Rêber Apo, hakikat aşkıyla dolu, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü kişiliğiyle PKK karakterini şekillendirmiş ve kimliğini oluşturmuştur. PKK gerçeği, çocukluk hayallerine ihanet etmeden kesintisiz şekilde özgürlük yürüyüşünü sürdüren Rêber Apo’nun en muhteşem yaratımıdır. Bu anlamda PKK’yi sadece programı ve tüzüğüyle, kısa-orta-uzun vadeli stratejik-taktik hedefleriyle tanımlamak çok yetersiz ve dar bir tanımlama olacaktır. PKK’nin ideolojisi ve politikası, programı ve tüzüğü, stratejik hedef ve planlamaları, Rêber Apo kişiliğinde hayat bulmuş ve toplumsallaşma gücünü ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle Rêber Apo ve PKK hakikati, her türlü zorluğu ve engeli aşarak yüksek mücadele tutkusuyla büyük değerler yaratmış, özgür insanlığın umut kaynağı olmuştur.
ANLAM VE HAKİKAT ARAYIŞI YOĞUNDUR
Çocukluk, bir insanın yaşam sürecinde en sade, yalın, özgür, eşit, adil ve saf olduğu süreçtir. Rêber Apo’nun çocukluk süreci de bütün bu özelliklerle birlikte oldukça özgün ve kendine hastır. Rêber Apo, aklı ve duygusuyla; davranışları ve ilişkileriyle hayallerinin peşinden büyük bir tutku ve ciddiyetle gitmeyi başaran çok özel bir çocuktur. Yaşam karşısındaki merakı, ilgisi, soruları, şaşkınlığı; sevgisi, coşkusu, heyecanı, ezcümle her duygusu ve akilane arayışıyla müthiş bir yalınlık ve yoğunluk içindedir. Dürüsttür, paylaşımcıdır, örgütleyicidir, yaratıcıdır; okuma, anlama ve hayatı tanıma-kavrama açlığı içindedir. Anlam ve hakikat arayışı yoğun ve çarpıcıdır.
ÖZGÜR KADINI VE TOPLUMU YENİDEN İNŞA
İnsanlık tarihi açısından baktığımızda, doğal toplum sürecinin de insanlığın çocukluk süreci olduğunu, bu yönüyle de bir insanın çocukluk dönemine benzediğini görürüz. Doğal toplumda öne çıkan özellikleri bir bir saysak, aynı özelliklerin bir çocukta da yaşandığına tanık oluruz. Her iki varoluşsal gerçeklik de insanın ve toplumun hakikatini, kök hücre halini ifade eder. İnsan budur, gerisi yalandır, saptırılmıştır. Rêber Apo, insan ve toplumun kök hücre halini büyük bir anlam deryasına dönüştürerek özgür kadını ve özgür toplumu yeniden inşa etmeyi başaran tutkulu bir hakikat savaşçısıdır.
Rêber Apo’nun PKK ile yeniden inşa ettiği, özgür insan, özgür kadın, özgür halk ve özgür yaşam hakikatidir. Rêber Apo, geleneksel aile, feodal değerler, cinsiyetçi kültür, soykırımcı sömürgecilik ve kapitalist modernite karşısında tarihte benzerine az rastlanır türden büyük bir mücadele yürüterek özgür kadınla yeni bir toplumsallık yarattı. Kölece düşünce ve duyguların, kirletilmiş ve özünden boşaltılmış yaşamın, bin bir emekle yarattığı bu toplumsallığı kirletmesine, hakikati örtmesine müsaade etmedi. Erkek egemenliğinin zirve noktasını ifade eden faşist kapitalist dünya sistemini ve modernitesini karşısına alarak hakikat mücadelesini azimle ve aşkla yürüttü.
KAPİTALİST MODERNİTE İNTİKAM ALIYOR
Kapitalist modernite güçlerinin buna cevabı ise İmralı işkence sistemini geliştirmek oldu. İmralı işkence ve tecrit sistemi faşist kapitalist-emperyalist modernitenin Önder Apo’dan intikam alma biçimidir. Kadın ve toplum düşmanı kapitalist modernite sistemi, özgür kadın ve özgür toplumu yaratan Rêber Apo’dan İmralı işkence-tecrit sistemiyle intikam alıyor.
ÖNCE HEVALTÎ ÇİZGİSİNDE HAYAT BULDU
Önder Apo şahsında somutlaşan Kurdistanî toplumsallığın sosyalizm ideolojisi ile buluşması, PKK’yi yaratacaktır. PKK kurulmadan önce gelişen ilk grup aşaması, açığa çıkan yoldaşlık ilişkileri, PKK ideolojisi, yaşam ve ilişki anlayışının mayalandığı bir süreç olacaktır. PKK’nin sosyalist ve demokratik ulusal değerleri yoldaşlık ilişkilerinde, ‘hevaltî’ çizgisinde hayat bulacak, bu çizgi önce insan ile buluşacak, öncüleşen kimliklerini açığa çıkartacak ve ardından PKK’yi kurarak tarihi yürüyüşünü görkemli adımlarla geliştirecektir.
YÜCE RUHUN GERÇEK HALİ: PKK
Bu mayalanma süreci, tarihsel bir önemdedir. Haki, Kemal, Hayri, Mazlum ve Sakine Cansız arkadaşlarla birlikte başlayan bu görkemli yürüyüş, büyük ve anlamlı yoldaşlık ilişkileri ile yolunu bulacak ve yürüme gücünü oluşturacaktır. Yitirilmeyen çocuk saflığı ve ruhu, sosyalist ideolojiyle buluşarak sosyalist ahlakı, insanı ve ilişki tarzını, ‘heval’ gerçeğini daha zirvelere tırmandıracaktır. Kök hücre kendini çoğaltmaya, büyük toplumsal devrime daha emin adımlarla ilerlemeye başlayacaktır. Haki yoldaşın 18 Mayıs 1977’de şehadetiyle birlikte, bu mayalanma sürecindeki oluş halini daha üst bir aşamaya, kararlılığa ulaştırma sorumluluğu ortaya çıkacaktır. Bu ikiz ruh niteliğindeki çok değerli yoldaşlık ilişkisine cevap, Partileşme olacak, PKK bu yüce ruhun ete kemiğe bürünmüş ve gerçeğe dönüşmüş hali olacaktır. Bugün de PKK’yi ayakta tutan, kapitalist dünya üzerine gelmesine rağmen PKK’yi yenilmez kılan temel neden işte bu yoldaşlık ilişkisi, özgür insan ve özgür yaşam duruşudur. Çünkü insanlığın kök hücresi bir sarmaşık gibi PKK’yi sarıp sarmalamıştır, insanlıkta ısrar ettikçe de bu sarmaşık Kurdistan’dan Ortadoğu’ya ve dünyaya doğru yayılmaya devam edecektir.
ÖZGÜR KADINLA ÖZGÜR YAŞAM YOLU
Rêber Apo, çocukluk hayallerini zamanın ruhunda sınayarak büyüttü ve toplumsallığını her türlü fırtınaya karşı sarsılmaz bir direnç ve tutkuyla savundu. Hep hakikati arayan yüreği ve gözü, ona insanlığın temel çelişkisini, kördüğümünü gösterdi. Sınıfsal ve ulusal çelişkiden başlayıp oradan kadın ve doğa çelişkisine vardı ve böylelikle tüm toplumsal sorunların nasıl çözüleceğinin anahtarına vardı. Sınıfsal olarak yoksul köylü sınıftan gelmek, ulusal olarak utanılan ve inkâr edilen bir kimliğe sahip olmak, sosyalizme yönelmek için yeterli gerekçeleri ifade ediyordu. Ancak Önder Apo, bunu yeterli görmedi. Kadın özgürlüğü olmadan yaşamın özgür olamayacağını, bunsuz sosyalizmin sosyalizm olamayacağını, kadın iradesinin olmadığı bir yaşamın ve devrimin yanlış ve yalan olacağını derinden anlayıp hissederek buradan özgür kadınla özgür yaşama yeni bir yol açtı.
DÜNYA DEMOKRATİK KADIN KONFEDARALİZMİNE
Rêber Apo, çocukluktaki kız arkadaşlarının, kız kardeşlerinin yaşadıklarının hesabını bir bir sorarcasına kadın özgürlük alanına yöneldi. Rêber Apo, özgür kadına yöneldikçe kadınlar da Rêber Apo’ya yöneldi ve işte buradan da bu tarihi ve eşsiz özgür kadın çalışmaları ortaya çıktı. Bu duruş ve mücadele, erkek merkezli ve iktidarcı dünya egemenlerine, maskesiz ve çıplak tanrılara meydan okumaya dönüştü. Kendinden başlayarak erkeği öldürmek, Kürt kadınlarından başlayarak özgür kadın hakikatini canlandırmak, sosyalizme yeni bir boyut ve derinlik kazandırırken kadını özgür ve eşit yaşamın temel öznesi konumuna getirdi. PKK, artık bir de özgür kadın yürüyüşüdür, ordulaşmasıdır, partileşmesidir ve dünya demokratik kadın konfederalizmine yol alan özgür ve demokratik yaşam gerçeğidir.
Berlin’de 5-6 Kasım tarihlerinde yapılan 2. Uluslararası Kadın Konferansı, bu hakikatin eylemleşmiş halidir. Büyük bir heyecan ve coşkuya sahne olan 2. Uluslararası Kadın Konferansı, 21. yüzyılın kadın yüzyılı olacağının somut ifadesi olmuştur. Bu konferansta “Jin, jiyan, azadî” sloganı kadınların dilinde dünyanın dört bir yanına özgür yaşam hakikatini taşımıştır. Konferans, özgür kadınların kararlı mücadele birliğiyle özgür ve demokratik bir dünyayı müjdelemiştir. Bu vesileyle konferans hazırlık komitesine ve tüm konferans delegelerine bu muhteşem, yüce duyguyu bizlere yaşattıkları için çok teşekkür ediyor, hepsini sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bu konferans, özgürlük mücadelesi yürüten tüm kadınlara ilham ve güç kaynağı olmuştur. Dünya kadın mücadelesi açısından Kürt Kadın Özgürlük Hareketi’nin ideolojik öncülüğünü bir kez daha ve en güçlü bir biçimde teyit etmiştir.
KADIN, YAŞAM VE ÖZGÜRLÜK BÜTÜNLÜĞÜ
Bugün tüm dünyayı büyülü etkisi altına alan “Jin jiyan azadî” sloganı, PKK hakikati içinde ortaya çıkan kadın özgürlük ve eşitlik arayışının çarpıcı bir formülasyonudur. PKK kurucularından olan ve Kürt Kadın Özgürlük Hareketi’nin direniş kimliğini oluşturan Sakine Cansız (Sara) Yoldaş, PKK içindeki kadının özgürlüğünü kaybetmemek için düşmanın tüm vahşi saldırılarına, işkencesine, zulmüne, cinsiyetçi saldırılarına karşı canını seve seve veren fedai ve özgürlüğe aşık duruşunun sembolüdür. Rêber Apo, “özgür kadın mücadelesi Sakine’nin mücadelesidir” der ve kadınların emekle ve büyük bedellerle örülü direnişine-mücadelesine yüksek bir anlam yükler. Saraları, Besêleri, Azimeleri, Rahşanları, Bêrîvanları, Bêrîtanları, Zîlanları, Semaları, Viyanları, Şirinleri, Arîn Mîrkanları, Amaraları, Utaları, Ronahîleri, Helbestleri ve Rojbînleri büyük anlam gücüne kavuşturur. Yaşamı, kadını ve özgürlüğü birbirinden hiç koparmamacasına özgürlük hafızasına, kadın ve toplum hafızasına yerleştirir.
“Jin Jiyan Azadî” sloganı, PKK içinde büyük zorluklarla açığa çıkan Önderlik ve özgürleşen kadın buluşmasının etik-estetik ifadesidir. Jîna Emînî ve Nagihan Akersel ile evrenselleşen özgür kadın hakikatidir. Nagihan bu hakikati dünyaya jineolojî ile taşıyan en güçlü ses ve kadının tarihsel hafızası oldu ve 2. Uluslararası Kadın Konferansı’nın anlam gücünü oluşturdu.
TARİHİN DERİNLİKLERİ İLE GELECEĞİN UFUKLARI
Yaşam özgürce yaşanacaksa, bunun en temel bir yönü de doğadır. Rêber Apo, özgür yaşam ve özgür insan yürüyüşünde doğa ananın kendisine, nimetlerine taparcasına bir aşk içindedir. Doğanın katledilmesi; suyun, toprağın, havanın kirletilmesi, her türlü canlının iktidarcı egemenler tarafından tahakküm altına alınması, yaşam için en büyük tehlike, kirlilik ve yanlışlıktır. Bu da köleliktir. Sınıfsal – ulusal çelişkinin, cins çelişkisinin yanına artan ekolojik krizle birlikte ekolojik çelişki de eklenir. Böylelikle PKK gerçekliği özgür, güzel ve anlamlı yaşamı esas alan yürüyüşü ile önüne çıkan çelişkileri de kapsamına alarak kendini hep daha büyütür, bugünün sığlığından çıkararak tarihin derinliklerine, geleceğin ufuklarına doğru olağanüstü biçimde yönelir.
ÖZGÜR YAŞAMIN YOLUNU GÖSTERDİ
Rêber Apo için aslında bu görkemli yürüyüş, çocuklukta başlamıştır. Kurduğu PKK ile çocukluğuna ihanet etmeyerek bir nevi çocukça da yürümeye devam etmiştir. Kök hücreyi koruma görevini, Kürt toplumu ve kadınları; ardından tüm toplumlar ve kadınlar ile paylaşmış, bu bitmeyen çocukluğu Demokratik Modernite, Demokratik Ulus ve Demokratik Konfederal Sistem inşasına; özgür, eşit ve adil yaşam inşasına yöneltmeyi başarmıştır. “Yanlış hayat doğru yaşanmaz” diyen Adorno’ya karşılık “Doğru hayat da yanlış yaşanmaz” gerçeğini kendi yaşam sürecinde ispatlamış, yanlış hayatı aşarak, yanlış hayatın dışında doğru, güzel ve anlamlı özgür yaşamın yolunu bize göstermiştir.
KİMSE YOK EDEMEZ
PKK, bu çizgide kazanmıştır ve bu çizgide ısrar ederek kazanmaya devam etmektedir. Bugün Şêhîd Sara ve Şehîd Rûken şahsında korkusuzca tanrıçalaşan özgür kadın kimliği; taktik nükleer, kimyasal silahlara karşı büyük bir irade ile savaşan gerilla gerçeği; tüm baskılara ve zulme rağmen inancından taviz vermeyen halk iradesi, PKK’nin yenilmez iradesini çok net ortaya koymaktadır. Hiçbir teknik, özgürlüğe aşık, özgürlüğü için ısrarla ve bilinçle mücadele eden insan gerçeğini aşamaz, yok edemez. Bu, kök hücredir, kök hücreye inanan ve bu uğurda mücadele etmeyi göze alan insan gerçekliği var oldukça kimse bunu yok edemez.