Tarihin en büyük savaşçı kadın topluluğu: Amazon kadınlar – 2

0
519

 Efsanelere hem savaşçı kişilikleri hem de cesaretleriyle konu olan Amazon kadınlar, ayrıca tarihte ilk özsavunmasını kullanan kadınlar olarak bilinir.  

Tarih boyunca haklarında sayısız efsaneler yazılan Amazon kadınlar,  her türlü tehlikeye karşı özsavunmasını ilk kullanan kadınlardır. Mızrak, ok ve yayları ile savaşan Amazon kadınların M.Ö. 10.yüzyıl ile 12.yüzyıl arasında yaşadığı tahmin edilir.  Diğer bir araştırmaya göre ise Amazon kadınlar, Bronz Çağı ile Demir Çağı arasında yaşadığı öne sürülür.  Efsanelere konu olan Amazon kadınlardan bazılarını hatırlayalım.  

Otrera 

Büyük Amazon kraliçesi Otrera’nın savaş tanrısı Ares’in eşi olduğu öne sürülür. Otretra’nın, tanrıça Athena’nın Efes’te bulunan tapınağının kurucusu olduğu söylenir.  

Penthesilea 

Yunan mitolojisine göre bir Amazon kraliçesi olan Penthesilea’nın Ares ve Otrera’nın kızı, Hippolyta ve Antiope ile Melanippe’nin kardeşi olduğu belirtilir.  Penthesilea’nın yaşamı, savaşçı olmaya tutkulu bir şekilde kadını adamış ve hayatı Aşil’in ellerinde trajik bir şekilde son bulan bir kraliçenin hikayesidir.  Penthesilea, silah kullanmada çok iyidir ve ayrıca bilgili ve çok güzeldir. Penthesilea’nın savaş baltasının mucidi olduğu söylenir. Bir gün avlanırken mızrakla kaza eseri kardeşi Hippolyta’yı öldürür. Bu olay, onu ölmeyi isteyecek kadar kahreder ve derin bir kedere boğar. Ne var ki, Amazon olduğu için sadece savaş sırasında onurlu bir şekilde ölebilir. 

Truva savaşı sırasında tahta çıkar 

Truva savaş sırasında tahta çıkan Penthesilea ve diğer Amazonlar, savaşta belli bir tarafta yer almaz. Çatışmadan uzak durabilmek adına elinden geleni yapan Penthesilea, ancak Akhilleus ‘un (Aşil) Truva prensi Hektor’u öldürdüğünde, kardeşini kazara öldürmenin verdiği hırsla Amazonların müdahale etme zamanının geldiğini düşünür. Savaş sırasında Penthesilea, oturup erkeklerin savaşmasını izleyecek bir kraliçe değildir. Yunanlılar arasından bir şimşek gibi geçerek pek çok kişiyi öldürdüğü söylenir. Tarihçiler, onun hızlı, cesur ve erkekler kadar kahramanca ve başarılı bir şekilde savaştığını yazar. Penthesilea, Amazonların büyük savaşçılar olduğunu kanıtlamak ister. Hektor’un ölümünün intikamını almak için Aşil’i öldürmek ve savaşta can vermek ister.  

Aşil ile dövüşür 

Truva’ya gelen Penthesilea, hemen Yunanlılar ile savaşmaya başlar. Onlarla kahramanca dövüşür.  Aşil, onun diğerleriyle nasıl savaştığını görür, acımasızlığı ve gücü karşısında büyülenir. Onunla rakip olarak karşı karşıya gelme arzusuyla yanıp tutuşurken nihayet bu arzusu gerçek olur.  Penthesilea, bunu kabul eder ve Aşil ile kahramanca dövüşür. Penthesilea dövüş sırasında yere düşerken Aşil onu mızrakla vurur.  Aşil, “Bu benimle kahramanca dövüşen savaşçı kimdir? ” diye merak edip miğferini çıkardığında bunun çok güzel bir kadın olduğunu görür ve o anda bu savaşçı kadına âşık olur ve çok üzülür. Aşil’in arkadaşı Yunanlı savaşçı Thersites, Penthesilea öldükten sonra Aşil’in onun cenazesiyle ilgili üzgün olmasından dolayı onu alaya alır. Ayrıca, Thersites’ın kılıcıyla Penthesilea’nın gözlerini çıkardığı da söylentiler arasındadır. Bu, Aşil’i çileden çıkarır ve Thersites’ı katleder.  Thersites’ın ölümünden sonra kutsal bir kan davası başlar. Kuzeni Diomedes, Penthesile’nın cenazesini mezardan çıkarıp, arabasının arkasına bağlar ve nehre atar. Aşil ise bedeni nehirden alır ve onun için uygun bir cenaze töreni düzenler.   

Myrina 

Myrina ya da Batieia, Troas bölgesinin eski kralı Teuker’in kızıdır. Teuker onu ülkesine konuk gelen Dardanos’a verir, böylece Myrina Troya kral soyunun dişi atası olur. Myrina üstüne anlatılan öbür efsaneler şunlardır: Amazonlar kraliçesi Myrina, Okeanos kıyılarında bulunan Atlantis ülkesine saldırmış ve yaya üç bin, atlı yirmi bin savaşçı kadının basında Atlantis ülkesinin başkentini alır. Erkeklerin hepsini kılıçtan geçirip, kadınları da köle eder. Öbür Atlantlar teslim olur, Myrina da cömert davranarak onlara bir kent kurup, bu kente Myrina adı verilir. Sonra da onlarla birlikte Gorgonlara karşı savaş açar. Gorgonları yenerek birçoğunu esir alır, ama gece esirler bekçilerine saldırıp büyük sayıda Amazon öldürürler. Amazonlar bunların hakkından gelip, ölen arkadaşlarına büyük mezarlar yaparlar. Gorgonlar da sonradan Perseus ve Herakles’in elleri altında yenilir. Efsaneye göre Myrina bu savaşlarla kalmaz, Libya ve Mısır’a geçer, oraları da ele geçirdikten sonra Arabistan ve Suriye yoluyla Anadolu’ya gelir ve Kilikyalılara boyun eğdirir. Toros Dağları’nı da aştıktan sonra Phrygia’dan geçerek Kaikos (Bakırçayı) kıyılarına gelen Myrina, oraya (yani Bergama ovasında) yerleşir. Myrina’yı öldüren kral Mopsos’tur.

Hippolyte 

Hippolyte, Yunan mitolojisinde babası Ares tarafından kendisine verilen sihirli korseyi giyen Amazon kraliçesi olarak bilinir. Herkül’ün 12 görevi içerisinde 9’uncu sırada gerçekleştirdiği görevi, Hippolyte’den bu sihirli korsenin alınmasıdır. Eurystheus’un kızı Admete’nin isteği üzerine bu görev, Herkül’e verilir ve Herkül de bu durumu Hippolyte’ye anlatarak korseyi alır. Tam bu esnada Hera, Amazon kadınlar arasında bir yalan haber çıkarır ve Herkül’ün aslında kraliçeyi kaçırmak için geldiğini öne sürer. Bunun üzerine Amazon kadınlar, Herkül’e saldırır, Herkül ise Hippolyte’in kendisine ihanet ettiğini düşünerek onu öldürür.  

Sinope 

Irmak Tanrısı Osopos’un güzel kızı su perisi Sinope, Sinop’un isim annesidir. Güzel Amazon kraliçesi, Baş Tanrı Zeus’un gözünden kaçmaz ve Zeus ona sahip olmak ister. Ancak Sinope bakire kalmak için Zeus’a yalvarır.   Âşık olan Zeus, bunu kabul eder ve Sinope’yi bugünkü Sinop iline yerleştirir. Amazon Sinope hayatı boyunca buradan ayrılamaz. 

Smyrna 

Bugünkü İzmir şehrinin Smyrna isimli Amazon kraliçesi tarafından kurulduğu söylenir. M.Ö. 15. yüzyılda yaşadığı kabul edilen Smryna, Hitit Uygarlığı’nın egemen olduğu dönemde Doğu Karadeniz’den gelerek Ege bölgesinde egemenlik kurar.  Diğer bir efsaneye göre, İzmir’de o zamanlar, Elektdi isimli bir kavim yaşar. Halk Amazonlar ile savaşıp Amazonları yener. Elektdi Kralı These, savaşta yenilen Amazon Kraliçesi Smyrna ile evlenir ve kente Smyrna adını verir. Böylelikle, Heraklas ve Thesus mitolojik öykülerinde geçen Amazon Kraliçesi Smyrna, kente ismini verir.   Smyrna,  Yunan mitolojisinde ise tanrılar tarafından sonradan mirha ağacına dönüştürülen Kıbrıs kralı Cinyras’ın kızıdır. Anadolu’dan derlenen mistik anlatılarda ise Afrodit’in sevgilisi Adonis’i  (Samilerde Temmuz, Dumuzi) doğurur. Adonis’ten bir mirha ağacının şişmesi ve karnın yarılmasıyla dünyaya geldiğinden söz edilir. 

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here