Ulusal Tavır Çalıştayı, ‘Ulusal Tavır’ belgesini yayınladı

0
319

Türk Devletinin İşgalciliğine Karşı Ulusal Tavır Çalıştayı yayınladığı “Ulusal Tavır” belgesinde, “Kürdistani güçlerin işgalciliğe karşı en üst düzeyde tavır alarak, yurtsever ve ulusal savunma etrafında büyük ve güçlü bir direniş sergilenmeli” dedi.

15 Mayıs günü düzenlenen İşgalciliğine Karşı Ulusal Tavır Çalıştayı “Ulusal Tavır” belgesi yayınladı.

“Türk Devletinin Saldırı ve İşgaline Karşı Ulusal ve Yurtsever Tavır” başlığı ile yayınlanan belgede, şunlar belirtildi:

İşgalciliğine Karşı Ulusal Tavır Çalıştayı’nın “Ulusal Tavır” belgesi şöyle:

“Kürdistan Ulusal Kongresi- KNKʼnin çağrısı üzerine, bizler onlarca Kürdistani parti, örgüt ve kurumların temsilcileri ve değişik mesleklerden yüzlerce şahsiyetler (yazar, sanatçı, aydın, akademisyen, gazeteci, siyasetçi, farklı etnik, inanç, din ve mezhep temsilcileri) olarak, ki kendimizi ulusal ve yurtsever vicdanın sesi olarak görüyoruz, Türkiye devletinin saldırı ve işgaline karşı tutum alma ve Kürdistan savunma güçlerinin direnişine sahip çıkma konulu düzenlediğimiz geniş kapsamlı telekonferansın sonucunda, aşağıdaki çağrıyı kamuoyuna sunuyoruz.

İŞGAL SALDIRILARI BÜTÜN KÜRT KAZANIMLARINI HEDEFLİYOR

Türk devleti 24.04.2021 günü Güney Kürdistan’ın Metina, Zap ve Avaşin bölgelerinde geniş kapsamlı bir operasyon başlattı. Şimdi o bölgelerde çok ağır çatışmalar yaşanıyor. Gerilla Güçleri büyük bir fedakarlıkla, kahramanca direnmektedir. Bu büyük saldırılar sadece HPG güçlerine karşı değil aynı zamanda bütün Kürt kazanımlarını hedef alıyor ve olay özellikle de Güney Kürdistan’ın işgalidir. 24 Nisan Ermeni soykırımının yıldönümüdür. Operasyonların bugüne denk getirilmesi tesadüf değil, açıkça yeni bir soykırım mesajıdır.

Bu konuda amaçları açık ve nettir. Türk devleti, Kürt ve Kürdistan’daki tüm halkların (Asuri-Süryani-Keldani ve diğeri) kendi topraklarında özgür olmalarını istemiyor ve ülkelerini işgal ederek onları esaret altına tutmak istiyor. Türk devleti, Türk uluslaşmasını başka halkların yok edilmesi üzerinde inşa ediyor.

KÜRDİSTAN’IN DOĞASINI TAHRİP EDİYOR, DEMOGRAFİK YAPISINI DEĞİŞTİRİYOR

Türk devleti, Kürt ve Kürdistan’ın varlığına karşıdır ve bu niyetini gizlemeyerek, bunu kültürel, siyasi ve askeri eylemleriyle de gösteriyor. Türk devleti saldırı ve operasyonlarında bilinçli ve planlı bir şekilde, Kürdistan’ın doğasını tahrip ediyor ve demografik yapısını değiştiriyor.

TÜRK DEVLETİ KÜRDİSTAN’DAKİ SALDIRILARDA IŞİD İLE İŞBİRLİĞİ YAPTI

Türk devleti 2017 yılında, Irak devletinin Kerkük, Xurmatû, Xaneqîn, Şengal ve diğer Kürdistani bölgelerin işgalinde, Bağdat hükümetini destekledi.

Türkiye, IŞİDʼin Kürdistan’a saldırıları ve işgalinde, özellikle de Kobanê’ye saldırısında başrol oynayarak IŞİD ile iş birliği yaptı.

Türk devleti ta baştan şimdiye kadar Kürdistan’ın Rojava kantonları ve Kuzey-Doğu Suriye Özerk yönetimine karşı sürekli saldırgan bir pozisyondadır. Aynı zamanda Güney Kürdistan’da da onlarca askeri ve istihbarat karargahları kurmuşlar ve bu karargahları halkımızın kazanımlarına karşı kullanmaktadır.

SALDIRILARA KARŞI TEPKİLER YETERSİZ

Şimdi de Metîna, Zap ve Avaşîn de büyük bir saldırıya geçmiştir. Bu büyük operasyona karşı şimdiye kadar ulusal ve uluslararası alanda istenilen düzeyde karşı bir ses yükselmemiş, verilen tepkiler yetersizdir. Bu sessizlik kırılmalı ve işgalciliğe karşı büyük tepkiler ortaya çıkmalıdır. Direnişçi güçler kendilerine yönelik tutum ve dayanışmamızı görmelidirler. Güçlü bir birlik ve dostlarımızın desteği ile bu saldırıları geri püskürtebiliriz. Türk devleti o kadar da güçlü değildir, Garê başarısının örneği gözler önündedir. Ulusal bir direnişle, biz onları yenebiliriz.

En başta güçlü ulusal ve yurtsever bir tavrın ortaya çıkması gerekir. Bunun için tüm Kürdistani güçlerin işgalciliğe karşı en üst düzeyde tavır alarak, yurtsever ve ulusal savunma etrafında büyük ve güçlü bir direnişin sergilenmesi gerekiyor. Ortak bir tavır, uluslararası siyasi aktörlerin sessizliğini de değiştirecektir.

ÇAĞRI…

Türk Devleti İşgaline Karşı Ulusal Tavır Çalıştayı, Kürdistan halkaları ile hümaniter ve demokratik dünyaya, Türkiye devletinin işgalciliğine karşı, önemle ve acil olarak bu çağrıyı yapmaktadır:

1-Ermeni halkının soykırımının yıldönümünde (24.05.2021) Güney Kürdistan’a yapılan saldırı, soykırım mesajının tekrarıdır. Onlar Kürt halkını da soykırımdan geçirmek istiyorlar. Biz çalıştay katılımcıları olarak Türk devletinin vahşice olan bu saldırganlığına büyük bir hassasiyetle yaklaşıyor ve bütün imkanlarımızla bu saldırıya karşı duruyor ve savunma güçlerinin yanında olduğumuzu belirtiyoruz.

2-Kürdistanlıların birlik içinde olmayışı, Kürdistan’ın kazanımlarının savunma çeperini zayıflatıyor ve düşmanlarının cephesini önünü açıyor. Bu durum en son Kerkük, Xaneqîn ve Şengal de görüldü. Ancak iç birliktelik düşman saldırılarını kırıyor geriletiyor ve içerdeki başarıyı ortaya çıkarıyor ve bu da Kobanê’nin savunma ve başarısında görülmüştür. Konferans, iç ittifakı bir ölüm-kalım meselesi olarak görüyor ve ulusal birlik çağrını bir kez daha yeniliyor.

3-Kürdistan ve ülke dışındaki Kürdistanlıların çok güçlü bir şekilde savunma güçlerine destek vermeli ve Kobanê savunması ruhuyla Türk devletinin Güney Kürdistan’daki işgali durdurulmalıdır. Bu amaçla hem ülkede hem de ülke dışında ortak güçlü bir diplomasi mücadelesi ile ulusal ve yurtsever birlik sağlanmalıdır.

4-Konferans olarak, Türk devletinin işgalci saldırılarına karşı, yurtsever ve ulusal seferberlik ilan ediyor, Kürdistanlılara gece gündüz demeden her türlü etkinliklerle direnişçi güçlerin yanında yer almalarının çağrısını yapıyoruz.

5-Konferans, Kürdistan Bölge Başkanlığı, Hükümetine ve Parlamento Başkanlığına, Türk devletinin saldırı ve işgaline karşı çıkmaya ve Türk ordusunun Güney Kürdistan’dan çıkarılmaya çağırıyor.

6-Konferans, Federal Irak Hükümetine, Saddam döneminde Türkiye ile yapılan sınır antlaşmalarını iptal etmelerini, Türk devletinin Güney Kürdistan’a yönelik işgaline karşı sesini yükseltmesini, Irak hava sahasını Türk savaş uçaklarına yasaklanmasını ve Türk güçlerinin Irak sınırları dışına çıkarılmaları için gerekli önlemleri alması çağrısında bulunuyor.

7-Konferans, Arap Birliğine, Türk devletinin Güney Kürdistan işgaline karşı tutum almalarını ve Türk devletini kınamaları için çağrı yapıyor.

8-Konferans, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer tüm ilgili güçlere çağrı yaprak; Türk devletinin Kürt halkına karşı saldırılarına sesiz kalmamalarını ve tutum almalarını istiyor.

9-Konferans, Kürt halkının tüm dostları ve vicdan sahibi demokratik dünyaya çağrı yaparak

Diyor ki “sizler, Kobanê, Efrîn, Girê Spî û Serêkanîyê’ de çok iyi bir tutum alarak büyük bir dayanışma örneği gösterdiniz, umut ve beklentimiz, ayni tavrın bu savaşta da göstermenizdir. Kürt halkının, sizin desteğinize ihtiyacı vardır.”

10-Konferans, Kürdistanlılar ve dostlarına, Türkiye ile ekonomik ilişkileri kesmelerini ve Türkiye turizminin boykot edilmesi, çağrısında bulunuyor.

11-Türk devletinin işgalci saldırılarına karşı ortak çalışmalar ve Konferansta alınan kararların pratikleştirilmesi için, üst düzeyde bir “Kriz Masası” kurulacak. Bu kriz masası, ülkelerde ve bölgelerde, alt grup ve komitelerini oluşturacaktır.

12-Biz, bu toplantıda bulunan kişi, kurum ve kuruluşların temsilcileri olarak bir kez daha, Türkiye devletinin saldırı ve işgalciliğine karşı, Savunma Güçlerinin yanında olduğumuzu ve onlara sahip çıktığımızı tekrarlıyor ve diyoruz ki: “Metîna, Zap ve Avaşîn bölgelerinin savunması tüm Kürdistan’ın savunmasıdır. Biz bütün imkanlarımızla bu direnişe sahip çıkacağız. Aynı tutumu bütün Kürdistanlı parti, örgüt, kurum ve şahsiyetlerin de göstermesini ve tüm Kürdistan halkından her türlü imkanları ile bu direnişe sahip çıkmalarını bekliyoruz.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz