Erdoğan’ın Besiç Timleri Bekçiler – Sema ÇELİKBİLEK

0
1104

Saray şefi Erdoğan, bekçi dudüğü sesini duymak istediğini Süleyman Soylu’ya söyler. Süleyman soylu bunu bir emir olarak alır ve yeni bekçiler almaya başlar. Tabi bu Erdoğan keyfi için yapılıyor. Onbinlerce bekçi alınıyor. Bunlara milyonlarca maaş veriliyor ki bu normaldır çünkü Erdoğan düdük sesini duymak istiyor. Erdoğanın sarayını koruyan 2 bin 5 yüz tane polis var. Bunlara bir düdük verilip düdük sesi duyabilirdi. Ama bunların hepsi hikaye tabi.

Olay muhtarlarda başlamıştı aslında. Erdoğan cumhurbaşkanına seçilmesiyle birlikte düzenli olarak sarayda muhtarları toplamaya başladı. Ön istihbarat örgütü olarak muhtarlar devreye girmeye başlayacaktı artık. Saray şefi Erdoğan, muhtarlar toplasında bunu açık açık söylemişti zaten. Saray toplantılarında Erdoğan,  “Mahallede ne olup bitiyor sizin haberiniz var. Onun için büyük sorumluluk üstünüze düşüyor. Mahallelerde olup bitenden haberiniz olması gerekir. Mahallelerin güvenli ve sorumluluğu size aittir”  Talimatını veriyor.

Şimdi muhtarlar ve bekçilerle istihbari bir güç oluşturulmaya başlandı. İranda toplumu elinde tutmak için Besiç denilen bir teşkilat var. Besic, Ayetullah Humeyni’ye bağlı milis teşkilatıdır. Toplumu baskı altında tutmak ve toplumsal resflekleri bastırmak için Besiç teşkilatı kullanılır ve  Besiç Camiler üzerinde örgütlenir. Camiler içerisinde Besic’in bir cirosu var. Çünkü  Şii’likte müslüman olmak için bir imama tabi olmanız gerekiyor ve imama tabi olduğunuzda mahalledeki imamla irtibanız  başlıyor. Tabi Besiç teşkilatıda baskıyı bu planın üzerinde kuruyor. Toplum bu şekilde baskı altında tutularak, iktidar her istediğini yapmaya başlıyor.

Şimdi de Erdoğan İrandaki camilerin yerine muhtarlıkları, İrandaki Besiçin yerine bekçi teşkilatı getirip konuşlandırdı.  Bu siyasal güç eğiliminde toplumu siyasi olarak baskı altında tutmak için İrandan modellenmiş bir mekanizma.

Dolaysıyla Türkiyedeki camilerin yerine muhtarlıklar, bekçilerde bu muhtarlıklar organize biçimde toplumu baskı altında tutmak hareket edecekler. İran’daki baskı mekanizması artık Türkiye’de toplumları baskı altında tutmak için Bekçi düdükleriyle birlikte yasallaşarak devreye girdi.

Artık Bekçiler, görev bölgelerinde kişileri, araçları durdurup kimlik sorabilecek. Zor ve silah kullanabilecek. Genel kolluk kuvvetlerine yardımcı olacak. Sözde Kamu düzenini bozacak mahiyetteki gösteri, yürüyüş ve karışıklıkların önlenmesi amacıyla gerekli tedbirleri almak… gibi, polisin sahip olduğu tüm yetkilere sahip oldu.

Oysa Türk devletindeki  polis sayısı 242 bin 488. Son 10 yılda polis sayısı yüzde 36 artmış. Her 185 kişiye bir polis düşüyor. Bekçi sayısı 2017 yılında 4 bin 653’müş. Bir yılda neredeyse 3 kat artırılarak 11 bin 398’e çıkartılmış. Bu bekçilerin atanmasındaki tek kriterin de Erdoğan’a “sonsuz bağlılık” olduğunu geçerken belirtelim. Polis ve bekçilerin toplam sayısı 253 bin 886. Erdoğan’ın doğrudan denetiminde olan muazzam bir iç istibdat ordusu var. Bu sayılara jandarma dahil değil. Ancak görülüyor ki; bu büyük silahlı güç Erdoğan’ın korkularını gidermeye yetmiyor, bekçilerin sayısı ve yetkilerini artırarak yeniden örgütlüyor. Bekçilerin, sokaklarda “Kimlik bile sorma yetkisi olmayan” bir güvenlik görevlisi olmaktan “Polis yetkileriyle donatılan bir güce” dönüştürmesi, Erdoğan’ın kendi paralel ordu teşkilatına bir yenisi olarak, Besiç Timi Bekçilerini eklemiş vaziyette.

Bu yetkiyle donatılmış Besiç bekçileri, AKP-MHP iktidarının kendi teşkilatlarından kişilerle dolduruldu. Bekçiler dinci-milliyetçi bir ideolojiyle eğittilerek ve toplum en yoksul kesimlerden alınan gençlerle kuruldu. Dolayısıyla AKP-MHP iktidarıın “özel kuvveti” olarak organize edilecek. Bu kişiler özellikle ortaokul, lise ve hatta hiç okumayan, yoksul kesimlerinden seçiliyorlar. Bu kişilerin yoksul kesimlerin üzerinden seçilmelerinin nedeni ise maddi anlamda Erdoğana bağlı kalmasını sağlamasıdır.

Faşist Erdoğan’a bağlılığın esas olduğu ve  sayıları on binleri  bulan “bekçi ordusu” toplumu baskı altında tutmaya amade.

Erdoğan kendi paramiliter ordusu Bekçileri, kritik bir gün geldiğinde devreye koyacak. Çünkü  polis teşkilatından emin değil bunun için kendini sağlama almak istiyor. Bunlara bir kılıf bulup yasallaştırıyor. Paramiliter ordularını silahladırıyor ve sokaklara salıyor. Erdoğan Toplumun göz önünde bekçi adında rejim muhafızı bir örgüt kurdu. Türkiye’nin yarısı asker, polis ve bekçi olmuş diğer yarısına kimlik soruyor.  Toplumun kalan yarısını denetlemeye başlıyor. Yani Camideki imamlar (Muhtarlar) ve Besiç’ler  (Bekçiler) kendi görev başlarında Erdoğan’ın talimatlarını yerine getirmek için hazır ol vaziyetinde.

Çürüyen, halka güvenli bir gelecek vadedemeyen her düzen, halkı zapturapt altına almak için her gün daha büyük bir silahlı güce ihtiyaç duyar.

Bekçileri polis yetkisiyle donatma girişimi de bu halkı zapturapt altına alma ihtiyacının sonucudur.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz