TJA, Mersin’de “Kendimizi savunuyoruz” kampanyasının startını verdi, “Her türlü saldırıya karşı kendimizi savunuyoruz” dedi.
Özgür Kadın Hareketi (TJA), Mersin’de “Em xwe diparêzin (Kendimizi savunuyoruz)” kampanyasının startını verdi. Kampanya kapsamında Halkların Demokratik Partisi (HDP) Yenişehir İlçe Örgütü binasında açıklama yapıldı. Toplantıya HDP Mersin İl Eşbaşkanı Gülbahar Şöfer, partililer ve çok sayıda kadın katıldı.
TJA aktivisti Nur Aytemur, tarihsel olarak uğradıkları saldırılara karşı kendilerini savunarak bugünlere geldiklerini belirterek, “Bizi Kürt kadınlarını ret ve inkâr eden ırkçı, cinsiyetçi erkek devlet, son yüzyıldır Kürdü Amed’de, Dersim’de, Koçgirî’de, Agirî’de ve daha bir çok ilde katliamdan geçirdi” dedi.
‘ÖZ SAVUNMA VE DİRENİŞ İLE KAZANIYORUZ’
Kürt kadınlarının kimliğinden, benliğinden ve dilinden vurulduğunu ifade eden Aytemur, “Son yüzyıldır tanıklık ettiğimiz saldırılara karşı öz savunma ile kendimizi koruduk. Bu direniş karşısında onlarca hükümet geldi geçti, devrildi ve tarihe gömüldü. Devletin karakolları işkencehanelere, tecavüz merkezlerine dönüştü. Kaçırma, faili belli cinayetler, köy yakma, zorla yerinden etme ve sürgün politikası aralıksız devam etti. Devletin ana dilimizi yasaklayarak, okula gidenlere işkenceyle Türkçeyi öğreterek, özel yatılı yurtlar kurarak, ‘Kürtlükten kurtarılmalıdırlar’ sözü tek dil politikası ile etkilerini bugüne taşıdı, asimilasyon politikasını kurumsallaştırıldığı ilk alan okullar oldu” diye konuştu.
Aytemur, şu mesajları da verdi:
“Korkmadık, daha çok alanlara akarak kendimizi savunduk. Erkeğin malı, namus anlayışına karşı ‘tecavüz kültürünü aşalım, demokratik toplumu yaratalım’ kampanyası ile tecavüzün, kadın bedeniyle özdeşleştirilmesine karşı çıktık. Tecavüz bir kültür olarak bedene, toprağa, suya, doğaya, anadile yayılmaktadır diyerek, sokaklara, köylere, mahallelere indik. Bilinçlendikçe örgütlendik, örgütlendikçe öz savunma direnişine ulaştık. Dünyada devletsiz ve erkeksiz kendini savunan kadın özgürlük hareketinden aldığımız güç ve tecrübeyle, eş başkanlık sistemini, kadın kentleri, kadının bağımsız özgün özerk örgütlenmesini dünya kadınlarının ilklerine armağan ettik.”
‘BİZİ ENGELLEYEMEZLER, YAŞAMI İNŞA EDİYORUZ’
Siyasi soykırım uygulamalarının mücadelelerini engelleyemeyeceğini ifade eden Aytemur, şunları da kaydetti:
“Yaşamı inşa ediyoruz, deneyimlerimiz öz savunmamızdır, eş başkanlık mor çizgimizdir. Tüm katliamları ve baskıları aşarak bugüne geldiysek, bugün de ‘kendimizi savunuyoruz’ kampanyasıyla, korkmuyoruz, erkek egemen zihniyete, devlete, AKP-MHP rejimine itaat etmiyoruz, her türlü saldırıya karşı kendimizi savunuyoruz. Kampanyamızın gerekçesi, Kürdistan ve Türkiye’de erkek egemen devlet, erkek egemen aile ve toplumda binbir emek ve bedel ile elde ettiğimiz kazanımlarımızı; çalan, gasp ve işgal eden, taciz, tecavüz ile ret ve inkâr eden saldırılara karşı, bedenimizi, yaşamımızı, emeğimizi, toprağımızı, suyumuzu, ana dilimizi, özgürlüğümüzü özcesi doğuştan doğamızla var olan tüm haklarımızı savunuyoruz. Kampanyamızla, erkek egemen devletin ve erkeğin cinsel, fiziksel, ruhsal, ekonomik şiddete karşı amansız mücadele etmeyi, rejimin militarizmden öğrendiği ve öğrettiği taciz ve tecavüz kültürünü devreye koyarak kadını erkeğe kırdırtan saldırılara karşı kendimizi savunuyoruz.”