KEMAL SÖBE
Dünya devletleri ve ulusları içerisinde etnik kimliğin devlet politikası haline getirildiği tek ülke Türkiye’dir. Türklük, Türkçülük devletin ve kendini Türk diyenlerin tek dayanağı ve yaşam kaynağı haline gelmiş. Türkiye’de kendine Türk diyenlerin Türklüğü kutsamaları okullarda aldıkları Türkçü eğitim ile ilgilidir. Körpecik beyinlere her gün ne mutlu Türk’üm bir Türk bütün dünya bedeldir Türkiye’de yaşayan herkes Türktür dendiği zaman o insanlar Türklükten başka bir şey görmezler ve çevresinde yaşayan herkesi Türk olarak görürler ve bu durum zamanla bir hastalık haline gelir. Türkiye’de kendilerine Türk diyenlerin tek yaşam kaynağı Türklük marş ve bayrak yani bayrak direkten sallanıyorsa marş söyleniyorsa her gün Türklükten bahsediliyorsa o insanlar için yaşam ve var oluş budur. Türkiye’de kendilerine Türk diyenler hepsi marş okumasını bilirler ama demokrasinin ne olduğunu tarif edemezler tarif etseler dahi demokrasi sadece oy kullanmaktır onlar için, bundan dolayı Türkiye’de kendine Türk diyenler devletin adeta kulu kölesi olmuş durumdalar. İşin garip tarafı da 1923’ten bu yana Türkçülük yapanların kendine Türk diyenlerin %90’nın Türklükle ilgileri olmadığıdır Türk olmadıklarıdır hepsinin devşirme olduklarıdır. Yani ya Lazlar ya çerkezler ya Makedonlar ya Arnavutlar ya Rumlar ya Ermeniler. Türkiye’de kendilere Türk diyenlerin, devletin siyasal Türkçülüğünün bir ürünü olduklarını bilmek gerekiyor. 1923’ten önce yani Osmanlı döneminde kimse Türklükten bahsetmezdi kimse Türklüğü bilmezdi. Peki nasıl oldu da 1923’ten sonra bir Türklük hortladı hortlatıldı? Baştan sona devlet laboratuvarlarında icat edilen bu Türklük okullarda eğitim yoluyla toplumun başına bela edildi. 1923’te devlet laboratuvarlarında üretilen bu Türklüğün tarihsel gerçek Türklükle hiçbir ilgisi yok yani Orta Asya Türklüğüyle ile hiç bir ilgisi yok Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen Türklük ve Türkmenlikle yörüklükle hiçbir ilgisi yok. Türkiye’de devlet eliyle siyasal milliyetçilik şeklinde geliştirilen milliyetçilik şişirilmiş balon gibidir bir iğnenin batması ile patlar yok olur. Devletin 100 yıllık Türkçü politikasının iflas etmesi sonucunda Türkleşen Türkçülük yapan devşirmeler 100 yıldır bu politikanın etkisi altında kalanlar şaşkın ördek gibi sağa sola savrulacaklar.
Türkçülüğün bir devlet siyaseti olduğunu da bilmek gerekiyor yani devlet üretimi bir Türklük olduğunu bilmek gerekiyor. Bundan dolayı Türkiye’de yaşayan herkesi Türk olarak görme zihniyeti var. İşte bu Türkçü turancı zihniyet yüzünden Kürt halkı ulus olarak kabul edilmedi, inkâr edildi, Türk olarak görüldü hala da Türk olarak görülüyor. Devletin Türkçü zihniyetini kabul etmeyen Kürtler hep katliama uğradılar sürgün edildiler. Kürtler de haklı olarak bu baskılara asimilasyon politikalarına zulüme karşı isyan ettiler bundan doğal ne olabilir ki? Herhangi bir Avrupa ülkesinde ya da dünyanın herhangi bir ülkesinde Kürtlerin yaşadıklarını başka bir ulus yaşasaydı yaşadıkları ülke çoktan parçalanmıştı bölünmüştü hatta belki de yok olmuştu. Kürtler eşit ulusal haklar temelinde kardeşçe bir arada yaşamak istiyorlar ama bazıları hala Türklüğü dayatıyorlar. Söylediğimiz gibi 1923’ten bu yana var olan Türkçülüğün bir tarihselliği yok bir kökü yok tümüyle devşirmedir Avrupa Ulus devlet orijinlidir, Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen gerçek Türk kültürüne de zarar verdi. Son günlerde bazı Kürtlerin sosyal medyada ben Türkiyeliyim demesini sorun yaptılar. Aman efendim sen niye Türkiye’liyim diyorsun niye Türküm demiyorsun diye soruyorlar. Türkiye’de bir Kürdün ben Türkiye’liyim demesi kadar doğal bir şey yoktur.
Türkiyeli bir Türk’ün de ben Türk’üm demesi kadar doğal bir şey yoktur. Ama Türkiyeli bir Kürdün ben Türk’üm demesi doğal da değildir normal de değildir anormaldir bir sapma durumunu ifade eder bir devşirilmişliği ifade eder Türkiye’deki devlet siyasetinin etkisinde kalmayı ifade eder ve doğru değildir. Bir Kürt ben Kürdüm demelidir, Ben Türkiyeli Kürdüm diyebilir hiç kimse ona bir şey diyemez. Hiç kimse Türkiyeli bir Kürde sen Türksün diyemez o hakkı yok herkes haddini bilsin. Türklük etnik bir kimliği ifade eder Türkiyelilik ise coğrafik bir aidiyeti ifade eder. Britanya’da asli kurucu unsurlar olarak 4 kimlik yaşamaktadır İngilizler, iskoçlar, Galiler ve Kuzey İrlandalılar bu 4 etlik kimlik kendisini kendi etnik kimliği ile de ifade edebilir, coğrafik aidiyeti ile ifade edebilir yani diyelim bir İngiliz, isterse, ben Britanyalıyım ya da İngilizim diyebilir. Britanya’da bir İngiliz ben Britanyalıyım dediğinde kimse kendisine sen İngilizsin Britanyalı değilsin diye müdahale etmez. Bu gibi şeyler bireysel tercihi ifade eder. Hakeza aynı şekilde Britanya’da yaşayan bir İskoç ben iskoç’um diyebilir ya da ben Britanyalıyım diyebilir hiçbir İngiliz kalkıp da bir iskoç’a sen İngilizsin Britanyalı değilsin demez, diyemez. Türkiye’de son 100 yıldır devletin Türkçü politikası sonucu korkunç bir devşirilmiş güruh ortaya çıktı. Bir Türk’ün bir Kürde sen Türk’üm diyeceksin derse ben ona çok affedersiniz ama çüş eşek dur derim. Türkiye’de gerçekten insanlar ne konuştuklarını bilmiyorlar insanlar adeta ayarlanmış robot gibi hareket ediyorlar. Bir taraftan diyorlar Kürtler Türtlerle her türlü eşit haklara sahipler diğer taraftan da Kürt halkına Türklük dayatmasını yapıyorlar. Bırakın Kürtler serbest bir şekilde özgür bir şekilde ben Kürdüm desin, kendi ana dilinde eğitimini yapsın kendi ana dilinde her tarafta konuşsun kendi ana dilinde kendi kimliğini kültürünü yaşasın, kendi ana dilinde müzik yapsın, kardeşlik ancak böyle olur. Türkiye’de sosyal medyaya, televizyonlara çıkıp da Türkçülük yapanların hiçbiri Türk değildir. Türkiye’de topluma yedirilen Türklük, Türkçülük baştan sona devletin milliyetçi siyasetinin bir ürünüdür tarihsel bir geçmişi de yoktur bundan dolayı bir geleceği de olmayacak.
