PKK’nin ilk kongresine sunulan ve Kürt Özgürlük Hareketi’nin ilk manifestosu niteliğini taşıyan “Kürdistan Devriminin Yolu” adlı manifestonun üzerinden 47 yıl geçti.
47 yıl sonra kaleme alınan, giriş bölümü PKK’nin 12.Kongresi’ne sunulan “Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu”nun tamamı kendilerine ulaşan kadın gerillalar, manifestoda ele alınan konuları tartışmaya devam ediyor.
Kürt Özgürlük Hareketi gerillası Evrim Tolhildan, Önder Apo’nun 9 Temmuz’da yayınlanan videosu ile manifestonun kendisinde ve yoldaşlarında yarattığı heyecanı, manifesto üzerine yapılan tartışmaları ajansımızla paylaştı.
‘ÖNDERLİĞİMİZİN GÖZLERİNDE BAŞARI UMUDU VARDI’
Sözlerine, Önder Apo`nun görüntüsünü izlemenin kendilerinde büyük bir heyecan yarattığını belirterek başlayan gerilla Evrim, şöyle devam etti:
“Birçok arkadaş o anları hemen günlüğüne yazmak istedi. Önderliğe, Önderliğimizin gözlerine baktığımızda çok büyük bir umut, başarının umudu vardı.
‘MANİFESTOYU OKURKEN YERİMİZDE DURAMIYORDUK’
Gerilla Evrim, Önder Apo’nun sürecin yol haritası olarak sunduğu manifestoya dair kendisinin ve arkadaşlarının yaşadığı duyguları ise şöyle dile getirdi:
“Manifesto’yu okuduğumuzda yerimizde duramıyorduk. Önderliğimizi, kullandığı her kelimeyi doğru anlamak istiyorduk. Biz de Önderliğimizin manifestoda bahsettiği gibi, manifestoyu komün olarak okuduk ve tartıştık. Gözlemlediğim bütün arkadaşların yüzleri, gözlerinin içi bir başka gülüyordu.”
‘ÖNDERLİĞİMİZİN MANİFESTODA BENİ TANIMLADIĞINI DÜŞÜNDÜM’
“İnsan manifestoda kendini görüyor” diyen gerilla Evrim, “Bir kadın olarak, ‘Önderlik beni ya da evreni tanımlıyor’ dedim. Çünkü Önderlik, her şeye ve herkese hitap etmişti. Toplumsal sorunların çözümünü ortaya koymuştu” diye belirtti.
‘O TOPLUMDA YAŞASAYDIM, BEN DE BİR ÖZGECAN, ROJİN YADA NARİN OLURDUM’
Önder Apo’nun, manifestoda hücrelerin örgütlülüğünden yola çıkarak toplumun örgütlülüğüne vurgu yaptığını aktaran gerilla Evrim, kadın ve çocuk katliamlarının önüne geçmek için örgütlülüğün önemini şu sözlerle ifade etti:
“Eğer Rojin`in örgütlülüğü olsaydı, Rojin katledilmezdi; eğer Narin örgütlü bir ortamda büyüseydi, katledilmezdi. Ben o toplumun içinde olsaydım, ben de bir Özgecan, bir Rojin, bir Narin olurdum. Başka Özgecanların, Rojinlerin ve Narinlerin olmaması için kadınların örgütlülüğü gerekiyor.²
‘TÜM KADINLAR MANİFESTOYU OKUYUP KENDİNİ GÖRMELİ’
Kadın gerillalar, Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu’nu sadece tartışmakla kalmıyor; somut öneriler getirerek iddialarını da ortaya koyuyor. Komünlerinde yaptıkları tartışmalarda, manifestonun kadınlara yüklediği sorumluluklara ve kadınların bu süreçte neler yapabileceklerine dair değerlendirmelerde de bulunuyor.
Manifestonun yıllarda geçse de gücünü arttırarak etkisini devam ettireceğini belirten gerilla Evrim, manifestonun tüm insanlık için, özellikle de kadınlar için olduğunu vurgulayarak şunları ekledi:
“Tüm kadınlar manifestoyu bölüm bölüm, kelime kelime okuyup kendini manifestoda görmeli. En akışkan enerji kadındadır. Bu nedenle manifestoya öncülük edecek olan kadının kendisidir. Manifestoyu bir kadın olarak okumak, yoğunlaşmak ve yaşama geçirmek kadınlar olarak her birimizin görevidir.”
Son olarak, Önder Apo’ya ve paradigmaya olan inancını dile getiren gerilla Evrim, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Biz, Önderliğimize de fikirlerine de inanıyoruz. Bu nedenle inanıyoruz ki başarı bizim olacaktır.²
