Silopi’de 4 yıl önce ilan edilen sokak çıkma yasağı sırasında katledilen kadınlardan biri olan Pakize Nayır, her seferinde “yenilmeyeceğiz” diye haykırıyor.
Pakize’yi anlatan annesi Behiye Nayır ve mücadele arkadaşı TJA aktivisti Fehime Saruhan, “Devlet onları bilerek onları katletti. Tıpkı Paris’te katledilen üç Kürt kadın siyasetçi gibi” diyor. Botan gibi heybetli, Botan gibi asi, Botan gibi direnişçi ve Botan gibi özgürlük kokan Sêvê, Pakize ve Fatma… ‘ Botan kazanırsa tüm insanlık kazanacak’ diyen Pakize’yi herkes Botan’da 14 Aralık 2016 tarihinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı sürecinde ve 79 günlük süren direnişle tanıdı.
24 yaşında özyönetim direnişinin 21’inci gününde 3 yoldaşı ile birlikte yaşamını yitiren Pakize’den geriye, tarihe mal olacak cümleler ve büyük bir mücadele mirası kaldı. Silopi direnişinin ilk gününden itibaren halkın sesini duyurmak için telefonla birçok yayın kuruluşuna bağlanan Pakize, “Botan kazanırsa tüm insanlık kazanacak” diyordu. Silopi’de saldırıların en vahşi yöntemlerle yapıldığı günlerde “Yenilmeyeceğiz” diye haykıran Pakize’den geriye geleceğe miras, onurla yaşanmış bir ömür ve direnişi kaldı.
Pakize Nayır, 1990 yılında Silopi’nin Ziristan köyünde 8 çocuklu bir ailede dünyaya gelir. Küçük yaşta ailesiyle birlikte Mardin’in Nusaybin ilçesine göç etmek zorunda kalır. 6 yılını Nusaybin’de geçirdikten sonra, doğduğu yer olan Silopi’ye geri döner ve yaşamına burada devam etmeye başlar. Burada bir kuaför dükkânı açarak çalışma hayatına atılan Pakize, diğer taraftan ise siyasi çalışmalarda yer alır. Pakize, kendisiyle beraber şehadete giden Fatma ve Sêvê ile Mala Jinê (Kadın Evi) tanışır.
Sokağa çıkma yasaklarının olduğu süreçte halkından kopmadan mücadele eden Pakize’yi annesi Behiye Nayır ve mücadele arkadaşı Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Fehime Saruhan anlattı.
Geriye fotoğraf albümü kaldı
Kızının fotoğraf albümünü bize gösteren Behiye, kızından bahsederken “Geriye bana sadece bu fotoğrafları bırakacağını bilmiyordum” diyerek gözyaşlarına hâkim olamıyor.
‘Pakize okumayı çok seviyordu’
Behiye, Pakize’nin çocukluğundan beri arkadaşları arasında sevildiğini söyleyerek, kızının hiçbir zaman kimseyi incitmediğini, çok çalışkan bir çocuk olduğunu dile getiriyor. Behiye, kızının okumak istediğini ancak kendilerinin “ayıptır“ diye onu okuldan aldıklarını ve buna rağmen Pakize’nin hiçbir zaman okumaktan vazgeçmediğini kaydediyor. Behiye, “İnsanlar Pakize’nin beşinci sınıfa kadar okul okuduğuna inanmıyorlardı. İki tane üniversite okuduğunu düşünüyorlardı. Çünkü çok bilgiliydi. Burada Kürtçe kurslar vardı kızım ona da gidiyordu. Bir gün öğretmen soru sormuş kızım hemen kalkıp cevap vermiş. Öğretmen şaşırarak cevabı nereden bildiğini sormuş. Kızım da çok kitap okuduğundan kaynaklı cevabı bildiğini söylemiş. Kızım okumayı çok seviyordu. Açık öğretimden ortaokulu bitirdi. Daha sonra liseye kayıt yapmak için fotoğraf bile çektirmişti. Ama kayıt yapamadan onu katlettiler” diye belirtiyor.
‘Sokağa çıkma yasaklarında olabilecekleri tahmin etti’
Pakize’yi anlatırken duygusallaşan Behiye, Pakize’nin adını koyduğu torununa sarılarak kızına duyduğu hasreti gidermeye çalışıyor. Pakize’nin sokağa çıkma yasaklarından sonra neler olabileceğini önceden tahmin ettiğini ifade eden Behiye, “Kızım küçük yaşlardan beri partiyi seviyordu. Şenlikler olduğunda kızım da katılıyordu, cesaretli bir kadındı. Benim kızım savaşçı değildi ama onu katlettiler. Silopi’de yasaklar başlayınca Pakize demişti: ‘Anne devlet kendi memurlarını buradan çıkarıyor. Başımıza bir felaket getirecekler.’ Ben ise ona öyle bir şey olmayacağını söyledim. Ama kızımın dediği çıktı. Pakize’nin buradan çıkmasını istedik ama o kabul etmedi” sözlerine yer veriyor.
‘Pakize’nin bedeninde 5 kurşun vardı’
Pakize’nin katledilmeden önce teyzesinin evinden kendisini aradığını söyleyen Behiye, akşam saat 21.00 sıralarında teyzesinin evinden milletvekillerini karşılamak için çıktığını hatırlatan Behiye, “Çantasını bile yanına almıyor. Teyzesine hemen döneceğini söylediği için çantasını ona veriyor. Kızım evden çıktıktan yarım saat sonra kurşun seslerinin geldiğini kardeşim söyledi. Ama o sıralarda çatışmalar yoktu. Görgü tanıklarının söylemine göre ilk etapta Sêvê vuruluyor. Sêvê yaralı olduğu için kızım onunla ilgileniyor. Hatta o esnada onlara ambulans gönderebilsin diye İdris Baluken ile konuşuyor. Ancak sabaha karşı ambulans gönderiliyor. O zamana kadar kızımı da vuruyorlar. Pakize’nin bedeninde 5 tane kurşun vardı” diyor.
‘Katilleri bulunana kadar mücadelemi sürdüreceğim’
Kimsenin ölmesinden yana olmadıklarını ancak devletin bunu hiçe sayarak, orada bulunan üç kadın siyasetçiyi katlettiğini dile getiren Behiye şu ifadeleri kullanıyor: “Bizim çocuklarımızın elinde silah yoktu ama devlet bunu hiçe sayarak onları katletti. Madem teröristler, neden şu an Meclis’te yer alıyorlar? HDP sadece barış istiyor. Öte yandan HDP sadece Kürtlerin partisi değildir. Tüm halkları kucaklayan bir partidir. Aynı zamanda benim kızım da bu partiye mensuptu ve tek suçu barış istemekti. Kızımın katilleri bulunana kadar mücadelemi sürdüreceğim” diye ekliyor.
‘Pakize kadınlara mücadele mirası bıraktı’
Pakize’yi 2014-2015 yıllarında kadın çalışmalarında tanıdığını belirten Fehime, kişilik olarak çok çalışkan, kavrama gücü gelişkin ve çalıştığı halde zamanını iyi değerlendirdiğini kaydeden Fehime, “Halk arasında da çok sevildiğini çünkü kültürel anlamda çok başarılı bir kadındı. Pakize, kısa bir sürede insanların gönlünde taht kurmayı başardı. Çalışmalarıyla arkasında bir direniş tarihi bıraktı. Biz kadınlar mücadele mirası bıraktı. O süreçte Pakize’den istenilen şeyi o başarıyla yaptı ve başka kadınların da önünü açtı” diye belirtiyor.
‘Devlet kadını hedef alıyor’
“Pakize toplumun öncülüğünü yapıyordu” diyen Fehime, tek amacının halkla beraber dayanışarak yaşamak olduğunu söylüyor. Pakize’nin her zaman halka moral vermeye çalıştığını ve kadınların mücadele azmini arttırdığını kaydeden Fehime son olarak şöyle diyor: “Devlet kadından korktuğu için her zaman kadını hedef alıyor. Tarihte olduğu gibi her zaman kadınlar hedef alınmıştır. Çünkü kadınların kazanımlarından korkuyorlar. Tıpkı Paris katliamında olduğu gibi.”