RAND Corporation, on yıllardır ABD Silahlı Kuvvetleri’ne raporlar sunuyor ve bütçesinin bir kısmı da resmî kurumlar tarafından karşılanıyor.
Dolayısıyla kuruluşun raporlarının, genelde ABD’de devlet içindeki siyasi tartışmaları yansıttığı düşünülüyor.
RAND Corporation, birçok alanda olduğu gibi yıllardır Türkiye için de raporlar hazırlıyor.
Kuruluşun Türkiye ile ilgili son raporu Ocak ayında yayımlandı.
İnternet sitesi üzerinden indirilebilen rapor, ‘Turkey’s Nationalist Course’ (Türkiye’nin Milliyetçi Yönelimi) başlığını taşıyor.
Raporun girişinde, Türkiye ve ABD’nin 60 yıldan fazla bir süre stratejik bir ortaklık geliştirdikleri ancak son yıllarda iki ülke arasında ciddi sorunların yaşandığı belirtiliyor.
Raporda varıldığı belirtilen temel bulgular özetle şöyle sıralanıyor:
Türkiye’nin Milliyetçi Kursu
ABD-Türkiye Stratejik Ortaklığı ve ABD Ordusu için Çıkarımlar
Amerika Birleşik Devletleri, yirmi yılı aşkın bir süredir ABD’nin Avrasya ve Ortadoğu’daki stratejisinin kilit unsuru olarak Türkiye Cumhuriyeti ile stratejik bir ortaklık sürdürmektedir. Bu ortaklık, Soğuk Savaş’ın başlangıcında Sovyet yayılmacılığını kontrol etmek için kuruldu ve Türkiye, ABD güvenliği için önemli üç bölgenin birleşiminde güçlü bir Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) müttefiki olmaya devam ediyor.
ABD ve Türkiye uzun zamandır terörizm ve şiddet içeren aşırıcılığa karşı koymak, enerji güvenliğini artırmak ve refah ve kalkınmayı teşvik etmek gibi bir dizi küresel konuda işbirliği yapmıştır. Bununla birlikte, ortaklık son yıllarda gerginleşti çünkü ABD ve Türkiye’nin çıkarları ve çeşitli zorluklarla ilgili değerlendirmeler eskisi kadar uyumlu değil ve bu zorlukların çoğunu ele alan politikalar üzerinde önemli anlaşmazlıklar ortaya çıktı. Türkiye’nin Avrupa ve diğer komşularla ilişkilerindeki gerginlikler bu gerginlikleri daha da artırdı.
Bu raporda, RAND araştırmacıları, önümüzdeki on yıl içinde ABD-Türkiye ortaklığının karşı karşıya olduğu temel zorlukları değerlendirmekte ve çalkantılı bir dönem olması muhtemelliğini sürdürmek için olası girişimleri önermektedir. Araştırmacılar, Türkiye’nin iç dinamiklerini ve küresel çıkarlarını değiştiren politik, sosyal ve ekonomik eğilimlere odaklanıyor; Türkiye’nin kilit komşuları ve ortaklarıyla değişen ilişkilerini araştırmak; Türkiye’nin çıkarlarının ve komşularının ve ortaklarının çıkarlarının nasıl bir araya geldiğini, ayrıldığını veya çatışma içinde olduğunu karşılaştırın. Son olarak, araştırmacılar bu eğilimlerin Türkiye’nin gelecekteki seyri, ABD savunma planlaması ve ABD Ordusu üzerindeki etkilerini değerlendiriyor.
Önemli bulgular
Türkiye kutuplaşmış bir ülke olmaya devam ediyor
- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetiminde Türkiye’deki demokratik ve sivil haklar azaldı. Anayasal ve yasal değişiklikler hükümeti parlamenter bir sistemden güçlü bir yürütme başkanlığına sahip otoriter bir devlete dönüştürüyor.
- Erdoğan, politik gündemini ilerletmek için milliyetçi, dini ve etnik gerginliklere sahne oldu, ancak birçok Türk demokrasinin aşınması, ekonomik belirsizlik ve Kürtlerle barış anlaşması yapamama konusunda derin endişeleri var.
Türkiye, geleneksel müttefikler ve Avrasya komşularıyla ilişkileri dengeliyor
- Türkiye’nin İran ve Irak’a yönelik politikası çoğu zaman ABD’nin çıkarlarıyla çelişecek.
- Türkiye ve Arap devletlerinin farklı öncelikleri ve İsrail-Türkiye ilişkilerinin iyileştirilmesine yönelik zorlu engeller ABD’nin bölgesel girişimlerinin ilerlemesini zorlaştıracaktır.
- Rusya ve Türkiye stratejik bir ortaklık olduğunu iddia ediyor ve yakınsak çıkarları var, ancak önemli sürtünme noktaları ve çatışma potansiyeli var. Türkiye’nin Kafkasya ve Orta Asya’daki etkisinin sınırlı kalması muhtemeldir.
- NATO hala Türkiye’nin ulusal güvenliğinde merkezi bir rol oynamaktadır, ancak İttifak’ın bağlılığı ve alaka düzeyiyle ilgili yerel şüpheler artmıştır. Türkiye, değişen ulusal çıkarlar dikte ettiğinde müttefikler ile çapraz amaçlarla çalışmaya istekli kalacaktır.
- Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkileri düşük bir noktaya ulaşmıştır. Göç, seyahat, terörle mücadele ve Kıbrıs’ta kaydedilecek ilerleme, katılım sürecinin ömrünü ve ilişkinin alternatif geleceklerini belirleyecektir.
ABD-Türkiye ilişkileri değişken olmaya devam edecek, ancak büyük bir ihlalden kaçınılabilir
- Türkiye ve ABD’nin Rusya ve İran’ı dengelemek, terörizme karşı koymak ve Orta Doğu’da istikrarı teşvik etmek gibi yakınsak çıkarları var.
- Türkiye halen ABD ile savunma işbirliğine değer vermektedir. Silahlı kuvvetleri ABD’li meslektaşları ile etkin bir şekilde çalışmak istiyor ve ABD menşeli askeri teçhizata bağlı kalmak istiyor.
öneriler
- ABD, son yıllarda yaşanan yıkıcı gelişmelere karşı Türkiye ile ilişkileri tamponlamak için uzun vadeli bir stratejiye ihtiyaç duyuyor. Ayrıca, önümüzdeki on yıl boyunca ortak çıkarlara uyma konusunda işbirliğini sürdürebilecek ve demokratik bir muhalefetin Türkiye’nin daha işbirlikçi müttefik ve güvenilir bir bölgesel ve küresel ortak olarak rolünü geri kazanması durumunda güvenilir bir stratejik ortaklığın geri kazanılmasına yardımcı olabilecek girişimlere ihtiyacı var.
- Suriye’deki farklılıkları ortadan kaldırmak, Türk müttefikleri ve Kürt ortaklarıyla çevik ABD diplomatik katılımı ve muhtemelen daha fazla politika düzenlemesi gerektirecektir.
- ABD ve NATO’nun Türk Silahlı Kuvvetleri ile askeri müdahalelerinin sürdürülmesi, Rusya’nın Türkiye üzerindeki etkisini dengelemeye yardımcı olabilir.
- ABD savunma planlamacıları, İncirlik Hava Üssü’ne ve Türkiye’deki diğer ABD ve NATO tesislerine geçici veya kalıcı erişim kaybıyla başa çıkmaya hazır olmalıdır.
- ABD askeri ve Türk Genelkurmay Başkanları arasındaki diyalogları derinleştirmek ve Türk savunma bakanının artan önemini dikkate alarak ABD-Türkiye Yüksek Düzeyli Savunma Grubunu canlandırmak için daha fazla çaba gösterilmelidir.
- ABD ordusu, Türkiye’nin yeni Ulusal Savunma Üniversitesinde müfredat geliştirmesine yardımcı olabilir ve Türkiye, ABD’deki okullara memur göndermeye devam edebilir. Bu adımlar, Türkiye’deki sivil-asker ilişkilerinin geliştirilmesine yardımcı olabilir ve Türkiye’nin ordusunun gelecekteki seyrini, Türkiye ile ikili ve NATO işbirliğini uzun vadede güçlendirebilecek şekilde etkileyebilir.
- https://www.rand.org/pubs/research_reports/RR2589.html
Türkiye’de raporun en fazla tartışma yaratan bölümü ise TSK yaşanan değişimlerle ilgili yapılan tespitler oldu.
Bu bölümde, “15 Temmuz darbe girişimi sonrası yapılan tasfiyelerin, askerî liderliğin alışık olunmayan siyasi faaliyetlerinin ve profesyonellikteki gerilemenin ordudaki orta kademedeki subaylarda tedirginlik yarattığı” belirtiliyor.
İlgili bölümde, “Orta kademedeki subayların askerî liderliğe son derece öfkeli olduğu belirtiliyor. Bazı gözlemciler, bu memnuniyetsizliğinde bir noktada başka bir darbe girişimine dahi neden olabileceğine inanıyor” ifadesine yer veriliyor.