Siber istihbarat sistemi (SİS) ve Türk Devleti’nin ajanlaştırma ağı

0
1033

Siber istihbarat nedir diye sorduğumuzda karşımıza, BT departmanının ağındaki mevcut ve olası tehditleri tespit etmek ve olaya etkili biçimde müdahale etmek için ihtiyaç duyduğu bilgi olarak tanımlanır. Günümüz teknoloji dünyasında internet üzerinden saldırılara karşı yapılacak savunmada en önemli konu siber istihbarattır. Siber İstihbarat tehdit tespiti, önceliklendirme veya acil durum müdahalesi gibi belirli konulardaki kabiliyetlerini iyileştirme ve geliştirme açısından organizasyonlar için kritik bir öneme sahiptir. Denilir.

Fakat konu Türk devleti ve siber istihbaratı olunca bu durum tamamen insanları özel hayatlarıyla ele geçirmek, şantaj uygulamak ve ajanlaştırmak olarak karşımıza çıkmaktadır.

Tüm sosyal medya kuruluşları üzerinde etkili olan siber istihbarat sistemi, kişileri cinsiyetleri başta olmak üzere, çevreleri, beğenileri, sevdikleri kelimelere ve yorumlara kadar inceleme fırsatı veriyor insanları nasıl düşürebiliriz mantığından yola çıkarak, her türlü kirli operasyon ve on binlerce troll üzerinden aktarım yapılarak kişilerin tüm hayatlarını detaylandırılarak bir suç makinesi tarafından ele geçirilmekte.

Toplum üzerinde baskı kurarak toplumu parçalama, aile içinde ise kişiler üzerinde falliyet göstererek aileleri parçalamaya kadar insanların algısını değiştirme ve kumpas kurmalara kadar falliyetler yürütmekte.

Yapılan İşlemler

Tüm tekniki ve özelde sosyal medya üzerinde insanların tüm kişilik analizleri ele geçirilmekte, herkes fikirlerinden kaynaklı az biraz terörist olarak lanse edilmekte ve sadece AKP-MHP ile devlet bekası korunuyor mantığı güdülmekte.

Eşgal taraması yapılarak kişi şantaj yoluyla düşürülmekte, kişilik analiziyle hoşlandığı şeyler veya fikirleri kelime kelime taranmaktadır.

Kişinin kendisine ulaşılmazsa dahi çevresi veya çevresine yakın birisi düşürülerek o kişiye ulaşılmaya çalışılır.

Muhalif tüm sitelerin girdikleri verilerek alınarak bunlar A, B ve C falliyetler olarak sınıflandırılır. Terör faliyetleri olarak bu haber akışları incelenir ve o sitelere ya saldırı gerçekleştirilir yada mahkeme kararıyla sitelere erişim engeli getirilir.

Şehir şehir sosyal medya girişleri incelenir ve terör falliyetleri kapsamında bu kişilerin IP adresleri tespit edilerek baskınlar gerçekleştirilerek gözaltına alınırlar.

İnsanlar 24 saat boyunca teknik takip sonucunda tüm bilgileri ele geçirildikten sonra fiziki takibe alınır.

Tüm bu işlemler insanları kendi toplumundan uzaklaştırarak hiçbir şeyi savunmama duygusu yaratılmak istenmekte, korku yaratma insanları teşhir etme, özel hayatlarına müdahale ederek toplumu kıskaç altına alarak toplumu ele geçirme politikası güdülmekte.

psikolojik savaşın siber istihbarat ağ sistemi olarak geçen bu durum her falliyette insanlara izleniyorsunuz korkusu verilmekte yada aşılanmakta

“Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanlığı”

Son dönemlerde AKP-MHP iktidarı, özel savaş araçlarına bir yenisini ekledi. Adı “Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanlığı” Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bünyesinde kuruldu.

Resmi Gazete’de yayınlanan karara göre sözkonusu dairenin “Türkiye’ye karşı yürütülen psikolojik harekât, propaganda ve algı operasyonu faaliyetlerini belirleyerek her türlü manipülasyon ve dezenformasyona karşı faaliyetlerde” bulunacağı belirtildi.

Dairenin görev tanımları şöyle belirlendi:

“*Devletin stratejik amaç ve hedefleri ile Devletin ve milletin menfaatleri doğrultusunda gerektiğinde ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak ulusal ve uluslararası alanda yürütülecek faaliyetlerde uygulanacak stratejik iletişim politikalarını belirlemek.

* Ulusal ve uluslararası alanda stratejik iletişim ve kriz yönetimi faaliyetlerini yürütmek ve bu kapsamda ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmak.”

Halkı Kim İktidarın Algı Operasyonlarından Koruyacak

Türk hükümeti, “güvenlik”, “devlet”, “beka”, “milli menfaatler” adına şimdiye kadar çok sayıda baskı aracı hayata geçirdi. Mevcut durumda “Terörle mücadele kanunu”nun zaten “terör propagandası” ve “örgüt üyeliği” suçlamaları ile her muhalife, her eleştiriye ve hatta sanal ağlardaki paylaşımlara karşı etkili bir silah olarak kullanıldığı düşünüldüğünde, yeni daire endişeleri arttırıyor.

Ayrıca, istihbarat, medya, polis ve yargı gibi tüm olanaklar ile yarattığı algı ve baskıya karşı toplumu ve bireyleri korumaya yönelik herhangi bir mekanizma yok.

Kurulan yeni mekanizmanın iktidarı güvenceye almak, algı operasyonları yürütmek, dezenformasyonu arttırmak ve muhalifleri susturmaya yönelik olduğundan şüphe ediliyor. Diğer bir ifadeyle, Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanlığı, rejimin yeni bir özel savaş aracı olarak önem kazanıyor.

Mikail AVAî

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz