Savaş gazileri: Devrimci Halk Savaşı’nı büyütelim

0
817

İşgalci Türk ordusu ve çetelerine karşı yürütülen mücadelede gazi olan savaşçılar, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik olası saldırılara karşı birlik olma çağrısı yaparken, kazanımların korunmasının ancak örgütlü mücadeleyle mümkün olduğuna dikkat çekti.

‘ŞEHİT AİLELERİ VE SAVAŞ GAZİLERİ ÖNCÜLÜK ETMELİ’

İşgalci Türk ordusu ve çetelerinin saldırılarına ilişkin konuşan Kuzey ve Doğu Suriye Gaziler Federasyonu Eş Başkanı Egid İbrahim, hassas bir süreçten geçildiğini, herkesin de bu hassasiyete göre bir hazırlık içinde olmasının önemine dikkat çekerek, Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye’deki kazanımların korunması gerektiğini söyledi.

“İşgalci Türk ordusu ve çeteleri, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik ağır saldırılar gerçekleştiriyor. Gelişen bu saldırıların yarattığı tehlikeleri görmeliyiz” uyarısı yapan İbrahim, gazilerin ve şehit ailelerinin her türlü saldırıya karşı mücadeleyi büyütmelerini ve devrim kazanımlarının korunmasında öncülük etmeleri gerektiğini vurguladı.

‘ÖZEL SAVAŞA KARŞI DİKKATLİ OLUNMALI’

Türk devletinin bölgede geliştirdiği özel savaşa da dikkat çeken Egid İbrahim, TC ve çetelerinin askerî saldırılarla birlikte bölgeye yönelik özel savaş da yürüttüğünün, bölge kazanımlarının bir de özel savaş yöntemleriyle hedef alındığının altını çizerek, halkın, bu kirli savaş türü ile sürekli hedef alındığını kaydetti.

Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik anti propaganda ve tuzaklarına karşı dikkatli olunmasının önemine dikkat çeken İbrahim, “Kuzey ve Doğu Suriye’yi yöneten halktır, koruyanı da halktır ve bu halkın çocuklarıdır. Toprağımızı ve Özerk Yönetim’imizi korumak, halk olarak bizlerin görevidir” dedi.

Kuzey ve Doğu Suriye Gazi Federasyonu Eş Başkanı Egid İbrahim, tüm savaş yöntemlerine karşı şehir ve köylerde öz savunma, eğitim, sağlık, askeri ve lojistik gibi tüm yönleriyle hazırlıklı olunması gerektiğini de sözlerine ekledi.

İŞGALE KARŞI DİRENİŞE DEVAM

İşgalci Türk ordusu ve çetelerinin saldırılarına karşı 2014 yılında halkını ve toprağını koruma amacıyla YPJ’ye katılan Rojinda Dilêr, 9 Ekim 2019 yılında işgalci Türk ordusu ve çetelerinin Girê Spi’ye yaptığı saldırı sonucu bir ayağını kaybederek gazi olan savaşçılardan.

Bölgede günlük gelişen saldırılara dikkat çeken Rojinda Dilêr, “Efrîn, Girê Spî ve Serêkaniyê saldırılarında, işgalci Türk ordusunun insanlığa karşı işlediği savaş suçları ve vahşeti biliniyor. Çocuk, kadın, yaşlı demeden halkı katliamdan geçirdiler. Bu vahşeti ne bizler kabul ediyoruz ne de dünya kabul etmelidir” dedi.

Saldırılara karşı halkın kendisini koruyabilmesi için birlik olmanın önemine değinen Rojinda, “İşgale karşı durabilmek için halklar kendi aralarında birlik olmalılar. Kürt, Arap, Ermeni, Süryani halkı, özel savaş ve askerî saldırılara karşı el ele verirse, Türk devleti ve çeteleri topraklarımızı işgal edemez” diye konuştu.

Rojinda, işgalcilere karşı mücadelenin süreklileşmesi ve çeşitli eylemlerle aktif kılınmasının zorunluluğuna dikkat çekerek, “Kadınlar ve gençlerin öncülüğünde işgalcilerin saldırılarını protesto eden eylemler yapılıyor. Bu eylemler süreklileşmeli. Daha güçlü bir mücadele için daha güçlü bir örgütlülük yaratılmalı” ifadelerini kullandı.

‘TÜRK DEVLETİNİN TEK AMACI KAOS YARATMAK

Savaş Gazilerinden Cesur Koçer de DAİŞ’in Kobanê işgal saldırıları döneminde Önder Abdullah Öcalan’ın seferberlik çağrısıyla 2014 yılında YPG’ye katılanlardan.

2015 yılında Kobanê’de yaralanan Cesur Koçer, işgalci Türk ordusunun Efrîn, Girê Spi ve Serêkaniyê işgalinden sonra Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarını sürdürdüğünü ve iç karışıklık çıkarmaya çalıştığını söyledi.

“İşgalci Türk ordusunun amacı Ortadoğu’da kaos yaratmaktır” diyen Koçer, “Türk ordusu İdlib, Libya ve Azerbaycan’a müdahalelerde bulunuyor. Amacı her yerde kaos yaratmak. Bir yandan aralıksız şekilde Kuzey ve Doğu Suriye topraklarına da saldırırken, bir yandan da Kürt’ü Kürt’e kırdırtmaya çalışıyor” dedi.

Kuzey ve Doğu Suriye’de halklarının eşit ve özgür koşullarda, kendi kültür ve inançlarıyla bir arada yaşadıklarına dikkat çeken Cesur Koçer, “Türk devleti farklı ulus ve kimliklere karşı çıkarak bölgedeki mevcut demokratik sistemi hedef alıyor. Bu açıdan gerçek yüzleri ortaya çıkmıştır” şeklinde konuştu.

‘DEVRİMCİ HALK SAVAŞINA HAZIR OLMALIYIZ’

Saldırılara karşı öz savunma mekanizmalarının önemine değinen Koçer, halkı, birlik olmaya çağırarak, şunları söyledi: “Öyle bir savunma geliştirilmelidir ki, işgalci Türk devletinin her türlü saldırısını geri püskürtebilsin. Askeri güçler Kuzey ve Doğu Suriye topraklarını koruyor ve bunun için de her gün bedel ödüyor. Bizler de bu savunmaya katılmalı, Önder Abdullah Öcalan’ın belirttiği Devrimci Halk Savaşı’nı geliştirmeliyiz. Her birimiz bu sorumluluğu üstlenmeliyiz.”

Cesur Koçer, son olarak devrimin ancak halk ile başarıya ulaşacağının altını çizerek, bu uğurda on binlerce şehit, yaralı ve savaş gazisi olduğunu, yaratılan değerlerin korunması için de tüm halkların YPG-YPJ ve QSD savaşçıları etrafında kenetlenmesinin son derece önemli olduğunu, kaydetti.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz