PAJK Koordinasyonu, “20 Nisan 2020 tarihinde şehadete ulaşan Ş. Emine Erciyes, Ş. Ekin Amara Toldar ve Ş. Zîn Zagros arkadaşlar, özgürlük mücadelemizde yaşamlarıyla ve mücadeleleriyle ölümsüzleşmiş, bize asla unutulmaz, vazgeçilmez büyük bir miras bırakmışlardır. Bu büyük şehitlerimiz önünde saygıyla eğiliyor, sevgi ve minnetle anıyoruz. Her bir yoldaşımız, özgür Kürtlük, özgür insanlık ve kadın özgürlük mücadelesine kolektif emek vererek sosyalizm mücadelemizi büyütmüş, kendi renkleriyle büyük anlamlar katmıştır. Onların bize bıraktığı bu büyük özgürlük mirasını hem korumak ve hem de kalıcılaştırarak zafere taşımak en büyük görevimiz, sorumluluğumuz, yaşam anlamımızdır” dedi.
PAJK Koordinasyonu açıklamasında şu hususlara da yer verildi:
“Emine Arkadaş Nevşehir’in bir köyünden Zagroslara, Kürdistan dağlarına uzanan yaşamının her anını kendi toplumunun, Kürt toplumunun ve yine kadın kimliğinin anlamına adamıştır. Türkmen bir kadın olarak, yaşadığı hayatın anlamını hep sorgulamıştır. Türkçülüğün, muhafazakarlığın zirvede yaşandığı bir coğrafyada, kapitalist sistemin en seçkin okullarında bile kendi cevherinin bozulmasına izin vermemiş, bilakis hayatın anlamının, onun büyülü ve coşkulu hakikatinin peşinden koşmuştur. Bu koşu, Emine arkadaşı Önder APO ile PKK ve gerilla ile buluşmaya kadar götüren bir koşu olmuştur ki özgürlük mücadelesinde bir kadın gerilla olarak da hep o gizemli arayış ve koşuyu devam ettirmiştir.
Emine arkadaş halkların kardeşliği, demokratik ulus ve demokratik modernite gerçekliğini, sosyalist öncülüğüyle muazzam bütünleştirmiş, kendini aşklı, türkülü, şiirli yeniden yaratmış bir arkadaştır. Gerilla mücadelesini, dağları, özellikle de Zagrosları büyülü bir aşkla sevmiş, bir Türkmen kadını olarak Zagroslar olmuş, Kürdistan olmuş, Kürdistan dağları, halkı olmuştur. O, milliyetçiliğin parçalayan, düşmanlaştıran tüm sınırlarını paramparça edip Kürdistan dağlarında büyülü bir yoldaşlık yaratmıştır. Enternasyonalizmi de aşan aslında insani, toplumsal kaynaşma, bütünleşme çizgisi olmuş, Demokratik Ulus’un etik ve estetik değerlerinin somutlaştığı özgür kadın kimliği haline gelmiştir. Kürtler’in binlerce yıllık örtülü tarihine, yüz yıllık inkar ve imha tarihine o büyük yüreğiyle meydan okumuş, tarihte tanrıçaların açtığı yollarda, patikalarda, Hakilerin ve Kemallerin açtığı birleşik devrim yolunda heyecanla, neşeyle, mücadele azmi ve kararlılığıyla yürümesini bilmiştir.
O DEVRİMİN DİYONİSOS’U GİBİYDİ
O yeri geldiğinde büyük bir komutan, yeri geldiğinde bir eğitimci, yeri geldiğinde bir tiyatrocu, yeri geldiğinde şair, türkücüydü. O bu devrimin diyonisos’u gibiydi. Dağların ve ormanların neşeli ve yaratıcı özgür gerillasıydı. Önderlikle doğru buluşmayı yaşayarak, kadın özgürlük değerlerini anlayarak açığa çıkartan, bunu hem kadın ve hem de erkek yoldaşlarıyla paylaşmayı bilen, komünal değerleri ilişkilerinde büyüten bir yoldaşımızdı. Bu nedenle hep etrafındaki yoldaşlarında bir hayranlık, sevgi halesi yaratmayı başarmıştır. Sürekli yoğunlaşan beyni, sevmeyi ve paylaşmayı bilen yüreği, iradeli, inatçı ve kavgacı kişiliği, hem kadın yoldaşlığında ve hem de halklar arası sosyalist yoldaşlıkta muazzam bir değer yaratmıştır. Mücadelemizin hemen her çalışmasında yerini almış, büyük sorumluluklar yüklenmiş ve bu sorumlulukları büyük bir ciddiyet ve iddiayla da yerine getirmiştir. PAJK yürütmesi ve koordinasyon görevleri, yine YJA Star Komuta Konseyi ve Ana Karargah Komutanlığı görevlerini alarak, PAJK ve YJA Star çizgisini başarıyla temsil etmiştir. Kadın partileşmesine ve kadın ordulaşmasına çok büyük bir emek vermiş, değer katmış, komutanlığıyla ve yoldaşlığıyla etrafını güçlendirmiş, büyütmüştür. Yoldaşlığı onur katmıştır.
Ekin ve Zîn yoldaşlar da yoldaşlık sevgisi, mücadele azmi ve ısrarıyla, özgürlük bilinci ve kararlılığıyla, kadın özgürlük mücadelemizin ve Kürdistan özgürlük mücadelemizin öncüleri olmuşlardır. Onlar onurlu ve anlamlı yaşamı her şeyden değerli bularak gençlik çağlarının her anını dolu dolu, bilinçle, inançla, aydınlıkla yaşamışlardır. Sömürgeciliğin ve kapitalist yaşamın zehirli şerbetini ellerinin tersiyle iterek dağların temiz ve özgür soluğuna yönlerini çevirmişlerdir. Yolları bu mücadelede, kutsal özgürlük dağlarında kesişen Emine, Ekin ve Zîn yoldaşlar, son nefeslerini birlikte verip birlikte ölümsüzleşmişlerdir. Onların son nefesini birlikte verişleri, bizlere kadın yoldaşlığında ve kadın özgürlüğünde ve yine halkların kız kardeşliğinde, kardeşliğinde birleşerek büyümeyi emrediyor. Onların son nefesi, bize başarmayı emrediyor. Onlara vereceğimiz söz bu emri başarıyla yerine getirme temelinde olacaktır. Bu anlamda herkesi, şehitlerimizi sürekli sahiplenmeye, onların açmış olduğu bu kutsal ve anlamlı yolda yürümeye ve başarmaya çağırıyoruz.
Tekrar yoldaşlarımızı saygı ve minnetle anarken, ailelerine, Türkiye ve Kürdistan halklarına başsağlığı diliyoruz.”
