AKP-MHP- derin devlet yönetimindeki Türk devleti, 2015’ten bu yana bütün bütçesini savaşa yatırarak, Türkiye’yi büyük bir kaos ve ekonomik krizin içine sürükledi. Kürt’leri katletmek ve soykırımdan geçirmek için saray şefi Erdoğan, ‘Beka’ söylemleriyle miliyetçi ve ırkçı kesimleri kendi tarafına çekerek, ekonomiyi istediği gibi kullanma fırsatı yarattı. Türkiye’de yaşayan halkları baskı yoluyla sindirmeye çalıştı. 2015’te ise Kürtlerle yürütülen diyalog masasını devirerek Kürtlere karşı yeniden savaş kararı verdi. Bu savaş kararıyla birlikte savaş alanını Rojava ve Başur’da işgal saldırılarıyla genişletmesiyle birlikte bütçenin yüzde 60’dan fazlasını savaş ayırdı.
Bütçenin yüzde 60’nı savaşa yatıran AKP-MHP iktidarı ekonomik krizin derinleştiğini ve artık içinden çıkılmaz bir duruma düştüğünün itirafını ise bizzat Saray şefi Erdoğan dile getirdi. Dolar Kurumunun tarihi seviyeyi gördüğü 7 Ağustos’ta toplumsal tepkilere karşı açıklama yapan Erdoğan, ekonomideki kötü gidişat için “Terörle mücadele ücretsiz yapılmıyor. Ciddi manada harcamalarımız oluyor” demişti. Erdoğan’ın bu söylemi, savaş bütçesi ve savaşa ayrılan kaynaklarda artık zorlandığının dile gelmiş halidir. İktidarın, 2015’ten bu yana makro ekonomik göstergeler, iktidarın sınır içi ve sınır dışı yürüttüğü işgal saldırılarını finanse etmekte zorlandığının itirafıdır. Savaşa yatırılan bütçenin artık suyunu çektiğini göstermesinin yanında, iktidarın savaş harcamalarıyla kendi sonunu da getirdiğini söyleyebiliriz.
Savaşa ayrılan bütçenin rakamların çok üstünde bir bütçe ayrıldığını bilmek ve görmek gerekir. Çünkü gizli ödenekler ve kara para aklaması ve iktidarın yandaşlarına verdiği ihalelerin bütçeye yansıtılmadığını biliyoruz. Yıl yıl savunmaya, yani savaşa ayrılan bütçenin sadece görünen yüzüdür. Bunun görünmeyin yüzünü ise Türkiye’de ortaya çıkan işsizlik, yoksulluk oranın artması, Eğitime ve Sağlığa, Sosyal yardımlara azami bir bütçenin ayrılmasında da anlayabiliriz. Yine Birleşik Metal-İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) hazırladığı “Açlık ve Yoksulluk Sınırı Dönem Raporu”nun verilerine göre; yoksulluk sınırı 8 bin 249 TL olurken, açlık sınırının ise son 18 yılda 5 kattan fazla arttığını gözler önüne gösteriyor
Yine TÜİK’in açıkladığı enflasyonun rakamlarının Çarşı ve Pazar fiyatlarıyla hiç uyumuşmadığı bilinen bir gerçekliktir. Çünkü TÜİK’in açıkladığı rakamlar gerçeklikten çok uzak rakamlardır. TÜİK, enflasyonun hiç kıpırdamadığını açıklıyor. Geçen yıl ilk 6 ayın enflasyonu 5.01, bu yıl ilk 6 ayın rakamı 5.75. Rakamlara baktığımızda Türk devletinin Gerçekçi bir enflasyon hesabının olmadığını görürüz. TÜİK enflasyon rakamlarını iktidarın talimatları doğrultusunda hazırlıyor. TÜİK’in verdiği enflasyon rakamları gerçek rakamların çok altında rakamlardır.
İktidarın 18 yılda aslan payını savaşa ayırmakla ekonomiyi nasıl bir kaosun içine sürüklediğine bir bakalım.
Türk devletinin Kürtlere karşı yürüttüğü savaşa ayırdığı Bütçe
Kürt sorunu şu an yaşanan ekonomik ve siyasi kriz açısından çok belirleyici bir konumdadır. 2013-2014 yıllarındaki ekonomiyle 2015 sonrasındaki ekonomiye baktığımızda çok net bir ayrım olduğu görülecektir. Saray şefi Erdoğan ve Derin devlet güçleri siyaseten ‘bu iş bana kazandırmıyor, öyleyse ben masayı deviririm’ yaklaşımı, Türkiye’yi 5 yıldır karanlık bir sürecin içerisine sokmuştur. Türkiye’de yaşanan karanlık sürecin gittikçe daha da çıkılmaz bir hal aldığı savaşa yatırılan bütçeden anlaşılıyor. AKP-MHP iktidarı boyunca savaşa ayırdığı bütçeye baktığımızda Türkiye’nin nasıl bir kaos ve krize sürüklendiğini göreceğiz.
2016 Savunmaya ayrılan Bütçe
Barış için: 0 TL, Savaşa 837 milyon 350 bin lira
Demokrasiye evirilemeyen, özgürlüklere kapıyı açmayan ve evrensel hukuku çiğneyen Türk devleti iflas etmiş Yeşil-Kuşak projesi üzerinden Ilımlı-İslam batağına saplandı. Türk devletin savaş maliyeti verilerle alt alta sıralandığında bile ne kadar çırpındığı ortada: Barış için:0 TL, savaşın ilk üç ayında:297 milyon, yılın son iki ayında: 837 milyon 350 bin harcadı
Maliye Bakanlığı’nın Kasım ayı ile Ocak-Kasım dönemine ilişkin bütçe uygulama sonuçları, AKP-Erdoğan rejiminin Kürtlere karşı soykırımcı saldırılarındaki harcamaların tavan yaptığı ortada. ‘Güvenlik’ ve ‘savunma’ için 837 milyon 350 bin lira harcandı.
Ekim ayında bu kalem için 477 milyon lira harcanmıştı. Harcamaların bir ayda iki kat artması dikkati çekti.
Türk devleti Kasım ayında silah, araç gereç ve savaş teçhizatları için 384 milyon 557 bin lira harcadı. Ekim ayında bu rakam 103 milyondu. Yine 62 milyon 801 bin liralık mühimmat alındı. ‘Güvenlik’ ve ‘savunma’ adıyla yılın 11 ayında harcanan toplam miktar da rekor düzeyde: 3 milyar 553 milyon 412 bin lira.
Silah, araç, gereç ve savaş teçhizatı alımına 2016 yılında toplamda 1 milyar 274 milyon 856 bin lira para harcandı. Mühimmat alımına bütçeden toplamda 326 milyon 829 bin lira harcandı. Yine örtülü ödenek olarak bilinen ‘Gizli Hizmet Giderleri’nde de Kasım ayında yapılan harcama, 2016 yılının 10 ayının en yükseği oldu ve 228 milyon 238 bin liraya ulaştı. Yılın 11 ayında örtülü
ödenekten yapılan toplam harcama ise 1 milyar 457 milyon 31 lira oldu.
2017 Savunmaya ayrılan Bütçe
2017 bütçesinin aslan payı yine güvenlik ve savunmaya
Kendini savaş üzerinde yaşatan AKP-MHP iktidarı 2017 bütçede aslan payını yine güvenlik politikalarıyla ilişkili kurumlara ayırdı.
Plan Bütçe Komisyonu’nda 1 Kasım itibariyle başlatılan 2017 Merkezi bütçede 64 milyar 306 milyon 50 bin TL doğrudan güvenlik ve savunmadan sorumlu olan kurumlara ayrıldı. Bu rakam 2016 yılında 58 milyar civarındayken, 2017’de yaklaşık olarak 6 milyar TL’lik bir yükselme yaşandı. Bu kurumlar arasından 28 milyar 702 milyon 119 bin TL’lik bir bütçe ile en fazla savunma bütçesi Milli Savunma Bakanlığı’na ayrıldı. Bakanlığı 23 milyar 537 milyon 811 bin TL ile Emniyet Genel Müdürlüğü takip etti.
Güvenliğe 64 milyar 306 milyon 50 bin TL ayrıldı
Doğrudan güvenlik ve savunma ile alakalı olarak bütçeden pay alan diğer kurumların 2017 yılı için merkezi bütçeden aldıkları pay ise şöyle:
– Milli İstihbarat Teşkilatı: 1 milyar 995 milyon 692 bin TL
– Milli Güvenlik Kurulu Sekreterliği: 28 milyon 71 bin TL
– Jandarma Genel Komutanlığı: 9 milyar 374 milyon 739 bin TL
– Sahil Güvenlik Komutanlığı: 649 milyon 761 bin TL
– Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı: 17 milyon 857 bin TL
Bu kurumların yanı sıra dolaylı yolda savunma-güvenlik eksenli harcamalara Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve AFAD gibi kurumların da eklenmesi aslında bütçenin büyük bölümünün savaş için harcandığını ortaya koyuyor. Tüm bu kurumlara ayrılan bütçenin tamamı merkezi bütçenin yüzde 10’luk bir bölümüne denk geliyor.
MİT’e Personel Alımı
MİT bütçesinin 1 milyar 636 milyon 803 bin TL’den; 1 milyar 995 milyon 692 bin TL’ye yükseltilmesi ve bunun ciddi bir bölümünün personel giderlerine ayrılması, MİT’te çalışanların sayısında artışa gidildiğinin göstergesidir.
2018 Savunmaya ayrılan Bütçe
2018 Bütçesi Savaş Bütçesidir!
Gerek Kürt sorununda benimsenen çözümsüzlük politikalarının bir sonucu olarak gerekse siyasi iktidarın Ortadoğu’da emperyalizmin çıkarına üstlendiği yeni roller sonucu savaş ve silahlanmaya ayrılan payın bütçelerde hep önemli bir ağırlığı olmuştur.
Savunma Ve Güvenliğe 92.8 Milyar Tl
Savunma ve güvenlik ile ilgili kurumlara başlangıç ödeneği olarak 92 milyar TL ayrıldı. 2017 yılında 64 milyar 306 milyon 50 bin TL olan bu başlangıç ödeneği önümüzdeki yıl için 92 milyar 718 milyon 151 bin TL olarak belirlendi. Bir yıl arayla sadece güvenlik ve savunmayla alakalı 9 kurumun toplam bütçesinde 28 milyar 412 milyon 101 bin TL artış yapıldı.
Türk devleti yıllardır yüksek savunma ve güvenlik harcamaları açısından dünyada ilk on ülke içinde yer almaktadır.
2017 yılı bütçesinde 69 milyar 445 milyon TL olan savunma ve güvenlik harcamaları 2018 yılı bütçe yasa tasarısında astronomik bir artışla, %31,24 artırılarak 91 milyar 143 milyon TL’ye çıkarıldı.
Aşağıdaki tabloya göre 2018’de Milli Savunma Bakanlığı bütçesi 2017’ye göre % 41, Jandarma Genel Komutanlığı bütçesi % 42, İçişleri Bakanlığı bütçesi %25,13 oranında arttırılmaktadır.
Üstelik aşağıdaki tablo Savunma Sanayi Müsteşarlığı, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’ne bütçeden ayrılan tutarlara, en önemlisi MTV ve bazı ürünlerde ÖTV artışı öngören vergi düzenlemeleri sonucu elde edilecek kaynaktan 8 Milyar TL aktarılması planlanan Savunma Sanayi Destekleme Fonu gelirlerine yer verilmeden ortaya çıkan bir tablodur.
Aşağıdaki tablo bu harcamanın ayrıntılarını veriyor:
Milli Savunma Bakanlığına 40.4 milyar TL.
Milli İstihbarat Teşkilatı’na 2 milyar 335 milyon 535 bin TL.
İçişleri Bakanlığı Bakanlığı’na 7 milyar 300 milyon 918 bin TL.
Jandarma Genel Komutanlığı’na 13 milyar 311 milyon 208 bin TL.
Emniyet Genel Müdürlüğü’ne 27 milyar 792 milyon 655 bin TL.
Sahil Güvenlik Komutanlığı’na 682 milyon 700 bin TL.
Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı’na 18 milyon 373 bin TL.
Stockholm merkezli Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) verilerine göre Türkiye gayrı safi ulusal gelirinin yüzde 2.3’ünü, belki de 2.5’unu silahlanmaya ve güvenlik harcamalarına ayırıyor. Bu oran İngiltere, Fransa, İtalya ve Almanya gibi ülkelerin bu amaçla yaptığı harcamalardan fazla.
Buna rağmen Türkiye Ruslardan S-400 hava savunma sistemleri aldı. Amerika’dan F-35 jet savaş uçakları için anlaşma yaptı. İngiltere’den, İsrail’den, Almanya’dan, Fransa’dan ve daha birçok ülkeden silah ve teçhizat satın aldı.
Erdoğan iktidarı sürekli olarak iç güvenlik güçlerinin de sayısını arttırıyor. Bunun en somut örneği ise Bekçilerin silahladırmasıdır. Bu güçleri yeni silahlarla donatıyor ve yeni bazı örgütlenmelere giderek kendi iktidarının güvenliğini korumak için tedbirler alıyor.
Efrin İşgalinin maliyeti
Bütün bütçeyi savaşa ayıran Türk devleti ve AKP-MHP iktidarı, Afrin işgal etmek için bir milyar Doları harcama yaptı. sadece Zeytin Dalı Harekatı’adını verdikleri işgal operasyonun ilk gününde uçan savaş uçaklarının yakıt bedeli 1 milyon dolar. Afrin işgaline 1.5 milyar dolar harcayan AKP/MHP iktidarı 6 yıldır kesintisiz operasyonlara ise 14.9 milyar dolar askeri harcama yaptı. Verilen örnekler sadece bilinenlerdir. Ekonominin sadece askeri boyutuna bakıldığında bile ekonominin nasıl çöküşe sürüklendiği açıkça görülebilir.
2019 Savunmaya ayrılan Bütçe
2019 bütçesi: Sermayeye dost, emekçiye düşman
2019 bütçesi, halkın doğrudan ya da dolaylı olarak bütçenin yapılmasına, uygulanmasına ve denetlenmesine katılımını ifade eden ‘bütçe hakkı’nın tamamen yok sayılarak, ‘tek adam rejimi’nin ilk bütçesi olarak hazırlandı. 2019’da ciddi anlamda derinleşmesi beklenen ekonomik kriz koşullarına rağmen, yerli ve yabancı sermayenin çıkarlarını gözeten, işsizlik, yoksulluk ve sefalet tehdidi altında yaşam mücadelesi veren emekçilerin sırtına yüklenen doğrudan ve dolaylı vergiler ile savunma ve güvenlik bütçesindeki artış dikkat çekicidir.
2019 Bütçesinin Genel Görünümü
2019 bütçesi, 960 milyar 976 milyon TL olarak belirlenirken, 2019 yılında milli gelirin 4 trilyon 450 milyar TL olacağı öngörüldü. Ekonomide ciddi anlamda daralma yaşanacak olmasına rağmen 2019 büyüme hedefinin yüzde 2.3; enflasyon hedefinin yüzde 15.9 ve olası işsizlik hedefinin yüzde 12.1 olarak açıklanması, ekonomi yönetiminin ülkenin 2019’da karşı karşıya olduğu ciddi ekonomik riskleri göz ardı ettiğini gösterdi.
2019 bütçesinde faiz giderleri, kur artışı ve faizlerdeki yükselişin de etkisiyle, 2018 yılına göre yüzde 54 oranında artarak 76 milyar TL’den, 117 milyar 317 milyon TL’ye çıkarılmış. 391 milyar TL’lik cari transferler kalemi içinde en büyük payı 117 milyar TL ile Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) alıyor. 2018’de 24 milyar 757 milyon TL olan SGK açığının, ekonomide yaşanacak daralma ve sigorta primleri tahsilinin daha da zorlaşması nedeniyle 2019’da yüzde 93 artışla, 47 milyar 698 TL’ye çıktı.
Bütçede başta kamu harcamaları ve kamu yatırımları olmak üzere, hemen hemen tüm gider kalemlerinde ciddi oranda kesintiler yapılmış olmasına rağmen, patronlara vergi kolaylıkları ve istisnalar dışında 32.8 milyar TL’lik doğrudan teşvik ayrıldı. İktidarın yandaşlarına verdiği, Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) ile yaptırılan şehir hastaneleri, köprü, tünel, otoyol ve üçüncü havalimanı için hazine tarafından taahhüt edilen ‘garanti ödeme’ miktarları 2019 bütçesinde yer almadı.
Savunma Ve Güvenlik Harcamalarında Belirgin Artış
2019 bütçesinde en dikkat çekici artış kalemlerinden birisini de savunma ve güvenlik harcamaları oluşturuyor. 2018 savunma ve güvenlik bütçesi 91 milyar 143 milyon TL iken, 2019 bütçesinde yüzde 21 oranında artışla 110 milyar 472 milyon TL’ye (yüzde 11.5) çıkartıldı.
Cumhurbaşkanlığına bağlı tüm örtülü ödenekler, Savunma Sanayii Destekleme Fonu kaynakları, iç ve dış güvenliğe ilişkin bazı kalemler ve kayıtlara geçmeyen tüm ‘gizli harcamalar’ bu rakamların dışında, dolayısıyla gerçek rakam açıklananlardan çok daha yüksek.
2019’da savunma ve güvenlik harcamalarında gözlenen belirgin artış, ekonomik krizin derinleşmesine paralel olarak, yerel seçimler öncesi ve sonrasında iktidarın, içeride baskıcı ve otoriter yönetim anlayışını sürdürürken, sınır ötesine yönelik yeni ‘askeri operasyon’ hazırlıklarının yapıldığını gösteriyor.
Vergi Yükü Yine Emekçilerin Sırtında
2019 bütçesinde 880 milyar TL olarak öngörülen genel bütçe gelirleri içinde 756 milyar TL’lik vergi gelirlerinin oranı yüzde 86. 2019 bütçesinde, tıpkı geçmiş yıllarda hazırlanan bütçelerde olduğu gibi, gelirlerin büyük bölümünün yine halktan toplandı.
Ekonominin içinde bulunduğu ve giderek ağırlaşan kriz koşullarına rağmen 2019’da vergi gelirlerinin, bir önceki yıla göre ortalama yüzde 20 arttı.
2019’da gelir vergisi gelirlerinde yüzde 24.7; harcamalar üzerinden alınan KDV gelirlerinde yüzde 22 ve ÖTV gelirlerinde ise yüzde 15.6 artış görüldü. Kurumlar vergisinde hedeflenen gelir artışı ise sadece yüzde 12. Gelir vergisinin yüzde 96’sı kaynaktan kesilerek toplanırken, sadece yüzde 4’ü beyan üzerinden toplandı.
Gelecek Bölüm: 2020 bütçesi: Silah tekellerine, milyarlarca lira ayrıldı