Türk devletinin, Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ne yönelik işgal saldırıları Kürtlerin kazandığı Demokratik kazanmaları yok etmeyi amaçlamaktadır. 2016’da Türk devletinin Fırat Kalkanı adı altında Küzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimine işgal operasyonu başlatmasıyla birlikte, askeri harcamlarınıda arttırdı.
Öyle ki 2015 yılında GSYİH’nın yüzde 1,8’ine denk gelen askeri harcamalar, harekâtın başladığı 2016’da yüzde 2,1’e, 2017’de ise yüzde 2,2’ye yükselmiştir. Bu değerler rakamsal bazda, 2015 yılı için 15,4 milyar dolarken, 2016 yılında 17,8 milyar dolar ve 2017’de ise 18 milyar dolar olarak belirlenmiştir.. Buna verilecek en iyi örnek, TESAM savunma sanayiinin en önemli kurumlarından olan ASELSAN’ın 2017 yılında piyasa değerini yüzde 167 artırması ve 12,7 milyar dolardan 33,9 milyar dolara çıkarmasıdır.
F-16 Savaş Uçağının Bir Saatlik Uçuş Maliyeti 250 Bin Lira
Türk devletinin kullandığı F-16’nın bir saatlik uçuşu 25 bin dolar’ı buluyor. Yüklü mühimmat maliyeti ise 65 bin dolar. Bir F-16’nın hiç ateş açmadan bir saat havada uçmasının maliyeti 14 bin dolar. Bu durumda her uçağın 1 saatlik bombardımanın maliyeti TL cinsinden karşılığı yaklaşık 250 bin TL ile ifade ediliyor.
4 Saatlik Operasyonun Maliyeti 20 Milyon Dolar
İşgalci Türk devletinin Başur’a yönelik yaptığı işgal operasyonunda 4 saatlik operasyonun maliyeti 20 milyon dolar olarak hesaplanmıştı. Bu işgal operasyonunda TSK’nın Medya savunma alanlarına toplam 52 F-16 ve F-4 uçağı ve topçu desteği ile bombardımanda bulunmuştu. 4 saatlik operasyonun 5 milyon dolarını uçaklarda kullanılan yakıt, 13 milyon dolarını atılan bombalar 2 milyon dolarını ise atılan toplar oluşturuyordu.
48 Uçak 4 Saat Boyunca Uçtu
F-16’nın bir saatlik uçuşu 25 bin dolar, F-4 2020’lerin bir saatlik uçuşu 30 bin dolar, CASA tipi uçaklar bir saatlik uçuşu 2 bin 500 dolar, Cobra tipi helikopterler 1 saatlik uçuş 6000 dolar tutuyor. 48 adet F-16 savaş uçağı 4 saat boyunca uçtuğu için yaklaşık maliyeti 4 milyon 800 bin dolar. 4 adet F-4’ün 4 saatlik uçuş maliyeti ise 480 bin dolardır. Operasyon bölgesinde geri hizmette kullanılan CASA tipi uçak ve helikopterlerin ortak maliyeti ise 70 bin dolar.
Bombanın Tanesi 26 Bin Dolar
Türk devletinin Medya savunma alanlarına yönelik yaptığı işgal operasyonlarında toplam olarak 500 adet civarında MK-84 tipi 900 kiloluk bombalar atılıyor. MK-82 tipi bombaların maliyeti 26 bin dolar olarak biliniyor. MK-84’lerin fiyatının aynı olması halinde 13 milyon dolarlık bir bedel ortaya çıkıyor.
2 Milyon Dolarlık Mühimmat Topçu Ateşi İçin Kullanıldı
Uçaklar üslere döndükten sonra Roketsan ürünü yıldırım toros ATACMS tipi roketler ve Fırtına obüsü başta olmak üzere çeşitli çapta top ve obüslerle atış yapılıyor. Burada kullanılan mühimmat net olarak bilinmemekle beraber elde edilen tahmini rakamlar yaklaşık 2 milyon dolardır.
Bir F-16 Pilotunun Eğitim Masrafı 4 Milyon Tl
Öte yandan bir F-16 pilot teğmeninin eğitimi için 4 milyon TL harcanmaktadır.
F-35 Savaş Birim Uçağının Maliyeti 161.1 milyon dolar
Ayrıca birçok ülkenin hava kuvvetleri filosuna katmayı beklediği F-35 savaş uçağının normal iniş kalkış yapan versiyonu ile F-16 savaş uçağının saatlik uçuş maliyetleri karşılaştırıldı. Çıkan sonuçlara göre F-35, F-16 uçağına göre yüzde 10 daha fazla maliyetli. Türk devleti F-35’lerden toplamda 100 adet aldı. 100 adet F-35’in maliyeti ise 16 milyar dolar. TSK’nın sahib olduğu F-16 savaş uçaklarının birim fiyatı 25 milyon dolar, “Müşterek Taarruz Uçağı” F-35’in birim maliyeti 161.1 milyon dolar olduğuna göre 1 adet F-35’in fiyatının 6 adet F-16 savaş uçağından fazla olduğu ortaya çıkıyor.
S-400 savunma sistemlerine 2.5 milyar dolar ödendi
Türk devleti ile Rusya arasında 11 Nisan 2017’de ‘S-400 Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sisteminin tedarik sözleşmesi’ imzalandı. Türk devleti, Rusya’ya toplam dört bataryadan oluşan iki adet S-400 sistemi için 2,5 milyar dolar ödedi.
Tek bir Fırtına obüsünün sadece attıştaki mermi maliyeti 50 milyon dolar
Fırtına obüsleri bir saatte yaklaşık 240-250 mermi atabiliyorlar. Obüsler günde iki saat kullanılıyor, bu da ortalama 500 obüs mermisinin kullanıldığı anlamına geliyor. Bu mermilerin ortalama fiyatı 1000 dolar. Günde 500 mermi 500 bin dolar eder. Tek bir fırtına obüsünün sadece atıştaki mermi maliyeti yılda 50 milyon dolara yaklaşıyor. Bir harekatta 100 obüs topu kullanıldığını düşünürsek yılda sadece 5 milyar dolar obüs maliyeti karşımıza çıkar. Bir savaş uçağının attığı sıradan bir bombanın fiyatı 2500 dolar.
Saray şefi Erdoğan ayakta kalmak için orduyu teyakkuzda tutuyor
Bölgesel gelişmelerden de anlaşılacağı üzere Türk devleti 2020 yılını da savaş, kaos ve saldırganlık üzerine kurulu dış politikaya sahne oldu ve olmaya devam ediyor. Faşist AKP-MHP iktidarı kendi iktidarını güvenceleyebilmek için başta ABD ve Rusya olmak üzere bütün emperyalist güçlere piyonluk etmeye devam ediyor.
Soykırımcı AKP-MHP iktidarının bu hızlı adımlarının, bölgeye yatırım yapmış olan emperyalist güçelerin ve diğer bölgesel güçlerin ayaklarına dolandığında yalpalayacağı, yerinde sayacağı, sonra geri geri gideceği de aşikardır. iç ve dış politikada iflasın sonuna gelen saray şefi Erdoğan ve AKP’si ayakta kalmak için orduyu teyakkuzda tutmaya çalışmaktadır.
Bu çerçevede 2019-2020 yılında en çok yatırım yapılan sektörün savunma sanayii olması tesadüf değildir. 2001-2018 döneminde, silah ve mühimmat üretimi amaçlı projelerin toplam yatırım bedeli 2,2 milyar liraydı. Silahlanmaya yapılan yatırımlar özellikle 2010 yılından sonra giderek arttı. Yatırım teşvik belgesi verilerine göre silah ve mühimmat yatırımlarında 2015’den bu yana düzenli artış yaşanıyor. Fakat 2019 yılında yatırımlar iki kat artmış bulunuyor. Ortaya çıkan bilgilere göre 2019’un 11 aylık döneminde silah ve mühimmat yatırımlarının tutarı 63 projede 1 milyar 826 milyon liraya ulaştı. Yılın tamamında ise 2 milyar liraya ulaştı. 2019 yılında savunma sanayiine yönelik teşvike bağlanan yatırımların tutarı, önceki 18 yılın toplamına yaklaşmıştır.
Yatırımlar savaşa, paralar yandaş şirketlere
Dikkat çeken bir başka önemli nokta ise silah ve mühimmat yatırımlarının ağırlığını daha önce kamu savunma sanayi şirketlerinin yatırımlarının ve yine Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) ihaleleriyle özel sektörce üretilen kamu projelerinin oluşturmasıydı. Özel sektördeki yatırımlar çok sınırlıydı. 2001 yılından sonra bu durumun tersine döndüğü görülüyor. Örneğin savaş sanayii mamulleri üretiminde en çok yatırım yapılan kuruluşlardan biri olan Aselsan Konya Savunma Sanayi AŞ, yeni bir şirkettir. Şirketin %51’i Aselsan’a, %49’u 24 Konyalı silah tüccarının kurduğu Konya Savunma Sanayi AŞ.’ye aittir. Konya Aselsan, özel sektör ortaklı bir şirkettir.
Tank Palet fabrikasının Katar’a satılmasının altında iktidarın kendini savaş üzerinde yaşattığının en somut örneklerinden biridir. Dışarıda savaşa içeride sömürüye yatırım yapan Erdoğan AKP’si kendi yandaşı olan silahlanma şirketlerinin çıkarlarını gözetmektedir. Yıldızı parlayan Bayraktar’lar ve BMC’nin sahibi gibi… Ayrıca SADAT ve Bekçiler gibi kendi kontrgerillasını yarattığı gerçeği çok şey anlatmaktadır.
Sonuç olarakta Türk İçişleri Bakanlığının yaptığı açıklama, işgalci Türk devleti ve soykırımcı iktidarın ekonomik ve siyasi çöküşünün göstergesidir. Kendini sadece Kürtlerin katliamları üzerinde yaşatan bir zihniyetin törür yaftasıyla halkları nasıl baskı altında tuttuğunu ve tutmaya çalıştığını gösteriyor. Doların yükselişiyle TL’nin artık hiç bir değerinin kalmadığını gösterirken, İktidar, artık ‘pes’ dedirtecek düzeyde ekonomi üzerinden manipülasyon yapmakta. İçişleri Bakanlığının yaptığı açıklama tam bir manipülasyonun somut örneklerinden biridir. Yine Türk lirası çökerken iktidarın hiç bir seçeğinin kalmadığını göstergesidir. Türk İçişlerinin yaptığı açıklamadaki mesajı iyi okumak gerekir.
İktidardan “Döviz bozduran herkes teröristir” tehdidi
Doların yükselişi iktidarda büyük bir panik yarattı. Dolar’ın yükselişi ile birlikte iktidarın basiretsizliğini gösteren akçıklamalar peş peşe gelmeye başladı. İlk açıklama Türk İçişleri Bakanlığından gelirken, ikinci açıklama ise Saray şefi Erdoğan’ın Maliye Bakanı Berat Albayrak’tan geldi. Her iki açıklamada ekonominin içine düştüğü koas ve krizi net bir şekilde açıklıyor.
Türk İçişleri Bakanlığının açıklaması ise şöyle; Doğu ve Güneydoğu illerindeki valiliklere Bölücü Terör Örgütü Kış Üslenmesi konulu genelge gönderdi. Adıyaman, Ağrı, Ardahan, Bayburt, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Hakkâri, Hatay, Iğdır, Kahramanmaraş, Kars, Kilis, Malatya, Mardin, Muş, Osmaniye, Ordu, Rize, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, Trabzon, Tunceli ve Van valiliklerine gönderilen genelgede, kış üslenmesi sürecine giren terör örgütü PKK/KCK/PYD/YPG’nin erzak temini için yurt içindeki mensupları ve uzantıları vasıtasıyla yüklü miktarda döviz bozdurabileceği uyarısında bulunuldu.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “sanki maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz” şeklindeki açıklama tamda iktidarın “Basiretsizliğini gösteriyor. Bu konuda yalan söylediğini bilerek ortaya koyuyor.
Bu açıklamalar tam da iktidarın çöküşünü gösteren nitelikte açıklamalardır. AKP-MHP İktidarı şimdiye kadar Türkiye’de yaşayan bütün halkları terörist yaftasıyla baskı altına alma politikasını yürüttü. şimdi de döviz bozdurma üzerinde baskı kurmaya çalışıyor. Maliye Bakanı Berat Albayrak, sadece kendi aile şirketine yatırım yapıyor. Erdoğan-Albayrak şirketi büyüdükçe, Türkiye’deki halklar ise yoksullaşmaya mahkum ediliyor. Bunun için Albayrak yalan söylemekten çekinmiyor. Bunun diğer bir boyutu ise yaşanan ekonomik krizi kamufle etmeye çalışmasıdır. İktidar halkın derdinde değil kendini kurtarmanın ve iktidarının ömrünü uzatmanın derdindedır.