Son haftalarda KDP’nin Şengal Êzdî özerk yönetimini ve özsavunma güçlerini tasfiye amaçlı bir kez daha gündemleştirdiği görülüyor. KDP Êzdîleri Şengal’den sürmek istiyor. Irak’ta, Neo Osmanlıcı Türk siyasetinin amaçları doğrultusunda hareket ediyor. Bu yolla aynı zamanda Şiilere karşı Daiş ile bağlantılı Sünni Araplara destek vermeye çalışıyor. Bu politika ABD’nin KDP ve Türkiye ile birlikte İdlib’ten İran sınırına uzanacak, Rojava Kürdistan bölgesinden de bazı yerleri içine alacak, Sünni cihadist Arap bölgesi kurmaya katılmak anlamına geliyor. ABD böyle bir bölge ile Irak Şiilerine karşı sürekli tetikte olacak bir bölge yaratmak istiyor. İkincisi ve daha önemlisi de bu bölgeyi İran’a karşı kullanmak istiyor. Esat rejimini de bu yolla hizaya getirmeyi planlıyor. Kuşkusuz bu planın mağdur edeceği, topraklarını işgal edip kimliklerini ortadan kaldıracak kesim Kürtler ve bu projenin stratejik baktığı yerin Musul olmasından kaynaklı da Şengal ve çevresindeki Êzdîleri oluyor. Daiş’in Êzdî katliamına yönelmesi, KDP’nin bu katliama ortak olması, Daiş’in arkasındaki Sünni Arap aşiret liderlerinin, Tarık Haşimi gibi siyasilerin önce Hewler’de sonra da Ankara’ya alınmasının, başta Başika olmak üzere Sêmel-Dıhok hattında yerleştirilmiş Türk ordusu ve MİT üsleri ve en son Heftanin saldırısı bu planın politik askeri eylemleri olmaktadır. KDP Daiş üzeri devreye konulan bu planın Kürtler içindeki ayağıdır. Bunu son haftalarda Şengal Êzdîlerine dönük dilendirdikleri ile bir kez daha ispatlamıştır.
Bir süre önce ABD Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin ‘Irak, Türkiye ve KDP birlikte Şengal’de sivil bir yönetim kurup o bölgeyi askeri yapılardan kurtarmalı ve bu sorunu çözebilmelidir’ çerçevesinde demeçler verdiği basına yansımıştı. ABD’lilerin kastettiği askeri yapıların Êzdî savunma güçleri YBŞ ve Irak Şii milisleri olduğu açıktır. KDP, bu açıklamadan sonra talimat almış gibi harekete geçti. Şengal özerk yönetimini ve savunma güçlerini ‘yasal olmayan güçler’ diyerek 2014 katliamının başladığı gün olan 3 Ağustosta yeniden hedef göstermeye başladı. Êzdîlerden af dileyeceğine böyle bir çıkışla bir kez daha Êzdîlere savaş açmış oldu. KDP bu söylemiyle Türklerin Êzdîleri bombalayıp katletmesi için gerekçe verdi. Ve beklendiği gibi bu açıklamadan hemen sonra da Türk savaş uçakları Şengal’de Êzdîleri vurdu.
Son birkaç hafta içindeki gelişmeler KDP’nin ne olduğunu, kime çalıştığını, kime taraf olduğunu bir kez daha çok net göstermiş oldu.
KDP, ABD ve TC talimatlarına göre çalışan Kürdistan halkı içine yerleştirilmiş bir güçtür. KDP Kürt halkının değil sömürgeci soykırımcı Türk devletinin örgütüdür. KDP, Kürdistan’da Türk Gladiosunun Kürtçe konuşan koludur. Bunun ilerde tüm belgeleri ile ortaya çıkacağına inanıyorum. NATO Gladiosunun Ortadoğu’daki en vahşi, barbar gizli gücü, Türk devleti içindekidir. Türk devletini biraz tanıyanlar, bu Gladionun Türk ayağının MHP adı altında örgütlendirildiğini bilir.
Türk Gladiosunun kurucusu ve akıl hocalarından önde geleni Özbek asılı Ruzi Nazar adlı CIA ajanıdır. Bunlar önce Türkeş’i ABD’ye götürüp eğitmiş, görevlendirip göndermiştir. Bu konuda sayılamayacak kadar kitap, makale ve belge yayınlanmıştır. Türkeş’e ‘MHP’yi kendinden sonra Bahçeli gibi birine teslim et’ telkininde bulunan da Ruzi Nazar’dır. İsteyen bu konuda yazılmış belgeleri bulup okuyabilir. İşte bu NATO Gladiosu şimdi AKP-MHP ittifakı adıyla Türk devletini yönetmektedir. Bunlar kendi Anayasa Mahkemesi üyelerini tehdit edecek kadar gözü karadır. Ana muhalefet liderlerini linç etmekten çekinmeyecek kadar da acımasız saldırganlardır. Bu örgütün Kürtlere neler yaptığı zaten ortadadır. Kürtler için ne istediklerini de sürekli yazıp söylemeye çalışıyoruz. İşte KDP bu yapıyla çalışmaktadır. Bu yapının Kürtler içindeki ayağıdır.
Bu Gladionun beyni Almanya’dadır. Her yıl Münih’te yapılan güvenlik toplantıları bu Gladionun basına açık resmi toplantılarıdır. Her yıl bu toplantılara KDP’li Barzanilerden biri adamları ile katıyor. Orada ekipler, kollar kendi aralarında koordinasyon mesesini tartışır. Bölge planlamaları üzerinde görüş alış verişi yapar. Kürdistan’da yapılacakları da belirler. Barzanilerin önüne görevler koyar, onlarda gelir KDP adı altında Kürt halkına dayatırlar.
Bu Gladionun Türkler içindeki kolu yeniliyor. Dağılıyor. Onun yerine yeni bir şey konulmaya çalışılıyor. Türk devletinin NATO ile çelişkilerinin ana nedenlerinden bir de budur. Türk Gladiosu NATO’daki merkeze ‘bize dokunmayın, Kürt katliamında bize arka çıkın, yaptıklarımıza destek olamıyorsanız da sesiz kalın ne isterseniz yaparız’ çerçevesinde öneriler sunmaktadır. NATO’daki Gladio merkezi de ‘biz sise eskisi gibi açıktan destek veremeyiz, ne yapacaksanız Kürtler içindeki ayağımız olan ve size de bağlı çalışan KDP ile yapın ki meşru olsun, kimse zorlanmasın’ demiştir.
Tümünü burada anlatamayacağımız ilişki ve çelişkilerden kaynaklı şuanda ABD-İngiltere ile Almanya arasında Türkiye üzerinde bir mücadele yaşanıyor. Fransa da bu çelişkilerin yarattığı boşluktan istifade etmek istiyor. Türkiye Fransa’ya diklenerek Almanya ve ABD-İngiltere hattına mesajlarını veriyor. Almanya bir süre Erdoğan’ı tutarak ABD ve İngiltere’yi dengelemek istemiştir. Buna karşı ABD ve İngiltere CHP ve Babacanla adım atmaya çalışmaktadır. Erdoğan’ın bittiğini gören Almanya, Davutoğlu üzerinden ve CHP içindeki adamları ile tedbir almaya başlamıştır. Kısacası Türk Gladiosuna ‘babalarınca’ operasyon başlamıştır diyebiliriz. İşte tam bu noktada bunlar Kürtleri imha ederlerse ve bu Gladionun ABD-AB kolu için İdlip’ten İran sınırına kadar uzanmış ve Daiş çizgisinde ya da ona yakın güçlerin denetiminde bir Sünni Arap devletini kurdurabilirlerse yaşayabiliriz inancıyla saldırılarını hızlandırmıştır. Rusya bu adımın çıkarlarına zarar vereceğini bildiği için Suriye ile birlikte engellemek istemektedir. Son günlerde giderek tırmanan İdilip’teki Türk-Rus gerginliğinin kaynağında bu gelişme var. Bunlar Şengal’i kimsesiz, desteksiz buldukları için hedefliyorlar. Yani işe buradan başlamak istiyorlar. Libya’daki ve İdlip’teki çeteleri PKK’yi gerekçe göstererek getirip Başura yerleştirmek istiyorlar. Bununla başta PKK ve YNK olmak üzere Irak Şiilerine ve İran’a karşı ABD desteğinde saldırtmak istiyorlar. Türk derin devleti de denen Türk Gladiosunun ve bunun Kürdistandaki ayağı olan KDP’de başını Barzanilerin çektiği yapının kendini kurtarmak için planladıkları ana hatları ile böyledir.
Bu planda KDP’ye verilmiş görev, Türk Gladiosunun varlığını soykırımına bağladığı Kürt soykırım saldırılarına Kürtçe kıyafetleri giyerek ve Kürtçe konuşarak meşruiyet ve haklılık kazandırmaktır. İkincisi Sünni Arap devleti kurmak için Irak’tan toprak kopartmaya çalışan Türklerin amaçlarının üstünü ‘Türkiye PKK nedeniyle Irak topraklarına giriyor diyerek’ gizlemektir. Kürtlere de ‘Türkiye büyük bir devlettir. PKK Başur’da kalarak bu devletin Başur topraklarına saldırmasına, Başur’un kazanımlarını ortadan kaldırmaya gerekçe veriyor’ diyerek hainliğini gizleme yöntemini devreye koymuştur. Dikkat edilirse KDP, Kürtler açısından çok önemli olan Kerkük’ü hiç gündem yapmıyor. Bunu biraz da YNK’ye dönük planlarının bir parçası icabı yapıyor. Ancak gerçekte KDP, Türk Gladiosuna bağlı Kürtçe konuşan kol olduğu için Kerkük’ü gündem yapmıyor. Kerkük’te MİT’in örgütlediği Türkmen çetelere ses çıkarmıyor. Zavallı Kürt köylülerinin mağduriyetlerini işleyerek YNK’yi suçlamak dışında bir şey yapmıyor. Şengal Êzdîlerinin kendilerini örgütlemesine kanun dışı diyen KDP’nin Türk MİT’inin Kerkük’teki örgütlemelerine ses çıkarmaması Türk Gladiosuna bağlı olduğunu ispatlayan en önemli belgedir. KDP’nin PKK gerillalarına yabancı diyerek Başurdan çıkın demesi, Şengal savunma güçlerini yasa dışı gösterme çabası, ancak onlarca Türk üssündeki binlerce Türk askerine ve MİT’in tutuğu ev ve kurduğu ondan fazla karargaha ses çıkarmaması, Türk işgaline tepki gösteren halkı öldürmesi, tutuklaması KDP’nin Türk Gladiosunun Kürtler içindeki kolu olduğunu anlamak isteyenler için açık bir veridir. Bu aşamadan sonra KDP Türkiye ilişkilerine siyaset diplomasi demek ihaneti gizlemek ve Kürtleri aptal yerine koymaktan başka bir şey değildir.
Demek ki ister Şengal, ister Kerkük, ister Rojava isterse Bakura dönük politikalarında olsun, KDP’nin AKP-MHP faşist rejiminin yanında Kürtlere karşı savaşmasının nedeni, bu derin ilişkiden kaynaklanmaktadır. KDP bir Kürt partisi olmaktan tümüyle çıkmıştır. Türk Gladiosunun Kürtçe konuşan kolu olmuştur. Başta Başurlu aydınlar, sanatçılar ve siyasiler olmak üzere tüm Kürtlerin bu gerçeği artık dilendirmesinin zamanı gelmiştir.
Kaynak: https://www.lekolin.org/