Türkiye, onlarca yıldır siyasi, ekonomik ve toplumsal sorunlarla boğuşuyor. Onca hükümet kuruldu ama hiçbiri sorunlara çözüm olamadılar, tam tersi sorunların ürediği bir bataklık haline geldiler. İçinde yaşadığımız liberal ekonomik sistem göz önüne alındığında bu düzene ait partilerin, toplumun sorunlarına çözüm bulabileceklerine inanmak kendini aldatmaktan öteye gitmedi, gitmeyecektir de. Kapitalist partilerin kuracağı hükümetler toplumsal sorunların çözüleceği yerler değildir. Bundan dolayı onlarca yıldır toplumsal sorunlar çözülmedi, birike birike Türkiye’yi uçurumun kenarına kadar getirdi.
***
Vahşi kapitalizmin egemen olduğu ülkelerde en küçük bir demokratik haktan bile söz edilmez. Böyle ülkelerde hak ve hukuk talep etmek suç olarak kabul edilir, devleti eleştirmek hapse girmek demektir. Fikir ve düşünce özgürlüğünde söz edilemez, insanların ağızları kapatılır. Halbuki bir çocuk bile avazı geldiği kadar bağıra bilirse o çocuk daha sağlıklı gelişir büyür, kendisini daha rahat ifade eder, anlatır. Ülkelerde de fikir ve düşünce serbest olursa o ülkenin her sorunu konuşulur tartışılır ve çözüm üretilir. Fikrin ve düşüncenin özgür olduğu ülkelerin gelişme ve büyüme şansı olur.
***
Düşüncesini ve fikrini özgürce söyleyebilen birey ve toplumlar daha cesur, demokratik ve üretken olur ve sorunların ne gibi bir siyasetle çözülebileceğini daha iyi bilirler. Yani sorunların çözüm adresini ve nasıl hareket edeceğini bilirler. Türkiye’de demokrasi olmadığı için, toplumda çözümleyici ve sorunları çözücü bir demokratik tepki maalesef yeterince gelişmiyor. Toplumun büyük bir bölümü adı geçen demokrasi yokluğundan dolayı mevcut kapitalist düzen parti ve hükümetlerine eklemlenmiş durumdalar. Bunca sorunlara rağmen hala bu düzen partilerinden sorunların çözümünü bekleyen yığınca insan var. Sanki Türkiye’nin sorunları havadan zembille geliyormuş gibi bir anlayış topluma hakim olmuş. Ülkedeki sorunların kaynağını mevcut rejimden arayacaklarına, hükümeti ve geleneksel devlet aygıtını sorumlu tutacaklarına, sorunların kaynağını sürekli başka yerlerde aramak hiçte akıllıca bir duruş olmadığı gibi, sorunları daha da büyütüp içinden çıkılamaz bir hale getiriyor.
***
Son zamanlarda Sterlin, döviz Dolar ve Euro tekrar yukarı fırladı. Doları ve yabancı sermayeyi ülkenin başına bela edenler oy verdikleri ve hükümet yaptıkları kapitalist partilerdir. Türkiye’de zengin semtlerde ev fiyatları ve kiraları döviz üzerinden hesaplanıyor. Türkiye’yi son yetmiş yılda küçük Amerika yaptılar. Türkiye’de dövizi olmayan zengin ve düzen siyasetçisi yoktur. Türkiye’de döviz her tarafta kullanılıyor. Sanki Türkiye’nin sorunlarının sorumluları hükümet değilde başka ülkelermiş gibi hareket etmek bindiği dalı kesmek demektir. Türkiye’de Kürt sorununun çözülmemesi, işçi sınıfı başta olmak üzere birçok sorunun çözümsüz kalmasının sorumlusu AKP hükümeti ve geleneksel iktidar odaklarıdır. Bir hesap soracaksanız hükümete ve devlete sorun. Zalim, gaddar bir hükümet 18 yıldır gaddarca ülkeyi yönetiyor.
***
Ve Türkiye’de bütün hükümetler ve geleneksel devlet aygıtı Türkiye halkına, Kürtlere her türlü türlü kötülüğü yaptı, yapmaya devam ediyor. Yani aslında suçlu bellidir, önemli olan suçluyu doğru tanımamız ve gereken cezayı vermemizdir. Türkiye gırtlağa kadar emperyalizme bağımlıdır. Türkiye’yi emperyalizme bağımlı hale getirenlerde onlarca yıldır bu ülkeyi yöneten halk düşmanı sermaye partileridirler. Türkiye’de sorunların çözümünü gerçekten eğer istiyorsanız, Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşmenin gerçekleşmesi için alanlara çıkacaksınız. Bütün sorun AKP hükümetinin iktidarda daha fazla kalıp daha çok rant elde etmek için savaşı başlatıp elinizdeki son ekmeği de elinizde almasıdır. Sorunların çözüm adresi savaşın durması, barışın inşa olmasıdır. Savaş durursa, Kürt sorunu çözülürse, emek sorunu da çözülür ve böylece Dolar ve Euro işte o zaman düşer. Türkiye demokratik olmadığı sürece Dolar ve Euro düşmez daha çok yükselir, 50 yıldır da yükseliyor. Bundan dolayı Türkiye’de sorunların çözümü AKP hükümeti değil, sizin demokratik tutum ve duruşunuz olacak. Siz AKP ve benzeri kapitalist düzen parti ve hükümetler de sorunlara çözüm beklerseniz daha çok derin sorunlar yaşarsınız, krizlerden ve sorunlardan kurtulamazsınız. Bu açıdan sorunların çözümünü doğru yerde arayın.
***
AKP sorunların çözüm yeri değil, sorunların ürediği bir bataklıktır. Siz bu bataklığı kurutursanız dolar euro o zaman düşer. Sorunların çözüm adresi HDP’dir. HDP aslında sadece AKP-MHP faşizmiyle savaşmıyor, rejimle savaşıyor. Bu savaş ezenlerle ezilenler arasındaki adalet ve hak arama savaşıdır. Bu savaşı tabiki adalet ve hak arayışçıları kazanacak, insanlık namına. Aslında bütün rejim partileri aynı karaktere sahipler. Türkiye’de şu anda rejim ve HDP karşı karşıyadır. Mücadele HDP ile rejim arasında geçiyor, geçecek. Rejim inkarı ve baskıyı, vahşi kapitalizmi devam ettirme zihniyetindedir. HDP ise demokrasiyi ve adaleti inşa etme hedefiyle sistemi verdiği bedellerle ciddi olarak zorluyor, zorlamaya devam edip sorunların çözüm yerinin HDP olduğun göstermeye devam edecek, zulüm rejimi yıkılana kadar. HDP Türkiye’de devrimci muhalefeti geliştiren bir kitle partisidir. Vahşi kapitalizm siyaseten tükenişi yaşadığı için, faşizme başvuruyor. HDP’ye Kürtlere ve demokratik kesimlere yönelmelerinin nedeni, siyasetten tükenmiş olmalarıdır. HDP’nin büyük bir kitle ve halk gücüne dayalı olarak muhalefet yürüttüğünü ve sisteme alternatif olduğunu biliyorlar. Her seferin de HDP’ye saldırmalarının nedeni işte budur. HDP hiçbir zaman bunların saldırılarına boyun eğmemiştir. Her defasında güçlenerek ve daha çok kitleselleşerek sisteme alternatif olmuş, AKP ve benzeri düzen partilerinin gerçek yüzünü ortaya koymuştur, koyacaktır.