Türkiye sol hareketi ve PKK

0
681

Kemal SÖBE

Türkiye’de sol hareketin geçmişi, yüz yıl öncesine dayanmaktadır. Sol hareket, sürekli devlet soluyla yan yana olmuş ama devlet solundan da en büyük darbeyi yemiştir. 1960’ların sonlarına doğru, sol hareket radikalleşmiş, illegaliyete geçmiş, sisteme karşı silahlı mücadele gerektiği planlarını yapmış, yer yer silahlı eylemlere de girmişlerdir. Ancak silahlı mücadele istenilen düzeyle olmamış sol güçler gelişim gösterememiş, büyüyememiş,  yeterli bir kitle gücüne de ulaşılmamıştır. Latin Amerika’da sol güçler muazzam bir gelişim göstermişler, kitleler içinde örgütlülük yaratarak devasa büyüklükte gerilla hareketleri ortaya çıkarmışlardı. Türkiye’de de, sol kesimlere, gerilla savaşının gerekli olduğu fikirleri hakimdi. Ancak farklı ideolojik ve taktik çizgileri savunma, devrimci savaşın nasıl geliştirileceği konusundaki fikirsel farklılıklar, örgütsel farklılıklara da yansıdı, farklı örgütsel yapılar ortaya çıktı. Bu arada, 1968 devrimci gençliği içinde, Kürtlerin kimliksel-ulusal mücadelesinin de verilmesi gerektiğini tartışan Kürt gençleride vardı. Yani Kürdistan’da da devrimci bir savaşın daha çok gerekli olduğu tartışmaları da yapılıyordu. Türkiye sol örgütleri, önce Türkiye’de devrim olsun, sonra Kürtler isterlerse ayrılırlar, kendi kaderlerini tayin ederler diyorlardı. Bu söylemlerinde iyi niyetli olduklarına şüphe yoktu. Ancak bütün dünyada, ezilen uluslar kendi kurtuluş mücadelelerini verirlerken, Kürtlerin Türkiye devrimini bekleyipte kendi kaderlerini tayin etmelerini beklemek tarz olarak doğru değildi. Kürtlerin, Türklerin solcularıyla birlikte mücadele etmelerinde bir yanlışlık yok ama bunu kendi örgütlülükleriyle yapmaları çok daha doğru ve gerekliydi ve nitekim öylede oldu. PKK’den önce, Kürtlerin de irili ufaklı örgütlülükleri vardı ama işe yaramıyorlardı. Kürtlerin kurtuluşunun nasıl ve hangi yöntemle olması gerektinin en iyi tahlilini PKK yaptı ve büyük bir direnişle mücadeleye başladı. Bu mücadele dışarıdan görüldüğü gibi çok kolay olmadı tabiki. Önder Apo, ” Kürdistan devrimi ateşten gömlek giymekten daha yakıcıdır ” demesi, PKK’nin öyle kolay kurulmadığını, Kürtleri örgütlülüğe çekmenin büyük emeklerle başarıldığını ve  hala bu mücadelenin verildiğini anlatmaya çalışıyordu. PKK bir taraftan inkarcı devletle savaşırken, diğer taraftanda Kürtlerin, içine itildiği geriliklere ve eğitimsizliğe karşı savaş açmıştı. Bir taraftan Kürtleri adam etmeye çalışırken, diğer taraftanda devletin Kürtler üzerinde yarattığı ağır tahribatları yıkıyordu. Asıl devrim, Kürtleri eğitmek ve politikleştirmek, özgürleştirmekti. Türkiye’de sol hareketler gelişim göstermeye başlayınca, 12 mart darbesi sivri dişlerini göstemeye ve solu tırpanlamaya başladı. 
Ancak sol, durmadı gelişmeye ve toplumu örgütlemeye devam etti. 1980’e gelindiğinde sol ağır bir saldırıyla karşı karşıya kaldı. 12 eylül darbesi, 12 mart’tan çok daha etkili ve kapsamlı oldu, sol kesimlerin üstünden silindir gibi geçildi. Sol, 1980’den sonra gelişim gösteremedi, dağıldı, mültecileşti ve günümüze kadarda hala toparlanamadı. Kaldiki, solun aslında günümüzde daha iyi bir gelişim göstermesi gerekiyor. Çünkü 1980’den önceki Türkiye’de ekonomik olarak az-çok alım gücü vardı, paranın azbuçuk değeri-kıymeti vardı, işçi ve köylünün durumu, günümüzdeki gibi çokta kötü değildi ama buna rağmen sol gelişiyordu. Ancak 1980’den sonra sol bir dağılma yaşadı, silikleşti, etkisiz oldu. Birçok ülkede sol, halkın fakir olduğu koşullarda daha iyi gelişim gösterip alternatif olurken, Türkiye’de bunca yoksulluğa rağmen, sol gelişemiyor ve devletin her tarafı mantar gibi sağcılarla doldu taştı. Solun gelişememesi, Türkiye’yi sağın cenneti haline getirdi. PKK de 12 eylül darbesinde büyük zarar gördü ama direnmesini de bildi. Zindan direnişleri, 12 eylül’ü kendi bataklığında büyük bir yenilgiye uğrattı. 15 Ağustos büyük atılımıyla PKK Kürdistan’da büyük bir gerilla hareketi haline gelip bir dünya örgütü olmayı başardı. Türkiye’de sol kesimlerde bir marjinalleşme yaşanıldı. Gönül isterdiki sol kesimlerde de PKK gibi büyük bir gerilla mücadelesi gelişebilseydi ama olmadı ve iş PKK’ye düştü. Türkiye devriminin yükü PKK’nin omuzlarına bindi. ” Bunca örgüt var, biri çıkar devrimci mücadeleyi geliştirir  diye düşündük ” diyor, Kürt Halk Önderi Öcalan. Aradan yıllar geçti, PKK gelişim gösterdi ama sol hareket gelişemedi, devrime alternatif olamadı. ” Böyle olacağını bilseydik, 15 Ağustos atılımının aynısını Türkiye’de de başlatırdık” diyor, önder Öcalan. ” Bunca örgüt varken, bizim direkmen pratik olarak Türkiye devrimiyle ilgilenmemizin doğru olmadığını düşündük ama biz Türkiye devrimiyle ilgilensek diyorlarki biz varız, ilgilenmezsek diyorlarki siz sadece Kürdistanla ilgileniyorsunuz.
 Biz bu konuda ne yapacağımızı şaşırdık diyor, önder Öcalan. Aslında demokratik cumhuriyet ve demokratik ulus, demokratik halklar federasyonu birazda Türkiye devrimiyle ilgili bir paradigmadır. Bu paradigma bütün  Türkiye’yi ve Ortadoğu’yu değiştirmeyi hedefliyor. Yani Kürdistan devrimini çok çok aşan bir devrim söz konusudur. Bazı sol çevreler, solun gelişememesini PKK’nin sol çevreleri kendi güdümüne almak istemesine bağlıyorlar. Eylem birliği ve birlik olma çağrıları, solu kendi güdümüne almak demek değildir. Bazıları, PKK’yi klasik bir ulusal hareket olarak biliyorlar. Bazılarıda düşmanlık yapıyorlar. PKK’ye olumlu yaklaşamlarda var tabiki. Ancak PKK için en önemlisi, Türkiye’ de devrimci  mücadeleyi geliştirecek bir hareketin oluşmasıdır. PKK’nin yürüttüğü mücadelenin üçte birini bile yürütecek bir hareket olsaydı, yıllar önce Türkiye’de devrim olmuştu. PKK, 1982’den beri, defalarca bazı sol örgütlere eylem birliği yapalım, beraber mücadele edelim diye çağrıda bulundu ama olumlu bir cevap alamadı. Bu durumda, sol kesimlerin devrimci mücadele verme konusunda samimi olup olmadıklarını insan sorgulamak istiyor.
 Başka türlü bu durum nasıl yorumlanır? PKK, ayrı mücadele edecekseniz size her türlü destek ve imkanı veririz dedi ama sonuç değişmedi. Yani her defasında yorgun bir sol, PKK’nin karşısına çıktı. Sol, solun gelişememesini kendinde aramalı, başka yerlerde ve nedenlerde aramamalı. Sol, Türkiye halk gerçekliğinin tahlilini yapamıyor, dine devrimci yaklaşmıyor, başka ülke devrimlerinin taklitçiliğini yapıyor, toplumdan uzak duruyor, dar bir alanda kısır döngüde dolaşıyor, çok parçalı ve çok başlıdır. Solun gelişememesinin nedenlerinden bazıları bunlardır. Bunca sol bir kitleye, aydın-entellektüel çevreye rağmen, solun gelişememesi ve alternatif olamaması kabul edilemez. Solun, aklını başına alması ve örgütlenmesi gerekiyor. Türkiye’de halk, en zor dönemini yaşıyor. Sol, bu koşullarda güç olmayacakta ne zaman olacak? PKK büyük bir direniş veriyorken, gerilla fedakarca devrimci değerleri savunuyorken, Kürtler sokaklarda serhildan halindeyken, Türkler artık bu sistemden şikayetçiyken, solun yerinde sayması kabul edilemez. Gün direnme ve faşizme meydan okuma günüdür. Gün devrimi gerçekleştirme günüdür. PKK, muazzaman devrim imkanları ortaya çıkarmış. PKK’yle şimdiki olağanüstü koşullarda yan yana ve omuz omuza olmayanların devrimciliğinden ve solculuğundan şüphe duyulur…

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here