”Rahat uyu ey Heval sen kendini bilenlere selam oldun”

0
916

Karlıova’daki kardeşi Zamani Çamak’ın mezar taşını, kendilerini arayan askerler tarafından tahrip edilmemesi için kaldırdıklarını paylaşan Naide Çamak, “Mezarlıklarımıza saldırıların ahlaki, insani ve hukuki hiçbir izahı yoktur. Bu işkencedir” dedi.

Bölge kentlerinde, farklı tarihlerde çıkan çatışmalarda hayatını kaybedenlerin cenazelerine ve mezarlarına dönük asker ve polis müdahalesi devam ediyor. Geçmiş yıllarda mezarlıkların tahrip edilmesiyle birlikte başlayan müdahale, 19 Aralık 2017 tarihinde farklı bir boyuta ulaştı. Söz konusu tarihte Bitlis’in Yukarı Ölek (Oleka Jor) köyü kırsalında bulunan Garzan Mezarlığı iş makineleriyle yıkıldıktan sonra, farklı tarihlerde buraya defnedilen 282 kişinin kemikleri mezarlarından çıkarılarak, İstanbul Adli Tıp Kurumu’na (ATK) gönderildi. Bugüne kadar bu cenazelerden sadece 21’i ailelere teslim edildi. Ailelere, defin sırasında ise birçok zorluk çıkarıldı.

KARGOYLA CENAZE GÖNDERİLDİ

23 Mayıs 2017 tarihinde yaşamını yitiren HPG’li Agit İpek’in cenazesi de 10 Nisan’da ailesine kargo yoluyla gönderildi. Bunun yanı sıra birçok kentte askerler aileleri arayarak, mezar taşlarındaki Kürtçe harflerin kaldırılmasını ve kırılmasını isteyerek baskıya maruz bırakıyor. En son, Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı Orman Mahallesi’nde bulunan mezarlık, 2016’da ilan edilen ve sokağa çıkma yasağından bu yana 7’nci kez tahrip edildi.

MEZAR TAŞININ KALDIRILMASINI İSTENDİ

Çocuklarının mezarlar taşının kaldırılması için baskıya maruz bırakılan ailelerden birisi de Çamak ailesi. 18 Nisan’da Bingöl’ün Karlıova Karakolu’ndan aranan aileye, sokağa çıkma yasağı döneminde yaşamını yitiren HPG’li Zamani Çamak’ın (Xebatkar Kalker) kente bağlı Ilıpınar Köyü’ndeki mezar taşının kaldırılması istendi.

Söz konusu durumu “Kürtlerin değerlerine sistematik bir saldırı” şeklinde değerlendiren Çamak’ın ablası Naibe Çamak, karşı karşıya kaldıkları durumu anlattı.

CENAZE İÇİN GÜNLERCE BEKLEDİLER

Kardeşinin haksızları kabul etmeyen bir kişiliğe sahip olduğunu ve yaşanan haksızlıklar üzerine PKK’ye katıldığını söyleyen abla Çamak, kardeşinin Nusaybin’deki sokağa çıkma yasağı sırasında yaşamını yitirdiğini aktardı. Çamak, kardeşinin cenazesini almak için 20 gün boyunca Nusaybin’e beklediklerini paylaştı. Abla Çamak, kardeşinin DNA sonuçları bekledikleri 20 günlük sürece değinerek, “Test sonuçlarını beklerken annem ‘Xebatkar değilse kimin evine ateş düştü’ diyordu. Babam ise; test sonuçlarını beklemeden ‘O cenaze kimin olursa olsun, kendi evladım gibi onu getirip defnedeceğim. Çünkü Xebatkar’ın arkadaşı benim oğlumdur’ diyordu. DNA sonuçları çıktığında Xebatkar olduğu anlaşıldı. Bin bir zorlukla getirip sadece annemin dayısını olduğu ve aile mezarı yapmayı düşündüğümüz araziye defnettik” dedi.

‘MEZAR TAŞINI KALDIRIN’

18 Nisan’da Mersin’de bulunan babasının Karlıova Karakolu tarafından telefonla arandığını aktaran Çamak, görüşmede konuşulanları ise şöyle paylaştı: “Karlıova Karakolu babama ‘Sen neredesin? Gelip seni göreceğiz’ diyor. Babam da ‘Şu an Mersin’deyim. Ancak bir ay sonra köye gelebiliyorum’ diyor. Karakol, ‘Tamam o zaman geldiğin gün bize haber ver’ diyor.”

Abla Çamak, babasının köye gitmesi beklenmeden 20 Nisan’da askerlerin köye gittiğini ve muhtarın kardeşinin mezarına götürdüğünü belirterek sonrasında, “Gülden güzel gülüşünle namerde inat bakışınla Zamani’ydin Xebatkar oldu. Bu topraklar gülsün diye direndin. Rahat uyu ey Heval sen kendini bilenlere selam oldun” yazılı mezar taşının kaldırılmasını istendiğini kaydetti. Çamak, ayrıca askerlerin muhtardan mezar taşının fotoğrafını kaldırıldıktan sonra mezarın fotoğrafının çekilerek kendilerine atmalarını istedikleri dile getirdi.

ALLAH’TAN REVA MI?

Muhtarın durumu anlattıktan sonra babasının da mezarlığın tahrip edilmemesi için mezar taşını kaldırttığını ifade eden Çamak, “Neden değerlerimize bunu yapıyorlar? Bu Allah’tan reva mıdır? Bunlar bize bu acıyı niye çektiriyorlar? Bize daha ne kadar acı çektirecekler” diye sordu. “İnsan gibi konuşsak, karşımızda empati kurabilecek vicdanlı insanlar yok. Zaten karşımızda insan olma erdemliğini gösterenler bu vahşiliği yapmazlar” diyen Çamak, “Mezar taşlarına bile tahammül edemeyen bir zihniyet ile mücadele eden bir halk gerçekliği var. Bu vahşi saldırılar karşılarında yıldıracaklarını sanıyorlarsa yanılıyorlar; tam tersine güçleniyoruz. Bunlarını bize yaşattıkları acılar bizi daha çok olgunlaştırıyor. Biz yılmayacağız” şeklinde konuştu.

SALDIRILARIN İZAHI YOK

Garzan Mezarlığı’ndaki cenazelerin durumuna ve HPG’li Agit İpek’in cenazesinin ailesine kargo yoluyla gönderilmesine de değinen Çamak, şöyle devam etti: “Bunlar cenazelere bu kadar işkence yaparken ailelerin nasıl acı çektiğini görmüyorlar mı? Bunun farkındalar mı? Eğer farkında iseler; demek ki bunlarda vicdan yok. Mübarek üç aya girmemize rağmen vahşice mezarlıklarımıza saldırmaya başladılar. Ailelere yapılan bu işkence ‘Elhamdülillah biz Müslümanız’ Türkiye’sinde oldu, oluyor. Soruyorum; bunlar hangi Müslümanlıktan bahsediyor. Hangi Müslümanlıktır bu? Mezarlıklarımıza ve cenazelerimize yapılan bu saldırıların ahlaki, insani ve hukuki hiçbir izahı yoktur.” Çamak, son olarak “Elinizi vicdanınıza koyun ve değerlerimizden elinizi çekin” şeklinde yetkililere seslendi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz