Sancar: 2021 yılı bütçesi savaşa yandaşa ve Saray’a bütçedir halka değil!

0
711

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın 2021 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi üzerine Türk meclisinde yaptığı konuşmada, Türk meclisinin en zayıf dönemini yaşadığına dikkat çekti.

Sancar, “Yüzüncü yılında bu meclis en zayıf dönemini yaşıyor. Demokrasi adına her gün yeni kayıplar yaşıyoruz, özgürlükler adına her gün yeni tahribatlarla karşı karşıya kalıyoruz” dedi.

Sorunların giderek ağırlaştığı, derinleştiği ve çıkmaza doğru gittiğine vurgu yapan Sancar, halen Meclis çatısı altında Kürtçe’nin “bilinmeyen dil” olarak yer aldığı tepkisinde bulundu.

Sancar, “Peki, neden? Arapça konuşsam Arapça olarak girecek biliyorum. Daha önce gördüm. İngilizce konuşsam İngilizce girecek, ama Kürtçe girmiyor. Bundan daha açık kanıt var mıdır Kürt sorunun varlığına? Ve bu iktidarın Kürt sorununda geldiği yeri daha açık gösteren ne olabilir?” diye sordu.

Kürt illeri ve Kürt coğrafyası sözlerini bile kabul etmeyen, bu ifadelere tahammül etmeyen iktidar milletvekillerinin olduğunu belirten Sancar, “Bu inkarcılık değil mi, inkara dönüş değil mi? Kürt sorunu bir inkar sorunu değil mi? Başka örnekler de var. Mesela ders kitaplarından da Kürt kelimesi siliniyor. Kürt kelimesini ders kitaplarından sildiğinizde hayattan Kürtleri silmiş olmuyorsunuz. Kürt sorununu da bir hakikat olmaktan çıkarmış olmuyorsunuz. Sadece sorunları daha fazla derinleştirmiş oluyorsunuz. Yasaklanan Kürtçe tiyatro oyunlarından Kürtçe konuştuğu için saldırıya uğrayan vatandaşlara kadar örnekleri artırmak mümkün ama sanırım bu kadarı yeter” şeklinde konuştu.

“Peki çözüm için vazgeçilmez önemde olan yerel demokrasi bu ülkede yerleşti de mi Kürt sorunu çözüldü. Hayır, tam tersini yaptı bu iktidar. Yerel demokrasiyi yerleştirmek bir yana mevcut kırıntılarını bile tasfiye etti ve bunları kayyım politikalarıyla yaptı” diyen Sancar, şunları ifade etti:

“Bu ülkede hem Kürt sorununda hem demokrasi sorununda çözümün imkanı olarak yerel demokrasiyi mutlaka gündemimize alalım (…) Yerel demokrasi, Kürt sorunun çözümünde çok anahtar öneme sahip ama Türkiye’nin demokrasi sorununun çözümünde de böyledir. Esasen hep söylüyoruz, Türkiye’nin Kürt sorunu da demokrasi sorunu da iç içedir ve ancak ikisini birlikte Demokratik Cumhuriyet formunda çözebiliriz.”

Türkiye’nin her geçen gün derinleşen siyasi, toplumsal ve ekonomik sorunların bunalım döngüsüne terk edildiğini ifade eden Sancar “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, ülkede OHAL’i kalıcı hale getirmenin de diğer adıdır. Keyfiliğin adıdır, demokrasiyi tasfiye etmenin adıdır, otoriterliğin adıdır, yandaşlara rant aktarmanın adıdır. Ülkeyi felakete sürüklemenin de en önemli sebeplerindendir” şeklinde konuştu.

Sancar, bütçe konusunda “Türkiye’nin bugün karşımıza getirilen bütçesinde, güvenlik harcamalarına ayrılan pay %17. Neyle açıklıyorlar bunu, güvenlik ihtiyacıyla. Oysa bütün bunların gerçek bir güvenlik tartışmasıyla ilgisi yok” dedi.

Sancar şunları ekledi: “İktidarın amacı, esas itibariyle bir iç çatışma ihtimaline binaen silahlı güç tahkimatıdır. Bunun mutlaka dikkatle takip edilmesini öneririm bütün demokrasi güçlerine. Türkiye’nin gerçek güvenliğini arayan bir hükümet ne yapar? Düşman sayısını, çatışma ihtimallerini, savaş risklerini azaltır. Oysa bu iktidarın politikaları hatta varoluşu hem içeride hem de dışarıda çatışma dinamiklerini yükseltme üzerine kurulu ve bu sonuçları doğurmaktadır.Dışarıdaki her güç ve içerideki her yurttaş potansiyel düşman olarak kodlanmaktadır. Bu paranoyanın şekillendirdiği iç siyaset hem toplumda güvensizlik halini besliyor hem de devlet bu hale yaslanarak iç güvenlik ve savunmaya daha çok kaynak daha çok insan tahsis etmeyi, savunma ve güvenlik bütçelerini şişirmeyi meşrulaştırıyor.”

Sancar, “Bu bütçe savaşa, yandaşa ve Saray’a bütçedir, halka değil. Yapılan tercihlere baktığınızda bunların hepsi bilinçli birer seçim olarak karşınıza çıkar” ifadelerini kullandı.

Sandar, “Bizler bu ülkenin demokrasiden, barıştan, adaletten, eşitlikten, özgürlükten yana tüm insanlarını ve kesimlerini yeni bir başlangıç yapmak ve onurlu bir yaşamı kurmak için yan yana gelmeye ve birlikte yürümeye çağırıyoruz. Bu davet bizim!” şeklinde sözlerini tamamladı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz