PKK partileşmede bir çığ gibi büyüdü

0
218

Kemal SÖBE

PKK’nin siyasi olarak en zor koşullarda ve maddi olarak da imkanların neredeyse sıfır olduğu şartlarda tarih sahnesine çıkması, Kürtler için adeta yoktan var olmak gibidir. PKK, en zifiri karanlıkla iç içe geçmiş bir halk için, güneş ve ışık olmuştur. PKK, her türlü gerilikle baş başa kalan bir halk için bir okul olmuş, düşman tarafından yolsuz bırakılan Kürtler için, engin bir yol olmayı başarmıştır. Kürtler için her yol çıkmaz sokak olmuş, bütün yollar üstüne kapatılıyordu. PKK, Kürtlerin, gerek siyasi, sosyal, ideolojik ve kültürel, eğitimsel her türlü gelişmişliğini sağlamıştır. Kürtlerin yeniden tarih sahnesine çıkması ve dünyada, insanlık ailesi içinde yer almasının sağlanması gerekiyordu. Öncelikle, Kürtlerin, inkarcı sistemin etkisinden çıkarılması, rejimin bütün kirinden pasından arındırılması, çıkarılması ve kendi kimliğini tanıması gerekiyordu.

Kürt halkı, ideolojikleştikçe, siyasi düzey kazandıkça, politikleştikçe, düşmanın zihniyeti iflas etmiştir. Düşman, Kürtlerin belleğini derinlemesine kirletmişti, Kürtleri tanınmaz hale getirmişti. PKK, düşmanın Kürtler üzerinde yarattığı tahribatı çok iyi analiz etti ve Kürtleri her bakımdan çok iyi bir eğitimden geçirdi hemde yerden yere vururcasına. Başka türlü, Kürtler, kolay kolay düşmanın etkisinden kurtulamazdı. Kürtler her bakımdan büyük bir çıkmazın içindeydiler. Kürt insanı, özelliklede Kürt kadını, insan olmaktan bile çıkarılmış, bir nesne haline getirilmişti. Kürt kadını nefes almakta bile zorlanıyordu, suyu bile erkekten izin alarak içiyordu, erkeğin yüzüne bakmaktan korkuyordu. Yani Kürtler, yaşayan ölü haline getirilmişlerdi. Kürtlerin, içinde bulundukları durum, bir felaket demekti.
İşte bu felaket denecek koşullarda, Kürtleri yeni yaşama çekmek öyle kolay olmadı. Büyük bir çaba, olağanüstü bir direniş, fedakarlığın en derini gerekiyordu. PKK, bu saydığımız bedellerin hepsini ödedi, ödüyor. Kürtler, Kürt olarak kendi kimlikleriyle özgürce yaşasın da diye, PKK adeta kendisini Kürtlere feda etmiştir. Bu bakımdan PKK, bir fedailer hareketidir. Aslında PKK, Kürtlerin kendisiydi, kendisidir. PKK, gökten zembille inmedi, Kürtlerin bağrında doğdu, büyüdü ve Kürtleri yeniye taşıdı, taşıyor. PKK, Kürtlerin içinde hiçbir zaman sönmemiş bir ışıktır ve bu ışık bu gün Kürtlere yeni bir tarz ve duruş kazandırmıştır. Bu gün Kürtlerin demokratikleşmesi, siyasi bir kimlik kazanması ve Ortadoğu’da kader değiştiren bir rol oynama düzeyine gelmiş olmaları, PKK’nin gelmiş olduğu düzeyi göstermektedir. PKK, sadece Kürtlerle ilgilenmemiş, dünyayı gündemine almış, devleti analiz etmiş, kadın konusunu özelce incelemiş ve çözümler üretmiş, tarihi ve günümüzü yeniden ele almış, yeni bir paradigma oluşturmuştur. Tarih Kürdistan’da yeniden yazılıyor, yeni bir yaşamın yolu açılıyor ve Kürtlerin şahsında yeni insan yeniden oluşuyor.

PKK, artık bir parti ve örgüt değildir. PKK, Kürdistan’ın kendisi olmuştur. Kürtlerin, neredeyse tamamı PKK’yle bütünleşmiştir. PKK, hem Kürtlerin, hem de bölge halklarının kurtuluş umudu olmuş, hem bölge gericiliğinin hem de emperyalizmin korkulu rüyası olmuştur. Emperyalizmin ve bölge gericiliğinin, PKK’ye yaklaşımlarına baktığımızda, PKK’nin, emperyalizme ve bölge gericiliğine alternatif bir sistem yarattığını rahatlıkla söyleyebiliriz. ABD ve Avrupa’nın PKK’yle ne sorunu var ki, PKK’ye terörist diyor?? Sorun, PKK’nin yeni paradigmasıdır. Bu paradigma demokratik ulus ve halkların kardeşliğidir. Bu paradigma binlerce yıllık devlet kültürünü ve kapitalizmi işlevsiz hale getiriyor. İşte emperyalizmin PKK’ye olan kini ve garezi bundandır. PKK, hem Kürtleri yenilemiş, sosyalize etmiş, hem de dünya halklarına sosyalizmin bitmediğini kanıtlamıştır. 

Kürtlerin partileşmesi ve düşmanın etkisinden çıkması, önderliğin deyimiyle, iğne ile kuyu kazarcasına olmuştur. Bundan dolayı ” Kürdistan devrimi ateşten gömlek giymekten daha yakıcıdır ” diyor, önderlik. Kürt kadını bu gün parti ve örgüt yönetiyor ve yaşamın öznesi olmuştur. Kürtler, yeni insan olmada büyük gelişimler sağlamıştır. Kuşkusuz henüz devrim olmadı ama devrimin çok yönlü alt yapısı oluştu. Yani binlerce yıllık devlet kültürü ve onlarca yıllık inkarcı sistem, Kürtlerin yaşamında yok edildi. PKK, Kürtlerin şahsında yeni insanı yaratmıştır, özgür insan Kürdistan’da oluştu ve Ortadoğu’ya da taşırılıyor. 27 Kasım 1978 PKK’nin kuruluşu, Kürtlerin ve halkların kurtuluşunun manifestosu olmuştur. PKK’nin kuruluşu, başta Kürtler olmak üzere, özgürlüğe susamış dünya halklarına kutlu olsun.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here