HPG Basın İrtibat Merkezi (BİM) şunları belirtti:
“Erdexan halkımızın seçkin evladı emekçi militan Apocu komutan Mihrali Yılmaz yoldaşımız, 14 Ocak 2025 günü Garê bölgesinde gerçekleşen düşman saldırısında şehadete ulaştı.
Mihrali yoldaşımız, dayısı Şehîd İdris – Mihrali Yılmaz yoldaşın takipçisi olarak onun izinden yürüyüp adını alarak Kurdistan Özgürlük Gerillası’na katıldı. Emekçi kişiliği, fedakarlığı ve içten yoldaşlığıyla Kurdistan dağlarında 22 yıl boyunca durmadan soluksuzca mücadele etti. Erdemli kişiliğinde yarattığı özelliklerle her yoldaşının birlikte kalmak ve yaşamak istediği bir komutan haline geldi. Zagroslar’dan Heftanîn’e, Besta’dan Herekol’e, Gabar’dan Katolar’a, Sêrt’den Garê’ye kadar birçok mücadele sahasında pratik yürüttü. Apocu fedai bir militan olarak mücadelemizin ihtiyaçları neyi gerektirdiyse onları yerine getirmeyi en büyük amacı olarak belirledi. Yeri geldi fedakarca çalıştı, yeri geldi savaşta cesur bir militan olarak savaştı, yeri geldi ‘’Bêrîtan’’ filminde oynadı, yeri geldi komutanlık yaptı. Mihrali yoldaşımız, bir devrimcinin ne kadar gelişebileceğini, çok yönlü olabileceğini ama aynı zamanda tüm bunları yaparken ne kadar alçakgönüllü ve mütevazı olabileceğini 22 yıllık mücadele yaşamıyla hepimize gösterdi.
Yoldaşları olarak bizlere daima güç, inanç, moral ve destek veren Apocu fedai komutanımız Mihrali Yılmaz yoldaşı asla unutmayacağımızı, bizlere öğrettiği ve gösterdiği gibi devrimcilik yaparak amaçlarını gerçekleştireceğimizi ve anısına layık olacağımızı belirtiyoruz. Bu temelde çok değerli ailesine, yurtsever Erdexan ve tüm Kurdistan halkımıza başsağlığı diliyoruz.
Şehadete ulaşan Mihrali Yılmaz yoldaşımızın kimlik bilgileri şöyledir:
 |
Kod Adı: Mihrali Yılmaz
Adı Soyadı: Tamer Koç Doğum Yeri: Erdexan Anne – Baba Adı: Münübe – Kasım Şehadet Tarihi ve Yeri: 14 Ocak 2025 / Garê |
Serhed halkımız, asi ve direngen özelliğiyle saf özünü ve kimliğini daima koruyan direngen bir karaktere sahiptir. Tüm baskı ve zulümlere karşı direnmiş, nice yiğitlerin kahramanlık destanlarına şahitlik etmiştir. Birçok güç ve devletin işgal saldırısına, talanlarına uğramış, ancak asla boyun eğmemiştir. Bu yüzden derin bir yurtseverlik kültürü yaratmış, nesilden nesile bu özlü geleneğini çocuklarına da aktararak daimi kılmıştır. Apocu Hareket ilk çıkışını gerçekleştirip Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ni başlattığında Serhed halkımız hiç tereddüt etmeden erkenden Apocu Hareket’e gönül vermiştir. Serhed halkımız binlerce yiğit evladını mücadele saflarına katmış, Serhedli devrimciler Kurdistan’ın dört bir tarafında destansı kahramanlıklarla adını tarihe yazdırmıştır.
Kurdistan’da yurtsever olmak kolay değildir. İşgale uğramış ve sömürülen bir ülkenin bir evladı olmak, daha doğar doğmaz dilinin, kimliğinin ve varlığının inkarıyla karşılaşmak insanın benliğine yapılan bir zulümdür. İşte Kurdistan’da büyüyen her çocuk, büyüyen her genç, olgunlaşan her kişi bu acı gerçeklikle yüz yüze kalarak ve eğer onurunu korumayı başarmışsa ancak mücadele ederek var olabilir. Mihrali yoldaşımız, Kurdistan’da yurtsever olmanın bedel ödemek olduğunu bilen, büyük zulümlere maruz kalan bir ailenin evladı olarak Erdexan’da dünyaya gözlerini açtı. Ailesinin yurtseverliği ve köklerine bağlı olması yoldaşımızı erken yaşta yurtseverlik duyguları ile tanıştırdı. Mihrali yoldaşımızın, Partimiz PKK’nin öncü kadrosu ve 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu şehidi Akif Yılmaz yoldaşın akraba çevresinden olması onun bilincini şekillendiren en büyük hakikatti. Serhed yöresinde Apocu Hareket’in ilk kadrolarından olan, Apoculuğu Qers ve Erdexan alanlarında örgütleyen ilk militanlardan biri İdris – Mihrali Yılmaz yoldaşımızdı. 1955’te Qers’te doğup, 1977’de Apocu Hareket’e katılan İdris – Mihrali Yılmaz yoldaş, Serhed yöresinde Apocu Hareketi örgütlemiş, birçok eylemi gerçekleştirmiş, yöre halkının yüreğinde yer edinmişti. Daha sonra düşmana esir düşen İdris – Mihrali Yılmaz yoldaş yıllarca zindanlarda düşmana karşı direndi, 90’lı yıllarda zindanda çıktığında ise direkt dağların yolunu tutarak gerillaya katıldı. Kurdistan dağlarında gerillacılık ve komutanlık yaparak mücadelesini devam ettirdi ve 1997’de Serhed’de kahramanca şehadete ulaştı. Mihrali yoldaşımız, dayısının bu şekildeki mücadelesinden çocukluk yıllarından itibaren etkilendi. Annesiyle beraber zindan kapılarına gidip direnişçi dayısı Mihrali yoldaşı görmeye çalışırken karşılaştığı düşman muamelesi hafızasına kazındı. İşgalci Türk devletinin zindan, baskı, işkence ve zulümden başka bir anlamı olmadığını anladığında yüreğinde düşmana karşı büyük bir öfke birikti. Dayısının onurlu duruşunu kendisine örnek aldı. Küçük yaştan itibaren Apocular’ın kahramanlık hikayelerini dinleyerek ve bizzat görerek büyüdü, onların yolundan gitmeyi en büyük amacı olarak belirledi. Erken yaşta düşman gerçekliğinin farkına varan, halkımıza dayatılan inkar ve imha saldırılarına şahit olan Mihrali yoldaşımız, dayısının 1997’de şehadete ulaşmasından sonra bu düşmandan yaptıklarının hesabını sormak için yemin etti.
Türk devletinin asimilasyoncu okullarına 12 yıl boyunca giden Mihrali yoldaşımız, devlet okullarının bireyi özünden kopararak Türkleştirmeye çalıştığını görerek, sisteme verilecek en iyi cevabın köklü bir kopuş olduğu sonucuna vardı. Ailesinin ekonomik durumundan dolayı erken yaşlarda çalışmak durumunda kalan Mihrali yoldaşımız, emek olgusuyla tanıştı ve emekçi bir karakter kazandı. Birçok çalışmada yer alan yoldaşımız, girişkenliği ve fedakarlığı sayesinde çevresinde sevilen ve sözü dinlenen biri oldu. Olgun bir kişiliğe sahip olan yoldaşımız, sistemin tüm dayatmalarına rağmen onurlu duruşunda bir an bile taviz vermedi. İşgalci Türk devletinin saldırılarının yoğun olduğu ve PKK’nin büyük direnişler sergilediği yıllarda onurlu bir Kürt genci olarak yaşananlara sessiz kalmayı kabul etmedi. Bazı toplumsal eylemlerde yerini alan Mihrali yoldaşımız, düşman tarafından gözaltına alındığında devrimci duruşundan asla taviz vermedi. Yer aldığı çalışmaları kendisi için yeterli görmeyen yoldaşımız, her geçen gün mücadele azmini büyüttü. Uluslararası Komplo’nun devrede olduğu bir süreçte yaşanan şehadet ve eylemlerden güç alarak hedeflerini daha da büyüttü. Önderliğimizin ve kahraman şehitlerimizin büyük bedeller vererek yarattığı değerlere karşı vicdani sorgulamalar yaşadı ve Kurdistan Özgürlük Mücadelesi saflarında yer almak için arayışlarını derinleştirdi. Dayısının şehadeti, Önderliğimizin esareti ve yüreğindeki büyük özgürlük aşkına cevap olacak tek yerin Kurdistan dağlarındaki kutsal gerilla mücadelesi olduğunu bilince çıkardı. Mihrali yoldaşımız, ailesinin tek erkek evladı ve ailenin geçimini sağlayan ferdi olmasına rağmen halkının özgürlük mücadelesine katılmak üzere 2003 yılında yüzünü Kurdistan dağlarına döndü ve gerillaya katıldı.
PKK’nin iç tasfiyecilik ve ihanetle mücadele ettiği zorlu bir süreçte katılım yapan Mihrali yoldaşımız, ilk gerilla eğitimine dahil oldu. Gerilla yaşamına kısa sürede motive olarak moralli katılımıyla örnek bir savaşçı haline geldi. Gerilla yaşamını kendisi için ulaştığı bir cennet olarak tanımladı. Apocu ideoloji ve felsefede derinleşmek için çaba gösteren Mihrali yoldaşımız, şehit dayısının adını alarak şehitlerin izinden yürümeyi en büyük amacı haline getirdi. Yeni bir gerilla olmasına rağmen hem askeri hem ideolojik anlamda belli bir mesafe kateden yoldaşımız, başarılı bir şekilde eğitimlerini tamamladı. İlk gerilla tecrübesini Zagroslar’da edinen yoldaşımız, Zagroslar’ın heybetli dağlarında güçlü bir gerilla haline geldi. Gerilla yaşamının efsunlu bir yaşam olduğunu bildiği için her anını anlamlı ve başarılarla dolu şekilde yaşamaya çalıştı. Tüm tarihsel süreçlerde işgalcilere geçit vermeyen ve halkımızın sırtını dayadığı Zagros dağları Mihrali yoldaşımız için unutulmayacak anıların yaşandığı bir yer oldu. 2 yıl Zagroslar’da gerillacılık yaptıktan sonra Heftanîn’e geçti. Bir süre Heftanîn’de çalışma yürüten yoldaşımız canlı, moralli, coşkulu kişiliği ve akışkan enerjisi ile bulunduğu her çalışmaya rengini verdi. Üstlendiği her çalışmayı mükemmel bir şekilde yerine getiren Mihrali yoldaşımız, bu süreçte yoldaşlarının örgütsel, ideolojik ve askeri tecrübelerinden faydalanarak kişiliğinde önemli gelişmeler yarattı.
Apocu Hareket’in basın çalışmalarına damgasını vuran öncümüz Halil Dağ – Halil Uysal yoldaş, Kurdistan dağlarında çok kıt imkan ve teknikle Şehîd Bêrîtan Hêvî – Gülnaz Karataş yoldaşın direnişini film haline getirdi. ‘’Bêrîtan’’ adıyla yayınlanan bu filmi, Kurdistan’daki tüm yurtseverler büyük bir beğeni ile izledi, Özgür Kürt Kadını’nın yenilmez direnişi herkes tarafından bilinir hale geldi. Mihrali Yoldaşımız da, bu tarihi filmde rol aldı, filmin yapılmasında emek verdi, üzerine düşen her sorumluğu başarıyla yerine getirdi. Kurdistan dağlarındaki Apocular’ın yaşadığı hakikatin toplumla buluşması için arkadaşlarının kendisine verdiği görevin hakkını verdi. Mihrali yoldaşımız, bu pratiğiyle Apocu fedai militanların salt birer savaşçı olmadığını, yeri geldiğinde her türlü işi başarabileceğini ve bir sanatkar olduğunu pratiğiyle kanıtladı.
Mihrali yoldaşımız, başarılı pratiğinin ardından ideolojik eğitim devresine katıldı. Eğitim sürecini kendisi için iyi değerlendiren ve yoldaşlarının gelişimine de katkıda bulunan yoldaşımız, önemli bir düzey kazandı. Okuduğu Parti materyalleri ve aldığı ideolojik dersler sayesinde Önderliğimizin sarsılmaz bir militanı olmayı başardı. Eğitimini tamamlayan yoldaşımız, her gerillanın gitmek istediği Botan’a geçme önerisinde bulundu. Bir süre daha Medya Savunma Alanları’nda pratik yürüten ve uzmanlaşma eğitimlerine dahil olan yoldaşımız, uzman bir gerilla olarak yaşanan savaş sürecinde yer almak için ısrarcı oldu. Devrimci Halk Savaşı’nın yükseldiği 2012 yılında gerillanın kalbi olan Botan’a geçti.
Botan’da gerillanın taktik zenginlik ile geliştirdiği birçok eylemde yerini aldı. Mihrali yoldaşımız, savaştaki cesareti, erdemli kişiliği, Apocu militanlığı kendinde yaşamsallaştırması ve fedakarlığıyla Botan’da önemli bir rol oynadı. Çok mütevazı, halkının özgürlük davasının bir emektarı olan Mihrali yoldaş, nerede payına bir görev düştüyse hiç tereddüt etmeden yerine getirdi. Alt yapı çalışmalarından halk örgütleme çalışmalarına, yeni savaşçı eğitimlerinden tim ve takım komutanlığına kadar her düzeyde rol oynadı. Yüzlerce yoldaşını eğitti, binlerce arkadaşına candan yoldaşlığıyla güç ve moral verdi. Botan’ı adım adım dolaşarak Besta’dan Herekol’e, Gabar’dan Katolar’a kadar her alanında alın teri döktü. Botan ile bütünleşen Mihrali yoldaş kızgın savaş sahasında pişip engin tecrübeler kazanarak yiğit bir Botan komutanı haline geldi. Botan’da bölge komutanlığı düzeyine kadar görev üstlenip rol oynadı. İşgalci Türk devletinin ‘’Çöktürme Planı’’ ile halkımızın soykırımdan geçirmek için 2015’te geliştirdiği topyekün saldırılara karşı halkımız cevap verip öz yönetim direnişlerini geliştirdiğinde, Mihrali yoldaşımız da Sêrt şehrine geçip buradaki gençlere destek verdi. Yılların tecrübesini direnişçi Kürt gençlerine aktararak düşman planlarını boşa çıkarmayı bildi. Mihrali yoldaşımız duruşu, fedakarlığı, cesareti, mütevazılığı, içten yoldaşlığı ve halkçı özellikleri sayesinde onu tanıyan her insanın gönlünde yer kazanmayı bildi.
Mihrali yoldaş, Botan’da dolu dolu geçirdiği pratiğin ardından Medya Savunma Alanları’na geçti. Önderlik ve şehitler gerçeği karşısında mevcut pratiğini sorguladı, pratik süreçte yaşanan eksiklerin derin muhasebesini yaptı. Yeni dönem taktikleri üzerine yoğunlaşan ve işgalci Türk devletinin saldırılarına karşı tarihi sorumluluklarını yerine getirmek için büyük bir çaba sergiledi. Bu temelde eğitimini başarıyla tamamlayıp yeniden sorumluluk alarak çalışmalarına başladı. Yüksek güven gerektiren önemli çalışmaların sorumluluğunu alarak yoldaşlarına her türlü desteği sağlamaya, savaşın alt yapısını hazırlamaya çalıştı. Emekçiliği ve fedakarlığıyla bilinen Mihrali yoldaşımız, doğallığı, dürüstlüğü ve özgürlük mücadelesine tereddütsüz katılımıyla tüm görevlerini layıkıyla yerine getirdi.
Halkımızın özgürlüğü için kendini feda eden ve inandığı değerler için gözünü kırpmadan durmadan mücadele eden Mihrali yoldaşımız, 14 Ocak 2025 günü Garê bölgesinde gerçekleşen düşman saldırısında şehitler kervanına katıldı.
Yoldaşları olarak komutan Mihrali yoldaşımızın fedakâr, emekçi, mütevazı kişiliğini ve Apocu çizgideki tavizsiz duruşunu örnek alacağımızı belirtiyor, O’nun şahsında tüm şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz.”
