırı altındayız. Bu yüzden de bölgemizde çok fazla göç var. Örnek verecek olursak Girê Spî, Efrîn ve Serêkanîye’nin işgal edilmesi farklı sorunları da beraberinde getirdi. Kongreya Star göçe zorlanan kadınlara eğitim veriyor ve topraklarına dönmeleri, öz savunmalarını nasıl yapacakları konusunda da hazırlık oluyor. Son dönemlerde özel bir şekilde kadınlara dönük saldırılar gerçekleşiyor. Özelde kadının örgütlülüğüne bir saldırı var. Kadınlar katlediliyor, tecavüz, fuhşa ve madde kullanmaya sürükleniyor. Buna karşın bizler ne kadar iyi örgütlenirsek ve kadınlarla tartışma yürütürsek o kadar güçlü oluruz. 

*Özerk Yönetim içerisinde en önemli ve dikkat çekici durum ise eşbaşkanlık sistemi. Eşbaşkanlık sistemi kadın çalışmaları üzerinde nasıl bir etki yarattı? 

Eşbaşkanlık sistemi bizim buradaki sistemin muhakkak ki en dikkat çeken yönü. Bugün kadınlar tüm çalışmalarda eşbaşkanlık yapıyor. Hemen hemen tüm çalışmalarda kadın büroları oluşturuluyor. Artık Kadın Meclislerinde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Kadının yönetim kademesinde yer alması, kadınlar için projeler üretip hayata geçirmesi ve perspektif sahibi olması oldukça önemliydi bizler için. Belediyeler ile başlayan eşbaşkanlık şimdi Kuzey ve Doğu Suriye’nin her alanına yayıldı ve buralar eşbaşkanlıkla yönetiliyor. Bu sistem çoğu zaman tartışma konusu oldu. Kadınların bu çalışmalardaki rol ve misyonu nedir? Kendimizi daha fazla ne kadar örgütleyebiliriz? Kadınlar şekilsel değil bir hakikat olarak sahiplendi. Kadını kendisine yardımcı, arka planda gören ve kabul etmeyen erk zihniyete karşı büyük bir mücadele verildi, veriliyor.  Eşbaşkanlık sisteminde en büyük mücadele veriliyor. Çünkü kadınlar yılların tecrübesine sahip. Bu sistem tüm dünyaya örnek oldu. Burada da Süryanilerden tutalım Araplara kadar bu sistem ulaştı. Bu da toplumda olumlu bir etki yarattığını gösteriyor eşbaşkanlık sisteminin.  

*Kadına yönelik şiddet ve katliamlar dünya genelinde arttı. Bunda iktidarların militarist söylem ve politikaları etken. Siz şiddet ve katliamlara karşı nasıl mücadele ediyorsunuz? 

Devrimden önce de kadın katliamları vardı, şimdi de var. Tüm savaşlarda en başta katledilenler kadın ve çocuklardır. Kadın ve çocukları korumak adına çalışmalarımız var. Ama ne yazık ki kadın katliamları en çok Türkler tarafından işgal edilen alanlarda yaşanıyor. Yine işgal edilen alanlarda çocuk evlilikler, kaçırılma, katliam, tecavüz çok görülüyor. İşgal edilen alanlarda onlarca kadın cezaevinde. Türk devleti devrimin başlarında Suriye’ye müdahale etmek istedi ve burada şiddeti hayata geçirmek istedi. Tecavüz, kaçırılma ve katliamları sıradanlaştırmaya çalıştı. Fakat buna karşılık mücadele verdik ve veriyoruz. YPJ öncülüğünde DAİŞ’in olduğu yerler kurtarıldı. Bununla birlikte binlerce çocuk ve Êzîdi kurtarıldı. Onların ellerinde kurtarılan kadınlar eğitildi. Şiddete karşı büyük mücadele verildi. Son dönemlerde kadına dönük şiddet tüm dünya da model oldu. Özellikle koronavirüsün yayılmasıyla beraber kadınlar hedef alındı. Kongreya Star olarak şiddete karşı Sara Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Örgütü ve Kadın Adalet Meclisi ile beraber var olan sorunları tartışıyoruz ve sorunlara çözüm olmak için çalışma yürütüyoruz. Çocukları ve kadınları korumak için 2014 yılından sonra bölgemizde kadın yasaları kabul edildi. Ne kadar bu yasalar olsa da yine de bizler, ‘kadınlar kendilerini nasıl savunabilir?’ demeliyiz. Kadınlar eğitim ile haklarını nasıl savunacaklarını öğrenebilirler. Binlerce kadın eğitiliyor. Tek bir kadın dahi halen şiddete ve katliamlara maruz kalıyorsa durmadan mücadele etmemiz gerekir. 

*Kadınlar askeri alanda da önemli başarılar elde etti. Bu durum toplumu nasıl etkiledi? 

Rojava Devrimi’nin başlamasıyla YPJ kuruldu. Mahallerde HPC-JIN de özgün bir şekilde örgütlemelerini yaparak kuruldu. Savaş ortamında bu birlikler herkese umut ve güç oldu. Bu güçlerin varlığı bizi rahatlatıyor ve tüm savaş durumlarında bizi koruyacak bir özsavunma gücümüz var. Toplum içinde çalışan kadınlar gücünü ve iradelerini bu kadınlardan alıyor. Dünya kadınları bizleri umut olarak görüyor. Bunun için de yükümüz ağır. Bizler de bu sorumluluğu büyük bir keyif ile omuzlayacağız ve çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

Kaynak: http://www.jinnews.com.tr/

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz