PKK’nin efsanevi komutanlarından Adıl Biliki’yi anlatan Cafer Siirt, “Eylem olmaz, denilen yerde eylem yapıyor, başarıyordu. Onun pratiğine layık olmalıyız” dedi.
PKK’nin efsanevi komutanlarından Adıl Biliki’yi anlatan Cafer Siirt, “Eylem olmaz, denilen yerde eylem yapıyor, başarıyordu. Onun pratiğine layık olmalıyız” dedi.
PKK’nin efsanevi komutanlarından Adıl Biliki ile mücadele yoldaşlığı yapan Cafer Siirt, şunları anlattı:
“Adıl arkadaş, Botanlı olup Bılıka köyündendir. Sivil yaşamda birbirimizi tanımıyorduk. 1989 yılının kışında birbirimiz tanıdık. Ocak ayıydı, Cudi’nin Gıre Hırmo alanında karşılaştık. Biz Gabar’dan gelmiştik, Cudi ve Gabar gücü bir araya gelmişti. Adıl arkadaş o zamanlar manga komutanıydı. Orada belirgin bir yeri vardı. Adıl arkadaşla birlikte kalmadık, fakat Botan’da her zaman birbirimizden haberimiz olmuştu. Başta ben ağırlıkta Gabar’da kalıyordum o da Cudi’de kalıyordu. Öncesinde hangi arkadaş hangi alandan katılmışsa ağırlıkta o alanda kalıyordu. Bu da alanı tanıdıkları için düşmanın hareket şeklini tanıdıkları için Cudi’deki Cudi’de, Gabar’daki Gabar’da, Besta’daki Besta’da kalıyordu. Adıl arkadaş da ’88-89 pratiğinde Cudi’de kaldı, biz de Gabar’daydık.
Zaman zaman görev olduğunda birbirimizi görüyorduk. Adıl arkadaş ’88-89 yıllarından sonra öne çıktı. Savaşçıydı, ardından manga komutanı oldu, ardından takım komutanı oldu. Bütün arkadaşlar onu tanıyordu. Pratiğinden dolayı herkesin gözüne girmişti. Bu süreçte katılmış olan arkadaşlardan, Botan alanında en önce Önderlik sahasına giden arkadaşlardan biri de Adıl arkadaştır. Çünkü Önderlik sahasına giden bir arkadaş bir şeyler yapmalıydı, bir şeyler alıp bir şeyler verebilmeliydi. Adıl arkadaşın da ’88-89 yılları arasındaki emek ve çabası, pratiği, geliştirdiği savaş, arkadaşların onu Önderlik sahasına önermesini beraberinde getirdi. O dönem Cudi’de Şiyar arkadaş vardı. Takım komutanıydı, ’89 kışında onu kendisiyle birlikte götürdü. Şunu belirtmek istiyorum; alanın genelinde birçok arkadaşın emeği ve çabası vardı ama Adıl arkadaşın emek ve çabası ön plandaydı. Önderlik sahasında yaklaşık bir yıl kaldı. IV. Kongre sürecinde geldi. 1990 sonbaharıydı, Adıl arkadaş kongreye de katıldı. O süreçte herkes kongreye katılamıyordu. Bir düzey olmasaydı, kongreye katılamazdı. Kongreden sonra görev alarak Gabar alanına geçti. Gabar alanındaki bütün siyasi, askeri çalışmalara katıldı.”
‘İMKANSIZ DENİLENİ BAŞARIYORDU’
“Hangi alanda olursa olsun Adıl arkadaşın öncü bir rolü olmuştur” diyen Siirt, şöyle devam etti:
“Hem halk açısından hem de arkadaşlar açısından her zaman ön cephede yer almıştır. Bu şekilde yetişmiş, manga komutanlığı görevi alması ardından takım komutanlığı, Önderlik sahasına gidişi, kongreye katılışı, Gabar’a gelişi; bunların hepsi aşama aşama yükselmesini beraberinde getirdi. Kendisinden istenen katılımı gösteriyordu. Adıl arkadaşın içinde bulunduğu eylemler çoktur. Her büyük eylemde çevresinde bulunuyorsa mutlaka yer almıştır. Ya kol komutanı olmuştur ya koordine olmuştur ya da saldırı komutanı olmuştur. Diyelim ki bir yerde eylem olmuyor, örneğin Heftanin’de ’96’da düşman sınırın hepsini tutmuştu. Kimse bir eylem yapamadı. O sınırı kendine görev saydı, Sinek tepesi vardı, büyük bir güçle baskın yaparak tepeyi aldı. Burada artık eylem olmaz denilen yerde o eylem geliştiriyordu. Eylem olmayan yerde, zorlukları olan yerde Adıl arkadaş eylem geliştiriyordu. Onun özellikleri bu yönleriyle öne çıkıyordu. Vuramadığımız yerleri o vuruyordu ve başarılı sonuç alıyordu. Böyle bir duruş hem arkadaşlar içinde hem de halk içinde seviliyordu. Düşmandan korkusu yoktu, nerede olsaydı, hangi tehlikeyle yüz yüze kalmış olsaydı da sanki bir şey yoktu onun için, bu şekilde yaklaşıyordu ama başarıyordu da. Ne kendisinde ne de etrafına karşı moralsizlik yaşatmıyordu. Önderliğe bağlıydı, şehitlere bağlıydı, arkadaşlarına bağlıydı.”
‘ONUN PRATİĞİNE LAYIK OLMALIYIZ’
Cafer Siirt, son olarak şunları ifade etti:
“Adıl arkadaş 2006 yılında Kuzey’e geçmeden önce, son olarak birbirimizle telefonda konuştuk. O zaman Viyan arkadaş eylem yapmıştı. Adıl arkadaş: ‘Botan’a, Gabar’a gidiyorum, Viyan arkadaşın ruhuyla çalışmaların üzerine gideceğim’ dedi. Gerçekten de sonuç öyle oldu. Adıl arkadaş, sözünün arkasındaydı. Herkes biliyor, 2006 yılı ağır bir yıldı. Parti açısından oldukça tehlikeli bir yıldı. Adıl arkadaş hamleyi başlattı. Askeri anlamda bir toparlanma açığa çıkararak, bir çıkış yaratmış, bunun etkilerini de etrafına yaymıştır. Adıl arkadaşın şehadeti üzerimizde oldukça büyük bir etki yarattı. Örgüt içinde bağlılığımızın daha da güçlenmesini sağladı. Önderliğe, şehitlere, Adıl arkadaş gibi yoldaşlara layık olma gerekliliğini bizde oluşturdu. Bütün imkânsızlıkların dayatıldığı, bazılarının bu koşullarda çalışma olmaz dediği yerde, Adıl arkadaş orada çalışma yapmış, başarmıştır. Biz de böyle bir pratik duruşa layık olmak için çabalayacağız.”