AKP-MHP faşizmi aşılacaktır – Zeki AKIL

0
3777
akp ve mhp ile ilgili görsel sonucu"

AKP-MHP hükümeti içte ve dışta faşist saldırganlığını sürdürüyor. AKP 18 yıldır iktidarda. Ancak Türkiye’nin hiçbir temel sorununu çözebilmiş değil. Türkiye’nin en temel ve öncelikli sorunu Kürt sorunuydu. Bu sorunu çözme yerine daha da derinleştirdiler ve bölgeye, dünyaya yaydılar. Yani Kürt ve Kürdistan sorunu bugün her zamankinden daha fazla uluslararası bir sorun haline geldi.

Erdoğan ve Bahçeli zihniyeti Kürt sorununun peşine takılarak Suriye işgaline girişti. Güney Kürdistan’ı tümüyle bir saldırı ve savaş alanına çevirdiler. Erdoğan bir zamanlar Bahçeli’ye kafatasçı, kandan beslenen, diyordu. şimdi aynı zihniyetin ve pratiğin uygulayıcısı haline geldi. Bahçeli olmadan bir adım bile atamaz hale geldi. Ayrıca Ergenekon’a eklemlendi. Önder Apo “İlker Başbuğ onların, kontrgerillanın fazla gücü kalmamış ama savaş çıkarma yetenekleri var” diyordu.

Erdoğan hükümeti Türkiye’yi tarihinde olmadığı kadar Putin Rusya’sına bağlı hale getirdi. Suriye’de Rusya olmadan bir adım atamaz. Baş hedefleri olan Kürtleri yok etmek için Putin’le yaptığı gizli anlaşmaları kimse bilmiyor. Rusya’ya müthiş tavizler verdi ve ekonomik olanaklar sağladı. Bunun karşılığı olarak Efrîn işgaline, etnik temizliğe yani Kürt soykırımına girişebildi. S-400 füzeleri alarak NATO’yla kendisini sorunlu hale getirdi. İdlib’de El Nusra gibi çeteleri tasfiye etme konusunda Rusya’ya söz verdi. Ancak kendisi de onlarla aynı zihniyette olduğu için bir türlü onlardan vazgeçmek istemiyor. Dünyada herkes El Nusra’yı terörist kabul ediyor. İdlib, El Nusra’nın kontrolünde. Türkiye de El Nusra’yı terörist olarak kabul etmek zorunda kaldı. Şimdi onları savunmak için İdlib’de on iki askeri gözlem noktası kurmuş. El Nusra adına Rusya ile pazarlık yapıyor, ateşkes kararları alıyorlar.

Türkiye, El Nusra ve ÖSO gibi güçleri paralı askerleri gibi kullanıyor. Binlercesini Kürtlere karşı savaştırdı. Askerlerinin ölmesi yerine onları öne sürüyor. Mülteci diye rehin aldıkları Arap yoksullarından binlerce genci ya bu çeteler eliyle ya da kendisi birkaç kuruş karşılığında devşirip savaşa sürüyor. Şimdi binlercesini Libya çöllerine sürüyor. Trump’la yaptığı gizli görüşme ve anlaşmalarla Serêkaniyê ve Girê Spî’yi işgal etti. Kuzey Kürdistan’da terör estiriyorlar. Belediyelere el koyuyorlar. Halkın seçimini ve iradesini tanımıyorlar. Ne kadar kötülük varsa Kürtlere karşı hayata geçiriyorlar. Kürtleri korkutmaya, sindirmeye ve iradelerini kırmaya çalışıyorlar.

Erdoğan bir zamanlar Fethullahçılarla ortaktı. AB’ye girmek için çalıştığını söylüyordu. Türkiye’deki demokratik çevrelerle, aydınlarla, basınla iyi ilişkiler kurarak demokratik vaatlerde bulunuyordu. Kürt sorununu çözmek istediğini söyleyerek Kürtlerden oy devşirmeye ve destek almaya çalışıyordu. Askerden ve darbeden koktuğu için bu kesimlerin tümünden destek almaya ihtiyacı vardı. Şimdi Fethullah’ı düşman ilan etmiş, aralıksız saldırıyor. Kürtleri tarihten silme, yok etme tarihi planı tamamlamak için aklını yitirecek noktaya gelmiş. Bütün basını ele geçirmiş, kimsenin ağzını açmasına olanak tanımıyor. Aydınlar, akademisyenler nefes alamaz haldeler. Zamlar, yoksulluk tırmanıyor. Kayırma yolsuzluk ve hırsızlık almış başını gidiyor.

18 yıl içinde Erdoğan’ın Türkiye’yi getirdiği yeri çok kısa ve ilk akla gelen sorunlarla dile getirdik. Bunlar birçok yönüyle açılabilir ve daha eklenecek yığınla sorun var. Ancak Erdoğan ve emrindeki basına bakılırsa Türkiye uçuyor. İçeride ve dışarıda büyük başarılara imza atıyorlar. Tıpkı Hitler zamanındaki bir propaganda savaşıyla Türkiye halkları karşı karşıya. Hitler ilk önce partisinin basınını ele geçirdi. Sonra Alman basını üzerine denetim kurdu. Bu basın eliyle de Alman toplumunu arkasına taktı, gerçeklerden kopardı ve dünya savaşı felaketine sürdü. Hitler faşizmi dünya tarihinde en fazla yıkıma ve ölüme yol açan bir dönem oldu.

Erdoğan basını da Hitler basınından aşağı değil. Bütün Kürtler öldürülse Türk basını bunu bir başarı olarak sunar. Sunmayı bırakalım, buna öncülük yapıyor, zemin hazırlıyor. Erdoğan’ın iktidarda kalması için Türkiye’nin nüfusunun yarısı katledilse buna alkış tutar ve bir iç savaş için öncülük yapmaktan geri durmaz. Suriye işgal ediliyor, Türk askeri Libya çöllerine sürülüyor vb. Bu baskı ve savaşların sürmesi, demokrasinin darbelenmesi Erdoğan’ın ele geçirdiği basın tarafından savunuluyor, halkın sağlıklı düşünme olanağını ortadan kaldırıyorlar.

Erdoğan haklı ve güçlü olsaydı bu kadar yalana, baskıya ve savaşa ihtiyaç duyar mıydı? Bu soruyu herkesin kendisine sorması gerekir. Erdoğan bugün Bahçeli ve Ergenekon olmadan bir adım atabilir mi? Erdoğan mı onları kullanıyor veya onlar mı Erdoğan’ı bağlamış, iradesini kullanamaz hale getirmişler?

Erdoğan’ın basını eliyle lanse etmeye çalıştığı gibi güçlü olmadığı açıktır. 7 Haziran 2015 seçimlerinden beri kaybetmeye başlamıştır. Açık, demokratik bir seçim olsa asla hükümet olamaz. MHP ittifakına rağmen seçilme sansı kalmamıştır. Erdoğan’ın yanında AKP kurucularından kimse yoktur. AKP’den iki yeni parti çıkıyor. Bütün bunlara bakarak geleceği okumak gerekir. Günlük baskı ve yasaklara, psikolojik savaşa bakılırsa devlet karabasan gibi halkın üzerine çökmüş. Ancak Erdoğan faşizmi sanıldığı kadar güçlü değil ve kalıcı olamaz. Türkiye’nin büyük bir birikimi var. Kürt halkının müthiş bir direnişi ve deneyimi var. Kürdistan’ın dört parçasında Erdoğan’ın maskesi düşmüş. Yeter ki, demokrasi güçleri yaşamın bütün alanlarında dirensin, örgütlensin ve yaratıcı olsun. Siyasi, demokratik, yasal ve kültürel bütün alanlarda mücadeleyi zenginleştirmek gerekiyor. Yılgınlık ve karamsarlık faşizmin yaratmak istediği bir hedeftir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz