Şırnak’ın Silopi ilçesinde sokağa çıkma yasakları döneminde yasaklı bölgedeki halkla dayanışmak amacıyla 4 Ocak 2016 tarihinde Karşıyaka Mahallesi’nden Yeşilyurt Mahallesi’ne geçmek isteyen üç Kürt siyasetçi zırhlı araçtan açılan ateşle katledildi. Bu üç Kürt siyasetçi Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Parti Meclisi (PM) üyesi Sêvê Demir, Kongreya Jinên Azad (KJA) üyesi Fatma Uyar ve Silopi Halk Meclisi Eşbaşkanı Pakize Nayır idi.
Üç Kürt siyasetçi kadından Pakize Nayır, 1990 yılında Silopi’nin Ziristan köyünde 8 çocuklu bir ailenin 4. çocuğu olarak dünyaya gelir. Küçük yaşlarda ailesiyle birlikte göç etmek zorunda kalan, Nusaybin’de 6 yılını geçiren Pakize, yeniden Silopi’ye döner ve hayatını burada sürdürür. Pakize, bir yandan iş hayatına atılırken diğer yandan siyasi çalışmalara katılır. Pakize’nin yolu, Mala Jinê (Kadın Evi) Akademisi’nin kuruluşu sırasında Sêvê ve Fatma ile kesişir.
‘Yarın çok geç olabilir’
Sokağa çıkma yasağı nedeniyle ilçede yaşayan yurttaşların can güvenliğinin olmadığını her fırsatta kamuoyuna duyurmaya çalışan Pakize Nayır, en son telefon ile bağlandığı bir televizyon programında şunları ifade ediyor: “Burada yaşadıklarımız Kobanê’yi çoktan aştı. Devlet bu zulmü Kürt halkına reva görüyor. Ama halk yılmıyor, yılmayacak, sokakları terk etmeyecek. Botan halkına soykırım dayatılıyor. Bugün bize ses verilmezse yarın çok geç olabilir. Devlet aklına sesleniyorum, hiçbir hukukta, kanunda, inançta böyle barbar bir saldırı yoktur. Sesimin ulaşabildiği her yere sesleniyorum. Bu çığlığı duyun, yarın çok geç olabilir. İnanın Botan kazanırsa tüm insanlık kazanacak.”
‘Yoldaşım ve arkadaşımdı’
Pakize Nayır’ı annesi Behiye Nayır’dan dinliyoruz. Behiye Nayır, seçtiği kelimelerin kızını anlatmakta yetersiz kaldığını hissedercesine ses tonuyla bu eksikliği gidermeye çalışıyor sanki: “Pakize fedakâr bir kadındı, kadınlara öncülük etti. Kobanê için sınır hattında nöbet tuttuğu günleri hatırlıyorum. Biz annelere karşı duyarlılığıyla ön plana çıkıyordu. Pakize sadece benim kızım değil aynı zamanda benim yoldaşım ve arkadaşımdı. Çok yetenekli bir kadındı. Çocukluğundan yaşamını yitirene kadar her zaman onunla gurur duydum. 5 yıl okula gitti, ancak sonra okumasına müsaade etmedik. Çeşitli kurslara gitmeye başladı. İki kardeşi ile fırında çalıştı. Pakize hiçbir zaman kadınların erkeklere muhtaç olmasını sevmezdi. Pakize yıllar sonra kuaför salonu açarak kendi ayakları üstünde durmaya başladı. Özgürlük tutkunuydu. Çocukluğundan bu yana sadece bu davayı sevdi.”
‘Bu halkın bize ihtiyacı var’
Sokağa çıkma yasakları başladığında Pakize’nin halasının evinde kaldığını ve oradan çıkmadığını söyleyen Behiye Nayır, şunları söylüyor: “Pakize’ye ‘Buradan çıkın köye gidin’ dediğimde bana ‘Bu halkın bize ihtiyacı var, hiçbir yere gidemem’ diyordu. Kimse o süreçte evinden çıkamıyordu. Çıkan direkt kurşunların hedefi oluyordu. Kızımın yaşamını yitirdiğini sabah haberlerde görerek öğrendim. Mücadelesini yürüttüğü bu yolda yaşamını yitirdi.”
Pakize, Sêvê ve Fatma hakkında iktidara yakın medyanın “silahlı” oldukları şeklinde haberler yaptıklarını anımsatan Behiye Nayır, “Onlar sadece birer siyasetçiydi. Sêvê yaralıydı, Pakize yardım etmeye çalışırken infaz ettiler” diyor. Benim kızım parti üyesiydi. Emniyetten aldı kimliğini. Onlar da biliyordu. Önce yaralayıp sonra taradılar. Ardından da ‘terörist’ ilan ettiler. Kürdistan topraklarında yaşıyorsanız eğer 3 yaşında dahi olsanız onların gözünde teröristsiniz. Bizler adalet ve özgürlük istiyoruz” ifadelerine yer veriyor.
‘Kızımdan bahsetmem suç mu?’
Kızı Pakize Nayır hakkında röportaj verdiği için kendisine ev hapsi verildiğini dile getiren Behiye Nayır, “Kızımdan bahsetmem suç mu? Onunla ilgili röportaj verdiğim için ayağıma kelepçe takıldı ve 3 ay boyunca evde hapis kaldım. Hala da bundan kaynaklı her hafta imza atmaya gidiyorum. Kadınlara ‘ayağa kalkın’ dediğim için beni eve hapsettiler” diyor.
‘Mücadelesini sürdüreceğim’
“Kızımın mücadelesini sürdüreceğim. Bu ölümlerin durması için bir an önce barışın gelmesi gerekiyor” diyen Behiye Nayır, Pakize’nin hiçbir zaman unutulmaması için doğan torununun ismini “Pakize” koyduklarını söyledi. “Onlar bizden kızım Pakize’yi aldı ama biz yeni Pakizeler yetiştirmeye devam edeceğiz. Bu dava hiçbir zaman yarı yolda kalmayacak” diyen Bahiye Nayır mücadele mesajı veriyor.