HPG komutanlarından Zerdeşt Mêrdîn, 4 Kasım 2019’da Türk devletinin hava saldırısı sonucu şehit düşen Apollo Akademiler Komutanı Koçero Urfa’yı andı.
Koçero Urfa’nın uzun süre gerilla saflarında mücadele ettiğini belirten Zerdeşt Mêrdîn, şehadetinin hem kendisi hem de hareket için çok ağır bir kayıp olduğunu ifade etti. Şehit Koçero Urfa ile görev yaptıklarını ve yönetimde birlikte çalışma yürüttüklerini söyleyen Mêrdîn, şunları dile getirdi:
“Heval Koçero’yu ne kadar anlatsak azdır. Koçero yoldaş, örgüt içinde büyük bir emek verdi. Gittiği her alanda pozitif bir enerji yayıyordu; tarzıyla, duruşuyla, coşkusuyla her zaman öncü oldu. Yoldaşlarıyla yakından ilgilenirdi. Genç ya da yaşlı, yeni ya da eski bütün yoldaşlar onun yanında kendilerini çok rahat hissederdi. Çünkü yoldaşlarıyla içtenlikle ilgileniyordu. Onunla kaldığımız günleri ve yaptığımız sohbetleri ne kadar anlatsak da azdır. Koçero yoldaşın yaşamı başlı başına bir programdı. Örgütü her yönüyle anlamıştı; yaşamında zorluk tanımaz, örgütsel yaşamı esas alırdı.
Bir dönem Apollo Akademisi Komutanlığı’nda bulundu ve binlerce yoldaşı eğitti. Sadece derslerde değil, bulunduğu her yerde yoldaşlarının gelişimiyle ve sorunlarıyla yakından ilgilenir, yoldaşlık sorumluluğu taşırdı. Etrafındaki herkesin gelişim göstermesini sağlardı. Örneğin, genç bir yoldaşı alır, onunla ilgilenir, eğitim verirdi; kısa sürede o genç arkadaş, örgütün bir yöneticisi olurdu. Arkadaşların gelişimi için hep uğraşır, çaba sarf ederdi. Onun bulunduğu yerde örgütsel yaşam yürütülürdü.
Koçero yoldaş hem savaş alanında hem örgütün diğer alanlarında herkese cesaret verirdi. Komutanlık ve yöneticilik tarzını şehadetine kadar sürdürdü. Kendisini çok geliştirmişti; özellikle paradigma, felsefe ve Önder Apo’nun düşüncelerini anlama konusunda. Her süreçte sorumlulukla hareket etmek isterdi. Hem savaşta hem de eğitimde sorumluluk alırdı. Bu yönüyle, çevresindeki yoldaşlar için örnek alınacak bir komutan olduğunu gösteriyordu.
Heval Koçero çok yönlü biriydi; hem benim üzerimde hem de bütün arkadaşlar üzerinde büyük bir etkisi oldu. Neden? Çünkü Koçero yoldaşlık duruşuyla, yanındaki arkadaşını da daima güçlü kılardı. Hep moralli ve coşkulu olurdu. Yalnızca akademilerde değil, yaşamının tamamında yoldaşlarına eğiten bir tarzla yaklaşırdı.
Her zaman yoldaşlarıyla ilgilenir, durumlarıyla alakadar olurdu. Bazı sağlık sorunları yaşasa da bunu hiçbir zaman engel olarak görmezdi. Bir gün olsun ‘Sağlık sorunlarım var’ demedi. Örgüt nereye gönderse, Koçero heval oraya giderdi.
Mütevazı bir yaşamı vardı. Bir gülüşü vardı ki, kahkaha attığında tüm arkadaşlar kahkahasını duyardı. Gülüşüyle yoldaşlarına moral verirdi. Ben bir gün bile Heval Koçero’nun moralsiz olduğunu görmedim.”
‘BİNLERCE ARKADAŞA EĞİTİM VERDİ’
Özellikle 2003-2004 yılları arasında yaşanan tasfiyecilik sürecinde şehit Koçero’nun net bir duruş sergilediğini vurgulayan Zerdeşt Mêrdîn, o döneme şöyle değindi:
“Heval Koçero, tasfiyecilere karşı her zaman ilkeli bir duruş sergiledi. Yaşam ve örgütsel ilkeler açısından asla taviz vermezdi. Duruşu ve sorumluluğuyla her zaman örgütü düşünürdü. Kendini örgüte borçlu hisseder, ‘Önder Apo zindanda, onu özgürleştirmeliyiz’ derdi.
Özellikle Devrimci Halk Savaşı Hamlesi’nde bulunduğu her yerde rolünü başarıyla oynadı. Belki binlerce arkadaşı eğitti; Önder Apo’nun felsefesi ve paradigması temelinde eğitimler vererek savaşçılar yetiştirdi. 15 Ağustos Atılımı, Egîd heval öncülüğünde bize nasıl bir miras bıraktıysa, Koçero yoldaş da mücadele tarihimizdeki yerini aldı. Heval Koçero’nun yaşamını günlerce anlatsak yetmez. Onu tanımış ve birlikte kalmış biri olarak söylüyorum ki; sonuna kadar onun yolundan yürüyeceğiz.
Koçero heval, amaçları için sonuna kadar mücadele eder ve çalışırdı. Düşmana karşı daima bir direniş ruhuna sahipti. Her yerde, ‘Bu düşman mutlaka yenilmeli. Önder Apo üzerindeki bu tecridi mutlaka kırmalıyız’ derdi. Koçero arkadaşın devrimciliği büyük bir devrimcilikti; mücadeleye katıldığı günden şehadetine kadar Apocu ruhu esas aldı.
Koçero arkadaş, Kürdistan doğasına çok bağlıydı, dağları çok severdi. Güvercin besler ve onları çok severdi. Onun dağ sevgisi benzersizdi; hep doğayla, Kürdistan dağlarıyla bütünleşmek isterdi. Gittiği her yerde gerilla kültürüyle, Apocu militan özellikleriyle hareket ederdi. Eğitimden toplantılara, arkadaşlarla ilgilenmeye kadar hep bir programa, bir düzene sahipti. Her şeyden önce örgütsel yaşamı ve çalışmaları esas alırdı.
Koçero arkadaşın savaşçı, militan ve yönetici duruşu bizim için bir örnektir. Komutanlıktan çok, yoldaşlığı hep ön plandaydı. Bir yoldaşın sorunu olduğunda heval Koçero sorar, ilgilenir ve çözüm bulurdu. Arkadaşlar her zaman onun etrafında toplanırdı. Bir yoldaşın bir eksiği ya da sıkıntısı olduğunda ilgilenir, çözüm üretirdi; çözüm gücü vardı. Yoldaşlık ruhunu pratikte güçlü bir şekilde hayata geçiriyordu.
Yaptığı bütün çalışmalarda planlı ve programlıydı. Heval Koçero öncü bir komutandı, pratikte de öncülük yapardı. Zagroslardan başlayarak Kürdistan’ın bütün alanlarında yoldaşlarına öncülük etti. Bütün dönemlerde ve süreçlerde Apocu bir duruş sergiledi.”
‘HEP ÖRGÜTÜN GELİŞMESİNİ DÜŞÜNÜRDÜ’
Şehit Koçero Urfa’nın kolaycılığı ve yüzeyselliği kabul etmeyen biri olduğunu kaydeden Zerdeşt Mêrdîn, “Hep örgütü ve örgütün gelişmesini düşünürdü. Örgüt içindeki sorunlara karşı sorumluluk alır, bir komutan olarak üzerine düşeni yapardı. Heval Koçero bizim için bir çizgidir; ondan eğitim alan arkadaşlar, onu kendileri için esas almalıdır. Onun yönetim, öncülük ve yoldaşlık tarzını kendilerine esas almalı ve bu temelde militan bir katılımı ortaya koymalıdırlar.
Koçero heval, hareketimiz içinde çok seviliyordu, ona karşı eşsiz bir sevgi vardı. Sadece eski arkadaşlar değil, ismini duyan yeni yoldaşlar da ondan etkilenirdi. Çünkü onun duruşu Apocu, militan ve devrimci bir duruştu. Yıllarca büyük bir emek verdi; ağır savaş ve mücadele alanlarında heval Koçero hep vardı. İşgalci Türk devletinin Medya Savunma Alanları’na yönelik saldırıları karşısında her zaman görevini yerine getirdi.
Hep net ve güçlü bir duruş sergiledi. Düşmana karşı daima öfke besler, o kin ve öfkeyi doğru bir şekilde kanalize eder, bu temelde yoldaşlarını eğitirdi. Bir yerde bir eksiklik ya da yanlış bir yaklaşım olduğunda, Heval Koçero mutlaka ilgilenir ve çözüm üretirdi. Onun yaşamı her yerde bir eğitim gibi geçiyordu; yaşam tarzıyla bizim için daima örnek oldu.
Koçero Urfa arkadaşın Apocu komutan, savaşçı ve militan ruhu bizim için bir çizgidir; kırmızı bir çizgidir. Biz de bu çizgiyi esas alarak düşmana cevap olacağız. Heval Koçero, bir filozof gibiydi; özellikle Önder Apo’nun felsefesi ve paradigması temelinde kendisini eğitmiş ve geliştirmişti.
‘SONUNA KADAR EMEĞİNE VE ÇİZGİSİNE SAHİP ÇIKACAĞIZ’
Koçero arkadaşın duruşunu, tarzını, mücadelesini ve direnişini ne kadar anlatsak azdır. Birçok alanda birlikte çalıştık ve bu yüzden Heval Koçero’nun tecrübelerinden çok faydalandım.
Bizler, Heval Koçero’ya ve tüm şehitlerimize borçluyuz. Şehitlerimiz bizim için bir çizgidir; onların yarım kalan mücadelelerini mutlaka başarıya ulaştıracağız. Kendimi Koçero arkadaşa karşı borçlu görüyorum. Sonuna kadar onun emeğine ve çizgisine sahip çıkacağız.
Heval Koçero Urfa şahsında bir kez daha tüm şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Onun emeğine ve duruşuna sahip çıkarak, düşmana cevap olacağız” diyerek sözlerini tamamladı.