Selahattin ERDEM
Kürtler ve dostları PKK’nin resmi kuruluşunun 45’inci yıl dönümünü yaşıyor. Her alanda çok coşkulu kutlamalar daha şimdiden başlamış bulunuyor. Kutlama törenlerinden yürüyüş ve mitinglere, yine şehit anmalarına kadar çok çeşitli etkinlikler yapılıyor. Almanya’da PKK yasağına karşı geliştirilen mücadele ve 10 Ekim’de ilan edilen Özgürlük Kampanyası ile birleşmesi nedeniyle 45’inci yıl dönümü kutlamaları çok daha coşkulu ve etkili geçiyor. Önder Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü ve Kürt sorununun çözümünü hedefleyen mücadelenin, 46’ncı PKK yılında çok daha güçlü ve yaygın gelişeceği anlaşılıyor.
Çok açık ki, geçen 45 yıl boyunca PKK için çok şey söylendi ve yazıldı. Belki de en çok tartışılan varlık oldu. Övgü anlamında da yergi anlamında da neredeyse söylenmemiş herhangi bir söz kalmadı. Kuşkusuz en çarpıcı sözleri Önder Apo söyledi. PKK için “Sonu gelmemiş bir roman, bir şiir, bir türkü…” dedi. ‘PKK ile yaşamın çok daha güzel ve anlamlı’ olduğunu belirtti. PKK’nin bir şehitler partisi olduğunu söyleyerek, tüm şehitlerimizin PKK biçiminde yaşadığını ifade etti. Bunlar ve benzeri tanımlamalar Kürt halkında derin bir PKK algısı ve bilinci yaratarak, bir avuç hain dışında dört parçada ve yurt dışındaki Kürt halkını sokaklarda ve meydanlarda “PKK halktır, halk burada” diye haykırır hale getirdi.
Faşist, sömürgeci ve soykırımcı zihniyet ve siyasetin tüm saldırı ve çabalarına rağmen, hiçbir şey Kürt halkındaki bu PKK algısını ve sahiplenmesini kıramadı. Tersine baskılar artıp oyunlar büyüdükçe, PKK öncülüğündeki özgürlük direnişi de büyüdü. Direniş büyüdükçe de Kürt halkındaki PKK sevgisi ve sahiplenmesi büyüdü. Tarih boyunca hiçbir örgütün ulaşamadığı halk sevgisini ve bütünleşmesini PKK yakaladı. Bu gerçeği 45’inci kuruluş yıldönümü kutlamaları çok daha açık bir biçimde gösteriyor. 46’ncı yıla girerken, Kürt halkındaki PKK sevgisinin çok daha güçlü ve yaygın olduğu görülüyor.
Peki bu durum neden böyle? Çok açık ki, Kürt halkı, kadınları ve gençleri PKK gerçeğinde kendilerini görüyor, kendi gerçeklerini PKK’de buluyor. Önder Apo kişiliği ve PKK gerçeği Kürt halkının özgürlük kimliği oluyor. Kürt halkı, kendi varlığını ve özgürlüğünü PKK’de görüyor. Yaşadığı cesaret ve fedakârlığı PKK’den alıyor. Varlık ve özgürlük iradesinin Önder Apo ve PKK’de somutlaşmış ve doğru temsil edilir olduğunu görüp anlıyor. Kısaca Önder Apo kişiliği ve PKK gerçeği ile Kürt halkının varlığı ve özgürlüğü özdeşleşmiş bulunuyor.
Çok açık ki, PKK’nin 46’ncı kuruluş yılına girerken de bu realitede herhangi bir değişiklik yok. Aslında azalma yönünde bir değişiklik yok, tersine söz konusu bütünleşmede daha da büyüme var. Bir de 46’ncı kuruluş yılına girerken bu gerçeklik artık Kürt halkıyla, kadınları ve gençleriyle de sınırlı değil. Söz konusu gerçeklik Kürtlerin sınırlarını da aşarak tüm dünya halklarına, kadınlarına ve gençlerine yayılıyor ve bu temelde küreselleşen bir gerçeklik haline geliyor. İşte 10 Ekim tarihinde başlatılan Küresel Özgürlük Kampanyası gerçeği ortada. Bir günde 74 merkezde Önder Apo’nun ve Kürt halkının dostları böyle bir eylem kampanyasını başlatmış bulunuyor. Şimdiye kadar da devam ederek tüm toplumlara ve tüm ezilen kesimlere yayılmış durumdadır.
Peki bu durum ne anlama geliyor? Çok açık ki, küresel düzeyde emekçi ve ezilen herkes, tıpkı Kürtler gibi, Önder Apo ve PKK gerçeğinde biraz da kendi gerçeğini buluyor. Önder Apo kişiliği ve PKK gerçeğinde kendi varlığını ve özgürlüğünü görüyor. Bu temelde yeni bir irade ve kimlik kazanıyor. Özellikle kadınlar, Önder Apo’nun devrimci pratiğinden çok büyük bir güç ve güven kazandıkları gibi, Önder Apo’nun geliştirdiği Jineoloji ile özgürlük mücadelesinin yolunun daha çok aydınlandığını görüyorlar. Kadının gerçek varlığının ve özgür yaşamının Kadın Özgürlük Devrimi ile mümkün olduğunu daha derinden anlayıp, Jin Jiyan Azadî hakikatine daha güçlü katılıyorlar.
Diğer tüm emekçi ve ezilenlerin durumu da benzerdir. Devletle çelişenler çözümü Demokratik Konfederalizm’de buluyorlar. ‘Devlet ulusu’ ile çözüm değil sorun yaşayanlar, çözümü ‘Demokratik ulus’ çizgisinde arıyorlar. ‘Çevrecilik’ temelindeki mücadele ile gelişme yaratamayanlar, çözüm için ‘Ekolojik Devrime’ yöneliyorlar. Hak ve ücret mücadelesinde sonuç alamayan işçi ve emekçiler, çözüm için demokratik komüne dayalı demokratik toplumcu mücadeleye yöneliyorlar. Kısaca milliyetçilik ile çözüm bulamayanlar yurtseverliğe, dincilik ile çözüm bulamayanlar demokratik düşünceye, cinsiyetçilik ile çözüm bulamayanlar kadın özgürlüğüne, pozitif bilimcilikle çözüme ulaşamayanlar anlamcılığa yöneliyorlar. Böylece herkes kendi çözümünü Demokratik Modernite Kuramında, yani kadın özgürlükçü, ekolojik ve demokratik toplum paradigmasında buluyor. Bu da dünyanın tüm emekçilerini ve ezilenlerini, Önder Apo gerçeğini daha derinden anlamaya ve daha güçlü sahiplenmeye götürüyor.
Tüm bunlar da PKK’nin 46’ncı yıl mücadelesinin Kurdistan’ın ve Kürtlerin sınırlarını aşarak, küresel düzeyde ve tüm ezilenleri kapsayacak şekilde gelişeceğini gösteriyor. Bunun da “Abdullah Öcalan’a Özgürlük ve Kürt Sorununa Çözüm” kampanyası temelinde olacağı anlaşılıyor. Bu da Küresel Özgürlük Kampanyası’nın PKK’nin 46’ncı yılında daha büyük anlam bulacağını, gelişip yaygınlaşacağını ve Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun çözümü doğrultusunda önemli ve kalıcı kazanımlar yaratacağını ortaya koyuyor.
Zaten şu ana kadar ki gelişmeler de bu gerçeği çok açık bir biçimde gösteriyor. Dikkat edilirse, söz konusu kampanyanın yayılmadığı ülke ve toplum kalmadı. Özgürlük Kampanyası, gerçek anlamda bir küresel eylem kampanyası haline geldi. Bilinçli tüm kadınlar, Jin Jiyan Azadî Devrimi temelinde kampanyanın öncülüğünü açıkça üstlendiler. Özellikle genç kadınlar, 1. Dünya Gençlik Kongresi’nde tüm mücadelelerinin Önder Apo’nun fiziki özgürlüğüne kilitleneceğini açıkça ilan ettiler. Söz konusu Kongre’yle dünya gençliği, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü hedefleyen eylem kampanyasına öncülük edeceğini somut karar haline getirdi. 11 ve 12 Kasım tarihlerinde Avrupa çapında geliştirdiği kapsamlı eylemlerle de bu süreci başlattığını açıkça ilan etti. İngiltere’den İtalya’ya ve Güney Afrika’ya kadar işçi sendikaları bu sürecin en temel gücü olduğunu zaten her fırsatta ortaya koyuyor. Aydınlar, sanatçılar, akademisyenler, filozoflar, siyasetçiler, yani toplumların en duyarlı ve bilinçli kesimleri her gün eylem kampanyasına katıldığını açıklıyor.
Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü hedefleyen Küresel Özgürlük Kampanyası her gün değişik alanlardaki onlarca eylemle gelişiyor ve yayılıyor. Minbiç’ten Derik’e ve Derizor’a kadar tüm Kuzey Doğu Suriye halkları her gün ayakta; sokakları ve meydanları doldurarak Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü istiyor. Bakur’da Kürt halkı ve tüm demokratik çevreler her fırsatta Gemlik’e ‘Özgürlük Yürüyüşü’ düzenliyor. Her kongre ve konferansta Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü temel gündem oluyor ve ‘Bijî Serok Apo’ sloganları yankılanıyor.
Kısaca PKK’nin 46’ncı yılına her alandaki özgürlük eylemleriyle giriliyor. 46’ncı yıla “Abdullah Öcalan’a Özgürlük ve Kürt Sorununa Çözüm” kampanyasının damga vuracağı anlaşılıyor. Kürtlerin ve dostlarının tüm güç ve enerjilerini birleştirerek, söz konusu eylem kampanyasını 46’ncı yılda çok daha güçlü geliştirip yayarak sonuç almaya çalışacakları ortaya çıkıyor. Peki bu mümkün mü? Elbette mümkündür. İç ve dış tüm gelişmeler bunun mümkün olduğunu göstermektedir. O halde yeni PKK yılında küresel özgürlük eylemlerini her alanda geliştirerek Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü kazanmak boyun borcumuz ve tek hedefimiz olmalıdır. Bu temelde yaşayıp mücadele edenlerin 27 Kasım Diriliş Bayramları kutlu olsun!
Kaynak: Yeni Özgür Politika