14 Temmuz Çizgisinin bizden istedikleri

0
331

Ardıl Güven

Bilindiği gibi süreçler Önderlerin stratejisidir ve sürece olan yaklaşım Önderliğe olan yaklşamımızı belirler. Önderliğin başlattığı bu mücadele ve sürece cevap olamayan insan kendinden kuşku duymalıdır.

Cevap olabilmek her an mücadele etmek demektir. Yaşam mücadelesi verirken en çetin sınavlardan geçmiş şehitlerimizin yolunda yürürken yanmadan yaşamak mümkün değildir.

Önderliğin hakikatiyle bütünleşmek ve kıblegâha ulaşmak için Şehit Sara misali dağ gibi dik olmak şarttır. Beden ve can varlık ve yokluk aynı olmalıdır. Öyle ki yandıkça kendini yeniden yaratırsın. Tıpkı tarihi 14 Temmuz’un öncüleri Hayri ve Kemaller gibi…

Yıllardır fiziken aramızdan ayrılıp hakikate erişmelerine rağmen zamanın yaratıcıları olarak aramızda yaşarlar.

Çünkü tarihi anda, anı da tarihte yaşayarak kısa zaman dilimine büyük anlamlar sığdırdılar. Zalimlerin zülmüne karşılık direnişleriyle özgürlüğü haykırışları kulak zarlarını patlatırdı. PKK’li militanların direnişi durmadan devam ediyor. Ve kurtarılmış alanlar olan yürekler Amed zindanında çarpışırdı. Zalimlerin zulmü kendi sonları olurken direnişçilerin mirası yıllardır bir gelenek halinde ölümsüzleşerek yaşatılır. Çünkü zulüm öldürür, direniş ise ölümsüzleştirir.

Anlamı yaratma savaşı zorludur, sancılıdır, acı verir. Ancak hakikat ve özgürlük aşkıyla yananlar bu acıya dayanaklıdır. Hakikate ulaşma istemi varsa yanmayı da göze almalıyız. Unutulmamalıdır, eskiyi yaktıkça yeniyi yaratırsın. Özgürlüğün bedeli ağırdır. Lakin özgürlüğün kendisi sarhoş edicidir. Bir kere tattın mı bir daha bırakamazsın. Uğruna dünyayı karşına alırsın.

Şu kanıya vardım ki: Özgürlük aşkı ve acı birbirini doğurur. O halde tezimiz özgürlük aşkı, anti tez acı, sentezimiz de özgürlüktür. Bu yolun başlangıcı korku ve endişedir. Devamı zorluktur, sonu da muhteşemdir.

Ben şimdi yolun neresindeyim, bunun farkında ve bilincindeysem muhteşem olana ulaşacağına da inan. Ve bu inançla özgürlüğe yolculuk başlıyor.

Şimdi hepimizden beklenen şey, dönem görevlerimizi ve sorumluluğumuzu yerine getirmektir. Evde, işte, sokakta ve her yerde günün yirmi dört saati durmadan özgürlüğe ulaşma mücadelesi vermeliyiz.

Zindandaki yoldaşlar yaptıkları grevlerle hem düşmana karşı savaşıyor hem de kendi bedenlerine karşı savaş halindeler. Tüm hücrelerine dek büyük bir savaş halindeler.

Aynı ruhla dağlarda savaşan gerilla kendini feda ederek sürece cevap oluyor. Elimden hiçbir şey gelmez diyenler ruhunu ve beynini sağlam tutarak teslimiyeti reddetmelidir. Ve günü geldiğinde büyük bir intikam ile düşmana vurmalıdır.

14 Temmuz çizgisi hepimizden bunu istiyor. Ölüm bile senden korkmalıdır, sen ölümden değil. Onun için Kemal Pir “biz yaşamı uğruna ölecek kadar çok seviyoruz” demiştir. Direniş dışında hiçbir seçeneğimiz yoktur.

Ve savaştıkça yaşarız.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz