Seçim sonuçlarına ilişkin bazı notlar

0
262

Kemal SÖBE

14 Mayıs seçimleri, geçmişi tekrar etmekle sonuçlandı. Yani YSP, HDP’nin vekil sayısını tekrar çıkardı ama beklenen, çıkan sonucun çok daha ilerisiydi. Bazı yerlerde, YSP’nin oylarının sayılmadığı ve başka partilere aktarıldığı söyleniyor. Kurdistan’da YSP birinci parti olsada, bazı şehirlerde, hala cellata oy verenler var. Kürt cellatları, Kurdistan’da yüzde bir bile oy alamamalılar. Cellata oy verenleri, Kürt olarak kabul etmiyoruz. Namuslu bir Kürt, kendi cellatına oy veremez. Türkiye halkına gelince, geleneksel devletçilik-muhafazakarlık hala toplumun bir kesiminin alışkanlığı olmaya devam ediyor. Buda gösteriyorki, toplumsal değişim sanıldığı gibi kolay olumuyor, çok uzun sürüyor. Albert Einstein, ” insanları alışkanlıklarından vazgeçirmek atomu parçalamaktan daha zordur ” diyor. Alışkanlıklar tekrar edilirse, bir kültüre ve tarza dönüşür ve kişi-ler, istesede bırakamazlar. Ancak köklü bir değişimle, insan yeni bir yola girebilir. Faşizm koşullarında, demokrasi adına bir toplumdan fazla birşey beklememek gerek. Türkiye’deki muhafazakarlık, devlet desteklidir ve köklüdür.

Bir tas çorba için, Allah devletimize zeval vermesin diyen bir toplum gerçekliği var. Aç bırakki itaat etsin. İtaatkar bir toplum, efendileri tarafından kolayca yönlendirilir. Bir tas çorbaya bir oy. Demekki oy bu kadar ucuz. Biraz yiyecek karşılığı, oyunu verenler, demokrasinin gücü olamazlar. Seçimle gitmek istemeyenler, bir süre sonra zorla giderler. Cumhurbaşkanlığı seçimi, ikinci tura kaldı. Türkiye’nin üçüncü partisi olmak, yine büyük bir başarıdır. HEP geleneğinden çok korkan bir rejimle karşı karşıyayız. Bu rejim, her kötülüğü yapıyor, tutuklamalar, yasaklar, baskılar ama buna rağmen, demokrasi güçlerinin yürüyüşü durdurulamıyor. YSP’nin iktidar yürüyüşü biraz zaman alabilir ama durdurulamaz. AKP-MHP faşizmi eninde sonunda, yıkılışın tadına bakacak. Bazı Kürtlerin oy kullanamadığını düşünüyorum. İkinci turda RTE kaybedebilir. Ancak kazanması, uzun vadede kendisinin aleyhine olur. Çünkü Türkiye’de ekonomik kriz günden güne kötüye gidiyor. Eğer bir çıkış bulunmazda, Kürt sorunu çözülmez ve demokratikleşme sağlanmazsa, bu kriz daha çok derinleşir ve kim baştaysa, ona krizin faturası kesilir. 

RTE, sanmasınki kazanırsa kurtulur. RTE’nin kurtuluşu yok. Kazansada kurtulamaz, biraz daha ömrünü uzatır ama daha çok bataklığa sürüklenecek. Ekonomik ve siyasi krizler değil hükümetleri, rejimleri ve devletleri bile kökünden sarsarlar, yıkarlar. Olası bir derin kriz RTE’yi enkazın altında bırakır ve iktidar olmayı burnundan getirir. RTE’nin ruh haline bakıldığında, suçluluk duygusu var. Yani ileride nelerin olabileceğini tahmin edebiliyor. Bu kadar iktidarda kalıpta çalmanın, hırsızlığın, savaşın, insan öldürmenin, kan dökmenin, Kurdistan’ı bombalamanın tabiki bir ağır bedeli ve cezası olacaktır. Türkiye’de, hala düzen partilerinin peşinden koşmaya çok şaşırmamak gerek. Çünkü apolitik ve demokrasiyi bilmeyen bir toplumsal hakikat var. YSP oylarında, beklenen bir ilerleme olmadıysada bir gerilemede olmadı, mevcudu koruyabildi. Normalde birkaç yılda, HEP geleneğinden gelen partilerin daha çok kitleselleştiği görülüyor. Sanırım biraz daha demokratik kitle çalışmasına ihtiyaç var. Bazı Kürtlerin, akıllarını başlarına almaları gerekiyor. 

Bazı dindar Kürtleri, AKP-RTE’ye yakınlaştıran sadece din faktörüdür ve maddi çıkardır. Bunun dışında bir neden yoktur. RTE’nin camiye gidip namaz kılmasına kananlar ve peşinde sürüklenenler var. Demekki din hala prim yapıyor. Bazı kazanımları ve küçük başarıları yeterli görmemek gerekiyor. Yani bir partimiz ve kitlemiz var ve meclistede vekillerimiz var ve bu yeterlidir anlayışı yanlıştır. Partileşmede nitelik önemli olduğu kadar, nicelikte önemlidir ve daha çok kitleye gitmek önem taşıyor. Kürtlerin bir bölümüne hala ulaşılmadığını düşünüyorum. Alevi Kürtlerin içinde de çalışma yapmak büyük önem taşıyor. CHP’ye aday konusunda her ne kadar destek veriliyorsada bu, taktik gereğidir. CHP’nin kuyruğuna takılan azımsanmayacak bir Kürt Alevi nüfusu var. Sadece Kemal Kılıçdaroğlu, Alevi olduğu için, CHP’ye oy veren Kürt Aleviler var. Her mezhepten bazı Kürtler hala cellatın gölgesi altında duruyorlar. Bütün Kürtleri, cellattan kurtarmak gerekiyor. Bu açıdan, parti binalarında zaman harcamaktansa, zamanın çoğunu halkın içinde geçirmek ve ulaşılamayan bütün halkımıza ulaşmak hayati önemdedir. Başarıya fazla bir mesafe kalmadı. Demokratik kitle çalışmasında, var olan mevcut yetersizlikleri aşmak gerekiyor. Faşizm yıkılana kadar durmak yok…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz