SADAT’ın kirli planlarına karşı öz savunma gerekli

0
336

Serhat EREN

Dün ajanslarda geçen bir haberde SADAT’ın Van’da birçok farklı isimle örgütlendiği yazıyordu. Eğer hatırlanırsa bundan öncesinde de yine özgür basında Van’da SADAT tarafından gençlerin silahlandırıldığına dair bir haber geçmişti. SADAT yapılanması Kürtler için yabancı bir güç değil, aksine en yakın tanığı olanlar Kürtlerdir. Yaptıkları vahşetleri, ahlaksız saldırıları Kürtlerden daha iyi bilen başka birilerinin olduğunu söylemek zor. Yakın tarihte buna tanıklık edilmiştir. Çeşitli ülkelerden getirilen paralı askerlerin oluşturduğu bu yapılanma Kürdistan’da birçok insanlık suçu işledi. Buna herkes tanıklık etti. Özyönetim direnişleri sürecinde Kürdistan kentlerine ve Rojava’ya dönük operasyonalarda kullanılan bu çete yapılanmasının neler yaptığı canlı bir şekilde hafızalarda duruyor. Kürtlere dönük saldırılarda bu kadar vahşileşmeleri ve ahlaksızlaşmaları Kürt halkına dönük özellikle kurulmuş bir yapı olduğunu gösteriyor. Kürdistan’da birçok savaş suçu işleyerek soykırım saldırılarını derinleştirdiler. Ayrıca bu yapılanmanın yalnızca Rojava ve Kuzey kentlerinde saldırılarda yer almadığını da biliyoruz. 2016 sonbaharında Zap’ın Ertuş bölgesine dönük başlayan ve ardından Medya savunma alanlarına yayılan operasyonlarda da bu yapı kullanıldı. Kürt halkına dönük tüm saldırılarda aktif kullanılan bu yapı, belli ki Kürt soykırımını gerçekleştirmek amaçlı kurulmuş bir yapıdır. Ayrıca Türk ordusunun gerilla direnişi karşısında kırıldığı ve yerine bu tür paramiliter çete yapılanmalarının getirildiği de bilinen bir gerçektir.

Kuruluş amacının Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’ne karşı olduğunu sürekli hatırlarsak Kürdistan’da örgütlenmesini yayacağı beklenmeyecek ya da öngörülmeyecek bir durum değildir. Kürt halkına yönelik topyekûn soykırım saldırılarını kendi merkezine almış bir devletin sivil bir görünüm ile Kürt halkını hedeflemesi düşman gerçekliğinin sonucudur. Soykırım saldırılarının derinleşmesinin bir göstergesi olan bu çete yapılanması, belli ki ciddi bir hazırlık ve örgütlenme ile Kürdistan kentlerinde faili meçhul cinayetlerin hazırlığını yapıyor. Bunu da çeşitli (İŞGEM-Van düşünce platformu-Van Kadın Kardelen derneği-Van sivil Dayanışma İnisiyatifi) sivil görünümlü örgütler yoluyla gerçekleştiriyor. Örgütlenmesini sivil görünümlü yapılar yoluyla ile genişletmeye çalışmaktadır. Bunu sivil bir kılıf altında yaymak daha kolay olacağı için bu yolu tercih etmiş bulunuyor. Aynı zamanda kendisine bir meşru ve yasal zemin yaratarak gerçekleştiriyor.

Kürt halkı genel tarihi boyunca özellikle son iki yüzyılda sömürgeci Türk devletinin soykırım saldırıları ile karşı karşıya kalmıştır. Birçok farklı şekilde gerçekleşen bu saldırılar tarihin her dönemde farklı yol yöntemler ile gerçekleşmiştir. SADAT adındaki bu çete yapılanması ile AKP-MHP rejimi Kürtler üzerinde yürüttüğü soykırım saldırılarınının kendi özgün yüzü ve derinleştirme çabası olarak görülmeli. Van kayyumunun ve valisinin açıkça desteklediği bu yapılanmanın örgütlülüğü Kürtler açısında son derece tehlikeli bir durumu oluşturmaktadır.

Nitekim son altı yıldır Van’daki tüm yasakların geliştirilmesinde temel etken olarak görülüyor. Van valisi ile geliştirdiği ilişkilerin doğrudan devlet destekli olması anlamına gelir. Her ne kadar sömürgeci devletin önde gelenlerinin ilişkimiz yok dese de bu sözlerin bir anlamı ya da geçerliliği yoktur. Zaten var olan rejimin yalanlar üzerine kurulu bir rejim olduğunu bilmeyen yok. Onun için ne dediğinin pek bir önemi kalmamıştır. Bu gücün doğrudan AKP’nin çete yapılanması olduğu güneş kadar açık ve nettir. Bu yapılanmanın Kürdistan’da özel faaliyetler geliştirmesi de özel saldırıların olacağı anlamına geliyor.

Van’ın ayrıca SADAT için önemli bir yer olmasının altında MİT’in Kürdistan’da en önemli merkezlerinden birinin mevcut olmasından kaynaklıdır. MİT, 2015-2016 yılından itibaren Van’da çok özel faaliyetler geliştirerek büyük tehlikeler arz eden bir çalışmaya girişmiştir. Günümüze gelinceye kadar SADAT’ın örgütlenmesine alan açmıştır.

Kürdistan’ın önemli direniş merkezlerine yönelik özel bir şekilde geliştirilen soykırım saldırılarına karşı yine bu önemli direniş merkezlerinde karşı-savunma ve direniş geliştirmek gerekmektedir. Van’ın Serhat bölgesinin merkezi konumunda ve Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’nin karşılık bulduğu en büyük kentlerin başında geliyor olması işgalci devletin saldırılarına karşı ciddi bir örgütlülüğü zorunlu kılmaktadır.

İşgalci Türk devletinin paramiliter silahlı yapılanması olan SADAT’a karşı Van gençlerinin öncülüğünde bir öz savunmanın gerekli olduğu açığa çıkmıştır. Bu konuda Van halkının soykırım saldırıları kapsamında olan bu yapılanmayı öz savunma ile boşa çıkarabilecek, yenebilecek duruma geçmesi gerekmektedir.

Tüm Kürdistan için vazgeçilmez bir konu olan öz savunmanın burada bir kez daha zorunlu olduğu açığa çıkmıştır. SADAT adlı çete yapılanmasının anlayacağı veya çekinceği bir yol ve yöntem yoktur. Yalnızca öz savunma ile bu yapılanmaya karşı konulabilir. Kuzey Kürdistan’da geçerli olan durum bu olmaktadır. Soykırımcı devletin yarattığı ortam bunu gerekli kılmaktadır. Öz savunmanın her alana yayılması Kürt halkı için kaçınılmaz bir durum oluyor ve olmaktadır. Bunun için Kürt halkının birincil görevi, yasal maskelere büründürülmüş bu yapılanmalara karşı öz savunmayı geliştirmektir. Kuzey Kürdistan’ın kentlerinde gelişmekte olan ve gelişecek olan öz savunmanın varlığı soykırım saldırılarını nasıl gerilettiği herkes tarafından görülecektir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz