YPS Koordinasyonu, Cizre’de kontra faaliyetleri yürüten Tahir Güven ve Emin Negis’e yönelik eylem gerçekleştirildiğini duyurdu. Eylemlerin sonucunda Tahir Güven’in öldürüldüğü, Emin Negis’in ise yaralandığı ifade edildi. Açıklamada “Faşizmin dostu ve Özgür Kürd’ün düşmanı olan bu ve benzeri kişilikler cezalandırılmış ve bundan sonra da mutlaka cezalandırılacaktır. Bunlar ve benzeri kişiler yoğun takibimiz altında ve er ya da geç cezalandırılacaklar” denildi.
Açıklamada eylemlere dair yer ayrıntılar;
-4 Aralık günü Şehid Demhat Spêrtî Misilleme Timi’miz tarafından Tahir Güven adlı kontra cezalandırılmıştır. Bu şahıs geçmişten itibaren Kürd halkı ve Özgürlük Mücadelesine karşı devletle, düşmanla her türlü işbirliği içerisine girmiş, ihanetçi bir Kürd olarak TC faşizmini her anlamda desteklemiş, ajan-kontra faaliyetleri ile Kürd halkının kazanımlarına açık bir şekilde saldırmayı kendine görev edinmiştir. Yine bu faaliyetlerini aleni bir şekilde yapmış ve farklı dijital platformlarda Kürd Özgürlük Mücadelesi ve değerlerine açık saldırılarda bulunmuş, faşizmin öncüsü Erdoğan ve Kürd halkını soykırımdan geçiren ordu mensupları ile yine bu platformda birçok paylaşımda bulunmuştur.
-17 Kasım tarihinde Şehid Adıl Gite Misilleme Timi’miz tarafından bir başka kontra olan Emin Negis hedeflenmiştir. Bu eylem tekniki bir hatadan dolayı tam sonuca ulaşamamıştır. Korucubaşı olan bu Emin Negis yıllardır Kürd Özgürlük Mücadelesi ve halkı karşısında her türlü ahlak dışı saldırıda bulunmuş, birçok arkadaşımızın şahadetinde aktif rol oynamış, Kürdistan’da yaşanan birçok faili meçhul cinayette yer almıştır.
YPS açıklamasında şunları belirtti:
“AKP-MHP faşizminin doruk noktasına ulaştığı gerçekliği artık sadece Kürdistan halkı ve Türkiye’de yaşayan devrimci-demokratik kesimler tarafından değil, bütün dünya halkları tarafından görülüğ bilinmektedir. Bu faşizm; toplumu, tarihi, insanlığı temel değerleri kültürleri emeği, umudu ve her türlü özgürlüğü kemirmeyi amaçlamaktadır. Kendi çöküşünü engellemek için halkların üzerine bir kabus gibi çökmüştür.
Özelde Kürt halkı yıllarca bu faşizmin en yoğun saldırılarına maruz kalmış, düşman tarafından onursuzluk dayatıldıkça karşısında halk direnişiyle karşılaşmış ve bu direniş TC faşizmini adeta çıldırtmış, sonuçta tek çare yolu pervasızca saldırarak bulmuştur. Kürt halkına ya Türk faşizminin kölesi olacak, varınla yoğunla bu faşizmi korumaya kendini adayacaksın ya da yaşamayacaksın ikilemi dayatılmaktadır. Miadını doldurmuş bu politika yürürlükte tutulabilmek için her türlü zor yöntemi kullanılmaktadır. Açlıkla terbiye etme, sesini çıkaranı zindanlarda mahkum etme, korku kıskacına alma, katletme kürt halkına karşı uygulanan rütunlar olmuştur.
‘Bu faşizmde değişen tek şey faşizmin adı ve faşizmin yöntemidir’
Bu temelde düşman; Seyfettin Savaş örneğinde olduğu gibi aile üzerinden tehdit etmekte, para vaad etmekte, korkutmakta ve kendi öz değerlerine ters düşürmeye çalışmaktadır. Kürt kızlarına tecavüz yoluyla bunu dayatırken, gençleri uyuşturarak aynı sonucu almaya çalışmaktadır. Kürt halkına dönük saldırılar o kadar pervasızlaştırılmıştır ki; onursuzluğu, ihaneti, ajanlığı kabul etmeyenler işkence edilerek helikopterden atılmakta, Batman ve Siirt’te olduğu gibi Kürt çocuklarına tecavüz edilmekte, posta yoluyla kürt analarının ellerine parçalanmış çocukları teslim edilmekte, Kürtlerin ölülerinin kemikleri dahi ortalıktan kaybedilmektedir. Yine Öz yönetim direnişlerinde Taybet Ana örneğinde olduğu gibi ibretlik olsun diye cenazeler günlerce halkın gözü önünde sokaklarda bekletilmiş, Mehmet Tunç ve yanındaki diğer Devrimci Yoldaşlarımız şahsında direnen Kürt halkı Cizre’de bodrumlarda diri diri yakılmıştır. Bu faşizmde değişen tek şey faşizmin adı ve faşizmin yöntemidir.
‘Halkımız faşizme ve faşizm destekçilerine yaşam hakkı tanımamalıdır’
Diğer yandan faşist TC özgürlük Hareketi militanları tarafından bitişe mahkum edildiğinden kaynaklı her türlü tekniğini kullanarak tüketmiş olduğu son gücü ile kimyasallara sarılmıştır. Net olan gerçeklik; TC ordusu Özgürlük Militanlarının direnişi karşısında tükenişi yaşamaktadır. Önderlik gerçekliği ve Kürd Özgürlük Mücadelesi ile Kürd halkında direniş ruhu ve iradeleşme istemi yeni bir doğuşu yaşamıştır. Bu yeni doğuş sadece bir başkaldırı değil aynı zamanda mevcut durumda halkların tek kurtuluş yolu olmaktadır. Özelde Kürd halkı kurtuluşun tek yolunun direniş, boyun eğmeme ve Devrimci Halk Savaşı’ndan geçtiğini anlamıştır. Halkımız faşizme ve faşizm destekçilerine yaşam hakkı tanımamalıdır. Özgürlüğün önünde kim ve ne engelse bu engeli sert bir şekilde ortadan kaldırmak gerekiyor. Halkımızın bu bilince, isteme ve inanca sahip olduğunu biliyoruz.”
Kürdistan’da kontra faaliyetler yürüten kişilerin takip edildiği ve Kürd halkına yönelik ihanet içerisinde olanlardan mutlaka hesap sorulacağını belirten YPS, son olarak şunları söyledi:
“YPS ve YPS JIN olarak bu kişiler şahsında Kürd halkı ve gerillasının kanına giren, Kürd Özgürlük Mücadelesi karşısında faaliyet gösteren faşist rejim unsurlarının ve bütün ihanetçilerin her yerde ve her an hedefimizde olduğunu belirtiyor ve cezalandırılacaklarının sözünü veriyoruz. Kürd gençlerinin nefesi ensenizdedir. Halkımıza karşı yaptıklarınızın hesabını mutlaka soracağız. Bu temelde Önder APO’nun militanları olarak ‘Özgürlüğün özgürlüğümüzdür!’ şiarıyla bütün halkımızı ortak mücadeleye çağırıyoruz.”