KDP, Kürdistan için mücadele eden, Kürdistan için canını veren, Kürdistan için bir fedai hareketi olan PKK’yi düşman ilan ederken, Türk ordusunu Güney’e davet etmekle yetinmemekte, neredeyse Güney’deki tüm kurumlarını Türk ordusu ve MİT’in eline vermiştir. Hatta Parastin denilen kurum tamamen MİT’in eline geçmiştir. MİT istediği zaman Parastin’ın tutuklattığı yurtseverleri sorgulayabilmekte, Parastin MİT’in verdiği bilgi ve sorular temelinde yurtseverleri işkencelerden geçirebilmektedir.
Güney Kürdistan’ın her kurumu, her resmi binası, her iş yeri MİT’in özel olarak örgütlediği ajan ve ispiyoncuları tarafından kuşatmaya alınmıştır. Birçok KDP bürokratının maaşı Türk devleti tarafından verilmektedir. KDP’li birçok köy ağası ve bazı aşiret liderleri Türk ordusu ile çalışmaktadır. Güney gerillaya karşı yapılan operasyonda bir karargâh konumundadır. Türk devletinden sonra MİT’in en çok örgütlendiği yer Güney Kürdistan’dır. Düzenli olarak MİT’ten maaş alan binlerce ajan ve ispiyoncu vardır. KDP-MİT ilişkisi öylesine sıradan basit birkaç ajan ve ispiyoncuyla sınırlı değildir. Hewlêr, Zaxo ilçesine bağlı Batufa kasabasında ve Dihok’ta MİT’e ait merkezler bulunuyor. Zaxo, Dihok, Amediyê ve Bradost bölgesinde KDP ve MİT tarafından dört ortak çalışma merkezi bulunmaktadır. KDP ile koordineli olarak bu merkezlerde ajanlaştırma, keşif ve saldırı planları yapılmaktadır. Şimdi Haftanin’de yürütülen işgal operasyanları bunu net bir şekilde ortaya koymaktadır.
KDP’nin ihanetçi anlayışı tarihten günümüze kadar devam ettiği görülmektedır. Yani TC’nin Güney Kürdistan’a yönelik işgal saldırıları ve MİT’in istihbarat ve ajanlaştırma faliyetleri 1983 yılından beri sürüyor. 1994 yılında Kürdistan Bölgesi hükümetinin de onayıyla bölgede 20’nin üzerinde Türk devletine ait askeri üsler, MİT’in ajanlaştırma merkezleri kuruldu.
MİT’in Güney Kürdistan’da bulunan istihbarat merkezleri PARASTIN’la birlikte PKK’ye ve yurtsever Kürt halkına karşı ortaklaşa faliyet yürüttükleri aşikardır. MİT’in denetimine giren PARASTIN’ın başında Mesrur Barzani bulunuyor. İsrail, Güney Kürdistan’daki Kürtler ile kurulan ilişkiler kapsamında Ağustos 1966 yılında Kürt istihbarat örgütünün (Parastin’in) şekillenmesine de yardımcı oldu. Amaç Irak hakkında İsrail için istihbarat toplamaktı. Bununla birlikte İsrail İstihbarat Teşkilatı MOSSAD, Kürt istihbaratçıları yetiştirdi. İsrail’in güdümünde olan PARASTIN sözde İran, Suriye ve Türk devletine yönelik olarak faaliyet yürütüğü ve TC ordusunun imkan ve kabiliyetleri hakkında bilgi toplamaktır ancak bu gün PARASTIN ve MİT Kürt Özgürlük Hareketine karşı ortak faliyet yürütmektedır. Güney Kürdistan’da bir çok kurum ve Kuruluş MİT ve PARASTIN’ın denetimde ajanlaştırma faliyetleri yürütmektedır.
Faşist Türk devleti Güney Kürdistan’da diplomatik faaliyetlerinden ekonomik, askeri faaliyetlerine kadar bizzat MİT’in yürüttüğü her geçen gün daha fazla açığa çıkmaktadır. Güney Kürdistan adeta
MİT’in yerleşkesi haline gelmiş durumda.
Güney Kürdistan’a yönelik başlatılan işgal operasyonları istihbarat çalışmaları doğrultusunda yürütüldüğü aşikardır. MİT ve PARASTIN’ın ortak faliyetleri doğrultusunda Güney Kürdistan’ın toprakları işgal edilmektedır. Hewlêr, Zaxo ilçesine bağlı Batufa kasabasında ve Dihok’ta MİT’e ait merkezler bulunuyor. Zaxo, Dihok, Amediyê ve Bradost bölgesinde KDP ve MİT tarafından dört ortak çalışma merkezi bulunmaktadır. KDP ile koordineli olarak bu merkezlerde ajanlaştırma, keşif ve saldırı planları yapılmaktadır.
MİT ve PARASTIN’ın hedefinde kimler var
MİT ve PARASTIN’ın ajanlaştırma faliyetleri kapmasında yürüttüğü çalışmaların başında Küzey Kürdistan’da soykırımcı AKP-MHP iktidarının Kürt düşmanlığından kaçarak Güney Kürdistan kentlerine yerleşen yurtsever Kürtler bulunmaktadır. MİT ve PARASTIN Güney Kürdistan kentlerine yerleşen kişilerin telefonlarına ulaşarak, mesajlarla ajanlık teklifinde bulunmaktadır. Ajanlığı kabul etmeleri durumunda ise haklarında açılan dava dosyalarının rafa kaldırılacağı belirtemekte. Şayet ajanlık teklifleri yerine getirilmediğinde ise tehditler sıralanmaktadır. Ancak söz konusu bu şahısların
telefonlarının nasıl elde edildiği ise oldukça önemli. Nihayetinde bu telefonların kime ait olduğu ister faturalı ve kayıtlı olsun, isterse olmasın bu telefon numaralarının bölgedeki telefon şirketlerinden ancak elde edilebilir. Bu da MİT’in Güney Kürdistan’da ulaştığı örgütlenme düzeyini ortaya
koymaktadır.
Diğer yandan Güney Kürdistan’a yerleşen siyasetçilerin kendisine iade edilmesini ve hatta
ajanlığı kabul etmeleri durumunda haklarında dava açılmayacağını belirterek bu
siyasilerin KDP tarafından ikna edilmelerini istemekte. KDP bu siyasetçileri ikna etmek için bütün yöntemleri kullanmaktadır. Bu yöntemlerle sonuç almaya çalışan MİT ve PARASTIN’ın kullandığı başka bir yöntem ise bu kişileri kendi şirketlerinde işe alarak bilgi toplamaya çalıştırmaktadır. Bu şahışlara iş karşılığında istihbari bilgiler verilmesi istenmektedır. Bu şahıslar ajanlığı kabul ettikleri takdirde gerillanın bulunduğu alanlara gönderilmektedır. Bu doğrultuda alınan bilgiler doğrultusunda askeri operasyonlar yapılmaktadır.
Kurulan şirketler ve MİT faliyetleri
Türk devleti Güney Kürdistan’ın ekonomisini eline geçirmek için inşaat, giyim ve gıda başta olmak üzere bir çok alanda şirketleri bulunmaktadır. Türk devletinin, Hewler, Dihok ve Süleymaniye’de yüzlerce şirketi bulunmaktadır. Sadece Hewler’de 190 Türk şirketi bulunmaktadır. Hewler olmak üzere Güney Kürdistan’da 300 Türk firması bulunuyor. Güney Kürdistan’ın inşaat işlerinin yüzde 80’i Türk firmaları tarafından gerçekleştiriliyor. Bu şirketler ekonomik olduğu kadar istihbarat görevlerini yürütmekte. MİT ile kordinalı çalışan bu firmalar, özellikle Küzey Kürdistan’dan gelip çalışmak zorunda olan kişileri düşürmeye yönelik çalışmalar yürütülüyor. Ekonomik olarak kendine bağımlı kılıp ardından MİT ağına düşürülerek ajanlaştırılıyor. Bu ajanlaştırma ve düşürme çalışmaları MİT ve PARASTIN ortaklaşa bir çalışma yürüterek yapıyor. Bu şirketler MİT’e bağlı olduğu kadar PARASTIN’ın denetiminde işlerini yürütüyor.
PARASTIN ve MİT Köyleri boşaltıyor
MİT’in faaliyetleri sonucu bugüne kadar Güney Kürdistan’da onlarca köy bombalandı, yüzlerce köylü katledildi. MİT sessiz ve sinsi bir biçimde kırsal köyler dahil Güney Kürdistan’ın her yerinde varlık göstermeye başladı. Köylülerden PKK hakkında bilgi verilmesi isteniyor. Bilgi vermeyen Köylüler PARASTIN ve MİT tarafından tehdit edilmeye başlanıyor. Köylerinden çıkmaları için baskı yapılmaya başlanıyor. Bu şekilde köyler boşaltırılıyor ve boşaltılan köylere karakol ve askeri üsler yapılıyor. Bütün bunların bir sonucu olarak Güney Kürdistan’da tüm gelişmelere şekil vermeye, Türk çıkarlarına
göre baskı kuran bir güce dönüşmüş vaziyette.
Çünkü Kürt liderlerinin suikastlarından tutun da, bütün komplo, katliam ve soykırımların
altında MİT ortaya çıkmıştır. Yine denilebilir ki, Kürtlerin bu kadar parçalı ve birbirine mesafeli hale getirilmesinde MİT’in birbirine düşürme oyunlarının sonucu. Güney Kürdistan Bölgesi’ndeki kurumların MİT’in eline geçtiğini, bölgenin Türk devletinin adeta bir eyaleti haline geldiğini söyleyebiliriz. Yani KDP, Türk devletine biat etmiş durumda, çünkü KDP’yi ayakta tutan Türk devleti ve Erdoğan’dır. Çünkü Erdoğan biliyor ki; KDP olmazsa, yerel işbirlikçileri onay vermezse Medya savunma alanlarına yapamaz. Kısacası şunu diyebiliriz Güney Kürdistan’ı şuanda TC ve MİT yönetmektedır. Türk devleti istediği zaman ve yerde operasyon yapabiliyor, istediği zaman KDP’nin ağzıyla Özgürlük Hareketi’ne karşı açıklamalarda bulunuyor. İstediği zaman kendine göre kararlar aldırtıyor, istediği zaman Barzaniler’i Ankara’ya çağırıp kendi kararlarını dikte ettirebiliyor.
Güney Kürdistan Türk devletinin bir eyaleti konumuna gelmiştir.
Türk devleti yeni bir konseptle sürece müdahale etmek istiyor. İşgal ettiği yerleri yavaş yavaş çoğaltarak büyütmeyi amaçlamaktadır. Bunun için alan tutuyor, tutuğu alanlarda karakollar inşa ediyor, komando ve özel kuvvetlerden asker konumlandırıyor. Faşist Türk devleti önce KDP’yi, KDP pêşmergelerini bu alanlara gönderiyor, olmayınca bizzat kendisi fiili olarak işgal ediyor. Bazen pêşmergelerin elbiselerini giyerek onlarla tutmak istediği alanlara yerleşiyor. Pêşmergeler, Zînî Wertê alanına gönderilmeden önce KDP yetkileri, MİT ve Özel Kuvvetlerle birçok kez toplantılar yapıldı, bu toplantılarda tartışıldı ve en son olarak alana pêşmerge ve pêşmerge elbisesini giyen Özel Kuvvetlerden askerler gönderilmiştir.