Ruken: Kadın direnişi özgürlüğü getirecek, tecridi ve faşizmi yıkacak

0
1036

KJK Koordinasyon Üyesi Zerin Ruken, 8 Mart’ı kutlayarak, “Kadın direnişi özgürlüğü getirecek, tecridi ve faşizmi yıkacak” dedi. Ruken, “Güçlü potansiyelimiz var ve bunu harekete geçirme zamanı” dedi.

zerin ruken ile ilgili görsel sonucu

KJK Koordinasyon Üyesi Zerin Ruken, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla ANF’ye değerlendirmelerde bulundu.
Ruken, “Öncelikle bize bugünün anlamını ve ruhunu veren Önder Apo’nun 8 Mart’ını kutluyor ve selamlıyorum” dedi.
“129 kadının yaktığı direniş ateşi, bugün milyonlarca kadın tarafında her yerde büyük bir özgürlük isyanına dönüşerek devrime, özgür yaşama, umuda, büyük bir kadın birliği ve mücadelesine dönüşmüş durumdadır. Yine kadınların toplumsal özgürlüğün ve direnişin temel öncü gücüne ulaştığını rahatlıkla belirtebiliriz” diyen Ruken, şunları kaydetti:

‘POTANSİYELİ HAREKETE GEÇİRME DÖNEMİ’

“Kadın Özgürlük Hareketi olarak bugün  mevcut olanın çok daha ilerisinde bir gücümüz  ve potansiyelimiz  vardır. Bu potansiyeli ve gücümüzü en güçlü bir şekilde harekete geçirme dönemindeyiz. 8 Mart bunun  somut ifadesi ve  tarihi bir süreçteyiz. 8 Mart tüm kadınların direnme ve mücadele günü olmaktadır. Her yerde  8 Mart ile birlikte bu direniş ve mücadele potansiyelimizin daha güçlü ortaya çıkacağına inanıyorum. Bu direniş ve xwebun  ruhu ile dört parça  Kürdistan’da, Türkiye ve dünyaya yayılacağına da inanıyorum. ‘Jin, jiyan, azadi’nin nin tılsımı dünya kadınlarının ortak haykırışı olmuştur. 8 Mart ile birlikte gelişecek direniş ve mücadele ruhu ile AKP-MHP faşizmi gerileyecektir.

‘KADINLARIN İSYANI TECRİDİ KIRAR’

İnanıyorum ki; kadınların isyan duruşuyla Önder Apo üzerindeki mutlak tecridi kıracağız. Tüm toplum ve insanlık üzerindeki tecrit kırılacaktır. Önder Apo’nun özgürlüğü, tüm toplumun ve kadınların özgürlüğüdür. 2020 yılında kadınlar ve halkların mücadelesi bunu sağlayacaktır.”

‘SALDIRILARIN DA DİRENİŞİN DE BÜYÜDÜĞÜ DÖNEM’

Ruken, bu 8 Mart’ın farklı anlamları olduğuna da dikkat çekerek, şöyle devam etti:
“Türkiye’de büyük bir faşizm, Kürdistan’da soykırım, dünyada, Ortadoğu’da 3. dünya savaşı var. Aynı zamanda kadınlara karşı da büyük kırım politikası her gün büyüyerek geliştirilmekte ve uygulanmaktadır. Kadına karşı şiddet, tecavüz, oldukça tehlikeli bir boyuta ulaşmış durumdadır. Kadına karşı geliştirilen  şiddet tamamen toplumsallaşmış ve kültürleşmiş  bir durumdadır. Kadın katliamları, cinsiyetçilik, milliyetçilik, dincilik bunun somut yansıması olarak derinleştirilmiştir.
Bugün 3. dünya  savaşı da bunun bir sonucu olmaktadır. 3. dünya savaşının yoğunlaşması, toplumda şiddetin artması, üç katı hatta daha fazlası olarak kadınlara da katliam olarak geri dönüyor. Yaşanan bu savaşın karşında, kadınlar dünyanın her yerinde büyük bir direniş ve bu  anlamda büyük bir kadın mücadelesi, duruşlarıyla ve örgütlenmesi ve öz savunmasını geliştirerek özgürlüğe yürüyor. Bu anlamda kadınlar dünyanın her yerinde öz savunmasıyla, örgütlülüğüyle, ortak örgütlenmesiyle kadın kırımını durduracaktır.
Dolayısıyla 8 Mart da kadın mücadelesi direnişinin büyüdüğü ve geliştiği büyük bir gün olmaktadır. Eşitlik, demokrasi, adaleti en güçlü bir biçimde, yüksek sesle, birlik duruşuyla, güçlü  bir dayanışma, isyanlarla ortaya koyarak alanlara çıkıyor, kadınlar.
Yine Newroz öncesi olması da çok önemlidir. Bir nevi Newroz’a kadınların rengini nasıl vereceğini ifade eder. Newroz direnişi ve mücadelesinin de öncülüğünü Kürt kadınları ve bölge kadınları 8 Mart’ta vermektedir. Aslında şimdiden görüyoruz. Kadınlar dört parça kürdistan, Türkiye’de, Avrupa’da, Ortadoğu’nun değişik yerlerinde 8 Mart’ın startını da verdi. Şimdiden büyük bir heyecan yaratmış durumdadır. Kadınlar her şehirde ve sokakta 8 Mart’ı karşılamaya başladı. Yine büyük bir karşı duruş var kapitalist moderniteye. Kesinlikle ataerkil, erkek egemen sisteme ve zihniyete karşı büyük bir kadın öfkesi ve  durumunu görmekteyiz. Erkek ve devlet faşizmine karşı alanlara  akmaktadır. Bu ruh, kadının  özgürlük mücadelesine de yansıyor. Bu anlamda kadın mücadelesi büyük  bir gelişim düzeyini göstermektedir. Elbette ki evrenselleşiyor. Kadın birliği ve dayanışmasını 2020 yılında güçlendirme koşullarımız ve imkânlarımız  daha da tarihsel bir yön kazanmış ve büyümüştür.  

‘DÜNYA KADINLARINA İLHAM OLUNDU’

Dünya çapında da kadınlar büyük bir birlik halinde bu mücadeleyi veriyor. Ortadoğu’da büyük bir umut olan ve Kürt kadının öncülüğünde Kuzey Suriye devrimi bir kadın devrimi olarak 21. Yüzyılın  ilk  başlangıcında büyük bir umut ve heyecan yaratmıştır. Tüm dünya kadınlarına büyük bir ilham olmuştur. Önder  Apo, 21. Yüzyılın kadın yüzyılı olacağı belirlemesini, demokratik modernite, demokratik ulus, demokratik konfederalizm sistem yapılanmasına bağlı olarak ifade etmiştir. Kadın yüzyılı olması, kadın devriminin yaşanması anlamındadır ve bu devrimin Reber Apo’nun ortaya koymuş olduğu demokratik sistem temelinde  giderek gelişmesi vardır.
Şunu rahatlıkla belirtebilirim, Önderliğimizin kadın özgürlüğü için ortaya koymuş olduğu jineoloji; zihniyet devriminde, paradigma dönüşümünde belirleyici bir  yön olmaktadır. Reber Apo’nun kadın özgürlüğü doğrultusunda geliştirdiği yeni paradigma, çağımıza yeni bir yön kazandırmış ve bu gerçekliğin Kürdistan’ı da aşarak bölgesel, evrensel düzeyde ciddi bir etkilemeye yol açtığını bugün dünya çağında görmekteyiz.

‘TECRİDİ KIRMA KARARLILIĞIMIZ BÜYÜDÜ’

Kapitalist moderniteye alternatif bir sistem olarak açığa çıkan Demokratik Modernite değerlerinin önünü almak, sınırlamak ve tasfiye etmek, uluslararası komplonun yeni bir aşaması olarak devreye konulmuştur. Reber Apo’ya 22 yıldır uygulanan mutlak tecrit işkencesi, bunun sonucudur. 21. Yüzyılda kadınların ve ezilen halkların zafer paradigması, İmralı’da tasfiye edilmek istenmektedir. İşte bu komployu boşa çıkarmanın en temel yanı, zihniyet devrimini, vicdan devrimini ve ahlak devrimini, kadın devrimleri ile daha fazla güçlendirip yaygınlaştırmaktır. Kürt kadınları bunun farkında. Aslında sadece Kürt kadınları değil, dünya kadınları da bu gelişmeyi görmekte ve katılmaktadır. Paradigma değişimini, kadın devrimini jineoloji temelli geliştirme kararlılığı ile aynı zamanda bu gelişen komploya karşı bir mücadele kararlılığını, Reber Apo’ya uygulanan tecrit işkencesini kırma ve özgürlüğünü sağlama kararlılığımız büyümüştür.”

‘ROLÜMÜZÜ CİDDİ ŞEKİLDE OYNAYACAĞIZ’

“Şili’deki Las Tesis dansıyla kadınlar dünyayı değiştirecek gücü herkese bir kez daha görünür kıldı” diyen Ruken, “2020, kadın sorunlarını, kapitalist modernist sistemin kadınlar üzerindeki uygulamalarını gündem yapacağımız ve  kadın eksenli bir sistem ve yaşamın yaratılmasında kadınların ortak dayanışmasını, birliğini güçlendireceğimiz bir yıl olacaktır. Kadının öncülük misyonuyla ortak bir perspektif, ortak bir mücadele siyasetini güçlendireceğiz. Kadın partileşmesi, kadın ordulaşması, kadın sistemleşmesi, kadının demokratik konfederal sistemi, jineoloji ile de kadın bilimini kadın özgürlük mücadelesinin evrenselleşmesinde ve tüm dünya kadınlarının da bir araya gelmesinde ciddi bir  şekilde rolümüzü oynamaya devam edeceğiz.”

‘ÖZGÜRLÜK TEORİMİZİN MİMARI ÖNDER APO’DUR’

Ruken, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kadın mücadelesindeki büyük emeğine dikkat çekerek, şunları ifade etti:
“Önder Apo’ya karşı çok büyük bir ilgi, tanıma ve bilme isteğinin bölge ve dünya kadınında geliştiğini ifade edebilirim. Çünkü özgürlük teorisinin mimarı Önder Apo’dur. Kadın ordulaşmasının, partileşmesinin, özgür eş yaşamın, erkeği dönüştürme projesinin, jineolojinin de mimarı Önder Apo’dur. Dünya kadınları kadın hareketi ile buluştukça Önder Apo’nun özgürlük felsefesi ile buluşuyor ve tanışıyor. Önder Apo’nun fikirleriyle, özgür kadın yoğunlaşmalarıyla, düşünceleriyle, projelerini sahiplenmiş oluyor. Önder Apo’ya karşı daha fazla bir ilgiyi, sempatiyi ortaya çıkarıyor. Ve Önder Apo’nun özgürlüğüne karşı tüm kadınlarda büyük bir sorumluluk bilinci gelişmiş durumdadır. Önder Apo’nun özgürleşmesine dönük de ciddi bir mücadele iradesi ve yaklaşımı çok güçlenmiştir. 22 yıldır Önder Apo üzerinde mutlak tecrit vardır. 27 Şubat tarihinde özel savaşın bir planı olarak devreye giren ve İmralı adasında çıkan veya çıkartılan yangına karşı her Kürdistanlı ve dostu her yerde direnişe geçti. Bu direniş devam etmektedir. İşte 2020 yılı 8 Mart’ı bunun da ifadesi  olacaktır. Hem bölgede hem de dünyada kadınlar Kürt kadınıyla tüm dünya kadın hareketleri ile de ciddi bir dayanışma ve birlik içerisinde 8 Mart’ı birlikte kutluyorlar. Alanlara birlikte çıkmaktadırlar. istemlerini birlikte haykırıyorlar. Ortak bir ruh ve yürek olarak haykırıyorlar.”

‘DİRENİŞ ÖZGÜRLÜK GETİRECEK’

KJK Koordinasyon Üyesi Zerin Ruken, değerlendirmelerini şöyle sonlandırdı:
“2020 8 Mart’ı, Önder Apo üzerindeki tecridi tümden yıkmada, faşizmin soykırımı sonlandırmada son derece önemli rol oynayacaktır. Yine tabii ki kadınların özgürlüğünün sağlandığı bir 8 Mart olacaktır. Zaten kadın hareketi sloganımız; ‘têkoşîna jinan xwebûn e berxwedan e azadî ye’ olarak tespit edildi. Bu anlamda kadınların direnişle özgürleşeceği ortaya konulmuş oluyor. Direnişle tecrit aşılacaktır. Direnişle faşizm yıkılacak, direnişle kadınlar özgürleşecek, direnişle halklar özgürleşecektir. 8 Mart ile direniş büyüyecek, Newroz’la zirveleşecektir.”


CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz