HPG Komutanı Murat Karayılan, Türk devletinin saldırısı sonucu şehadete ulaşan basın emekçisi ve Kürdistan Özgürlük Hareketi üyesi Gulistan Tara’yı anarak, onun 25 yıl boyunca Kürdistan’ın dört parçasında çalıştığını, işgalcilerin insanlık dışı saldırılarını belgelediğini ve Kürt halkının haklarını savunduğunu söyledi.
Saldırının korkakça ve teröristçe olduğunu vurgulayan Karayılan, Gulistan’ın dürüst, samimi ve yoldaşlarına bağlı bir yaşam sürdüğünü belirtti. Karayılan, Gulistan Tara’nın özgürlük mücadelesindeki rolünün ve mirasının daima yaşatılacağını vurguladı.
HPG Komutanı Murat Karayılan’ın gazeteci Gulistan Tara’nın şehadetinin 1’inci yıl dönümünde ANF’ye yaptığı değerlendirme şöyle:
KORKAKÇA VE TERÖRİSTÇE BİR SALDIRIYDI
“Gulistan Tara arkadaş, kamuoyu tarafından tanınan bir arkadaştır. Çünkü bir basın çalışanıydı. Basın çalışmalarında emek ve rol sahibi olduğu için, kalleşçe bir saldırıya uğradığında tüm basın ve kamuoyu üzerinde durdu ve sahip çıktı. Gulistan arkadaş ve arkadaşı Hêro Bahadîn, Silêmanî civarında Türk devletinin saldırısına maruz kaldılar. Bu saldırı, korkakça ve teröristçe bir saldırıydı. Onlar basın çalışanıydılar ve silahsızdılar. Ellerinde kalem ve kamera vardı. Ama buna rağmen düşman onlara saldırdı. Bunun gerekçesi olarak PKK’li olmalarını öne sürdüler. PKK’li ya da kim olursa olsun, sivil çalışmalar yapan insanları ve fikir mücadelesi yürütenleri hedeflemek teröristliktir ve kalleşliktir. Orada değerli bu iki arkadaş, özgür Kürt kadını ve basın çalışanı, Türk devleti tarafından bu şekilde hedeflendi ve şehadete ulaştılar. Kuşkusuz, bu saldırıyı en sert şekilde kınıyoruz.
GULISTAN KENDİSİNİ HAKİKATE ADAMIŞTI
Gulistan arkadaş elbette ki Kurdistan Özgürlük Hareketi’nin bir üyesidir. 25 yıl emek vermiş bir insandır. Kürdistan’ın dört parçasında çalışma yürütmüştür. Bu çalışmalarda işgalcilerin insanlık dışı saldırılarını yazmıştır. Kürt halkına yapılan haksızlıkları açığa çıkarmıştır. Daima hakikatin peşindeydi. Kendisini hakikate adamıştı. Gulistan böyle bir arkadaştı.
Kendisini yakından tanıdık. Ben, KCK Yürütme Konseyi Başkanlığında iken basın çalışmaları temelinde yanımıza düzenlendi. Sekiz yıl boyunca birlikte çalıştık. Düşman, o zaman çekilmiş resimlerini göstererek, “İşte bakın, o da hedeflenmesi gereken biridir” diye göstermeye çalışıyor. O fotoğraflar doğrudur, ama basın çalışması yürütüyordu; basın kadrosuydu, Kürdistan Özgürlük Kadrosu idi.
Dünyanın her yerinde sivil insanları hedeflemek, evrensel savaş kurallarına aykırıdır. Türk devleti, evrensel savaş yasalarını ayaklar altına alıyor. Bu suçlarının üstünü örtmek için o tür iddiaları ortaya atıyor. Hiç kimse “Gulistan arkadaş sıradan biridir” demiyor. Hiç şüphesiz, Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’nin bir militanıydı, ama çalışması basındı.
ÇOK FAZLA EMEĞİ VARDI
Basın çalışmalarında çalışkan bir arkadaştı. Hem Kürtçe hem Türkçe diline bir hakimiyeti vardı. Bilgisayar, kamera gibi basın faaliyetlerinde kullanılan araçların tümüne hakimiyeti vardı. Hepsini kullanabiliyordu. Hem sunucuydu, programlar sunuyordu, hem haberler yapıyordu, hem de birçok yazıyı hazırlıyor, son halini veriyordu. Bu konuda artık uzmanlaşmış ve önemli bir birikimi oluşmuştu. Nerede, nasıl, neyi öne vereceğini, hangi konu üzerinde duracağını, basın çalışmalarını nasıl daha çekici hale getirip insanların dikkatini çekebileceğini biliyordu. Bu konularda tecrübe sahibiydi. Çok fazla emeği vardı. Devrimimizde emek veren birçok arkadaş vardır; Gulistan arkadaş da bunlardan biriydi.
YAŞAMI DERVİŞANEYDİ
Gece gündüz demeden bilgisayar üzerinde çalışıyordu. Her işe daima hazırdı. Yaşamı çok temizdi, Kürt yurtseverlik kültürü temelinde terbiye almış, ahlaki ölçüleri yüksek ve bu temelde kutsal değerlere bağlılığı büyük bir arkadaştı. Tüm arkadaşların yoldaşlık yapmak ve birlikte çalışmak istediği bir arkadaştı. Hiç kimse kendisinden incinmezdi. Yoldaşlığa sevdalıydı. Kürdistan ülkesine, toprağına ve doğasına bağlı olduğu kadar yoldaşlarına da bağlıydı. Yaşamı dervişaneydi. Kendini yaşamaya çalışan, kendine göre davranan biri değildi. Çalışmaların ve örgütün gerekliliklerine göre hareket ediyordu. Kendisini bu hareketin doğal bir çalışanı ve kadrosu haline getirmişti. İnsan, bu arkadaşın farklı davranacağını, ters bir şey yapacağını asla düşünmüyordu. Bu Hareketin ve bu kültürün bir çocuğuydu. Böyle birisiydi.
KÜRTLÜĞÜNÜ APOCU DEVRİMCİLİKLE SENTEZLEDİ
Batman gibi bir yöredeki ailede, yurtsever çevrede yetişmişti. Kürtlük ve yurtseverlik geleneğiyle büyümüştü. Bu özelliklerini Apocu devrimcilikle sentezleyerek kendisinde büyük bir güç yarattı. Özgür kadın çizgisindeki mücadeleci bir militan olarak kendisinde bir düzey yaratmıştı. Bu durum, duruşuna, yaklaşımına, mücadelesine yansıyor ve görünüyordu.
Yoldaşlık ruhunu büyütmede, paylaşmada, kollektif iş yapmada, ekip olmada, rol oynamada, üzerine düşeni yapmada gerçekten de örnek bir arkadaştı. Bu hususların tümünde ideolojik, örgütsel ve basın sanatında bir düzeyi oluşmuştu. Artık daha fazla yük kaldırabilecek bir durumdaydı. Çok emeği vardı, ama parlak bir geleceğe sahip olacağı duruşundan ve çalışmalarından anlaşılıyordu.
O kadar yakınımızda kaldı ki, yaşamsal açıdan Gulistan arkadaşa herhangi bir eleştiri geldiğini görmedik. Çünkü yaşamı her zaman sade ve yoldaşçaydı. Bencillik veya aykırılık gibi bir şey kendisinde hiç yoktu. Her yerde, oranın özelliklerine göre ne gerekiyorsa, o şekilde davranabilen bir arkadaştı. Kendisinde böyle bir dayanışma kültürü ve örgütsellik vardı.
PARLAK BİR GELECEK VAAT EDİYORDU
Bu yüzden yürüttüğü çalışmalar sonuç alıcıydı. Her yerde yürüttüğü çalışmalarda, ister dağda, ister sonra Rojavayê Kurdistan’da, ister Başûrê Kurdistan’daki çalışmalarında, kendisini uzaktan da olsa izledik; bu özellikleri hep temsil etti. Gelişen ve daha da gelişebilecek bir arkadaştı; parlak bir gelecek vadediyordu. Dürüst, samimi, değerlere bağlı, özgür kadın çizgisinde derinleşmiş, ahlaki-politik ölçüleri kazanmış, bir düzeye ulaşmıştı.
Kuşkusuz hepimiz gibi hiç kimse dört dörtlük değildir. Belki bazı yetersizlikleri olabilir. Mesela tempo sorunu, daha fazla inisiyatif vb. gibi bazı hususlarda bazen eleştiriler olmuş olabilir. Ama bunlar dışında duruşuna, katılımına, yaşamına ilişkin herhangi bir eleştiri geldiğine tanık olmadık. Çünkü ölçülü bir insandı. Bunu yaşamında ve mücadele tarzında gösteriyordu.
Dilde çok gelişkindi. Kürtçesini geliştirmişti ve daha da geliştiriyordu. Yazıların Kürtçe ve Türkçe çevirisini yapmada ustalaşmıştı; bilgisayar hakimiyeti fazlaydı. Yanında konuşan birisinin konuşmasını hemen çevirip yazabilirdi. Bir de ideolojik hakimiyeti vardı. Bu özelliğinden dolayı elini neye atsa hemen gelişiyordu. Kısacası, devrimde emeği fazla olan bir arkadaştı; basın alanında büyük bir rol oynadı.
Bizimle birlikte çalışırken bize ve kurumumuza çok emek verdi, rol sahibiydi. Böylesine dürüst, samimi, temiz ve yoldaşların yoldaşı olan arkadaşların emeği asla unutulmaz. Yani Özgürlük Hareketinde birçok dürüst, samimi, temiz, yaşamı destan gibi olan insan yaratıldı. Halkına hizmet etmek için dervişane bir yaşamı tercih eden, her şeyini veren böylesi insanlarımız çok fazladır. Gulistan arkadaş da bunlardan biriydi. Bu yüzden emeğiyle eser yaratan böylesine güzel arkadaşları unutamayız.
AİLESİ GULISTAN ARKADAŞLA GURUR DUYMALIDIR
Bugün örgütümüzün birçok yazılı materyalinde Gulistan arkadaşın emeği vardır, rol oynamıştır. Böylesine dürüst ve samimi olup da iz bırakan yoldaşlar, onu tanıyan herkes için bir şanstır; gurur kaynağıdır. Bu durum, Gulistan arkadaşın ailesi için de geçerlidir. Gulistan arkadaşın kız ve erkek kardeşlerini dinledim. Onlar da haklıdır. Gulistan arkadaşın ailesi, başları dik ve alınları açık bir şekilde daima Gulistan arkadaşla gurur duymalıdır. Çünkü bu şekilde kendisini yetiştirmiş, özgürlük mücadelesiyle bütünleşmiş, yüksek bir düzey kazanmış ve güçlü özellikleri temsil etmiş olan Gulistan arkadaş gibi biri o aileden ve çevreden çıkmıştır. Bu nedenle onlar için de gurur kaynağıdır.
Bu temelde diyoruz ki: Gulistan Tara ölümsüzdür! Eserleri ve anısı daima yaşayacaktır. O daima mücadelemizde ölümsüz öncümüz olacaktır. Bu temelde Şehîd Namirin diyoruz!