‘Önder Apo’nun Meclis’te kurulan komisyona aktaracağı önemli şeyler var’

0
19

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, 8 Eylül Pazartesi günü gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında gündeme gelen konulara ilişkin bir basın toplantısı düzenledi.

Ayşegül Doğan, CHP İstanbul İl Başkanlığı’na kayyım atanmasına tepki göstererek hukuk dışı durumlara karşı olduklarını vurguladı.

Ayşegül Doğan, “Hukuk dışı bir durumla karşı karşıyayız” dedi ve ekledi: “Kayyım bir yıkımdır, kötülüktür. İl kongresinin iptaline yönelik dava açılamaz; bu konu tartışmaya kapalıdır. Dolayısıyla alınan karar ne hukuki ne de meşrudur.”

MESELE SADECE CHP DEĞİL

Meselenin sadece CHP olmadığını ifade eden Ayşegül Doğan, “Mesele Türkiye’nin demokrasi meselesi. Olayı böyle ele alıyoruz. Bu sebeple de bunun karşısında duruyoruz. Buna karşı mücadele ediyoruz. Bu böyle CHP’yi savunmak ya da savunmamak gibi bir yere sıkıştırılamaz. Böyle değerlendirilemez. Bu mesele hukuk güvenliği meselesi, bu mesele seçim sistemine sahip çıkma meselesi. Bu mesele demokratik siyasete sahip çıkma meselesidir” diye konuştu.

HUKUK SADECE SİYASİ BİR TAKIM ÇIKARLARI KORUYOR

Ayşegül Doğan, şöyle devam etti:

“Siyasi rekabeti göze alamadığınız için kumpas kurma stratejisiyle yol alınamadığını bugüne kadar gördük. O yüzden bu kumpas kurma stratejisinden ve aklından vazgeçmek gerekiyor. Yani bir yandan Barış ve Demokratik Toplum Süreci konuşuyoruz. Bir yandan Meclis’teki komisyona gözlerimiz çevrili, oraya dikkat kesilmiş vaziyetteyiz. Neden; Türkiye’nin bu antidemokratik uygulamalardan vazgeçip, demokratikleşme yolunda yeni bazı adımlar atması için, yeni bir zemin oluşturması için. Şimdi toplumsallaşmadan bahsediyoruz, şeffaflıktan bahsediyoruz. Kamuoyunun desteğinden bahsediyoruz. Kamuoyunun taleplerinin komisyona akma için çeşitli dinlemeler, görüşmeler yapıyoruz. Bir yandan da insanlara tekrar şu soruları sordurtuyorsunuz. Ne oluyor?

Hukuk yalnızca siyasi bir takım çıkarları korur vaziyette.  Yargı işini, yapması gerekeni yapsın. Hukukun teminatı olsun ve hukuku savunsun. Adaletin ve hukuk sisteminin güvenliği için iş başında olmalı yargıçlar. Demokratik siyaset alanının genişlemesini beklediğimiz bir dönemde bunları kabul etmediğimizi, kayyumun demokrasiye bir kayyum olduğunu ve bunun bir parti meselesi olmadığını, demokrasi meselesi olduğunu yinelemek isterim. Siyaseti o kadar daraldı ki, toplumdaki güvensizlik o kadar çok yükseldi ki bunu tersine çevirebilecek tek şey daha fazla demokratikleşme ve özgürlük alanını açmak, hukuku sağlamak.”

BİR DÖNÜM NOKTASI YARATILMALI

“Komisyonun çalışmalarının hedefine ulaşabilmesi için bazı gereklilikleri var. Öcalan ile görüşmezseniz, odak noktanızdan uzaklaşırsınız. Fokuslanmanız gereken yere dönüp bakmamış olursunuz. Yeni, eski alışkanlıklarla inşa edilemez. Ezberlerin dışına çıkmak gerekiyor. Ezberlerin dışına nasıl çıkabilirsiniz? Yeni bir şey yaparak çıkabilirsiniz. Bir dönüm noktası yaratarak çıkabilirsiniz. Tarihte önemli bir iz oluşturabilecek bir girişimde bulunarak çıkabilirsiniz. Oysa hala tercih edilen ne? Tabular. Bu tabu yaratma ya da var olan eski kodlar üzerinden tabuları koruma, bu iki anlayıştan vazgeçmek gerekiyor. Ne yeni tabuya ihtiyacımız var Türkiye’de, ne de var olanları korumaya ihtiyacımız var. Aksine, onlar kaybettirdi bugüne kadar ülkeye. Burada işte esas paradoksal durum ortaya çıkıyor bir yan bir yanıyla da. Büyük acılarla, binlerce canla varıldı bu noktaya. Artık yetmez mi!”

ABDULLAH ÖCALAN İLE GÖRÜŞMENİN FORMÜLÜ BULUNMALI 

“Komisyon, Sayın Öcalan ile görüşmenin formülünü bulmak zorunda. Bu bir gerekliliktir ve olması gerekendir. Yani doğal akışında ilerlesin istiyorsanız çözüm arayışı, barış arayışı bu konuda onlarca yıldır çalışması olan, bu zemini oluşturmaya çalışan, bunu siyasi bir zemine taşıyarak hukuki bir zeminde çözmek için tutarlı bir şekilde mücadele eden bir lidere yol açmanız gerekiyor. Sayın Öcalan bir ada mesafesinde ama burada tartışmalar farklı şekilde sürüyor. Bunu doğru bulmuyoruz ve mutlaka Sayın Öcalan ile görüşmeler yapılması gerektiğini yineliyoruz.”

UMUT HAKKI 

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “Gelsin Mecliste konuşsun, umut hakkı tanınsın” sözlerini hatırlatan Ayşegül Doğan, bu sözler üzerinden bir yıl geçtiğine dikkat çekerek şöyle devam etti:

“İktidarından muhalefetine herkes bu sorunun yanıtına ilişkin sorumluluk hissetmeli. Ve buna ilişkin de çalışmalar yapmalı. Bir yıl geçti, geldiğimiz aşamada konuştuğumuz konu bu olmamalıydı.”

Ayşegül Doğan, DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan’ın da aralarında olduğu partili heyetin önümüzdeki hafta İmralı Adası’nda Öcalan’ı ziyaret edeceğini sözlerine ekledi.

KUZEY VE DOĞU SURİYE YÖNETİMİYLE GÖRÜŞÜLMELİ

Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik tehditlere de tepki gösteren Ayşegül Doğan, şöyle konuştu:

“Sürekli YPG, PYD ve SDG ile ilgili açıklamalar görüyoruz. Buna dair mesajlar görüyoruz. Buna dair tartışmalar görüyoruz. Kürtlerin kazanımlarının bir tehdit olarak algılatılmaya çalışıldığını görüyoruz. Artık bundan da vazgeçilmesi gerektiğini söylüyoruz. Bu dil dostluğun dili değil. Bu dil çözüm arayışının dili değil. Türkiye’yi yönetenler Kuzey ve Doğu Suriye yönetimiyle görüşmeliler. Türkiye’yi yönetenler Salih Müslim’in ‘çözüm için gerekirse Türkiye’ye koşa koşa giderim’ mesajını doğru değerlendirmeli ve doğru okumalılar. Örneğin Sayın Hakan Fidan bu tür açıklamalar yapacağına niye Sayın İlham Ehmed ile görüşmez? Beklentimiz bu yönlüdür.”

MASADA OLMASI GEREKEN SEÇENEK, DOSTLUK SEÇENEĞİ OLMALI

Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Ayşegül Doğan, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırı ihtimalini konuşmak dahi istemediklerini kaydetti.

Ayşegül Doğan, “Bu seçenek dillendirilmemeli dahi. Hiçbir masada bu seçenek yer almamalı. Masa kuruluysa masada olması gereken seçenek dostluk seçeneği olmalı, çözüm seçeneği olmalı, operasyon seçeneği olmamalı.”

MESUT BARZANİ’NİN AÇIKLAMASI

KDP Başkanı Mesut Barzani’nin Fransa’da katıldığı televizyon programında söylediklerine de işaret eden Ayşegül Doğan, şunları ifade etti: “Sayın Mesut Barzani söyleşisinde diyor ki: ‘Evet, ben de Sayın Öcalan’ı ziyaret etmek isterim ancak hapishane koşullarında değil.’ Bize bu talepler ulaşıyor. İnsanlar Sayın Öcalan ile doğrudan temas kurmak istiyorlar. Bunu olağanlaştırmak yerine bu sanki olağan dışı bir şeymiş, bir tabuymuş gibi davranmak doğru değil. O yüzden açılsın yolu.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz